Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

2600 Yıl Öncesinin Atina Toplumunu Anımsatan Bir Toplumda Ramazan Nasıl Bir Ramazan Olur?

Muhammed Yusuf Çevrimdışı

Muhammed Yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ {183} أَيَّاماً مَّعْدُودَاتٍ فَمَن كَانَ مِنكُم مَّرِيضاً أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ وَعَلَى الَّذِينَ يُطِيقُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكِينٍ فَمَن تَطَوَّعَ خَيْراً فَهُوَ خَيْرٌ لَّهُ وَأَن تَصُومُواْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ {184}
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضاً أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللّهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُواْ الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ اللّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ {185}
وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ أُجِيبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ إِذَا دَعَانِ فَلْيَسْتَجِيبُواْ لِي وَلْيُؤْمِنُواْ بِي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ {186}أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَامِ الرَّفَثُ إِلَى نِسَآئِكُمْ هُنَّ لِبَاسٌ لَّكُمْ وَأَنتُمْ لِبَاسٌ لَّهُنَّ عَلِمَ اللّهُ أَنَّكُمْ كُنتُمْ تَخْتانُونَ أَنفُسَكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ وَعَفَا عَنكُمْ فَالآنَ بَاشِرُوهُنَّ وَابْتَغُواْ مَا كَتَبَ اللّهُ لَكُمْ وَكُلُواْ وَاشْرَبُواْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ الأَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الأَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّواْ الصِّيَامَ إِلَى الَّليْلِ وَلاَ تُبَاشِرُوهُنَّ وَأَنتُمْ عَاكِفُونَ فِي الْمَسَاجِدِ تِلْكَ حُدُودُ اللّهِ فَلاَ تَقْرَبُوهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ آيَاتِهِ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ {187

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.

(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.

Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.

Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece açıklar. Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin. Sana, hilâlleri soruyorlar. De ki:

“Onlar, insanlar ve hac için vakit ölçüleridir. İyilik, evlere arkalarından girmeniz değildir. Ama iyi davranış, takva sahibi (Allah’a karşı gelmekten sakınan) insanın davranışıdır. Evlere kapılarından girin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.





Ramazan (Ramadan) Kur’an’ın, zulüm ve zulumatların dolduğu dünyaya nur ve hidayet olarak indirildiği ay. Ramazan, Kur’an’ın gibi bir hidayet nurunun cahiliyye dinlerinin ve ahlaksızlığın hâkimiyet sürdüğü ve merhametin yeryüzünden hicret ettiği bir ay.

Ramazan Kur’an ayı diye bilinir. Ramazan Allah için ibadetlerin en halisini yapıldığı aydır. Allah Kur’an’da bu ay için ayetlerinin, en güzelini ve müjdelerinin en sevindiricisini olarak indirdi. Kalbimizi aklımızı vahyinin nuru ve hidayetiyle aydınlattı ve bizlere doğru yolu gösterdi.

Bunun içindir ki Bakara suresinde Ramazanla ilgili ayetlerde, hem orucun fıkhı anlatılır hem de orucun Allah’tan kullarına bir hüda, beyyinat ve Furkan olan Kur’an’ın bize hediye edildiği ay olarak anılır.

Oruç bu vesileyle söylemek gerekirse, “şükr” ayıdır. Şükr; yani Allah’ın bize ihsanda bulunduğu nimetleri, O’nun kendisine itaat edilmesini istediği gibi ve razı olduğu tarzda ve yerde ve miktarda kullanmak ve nimeti zulüm olan vesileler, gayeler veya mekânlarda kullanmamak.

Ebu Hureyre’den gelen sahih bir hadiste Allah’ın rasulü (salallahu aleyhi ve sellem) şöyle der:

“Kim İman ve ihtisapla Ramazan tutarsa geçmiş günahları bağışlanır. Kim Kadr gecesi kıyam ederse geçmiş günahları bağışlanır.”( Buharî, Müslim) Yine Ebu Hureyre’den gelen bir diğer hadiste Rasulullah (salallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:

“Beş vakit namaz ve bir Cumadan diğer Cumaya kadar bir ramazan diğer ramazana kadar büyük günahlar işlenmedikçe aradaki günahları siler.”

