Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

4-GÜNAH (NAMAZIN TERKİ)!!!

eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
SübhanALLAHİ ve Bi Hamdihi SübhanALLAHi'l-Azim
(Allahım seni hamdinle tesbih ederim, yüce Allahım seni tenzih ederim)

Onun Mübarek elçisine Selatu selam olsun.Bizleride namazının kıymetine varanlardan eylesin amin.

Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır
"Arkalarından öyle kötü bir nesil geldi ki namazı zayi ettiler, şehvetlerine uydular. Onlar azgınlıklarının cezasını göreceklerdir. ancak tevbe edenler ve salih amel işleyenler hariç." (Meryem: 59-60)

İbn-i Abbas radiyallahu anh diyor ki:

"Namazı zayi etmek, onu tamamıyla terketmek manasında olmayıp, belki vaktinden çıkarmaktır."

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Vay! O namaz kılanların haline! Onlar kıldıkları namazdan gafildirler." (Maun: 4-5)


"Sizi cehenneme sokan nedir? Onlar "Biz namaz kılanlardan değildik" derler." (Müddesir: 42-43)


Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:
"Kafirlerle aramızdaki fark namazdır. Kim onu terkederse muhakkak ki kafir olmuştur." (Tirmizi, Nesei, Ahmed, İbn-i Mace) (Hakim ve Zehebi bu hadis için sahih dediler.)


"Kişiyle şirk arasındaki engel namazın terkidir." (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)


"İkindi namazını geçiren kimsenin salih ameli boşa gitmiştir." (Buhari, Müslim)


"Kim bilerek namazı terkederse, Allah'ın teminatından uzaklaşmıştır." (Ahmed, Beyhaki)
(Münziri Tergib ve Terhib'inde: "Ahmed b. Hanbel'in bu hadisin rivayet senedindeki raviler güvenilir kişilerdir, fakat senedindeki Maçhul, hadisi rivayet eden Ümmü Eymen'den hiçbir hadis nakletmemiştir." dedi.)

Hz. Ömer radiyallahu anh şöyle demiştir:
"Bilinmelidir ki namazı zayi edenin İslamdan nasibi yoktur."
Eyub'us Sahtiyani bu söze benzer bir söz söylemiştir.


Ceriri, Abdullah b. Şakik'den, o da Ebu Hureyre radiyallahu anh'den; o şöyle demiştir:

"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem sahabeleri namazı terketmek hariç, hiçbir amelin terkini küfür saymazlardı." (Tirmizi) (Hakim ve Zehebi bu hadis için sahih dediler.)


İbn-i Hazm rahimetullahi aleyh şöyle demiştir:

"Şirkten sonra, vakti çıkartılarak geciktirilen namazdan ve haksız yere bir müslümanı öldürmekten daha büyük günah yoktur."


Ebu Hureyre radiyallahu anh'den;

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Kıyamet günü kul önce namazlarından ötürü hesaba çekilir. Eğer namazları tam ise mutlu ve kazanmış kişi olur. Şayet namazları fasit (bozuk) ise kaybetmiş ve hüsrana uğramış kişilerden olur." (Tirmizi rivayet etti ve bu hadise hasen sahih dedi. Nesei de rivayet etmiştir.)
"İnsanlarla La İlahe İllallah Muhammedun Rasulullah'a şehadet edip namazı eda edinceye ve zekatı verinceye kadar savaşmakla emrolundum. Eğer bunu yaparlarsa benden, Allah'ın hakkı müstensa mallarını ve kanlarını korumuş olurlar. Onların gizli halleri Allah'a aittir." (Buhari, Müslim)


Ebu Said radiyallahu anh'den:
"Bir adam, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e:
"Ya Rasulallah! Allah'tan kork!" dedi.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ise buna karşılık şöyle dedi:
"Yazıklar olsun sana! Ben, yeryüzünde insanların Allah'tan en çok korkanı değil miyim?"
Bunun üzerine Halid b. Velid:
"İzin ver de şu adamın boynunu vurayım" dedi.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Hayır. Belki o, namaz kılanlardandır." buyurdu. (Buhari, Müslim)


Abdullah b. Amr radiyallahu anh'den,
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir.
"Kim namazını muhafaza etmezse, onun için bir nur, bir delil ve bir kurtuluş sebebi olmaz ve kıyamet gününde bu kişi Karun, Firavun, Haman ve Übeyy b. Halef ile beraber haşrolunacaktır."
(Ahmed, Darimi, İbn-i Hıbban, Taberani) (Münziri Tergib ve Terhib'inde, bu hadis için sahih dedi.)



Bu zikrettiğimiz hadisler (rivayetler) sanki namazı terkeden kişinin kafir olduğun hissini vermektedir.


Halbuki Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Allah'tan başka ibadete layık ilah olmadığına ve Muhammed'in onun kulu ve rasulü olduğuna şehadet eden kula Allah cehennemi haram kılar." (Buhari, Müslim)


(Cehennemde ebedi kalmayı veya cehhenemin en üst tabakası olan Derk-i A'la dışındaki kısımları haram kılar.)


Namazı vaktinden çıkarıp da, vaktinden sonra kazaya bırakan ve onu kaza namazı olarak kılan bir kimse, büyük günah işlemiş sayılır.
Bu kazaya bıraktığı namazı kılmayan kimse ise; zinakar ve hırsızın işlediği gibi günah işlemiş sayılır. Bu şekilde devamlı yapan kimseler tevbe etmedikçe büyük günah işleyen kimse gibidirler.
Namazı devamlı kılmayan kimse ise, kafir, bedbaht, mücrim olup ahirette de hüsrana uğrayanlardandır.



Not: Devamı gelicek inşaALLAH
 
E Çevrimdışı

Ebu UBEYDULLAH

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Namazı Terk Etmek Küfürdür
Namazı terk etmek küfürdür, namazı terk eden kişi, onun farz olduğunu ikrar etse dahi dinden çıkar. Allah (Subhanehu ve Tealâ) şöyle buyurur:
“O haram aylar çıkınca, artık o müşrikleri nerede bulursa-nız öldürün. Onları yakalayın. Onları alıkoyun. Onların bü-tün geçit yerlerini tutun. Eğer, tevbe edip namaz kılar ve ze-kât verirlerse, yollarını serbest bırakın. Gerçekten Allah ga-furdur, rahimdir.” (9 Tevbe/5)
“Eğer tevbe eder, namaz kılar, zekât verirlerse, artık dinde kardeşlerinizdir. Biz, bilen bir kavme ayetleri uzun uzadıya açıklarız.” (9 Tevbe/11)
Ayetlerin mefhumu, onların tevbe edip namaz kılmadıkça ve zekât vermedikçe yollarının serbest bırakılmamasına delalet etmektedir. Onlar, müminlerin din kardeşleri de değillerdir. Din kardeşliğinin nefyedilmesi ise ancak müşrik kâfirler için söz ko-nusudur. Namazı terk eden kimsenin küfrüne şu hadisler de de-lalet etmektedir:
“Kişi ile küfür arasında namazı terk vardır.”
Yani namazın terki, küfre ve şirke düşmektir. Namazı terk eden ise kâfir ve müşrik olur.
“Kul ile küfür arasında ancak namazı terk vardır.”
“Küfür ile iman arasında namazı terk vardır.”
“Bizimle onlar arasındaki ahid namazdır. Kim namazı terk ederse küfre düşmüştür.”
“Kul ile küfür ve iman arasında namaz vardır. Onu terk eden şirke düşmüştür.”
“Namazı bilerek terk etmeyin! Kim bilerek namazı terk ederse Allah’ın ve Resulünün zimmetinden ayrılmış olur.”
“Kim namazı bilerek terk ederse dinden çıkmış olur.”
“İslam’ın yok olacak son bağı, namazdır.”
İmam Ahmed (rahimehullah) şöyle der: “Sonu giden her şe-yin tamamı gitmiştir. Bir kişinin namazı gitmişse her şeyi git-miştir.”
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Kıyamet gününde ümmetimin arasında tanıyamayacağım kimse yoktur.” Dediler ki: “Birçok insan bulunduğu halde onları nasıl tanıyacaksınız ey Allah’ın Resulü?” Bunun üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “İçinde si-yah ve koyu renk atların bulunduğu bir ahıra girseniz, diğer renklere karışmayan alnı parlak siyah bir atı bacaklarındaki be-yazlıktan tanımaz mısın? O gün ümmetimin, secdeden dolayı alnı bembeyaz olacaktır, abdestten dolayı da ayakları parlaya-caktır.”
