Onlara: "Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden infak edin. " denildiğinde o küfreden kâfirler iman etmiş olanlara dediler ki: "Dilediği takdirde Allah 'in doyuracağı kimseyi biz mi doyuralım? Doğrusu siz, ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz." (Yasin 47)
Ebu Bekr es-Sıddîk (r.anh), yoksul müslümanlara yemek yedirir, onları doyururdu.
Bir gün yolda ona rastlıyan Ebu Cehl: "Ey Ebu Bekr, Allah'ın bu yoksulları doyurabileceğini mi sanıyorsun?" diye sordu. Ebu Bekr: "Evet." dedi.
Ebu Cehl: O halde neden onları yedirib doyurmuyor?" diye sordu.
Ebu Bekr: "Allah bir kavmi fakirlikle, diğer bir kavmi de zenginlikle imtihan etmiş; fakirlere sabretmeyi, zenginlere de yedirmeyi emretmiştir" dedi.
Ebu Cehl: "Vallahi ey Ebu Bekr, sen olsa olsa sapıklık içindesin. Sen sanıyor musun ki Allah bunlara yedirmeye gücü yeterken yedirmemiş de sen onlara yediriyorsun?" dedi.
ve işte bunun üzerine bu âyet-i kerime ile "Bundan sonra her kim de verir ve sakınırsa, bir de o en güzeli tasdik ederse Biz de onu, en kolaya hazırlarız." (Leyl, 5-7) âyet-i kerimeleri nazil oldu. (Kurtubî, Tefsiri, xv, 26)