Çevrimdışı
El Kabid’u - El Basit’u
Daraltan ve Genişleten
Kabız, “ka-ba-za” fiilinin ismi-i faili, Basit ise “ba-sa-ta” fiilinin ism-i failidir. Bu iki kelimenin anlamı, birbirinin zıddıdır. Kabız, Kabid: Tutan, malik olan, daraltan, az veren anlamında; Basit ise: Açan, yayan, genişleten, bol veren anlamındadır. İsrailoğulları’nın başına kral tayin edilen Talut hakkında Allah Teâlâ şöyle buyurur:Daraltan ve Genişleten
وَزَادَهُ بَسْطَةً فِى الْعِلْمِ وَالْجِسْمِ وَاللّٰهُ
BAKARA 2/247: Allah, onun bilgi ve vücut gelişimini arttırdı.
Bu ayette بَسْطَةً demektedir.Bu nedenle Basit, cisimler ve akılla bilinebilen varlıklar için kullanılır.
وَاللّٰهُيَقْبِضُوَيَبْصُطُ
BAKARA 2/245: Allah, daraltır ve genişletilir.
يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِ
MAİDE 5/64: O’nun iki eli de açıktır.
وَلَوْ بَسَطَ اللّٰهُ الرِّزْقَ لِعِبَادِهٖ لَبَغَوْا فِى الْاَرْضِ وَلٰـكِنْ يُنَزِّلُ بِقَدَرٍ مَا يَشَاءُ اِنَّهُ بِعِبَادِهٖ
ŞURA 42/27: Eğer Allah, kulları için rızkıgeniş tutup yaysaydı,gerçekten yeryüzünde azarlardı. Ancak O, dilediği miktar ile indirir.
Allah Subhanehu ve Teâlâ, Basittir, Kabid’dir.
Varlıkların rızıklarını, dilerse bol bol vererek genişletir. Dilerse az vererek daraltır.
Sakın ey mümin! Sen Allah Teâlâ’ya, yalnız Kabid diyerek dua etme. Sen Allah Teâlâ’ya, Basit’un Kabid’un diye dua et.
Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın bu iki isminin, insanlar için hem bu dünyada hem öbür dünyada da tecellisi görülür.
Bu dünyada görülmesi ile ilgili Şura suresi yirmi yedinciayeti bahsetmiştik. Eğer bu hal insanların üzerine gelseydi, onlar imtihanın kendisinin ne anlama geldiği konusunda ciddi olarak ikilemler yaşarlardı. Bu, Allah Teâlâ’nın lütfudur.
Bu isimleri, siz rızkın kendisinden hepsine verebilirsiniz. Orada verilen nimetlerin hepsi için geçerlidir.
Bunlardan bir tanesi, dünya hayatı içerisinde eşyanın kendisi olduğu gibi sıhhatin kendisidir.
Sizi sıhhatli yaşatan, Allah Teâlâ’dır, Basittir.
Sizi hasta eden de Allah Teâlâ’dır, Kabid’dir.
Rızkınızı geniş bir şekilde veren Allah Subhanehu ve Teâlâ’dır, Basittir. Zaman zaman sizi, iaşenin temininde darlığa sokanda Allah Subhane ve Teâlâ’dır, Kabid’dir.
Bunu böyle bildiğinde başına gelen bütün musibetlerin, Allah Subhane ve Teâlâ’nın kendisinden olduğunu bildiğinde, seni bir ferahlama tutar. Kabid’in içinde, Basiti yaşarsın. Eğer sen bunları anlayamazsan, Basitin içinde Kabid’i yaşarsın. Sen bu iki ismi anladığında, Rabbi Zulcelâl’e gidersin. İki isimde, Allah Subhane ve Teâlâ’nın dilemesine varırsın.
Ve O’nun dilemesini kabul ettiğin zaman da, sen övülen bir kul olursun.
Eğer ey kul! Sen bu verilenleri, insanlara nasıl yaymayı düşünüyorsan, sende bilirsin ki bu nimetler sana verildiği zaman, kullanımıyla ilgili emir ve nehiylerle karşı karşıyasın.
Sana açılıp verilen ilim nimetini, herkese yay. Sen bu elindeki nimetlerle, Allah düşmanlarına yeryüzünü daralt.
Sen ey kul! Başta nefsim olmak üzere, Allah Teâlâ’nın nimetlerini sana yaydığı zaman, bunların elinden alınacağını düşünerek kork. Görme gibi bir nimeti, kelamını okumaktan mahrum edeceği için kork.
Bu şekilde bir Kabid, senin için çok kötü sonuçlar doğurur.
Sana mal vermişse bu malı, Basit ve Kabid olanın emri gereği sende bunları insanlara yay.
Yoksa O (c.c.), senden kaldırılırsa, O (c.c.), sana daraltılırsa bu nereden deme.
Allah’ın iyi kulları, mümin kulları Basit’in kendisi, kendisinde zuhur edince yani o isimlerin kendisinde verilen nimetler çoğalınca kendisini bir tasa tutsun.
Şu tasa ki, ya daraltılırsa. Ve daraltılması da olacak gibidir.
Burada iki türlü bir imtihan vardır bizim için; genişlikte davranma imtihanı, darlıkta davranma imtihanı.
Ama Allah Teâlâ’nın mümin kulları, fitnenin yani imtihanın kendisini nimete çevirmek konusunda, Basit’un ve Kabid’un olan Allah Subhane ve Teâlâ’ya sığınıp, bu hallerden kurtulmak için O’ndan (c.c.) yardım dileyip, nusreti O’ndan bekleyip, imtihanı dilemişse ki, O imtihan edeceğini dilediğini bildirir.
En kolay şekilde bize Basit’un ve Kabid’un da imtihanı lütfetsin. Bu en kolay imtihanında yine zaferi, başarıyı kendisi versin. Çünkü O (c.c.) dilemedikçe en basit imtihanı da geçmemiz mümkün değildir. Allahu Ekberu. Senden başka kimsemiz yoktur ya Erhamerrahimin.
Son düzenleme:
