Çözüldü Aile İçinde İyiliği Emredip Kötülükten Nehyetmede Yapılan Hatalar?

"O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şubhesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıb güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıb güvenenleri sever." (Âl-i İmran 159)

Davetçi kimliğine soyunmuş bir musluman, önce en yakını olan ehlinden başlarken onlara karşı merhamet ve yumuşaklıkla yaklaşarak hitab etmeli, adeta onların kafalarının üstünde uçmaya hazır bir kuş varmış gibi hassas olmalıdır. Hele ki bu kişiler kendisinin dunyaya gelmesine vesile olan ebeveyni ise bunda dikkat ve sabır daha da bir önem kazanır.
“Ve sakın onlara ‘uf - of’ bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle! Ve de ki: Rabbim, onlar beni küçük iken nasıl terbiye etmişlerse, sen de onlara merhamet et! (İsra 23, 24)”

Davet ve tebliğ çalışması üzerindeyken, muhatabımızın davetimize olumsuz cevab vermesine şahsi ahlak, edeb veya usul hatamızdan kaynaklanıyorsa bunun vebalinin altından kalkamayız. Bu tür yakınlarımızı tahrik edecek polemik veya kutublaşmalara sebeb olacak kısırdöngü çatışmalardan, munakaşalara girmekten sakınmalıyız ki ellerine koz vermeyelim. Nitekim Allahu Teala, İbrahim (a.s.)’den, o babasını küfürden imana davet ederken ona nasıl nazik davrandığını bize şu ayetinde nakletmiştir:
“Babacığım! duymayan, görmeyen ve sana hiçbir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun? (Meryem 42)

Bahsettiğiniz günlük ve dünyevi meselelerde anne babanla veya yakınlarımızla zıtlaşarak nefret duyma boyutuna getirmeden tartışmayı bitirebilmelisin. Aksi taktirde yarın kendilerine ayet okusan bile seni dinlemeyecektir!
Kâfir bile olsa anne ve babaya karşı hürmet etmek dinin emridir.
"Sizinle din hususunda muharebe etmemiş sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış olanlara iyilik onlara adaletle muamele etmenizden Allah sizi men etmez. Çünkü Allah adalet yapanları sever." (Mumtahine 8)

Fakat akidevi / dini bir meselede ise onların emir ve söylemlerine itaat edilmez :
"Eğer onlar (ebeveyn) sence ilimde (yeni) olmadık herhangi bir şeyi bana eş tutman üzerinde seni zorlarlarsa kendilerine itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana dönenlerin yoluna uy…" (Lukman sûresi 15. ayet)

Dünyalık konularda gerek kafir anne ve baba ve gerekse Müslüman anne babayla iyi geçinilir. Kafir anne-babanın İslam’ın izin verdiği sınırlar dahilinde gönülleri hoş tutulur, incitilmezler. Müslüman anne-baba için ise durum daha önceliklidir. Kafir anne-babanın rızası İslam’ın izin verdiği sınırlar dahilinde kazanılmaya çalışılır.
"Ey iman edenler! Eğer babalarınız ve kardeşleriniz imana karşılık küfürden hoşlanıyorlarsa, onları dost edinmeyiniz. Sizden her kim onları dost edinirse işte onlar da zâlimlerin ta kendileridir. (Tevbe 23)

Kafir anne-babanın hidayeti için uğraşılmalı, onlara davet yaparken kırıcı ve sert olunmamalıdır. İster kafir anne-baba olsun ister Müslüman anne-baba olsun İslam ahlakı ve İslam dininin emirleri yaşanarak pratik şekilde onlara gösterilmelidir. Kafir olan aile fertlerinin Müslüman olmaları için hayatta iken dua edilebilir. Kâfir olarak (hayatta ikende öldükten sonra da) anlaşılıyorsa avffı için dua edilemez. Fakat defin işine katılabilirler.

Anne babaya tebliğ, veya 'emr-i bi'l mâruf we nehy-i ani'l munker' yaparken her ne kadar dini meselede cahil olmuş olsalarda ; anne babanın evlatlarının karşısında cehaletlerinin ortaya çıkması, uyarılması veya hatalarının yüzlerine söylenib ikaz edilmeleri karşısındaki psikolojisini iyi düşünmelisiniz. Sıradan bir kimse dahi nefsini yenib de "ben hatalıymışım, bilmiyormuşum" diyerek aktarılan doğruyu alma ve algılamakta nasıl zorlanıyor veya reddedebiliyorsa, cahil (nefsine yenilen cahiliyye halkı/ muslumanı) bir kişinin evladına karşı böyle bir duruma düşmesi ve bunu kabullenmesi çok zor olabilir.

Misal olarak aktardığınız alkollu ilaç meselesi de bu manada böyledir. Kaldırıb ilacı atmanız, bir hakaret gibi algılanır. Hiçbir davetçi böyle yapmamalı, yapmamıştır. Önemli olan onu kendilerine attırmanızdır. Ailenize hele ki sizi yetiştiren büyüklerinize böyle tahakkum altına almaya çalışmanız sizden kaçırdıkları gibi davet ettiğiniz İslami anlayıştan da uzaklaştıracaktır. Ne yazık ki bizler bu (davranış) hatalarımızı aradan zaman geçtikten sonra fark edebiliyoruz. O zaman da iş işten geçmiş oluyor.
Bu meseleden kendinize ders çıkarmalı, böyle olayları yaşamamak için meselâ; daha ilacı eczaneden alırken, kendiniz almaya giderek orada araştırmalısınız, gerekirse ilacın alkolsuz muadili ile değiştirerek sorunu eve taşımadan başlamadan bitirebilirsiniz. Buna benzer meselelerde (kendilerinin önemsemediği) bu tür ilk önlemleri alarak olayların (tarışmaların) yaşanmasına fırsat vermeden önüne geçib enerjinizi davet çalışmalarına harcamalısınız. Aksi durumda ise siz güzel ve yumuşak bir uslubla uyarın, durumu anlatın kenara çekilin, yapması gerekeni kendileri sana soruncaya kadar da mudahâle etmeyin, onlar senin çocuğun değil. İllâ atacaksan, kıracaksan onların yanında aklına, dinine kufreder gibi yapıp atma, İbrahim (a.s.) put yapan babasının putlarının batıllığını söylemesine rağmen yanında kırmadı, tenhada imha etti! Ki pek çoğumuzun anne babası, ahirati ve dini inkâr eden putperest gibi net kâfirler olmadığı gibi aksine sorduğumuzda musluman olub bizleri beğenmeyen kişilerdir! Bu sebeble bunlara karşı daha bir merhamet ve güzel bir usulle yanaşmalıyız.
Ayrıca aşağıdaki konuları da önemle bildiririm. Çünkü hep aynı, benzeri konular olduğu için, meselelerdeki ufak tefek farklılıklar olsa da ana hatlarıyla buradaki işlenen ve aktardığımız içerikler odak noktalarımız olacakdır.

Rabbim söylediklerimden (yazdıklarımdan) öncelikle kendime ders çıkarıb uyabilmeyi nasib etsin.



Kâfir / Musluman Olan Anne Babamla İlişkilerim Nasıl Olmalı?
https://www.islam-tr.org/konu/kafir-olan-anne-babamla-iliskilerim-nasil-olmali.12100/

Muşrik Akrabalara Dostluk Ve Düşmanlık Ölçüsü Nasıl Olmalı?
https://www.islam-tr.org/konu/musrik-akrabalara-dostluk-ve-dusmanlik-olcusu-nasil-olmali.26116/

Anne babaya nasıl davranmam gerektiğini anladım ama akraba konusuna bakmama rağmen akrabalarıma nasıl davranmam gerektiğini anlayamadım, onlar açıklanmasına rağmen hükümeti destekleyerek dolaylı olarak bize düşmanlık etmiş olmuyorlar mı, bu yüzden onlarla görüşmemeli miyim yoksa tebliğde eksiklik olabilir ya da niyetleri iyi gibi ya da bilmediğim herhangi başka bir meseleden ötürü mazeretli sayılıyorlar ya da bu yaptıkları düşmanlık sayılmıyor da o yüzden onlarla alakamı kesmemeli miyim

Keza ciddi bir ihtiyacı yokken kredi çeken yahut bankada çalışan akrabalarla görüşmem ne seviyede olmalıdır, faizden vazgeçmemek Allâh ve Rasulü ile savaşmak değil mi, dolayısıyla Allâh ve Rasulü ile savaşan bir akrabayla görüşmem uygun olur mu??