Ramazan ayında yine Rasulullah’ın (salallahu aleyhi ve sellem) müjdesiyle öğreniyoruz ki: göklerin kapıları açılır bu ayda hayrlar ve bereketler ihsan edilir, şeytanlar zincirlere vurulur.(Buharî) Allah Azze ve Celle kullarına merhametini oruçlu geçirilen her an göklerden yerlere indirir. Cennetlerin kapıları bu ayda sonuna kadar açılır; kimin için; Allah’tan hakkıyla korkan ve Allah’a karşı işlediği günahlardan hakkıyla tevbe edenler için.

Ramazan vesilesiyle burada Özellikle Kardeşlerime ve sonra da umum Müslümanlara kısaca hatırlatmak istediklerim:

1.Oruç, ancak Allah’ın ecrini verdiği bir ibadettir. Nefsi bundan daha şiddetlice kıran, eğiten ve ona hiçliğini hatırlatan başka bir ibadet yoktur. Oruç bir anlamda ruhî bir dirilme iken en az ölüm kadar bize ders veren bir ibadettir.

2. Oruç sabır, takva ve iradeyi ıslah ibadetidir. Oruç tutan kardeşlerim şu zalim ve günah kaynayan, fıskın, fücurun, ve ahlaksızlığın diz boyu sokakları ve caddeleri doldurduğu bir zamanda, Allah ile kendi aralarındaki bu en kıymetli vesileyi ve rahmet köprüsünü Solon’un kadınlarına dönüşen sokaklarımızdaki kadınların çıplak bedenlerine bakarak ve gönüllerimizi karartmayalım.

3. Bu Mübarek ramazan ayında dahi çıplaklığın bütün hayasızlığı ve çirkinliği ve şirreti ile üzerimize geldiği; ahlakımızla ve neslimizle savaştığı bir dönemde çocuklarımızın bu günah ve isyan selinde boğulmamaları için özel Kur’an halkalarında ve derslerinde, iman ve Allah korkusunun öğrenildiği mekanlarda ibadetle ve ilimle meşgul edelim. Üzerimize edebsizce gelen bu şehvet ve iğrençlik dalgasına karşı hem kendimizi ve hem de onları koruyalım.

4. Evlerimizde, vakıf ve derneklerimizde; mutlaka Kur’an tilavet edeceğimiz zamanlar belirleyelim. Ramazanlarımız; birer Kur’an şenliğine, gecelerimiz ve gündüzlerimiz Allah’ın kitabını, Rasulü’nün (salallahu aleyhi ve sellem) Sünnet’ini ve orucun fıkhını tahsil ettiğimiz bir mevsime dönüşsün.

5. Her Müslüman kardeş mutlaka iftardan önce, teravihten sonra, sahur vaktinde ve sabah namazından önce kendisine bir Kur’an dersi ve “vird”i düzenlemeli ve mümkünse çocuklarını da toplayarak bu Kur’an ziyafetinden onları da faydalandırmalı. Çocuklarımızı bu mübarek ayda Kur’an’ı hatmetmeleri ve okumalarını güzelleştirmeleri için teşvik edelim ve çocuklarımıza bunun karşılığında güzel hediyeler ve armağanlar vererek onların gönlüne Kur’an sevgisini aşılayalım.

6. Bu mübarek ayda, diğer aylardan daha ziyade günlük evradımıza ve ezkarımıza önem verelim, bu ayımızı “Allah’ı zikr ve tefekkür ayı haline getirelim.

7. Ramazan iftarlarımıza mutlaka kardeşlerimizi gücümüzün yettiği nisbette davet edelim ve onlara bu hayırlı günde Allah için iftar ettirmenin güzelliğini tattıralım ve bunun ecrinden istifade edelim. Çünkü Kim oruçlu bir kardeşine yedirir ve içirirse Allah da ona kıyamet günü ikramda bulunacaktır.

8. Zenginlerin çağrılıp fakirlerin ihmal edildiği iftar sofralarından uzak duralım. Kazançları haram olma ihtimali olan hiziplerin, derneklerin ve Belediyelerin yemek ve iftarlarından da uzak duralım. Çünkü bu iftarların çoğu, şöhret iftarlarıdır ve bunda asıl olan Allah’ın rızası değil halk dalkavukluğudur.

Çünkü bu belediyeler aynı zamanda ahlaksız kadınları ve erkekleri de birçok törenlere çağırıp halkın parasıyla Müslümanların çocuklarını günahlara bulaştırıp saptırıyor. Ahlakın iflas ettiği bu zeminleri hazırlayan hiçbir Belediye bunu Allah rızası için yapmamaktadır. Onların amacı oy avcılığı ve halk dalkavukluğudur. Eğer onlar Allah’ı ve rasulünü (salallahu aleyhi ve sellem) sevselerdi, ramazan gecelerini fısk ve fücur ile Sulukule gecelerine çevirmezler bu gecelerde ilim adamlarını ve değerli Müslüman düşünürleri çağırarak, Kur’an ziyafetleri düzenleyerek Allah’a iman ettiklerini gösterirlerdi. Bu iftarların çoğu şüphelidir ve belki de haram olan iftarlar düzenlenmektedir.

Eğer çıplak kadınlara ve şarkıcılara konserler düzenleyen Belediyeler; Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorlarsa, halkın ve de Müslümanların vergilerini ve onlardan aldıkları paraları bu haram münasebetlere harcayamazlar. Müslümanlara tavsiyem; siyasi partilerin ve buna benzer belediyelerin iftar yemeklerine asla katılmamalarıdır.

9. Ramazan ayını sadece aç kalma ve kötü söz söylememe ayı olarak değil, aynı zamanda onu Allah’a davet ve Kur’an ilmini yaydığımız bir ay haline getirelim. Bunun için de Ramazanda Müslümanlara ve özellikle de imkânı olmayanlara en azından Kur’an veya Mealini dağıtalım. Herkes Ramazanda iftarlık dağıtırken, gelin bu sene biz de bununla birlikte Müslümanlara ve Müslüman olmayanlara da Kur’an-ı Kerim Meâli ve tevhidle ilgili kitaplar dağıtalım. Sokaklarda duralım otobüs duraklarında duralım ve Allah’ın dinini anlatan kitapları dağıtalım. Zira insanlar sadece ekmekle yaşamıyor, insanı asıl yaşatan ilim ve imandır.

10. Bu uyarım ise, tüm açık gezen kadınlaradır: Hanımlar eğer Allah’a iman ediyorsanız örtünmenin size farz olduğunu bilmelisiniz. Ekmek parası ve geçim için dininiz satmayın ve sizin açık saçık bedeninizi seyreden müslim ve gayri müslimin günahlarını almayın. İşlerinizi bırakın ve Allah’a itaat edin zaten namaz kılmıyor ve bununla birlikte oruç tutuyorsak bilin ki Allah’ın bir emrine iman edip diğerini inkâr eder bir konuma düşmüşüz demektir. Bunun için bilelim ki namaz olmadan, Allah hiç kimsenin orucunu kabul etmez.

Bu, kitabın bir kısmına iman edip bir kısmını inkâr etmenin bizzat kendisidir. Bu neye benzer; tıpkı namaz kılmadığı halde kurban kesmeye benzer. Namaz kılmadan hiçbir insanın kurbanı kabul değildir. Tevhid üzere olmadan da hiçbir kimsenin kıldığı namaz kabul değildir. Bu ülkede neredeyse bütün hocalar ve din adamları (!) Müslümanlara dinin hakikatlerini söylemeyip gizliyorlar.

Hem Allah’a iman edeceksiniz, hem namaz kılmayacaksınız, namaz kılmadığınız gibi de, bu halinizle kurban keseceksiniz. Bu kurban; sizi Allah’a yaklaştıran bir kurban değil, sizi ondan uzaklaştıran bir kurbandır ve siz bununla sadece kendinize et temin etmiş olursunuz. Bununla Allah’ın rızasına ulaşmanız mümkün değildir. Zira siz, Onunla alay ediyorsunuz. Hem namaz kılmıyorsunuz hem onu aldatmaya çalışıyorsunuz. Üzerine tekbir getirmeyi bilmediğiniz kurbanlarla Allah’a yaklaşmak istiyorsunuz, sonra da namazsız olduğunuz halde oruç tutacaksınız?

Gerçekten bu uydurma Din nerede imal edildi de ve bize nasıl ithal edildi?

Siz, Allah’tan hangi faydayı görüyorsunuz oruç tutup namazı terk edince? Eğer siz O’na iman ediyorsanız; önce emrettiklerini nefsinizde uygulayın, bedeniniz modanın ve Batılı giyim tarzlarının emrindeyken, siz Allah’a iman etmiş olamazsınız. Gelin bu Ramazan ayını kendimizi tanımaya ve rabbimize gerçekten iman edip etmediğimizi öğreneceğimiz bir ay haline dönüştürelim.

Gelin bu Ramazanı bütün günahlarımıza ve isyanlarımıza, namaz kılmamamıza ve çıplak gezmemize rağmen, Allah’ı tanıma ve O’nu sevme ve Rasulü’nün (salallahu aleyhi ve sellem) Sünnetini tanıma mevsimine dönüştürelim.
Mademki Allah’a iman ediyoruz diyoruz; o halde Kur’an okumak, örtünmek ve namaz kılmak bize ağır gelmemeliydi ve gelememelidir de değil mi?

Ramazanlarda ziyaret edemediğimiz dostlarımızla iftarlarda bir araya gelmek ve zamanlarımızı imanla mamur etmek en önemli işlerimiz arasında olmalı. Bu mübarek ayda vatanları işgal altında olan mücahid kardeşlerimizi de hatırlayalım ve onların gönüllerinde de iftar ve iman sofralarımız olsun. Allah için cephelerde direnen; İmanımızı ve namusumuzu savunan bu kardeşlerimizi de hatırlayalım onlara mutlaka elimizi uzatalım.

11. Benim bu yıl Müslümanlardan ricam; kimsenin çengili ve çalgılı iftar yemeklerine katılmasınlar! Bağışlasınlar kardeşlerim, iftar sofrası demek zikr ve huşu’ sofrasıdır. Allah’a ile konuşma sofrası ve zamanı iken, dua ve zikr yerine bize ilahi adı altında müzik aletleri dinleten kardeşlerime ve bunu yapan tüm derneklere ve vakıflara sesleniyorum; bu yaptığınız caiz olmadığı gibi, salih amelden de değildir. Salih amelden olmayan bir amele nasıl katılıyorsunuz?

Onun için müzik aletleri eşliğinde iftar yemeği verilen hiçbir davete, hiç bir Müslüman katılmamalıdır. Şamanizmi ve Batıcılığı İslamî hayatımıza zorla, inatla ve kibirle sokmaya çalışan bu faaliyetlere dur diyebilmek için ancak böyle bir tepki gösterilebileceğine inanıyorum.

Ancak Allah’ın dinini anlatmak ve onu tebliğ etmek için bunun hükmünü bilmeyenlere gidip bir şeyler öğrenmek isteyen insanların davetlerine katılma hakkında burada bir şey söylemek istemiyorum.

Gelin, bu Ramazan ayının belli bir zamanını Allah’a davet ve Kur’an dağıtma ve kitap yardımı mevsimine çevirelim ve Müslümanların dinleri hakkında bilinçlenmesi için küçük de olsa, bazı yolculuklara çıkalım. Kimileri, ramazanlarda dilenmeye çıkıyorken, gelin biz de bu ramazan da zamanımızın bir kısmını Allah’a davet ve İslamı tarife ayıralım. Eğer dini anlatmayı sadece papazlara has gören Nasranîler gibi düşünmüyorsak, bu daveti bu Ramazan başlatalım.

Bunun mutlaka gruplar halinde olması gerekmez. Aracı olan her Müslüman, bu Ramazanda bir seferberlik başlatıp en az iki ya da üç pazarını veya Cumartesi günlerini köylere gidip fakir insanların sofralarına misafir olarak onlarla İslamın güzelliklerini paylaşabilir ve o insanlara bir şeyler anlatabilir ve ölmek üzere olan güzel ahlakımızın hâlâ ölmediğini ve bunun yeniden başını almış gitmekte olan çıplaklık ve hayasızlık furyasına karşı bir dayanışmanın başlangıcı olabileceğini gösterelim.

Ramazan bereketli bir ay. Kur’an ayı, kendimizi yenileme ve nefsimizin hatalarını ve cinayetlerini gözden geçirme ayı. Şükr ve hamd ayı. Sokaklardaki isyan ve Lut kavminin torunlarının caddeleri doldurduğu günümüzde Nuh’un gemisine kim binmek ister?

Sokaklarda yiyip içenlere sakın kızmayın; onların azabını ve cezasını siz verecek değilsiniz! Onların yiyip içmelerine ve birbiriyle yalanmalarına ve bunu da İslam’ın ahlakını kahretmek için yaptıklarını bilmemize rağmen, onlara bir şey demeyin.. Zira bir gün gelecek Allah onlara ne diyecektir hepimiz göreceğiz!

Bu insanlar yatak odalarındaki kıyafetle sokaklarda gezerlerken, bir şey demeyen bizler onların oruç tutmamalarına da bir şey diyemeyiz. Bu insanlar kendilerini demokrasinin verdiği hakkın güvencesinde gördükleri için namaz kılmadıkları ve çıplak gezdikleri halde, kurban keserler ve bazen de oruç tutarlar. Onlar namazı kılmazken, bir şey demeyen bizler onlar oruç tutmuyorlar diye onlara ne diyebiliriz ki?

Mübarek aydır hani sevgili hocalarımız, gençlerimizin sokaklarda, otobüslerde ve sair yerlerdeki uygunsuz davranışlarına biraz değinseler ne olur? Karınlarımızı aç bırakıp gözlerimizi göz zinasıyla dolduran kadınlı erkekli caddelerimizden Allah’ın rahmeti ve melekleri çekilmişken ve her yeri azabın dostları istila etmişken, biz nasıl oruç tutacağız ve bu orucun ecrinden nasıl istifade edeceğiz? Bırakın sokakları günahlarıyla dolduranların günahlarını ortak etmeyelim Müslümanları. Çocuklar, Allah rızası için sokaklara daha az çıkın, işiniz olmadıkça çıkmayın ve 2600 yıl öncesinin Yunan ahlakıyla boğulmayın ve bu rezalet karşısında ezilmeyin!

Anneler babalar, çocuklarınızı mümkün mertebe 2600 yıl öncesinin Atina’sının ve Lut’un helak olan şehirleri Sodome ve Gomore’nin manzaralarından uzak tutun.

12. Müslümanlara bir diğer hatırlatma: TV ekranlarında Ramazan programları adı altında tesettüre riayet etmeyen kadınların sunduğu programlara Müslüman ilim adamları çıkmamalı. Bu, islamı ve Kur’an’ı tezlil etmektir. Zira Kur’an’ın reddettiği bir kıyafeti Kur’an’ın emrini reddedenlerin huzurunda Kur’an’ı ve dini anlatmak Allah’ın kitabını ve Rasulü’nün Sünnetini anlamamak ve bu isyana destek vermek veya en azından bu münker karşısında susmaktır. Hakkın söylenemediği bir yerde veya söylenmediği bir mekân ve makamda hangi ramazanın faziletinden söz ederiz? Bu Din sadece törenler ve merasimler dini olsaydı belki o zaman dileyen dilediğini yapabilirdi.

Belediyelerin, Ramazan gecelerini şarkılı türkülü festivallere çevirmeleri AB hızlandırma sürecinin bir gereği olarak yapılmaktadır. Özellikle teravih namazlarının kılındığı vakitlerde bu eğlencelerin tertiplenmesi, zamanlama bakımından namaz kılan Müslümanları rahatsız etmektedir. Belediyelerin bu gecelerde özellikle genç erkekleri ve genç kızları ifsad edecek olan bu eğlenceleri düzenlemesi, Allah’a isyanın bir tarzıdır ve insanları Allah’a yönelmekten alıkoymakta ve AKP’nin Dinci bir parti olmadığının ispatı için istismar edilmektedir.

Buna bir misal vermek gerekirse, geçen yıl Keçiören semtinde Allah’ın razı olmadığı Ramazan eğlenceleri sebebiyle geç vakitlere kadar kadınlar ve erkekler sesleriyle Müslümanları rahatsız ettiler. Sesleri sonuna kadar açılan hoparlörler ise adeta koca semtte bir müzik terörü estirdi. Belediye’nin bu eğlence merasimleri yüzünden evlerimizde Kur’an okuyamaz ve teravihlerimizi kılamaz olduk. Bu konuda hakkımızı bunu tertipleyenlere helal etmiyoruz..Çünkü, etrafta bir çok yaşlı, yeni doğmuş bebek ve hasta olmasına rağmen Keçiören Belediyesi vb. belediyeler ne yazık ki bu insanî incelikten yoksun bir mantıkla Ramazan gecelerindeki eğlenceleri, İslam Dininin bir ibadet ayı olan Ramazanı istismar ederek oya tahvil etmeye çalışıyor. Eğer Allah’ı ve dinini seviyorlarsa buyursunlar onun dinine uygun bir gece düzenlesinler ve bu gece ya da geceler tamamen ramazan ayında Kur’an’ı indiren Allah’ın rızasına uygun olsun! Sizce Belediyeler bunu yapabilirler mi?

Ben kanaatimi söyleyeyim; AKP belediyeleri bunu asla yapamazlar. Zira onlar halkı ifsad ederek bu geceleri oy sandığına dolduruyorlar sonra da bize Müslüman olduklarını söylüyorlar. İftira ettiğimi söyleyecek olanlara diyorum ki: Buyursun bu Belediyelerden hangisi Kur’an’a yakışır bir Ramazan gecesi düzenleyecekse düzenlesin!

Ramazan; İbadetler ve arınma ayı iken, belediyelerin bu eğlence geceleri Dini tahrifin ve İslamı sulandırmanın en etkin yollarından bir olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu vb. Ramazan eğlencelerine katılmak insanı Allah’ı zikirden ve O’na ibadetten ve Kur’an okumaktan alıkoyduğu ve haramların işlenmesine sebebiyet verdiği için haramdır. Buna yapılan harcamalar da haramdır. Buna karar veren yöneticilerin tamamı da bu günaha ortak olmaktadırlar. Benden alınan vergilerle bunun yapılmasını kabul etmiyorum ve Allah katında bundan şikayetçiyim: Derslerimi dinlemiş ve benden Kur’an tefsiri dinlemiş olan AKP’li Belediye başkanı dostlarımın bunu dikkate alacaklarını umarım. Demek biz onlara Allah’ın kitabını hakkıyla anlatamamışız ki bunlar oluyor! Bunun için Rabbimden mağfiretimi ve affımı diliyorum.

Rabbim bu Mübarek ayda Kur’an’ın izzetini koruyan ve Müslümanların özgürlüğü için savaşan kardeşlerimize inayeti ve lütfuyla merhamet edip onları korusun.

Rabbimiz bu ramazanı inşallah bize ve bütün yeryüzü Müslümanlarına fetih ve izzet yılı kılsın. Âmin.

Kur’an ayına layık Müslümanların, doğru olan sözlerimize ve sesimize ses vermelerini ve haklı olan itirazlarımızda sesimize kuvvet vermelerini istediğimizi de buradan açıklamak isterim.



Mehmet Emin Akın
 
EBUSELAM Çevrimdışı

EBUSELAM

Vefa ehline feda kolay olur
İslam-TR Üyesi
HOCAMDAN ALLAH RAZI OLSUN. YİNE GÜZEL VE ANLAMLI BİR YAZI YAZMIŞ.
 
Üst Ana Sayfa Alt