Hadis, namazı terk edenin Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ümmetinden olmadığını ifade etmektedir. Çünkü o gün insanları tanıtacak tek işaret, namazdır. Namazın izi ise yüz ve alında olacaktır.
Ömer bin Hattab (radıyallahu anh) “Namazı terk edenin İs-lam’dan bir payı yoktur” demiştir.
İbn-i Mesud (radıyallahu anh) “Namazı terk edenin dini yok-tur” demiştir.
Ebu Derda (radıyallahu anh) “Namazı olmayanın imanı yok-tur. Abdesti olmayanın da namazı yoktur” demiştir.
Ali bin Ebi Talib (radıyallahu anh) der ki: “Namaz kılmayan kimse, kâfirdir.”
Cabir bin Abdullah (radıyallahu anh) “Namazı terk küfürdür, bunda ihtilaf yoktur” demiştir.
İbn-i Teymiyye (rahimehullah) ise “Selefin büyük bir çoğun-luğu, farz olduğunu ikrar etmesine rağmen namazı terk edenin kâfir olarak öldürüleceği görüşündedir” demiştir.
İbn-i Hazm (rahimehullah) der ki:
“Hz. Ömer, Abdurrahman bin Avf, Muaz bin Cebel, Ebu Hureyre ve diğer sahabelerin görüşüne göre kim farz bir namazı vakti çıkıncaya kadar kasıtlı olarak terk ederse, dinden çıkmış bir kâfir olur. Sahabenin bunun aksini söylediğini bilmiyoruz.”
Hafız el-Münziri şöyle demiştir:
“Sahabeden ve onlardan sonra gelenlerden bir topluluk vak-ti çıkıncaya kadar namazı kasıtlı olarak terk eden kimsenin tek-fir edileceği görüşündedir. Bu görüşte olanlar şunlardır: Ömer bin Hattab, Abdullah bin Mesud, Abdullah bin Abbas, Muaz bin Cebel, Cabir bin Abdullah ve Ebu Derda (radıyallahu anhum). Sahabenin dışında aynı görüşte olanlar ise Ahmed bin Hanbel, İshak bin Rahaveyh, Abdullah bin Mübarek, Nehai, Hakem bin Utbe, Eyyub es-Sahtiyani, Ebu Davud et-Tayalisi, Ebu Bekr bin Ebi Şeybe, Züheyr bin Harb ve diğerleri...”
İmam Ebu Hanife’ye göre namazı terk eden kimse namaz kılıncaya kadar hapsedilir. Kan çıkıncaya kadar dövülür. Tevbe edip namaz kılıncaya kadar tutuklu kalır.
İmam Şafi ve İmam Malik’e göre bir vakit namazı terk eden ya da vacip olan vaktinden çıkaran kimse tevbeye çağırılır. Na-mazı terk üzerinde ısrar ederse hadd cezası olarak öldürülür.
İmam Ahmed b. Hanbel'e göre namazı terk eden kimse kâ-fir ve mürteddir. Malı varsa İslam devletinin hazinesine kalır. Öldürülür ve öldürüldükten sonra da Müslümanlara ait kabris-tana gömülmez. Namazı inkâr ederek terk etmesi ile tembellik yüzünden terk etmesi arasında hiçbir fark yoktur. Ahmed b. Hanbel (rahimehullah) şöyle demiştir:
"Namazı terk eden kimse kâfirdir ve dinden dönmüş bir mürteddir. Kendisinden tevbe etmesi istenir. Eğer tevbe etmezse öldürülür. Yıkanmaz, cenaze namazı kılınmaz ve Müslüman kabristanlığına gömülmez." Şafilerden Mansuru'l Fâkih ve Mali-ki'lerden İbn-i Habib de İmam Ahmed b. Hanbel ile aynı görüş-tedirler. Şeyhul İslam İbni Teymiyye (rahimehullah) der ki:
"Ergenlik yaşına ermiş birisi farz namazlarından birini terk eder veya farz olduğu kesin olan kısımlarından birisini terk ederse tevbe ettirilir. Eğer tevbe etmezse öldürülür."
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt