Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

ALLAH Nerede?

İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"Bir cariyem var, çoban olarak çalıştırıyor, koyunlarımı otlatıyordum. Yakınlarda bir koyunumu yitirdi. 'Ne oldu?' diye sorunca, kurt kaptı dedi. Koyunun kaybolmasına üzüldüm. İnsanlığım icabı câriyenin suratına bir tokat vurdum. Bu davranışımın kefareti olarak bir köle azad etmeyi adadım. Onu âzad edebilir miyim?"

diye sordum. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) cariyeye:

'Allah nerede?' diye sordu O:

'Göktedir.' deyince,

'Pekâlâ ben kimim?' dedi. Cariye:

'Sen Allah'ın Resûlüsün.' cevabını verince, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bana yönelerek:

'Bunu âzad et, zira mü'minedir.' buyurdu." [Müslim, Mesâcid 33, (537); Muvatta, Itk 8, (2, 776); Nesâî, Sehv 20 (3, 18); Ebu Dâvud, Eymân 19 (3282)].


bu cariye hadisi herşeyi özetliyor kardeşim soru da belli cevapta niye uzatalım ki Allah cc nerede el cavap gökte sorun bitti o gün sahabe buna iman etti bugün bende buna iman ediyorum bundan ötesine müştehitler bile cevap bulamamışlar

 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ahmed ahmed sen ne yapiyorsun biliyormusun konuyu sadece isim ve sifatta kendi selefinizin sozlerini getiriyorsun imam nevevinin nasil dusundugunu bu konuda biz biliyoruz ..

bizim davamiz selefin gorusu yoksa ha bana imam neveviden yada ona tabii olmus baska birinden delil getiriyorsun, zaten imam nevevi ( rahmet uzerine olsun) tevil ehli bu konuda ..


soyle diyorsun

İmam Ebu Hanife, el-Fıkhu’l-Ebsat’ta şöyle diyor: “Rabbimin gökte mi yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum diyen kimse kâfir olur. Aynı şekilde, “Allah Teala Arş’ın üzerindedir; Arş’ın gökte mi yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum” diyenin durumu da böyledir.”

Bu sözlere sarılarak İmam Ebû Hanîfe’nin, Allah Teala’nın –haşa– gökte olduğunu söylediğini ileri sürmek doğru değildir.

NEDEN DOGRU DEGILDIR BENCE COK DOGRUDUR bunu soyledigin yere bir baksana

Zira burada İmam, Allah Teala’nın gökte veya yerde olduğunu söylemekle O’na bir mekân isnad edilmiş olacağını vurgulamaktadır. Buradaki tekfirin anlamı budur.

SEN YANLIS ANLAMISSIN BURADAKI TEKFIRIN ANLAMI : kisi ALLAH swt arsin uzerindedir diyerek bunu kabul ettikten sonra
Arş’ın gökte mi yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum diyen kisinin tekfiridir ..


"Allah Teala Arş’ın üzerindedir; Arş’ın gökte mi yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum" senin dedigin gibi olsaydi Arş’ın gökte mi yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum sozune ihtiyac yoktu varmiydi sence peki soyle alalim

simdi ben ars yerdemi goktemi bilmiyorum dersem BUNUN BIR MEKANLA NE ALAKASI VAR ?

YAZI ACIK Arş’ın gökte mi yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum peki biliyorum dese yaziyi su sekilde cevirelim

Arş’ın gökte mi yoksa yerde mi olduğunu BILIYORUM .. simdi bu yazi bu sekilde nasil olduda ALLAH SWT YA MEKAN ISNAD ETTIK .. burada soylenmek istenen ars goktedir diyeceksin yerde degil


İmam Ebu Hanife Allah ona rahmet etsin şöyle buyurmuştur: “Her kim, Rabbim gökte mi yoksa yerde midir? bilmiyorum’ derse kâfir olur."

Yine: ‘O, arşının üzerindedir. Fakat arş gökte midir, yerde midir bilmiyorum’ diyen kimse de kâfir olmuştur.”

“Allah Teâlâ göktedir, yerde değil.”

Kendisine: “O sizinle beraberdir” (Hadid Sûresi: 4) âyetini hatırlatan adama:

Bu, senin bir adama mektup yazıp onunla beraber olduğunu söylemen gibidir. Halbuki sen onun yanında değilsin.” dedi.


NOT: yukarida verilen konusmayi dinle konusu bu konularla alakali
 
A Çevrimdışı

Ahmed1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
(Yusuf kardeş) Son verdiğin nakil :

Konuyu seslendiren Beyhakî’nin bizzat kendisi, İmam Azam'la ilgili bu rivayetin doğruluğundan emin değildir. Bu tereddüdünü “eğer bu rivayet doğru ise...” kaydıyla göstermiştir.(Beyhaki, el-Esma ve's-Sıfat, 2/238)

Beyhakî’ye göre şayet bu rivayet doğru olsa bile, bunun anlamı gerçekten gökte olduğu anlamına gelmez. İmam Azam, bu ifadeyi, Kur’an’da Allah hakkında kullanılan “gökte olan...”(Mülk, 67/16,17) mealindeki ayetten ötürü kullanmıştır.(Beyhaki, el-Esma ve's-Sıfat, 2/238)

Bu ayetin manası ise, gerçekte Allah’a bir mekan izafe etmek değil, onun yüceler yücesi bir varlık olduğu gerçeğidir. İnsanlara göre gök kavramı, hâkimiyeti, üstünlüğü ve yüceliği ifade eder.

Rivayette yer alan “İmam Azam yedi gün sonra ancak kadına cevap verebildi.” ifadesi, bu rivayetin doğru olmadığının açık göstergesidir. Çünkü böyle bir soruya cevap vermek için yedi gün beklemek İmam Azama yakışmaz.

Peygamber Efendimiz(sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdular : “Allah vardı, onunla birlikte hiçbir şey yoktu.” (Kenzu’l-ummal, h. No: 29850; Bkz. Buhârî, Megâzî, 67, 74, Bed'u'l-Halk 1, Tevhid 22; Tirmizî, Menâkıb, 3946.) mealindeki hadisten anlaşılacağı üzere, yer ve göklerin de içinde bulunduğu yaratılmış varlıktan hiç bir eser yokken, Allah vardı ve tabiatıyla gökte değildi. Zaten Ezelî olmanın anlamı da budur.
 
A Çevrimdışı

Ahmed1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
وَقِيلَ يَا أَرْضُ ابْلَعِي مَاءكِ وَيَا سَمَاء أَقْلِعِي وَغِيضَ الْمَاء وَقُضِيَ الأَمْرُ وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِيِّ وَقِيلَ بُعْداً لِّلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ hud 44


الرَّحْمَنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَى taha 5

ahmed1 ben arapça bilmiyorum ama sen biliyorsun kırmızı yazılan yerlerin ikiside aynı kelime değil mi,biri gemi cudiye istiva etti,biri rahman arşa istiva etti diyor..ayetleri zahirinden almıyorsunuz o halde gemide cudiye durmadı..Allah'ın eli yazıyor ama eli yok,kuranda istiva etti yazıyor istivası yok,sizin dediklerinizden bu anlamlar çıkıyor

Muhammed kardeş ben diyorum ki : Allah arşa istiva etmiştir.Ben buna iman ettim.Kurcalamıyorum.

Fakat 'Allah arşın üstündedir' demek ona mekan izafe etmek olur.Allah ise mekandan münezzehtir.Allah varken daha hiçbir şey yoktu ki nasıl arşın üstündedir diyorsunuz hemen.

Allah vardı, onunla birlikte hiçbir şey yoktu.” (Kenzu’l-ummal, h. No: 29850; Bkz. Buhârî, Megâzî, 67, 74, Bed'u'l-Halk 1, Tevhid 22; Tirmizî, Menâkıb, 3946.)

Yer ve göklerin de içinde bulunduğu yaratılmış varlıktan hiç bir eser yokken, Allah vardı ve tabiatıyla gökte değildi.

Bu kadar nakil yaptım Ebu Hanife ,Allah arşın üstündedir diyen için kafir olur demiştir.Diğer Hadis Alimlerinin de sözlerini naklettim.İbn Hacer Fethul Baride bunları nakletmiştir.Hattâbinin, Aynul Ma'bud'da , Sindî'nin , İmam Nevevî'nin sözlerini naklettim. Allah mekandan münezzehtir demişlerdir.

Bu Alimler birşey bilmiyor ben veya siz mi biliyoruz.

Vesselam.
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Muhammed kardeş ben diyorum ki : Allah arşa istiva etmiştir.Ben buna iman ettim.Kurcalamıyorum.

Fakat 'Allah arşın üstündedir' demek ona mekan izafe etmek olur.Allah ise mekandan münezzehtir.Allah varken daha hiçbir şey yoktu ki nasıl arşın üstündedir diyorsunuz hemen.

Allah vardı, onunla birlikte hiçbir şey yoktu.” (Kenzu’l-ummal, h. No: 29850; Bkz. Buhârî, Megâzî, 67, 74, Bed'u'l-Halk 1, Tevhid 22; Tirmizî, Menâkıb, 3946.)

Yer ve göklerin de içinde bulunduğu yaratılmış varlıktan hiç bir eser yokken, Allah vardı ve tabiatıyla gökte değildi.

Bu kadar nakil yaptım Ebu Hanife ,Allah arşın üstündedir diyen için kafir olur demiştir.Diğer Hadis Alimlerinin de sözlerini naklettim.İbn Hacer Fethul Baride bunları nakletmiştir.Hattâbinin, Aynul Ma'bud'da , Sindî'nin , İmam Nevevî'nin sözlerini naklettim. Allah mekandan münezzehtir demişlerdir.

Bu Alimler birşey bilmiyor ben veya siz mi biliyoruz.

Vesselam.



KAFAN BASMIYORKI .. birincisi soyle diyorsun Bu Alimler birşey bilmiyor ben veya siz mi biliyoruz. biz zaten bir kac alimin bu sekilde tevile gittigini biliyoruz sen yazilani okumuyorsunki ikinciside o sekilde dusunmeyen imam ebu hanife gibi alimlerede zorla bizim dedigimiz demislerdir diyorsunuz yani onlara iftira atiyorsunuz

BAK SIMDI BU SOZU GETIRMISSIN

Yer ve göklerin de içinde bulunduğu yaratılmış varlıktan hiç bir eser yokken, Allah vardı ve tabiatıyla gökte değildi.

tamam ALLAH varken bir sey yoktu allah swt kalemi yarrati ve yaratti SONRA ARSA ISTIVA ETTI .. bu kadar basit bir mesele ne demek tabiati ile gokte degildi bu soz laf aldatmacasi o zaman nerdeydi yerdemiydi BENDE BOYLE SORARIM ,

ALLAH SWT HER DAIM YUKSEKTEDIR EN YUCEDIR ALIYDIR

SOYLE DIYORSUN


Fakat 'Allah arşın üstündedir' demek ona mekan izafe etmek olur.Allah ise mekandan münezzehtir.Allah varken daha hiçbir şey yoktu ki nasıl arşın üstündedir diyorsunuz hemen.


NIYE MEKAN IZAFE ETMEK OLUYOR SADECE BUNU ACIKLA .. akliniz ortaya ciksin ama acikla

allah swt arsin uzerindedir arsa istiva etmistir .. simdi bana bir mekan bul arsin uzerinde arsin uzerinde ne var sen biliyormusun yada ars nasildir sen arsin ustunu gordunmu? subhanallah ,,

bak sana kurandan cevab veriyorum insaallah anlarsin

Gökleri ve yeryüzünü ve ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan, sonra da Arş’a kurulan Rahmân’dır. Sen bunu haberdar olana sor! furkan 59

zaten sonrada arsa istiva etmis ama siz TAKILMIS PLAK GIBI soruyorsunuz HIC BIR SEY YOKKEN ALLAH VARDI tamam tamam zaten allah yaratmis sonra arsa istiva etmis ZORUNUZA GIDEN NE ANLAMADIM


 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
Fakat 'Allah arşın üstündedir' demek ona mekan izafe etmek olur.Allah ise mekandan münezzehtir.Allah varken daha hiçbir şey yoktu ki nasıl arşın üstündedir diyorsunuz hemen.

Allah vardı, onunla birlikte hiçbir şey yoktu.” (Kenzu’l-ummal, h. No: 29850; Bkz. Buhârî, Megâzî, 67, 74, Bed'u'l-Halk 1, Tevhid 22; Tirmizî, Menâkıb, 3946.)

Yer ve göklerin de içinde bulunduğu yaratılmış varlıktan hiç bir eser yokken, Allah vardı ve tabiatıyla gökte değildi.

Bu kadar nakil yaptım Ebu Hanife ,Allah arşın üstündedir diyen için kafir olur demiştir.Diğer Hadis Alimlerinin de sözlerini naklettim.İbn Hacer Fethul Baride bunları nakletmiştir.Hattâbinin, Aynul Ma'bud'da , Sindî'nin , İmam Nevevî'nin sözlerini naklettim. Allah mekandan münezzehtir demişlerdir.


Aşağıda ki linkdeki gibi derli toplu bir eser varken yeni konu açmanın mantığı ne anlayabilmiş değilim

Rahman Arşa İstiva Etti

Ebu Mutî’, Ebu Hanife’ye: Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş.
Ebu Hanife’de: Bu kimse kâfir olur demiştir. Çünkü Yüce ALLAH: "Rahman Arş’a istivâ etti." (Tâhâ, 20/5) diye buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi semanın üstündedir. Ben: Eğer O Arş’ın üzerindedir, dediği halde bilemiyorum Arş semada mıdır, yoksa yerde midir? diyecek olursa (durumu ne olur) diye sordum. Yine: O kâfirdir, çünkü o Yüce ALLAH’ın semada olduğunu inkar etmiş olur. O’nun semada olduğunu inkar eden de kâfir olur, dedi. Başkası da şunu da ilave etmektedir: Çünkü ALLAH a’lâ’yı illiyyindedir. O’na yukarıdan dua edilirken, eller yukarıya kaldırılır aşağıya indirilmez.
Ebu Hanife’nin mezhebine müntesib olanlardan bunu kabul etmeyenlerin bu reddedişlerine iltifat edilmez. Çünkü ona Mutezile’den ve başkalarından onun kabul ettiği itikadî esasların birçoğunda ona muhalefet eden pek çok kesimler intisab etmiştir. Malik, Şafiî ve Ahmed’e de inandıkları bazı hususlarda onlara muhalefet eden bir takım kimseler de intisab edebilirler. Ebu Yusuf’un, Bişr el-Merîsî’nin Yüce ALLAH’ın Arş’ın üzerinde olduğunu inkar etmesi üzerine tevbe etmeye çağırması olayı oldukça meşhurdur. Bunu Abdu’r-Rahman b. Ebi Hatim ve başkaları rivayet etmişlerdir.
Her kim "fevk: yukarda oluş"u kullarından daha hayırlı ve onlardan daha faziletli, O’nun Arş’tan daha hayırlı ve daha faziletli olması anlamına yorumlayacak olur ve bu sözleri: Emir vezirin fevkındedir, dinar dirhem’in fevkındedir sözlerine benzetecek olursa, şunu belirtelim ki bu selim olan akılların nefret ettiği, sağlıklı kalplerin tiksindiği bir açıklama şeklidir.
Çünkü bir kimsenin doğrudan ALLAH kullarından hayırlıdır ve Arş’ından hayırlıdır demesi, o kimsenin kar soğuktur, ateş sıcaktır, güneş kandil’den daha aydınlıktır, sema evin tavanından daha yukarıdadır, dağ çakıldan daha ağırdır, ALLAH’ın Rasûlü filan yahudi’den daha faziletlidir, sema arzın üstündedir demesi kabilinden bir sözdür. Böyle bir ifadede Yüce ALLAH’ı ne temcid, ne ta’zim söz konusudur, ne de övmek. Aksine bu gibi ifadeler en bayağı, en sıradan ve en çirkin ifadeler arasındadır.
Cinlerin ve insanların benzerini meydana getirmek için bir araya gelecek olsalar dahi biri diğerine yardımcı olsa bile benzerini getiremeyecekleri ALLAH’ın kelamına bu kabil ifadeler nasıl yakıştırılabilir? Hatta bu gibi ifadelerde çokça kullanılan meselde görüldüğü gibi, şanı eksiltmek dahi söz konusudur:
"Görmez misin ki kılıcın kadrini düşürmektir,
Kılıç asadan daha keskindir, denildiği vakit."
Mesela bir kimse, mücevher balığın pulundan, soğanın kabuğundan daha üstündür, diyecek olsa akıl sahibi herkes aralarındaki pek büyük farklılıktan dolayı bu söze güler. İşte yaratan ile yaratılmış arasındaki fark bununla kıyas edilmekten bile çok daha büyüktür. Ancak eğer batıl peşinde bulunan bir kimseye karşı bir delil getirmek maksadıyla konum bu kabilden söz söylemeyi gerektiriyorsa durum farklıdır.
Nitekim Yusuf es-Sıddiyk -Aleyhisselam-ın şu sözleri bu kabildendir:
"Darmadağınık bir çok rabler mi hayırlıdır, yoksa bir tek olan ve herşeyi hükmü ve iradesi altında tutan ALLAH mı?" (Yusuf, 12/39)
Yüce ALLAH’ın şu buyruğu da bu türdendir:
"ALLAH hem daha hayırlıdır, hem de daha kalıcıdır." (Tâhâ, 20/73)
Fevkınde oluşun bu anlamı, her bakımdan söz konusu olan mutlak fevkıyetin kapsamı içerisindedir. Yüce ALLAH, herşeye galip gelmek (Kahhâr) fevkıyeti, değer ve üstünlüğünün fevkıyeti, zatının fevkıyeti ile yukardadır. Bu fevkıyetlerin bir bölümünü kabul ederken, diğer bir bölümünü reddeden bir kimse fevkıyetin kemal derecesini eksiltmiş demektir.
Yüce ALLAH’ın yüceliği (uluvv) de her yönüyle mutlaktır. Eğer hayır kasıt, makam ve mevki üstünlüğüdür, mekansâl bir üstünlük değildir, denilecek olursa şunu belirtelim ki; mevki (el-mekâne) mekanın müennes halidir. Müennes olan da hem lafız, hem mana itibariyle müzekker’in bir fer’idir ve ona tabidir. Zihinde mevzu bahis olan misal ve örneklik yüceliği, hakikat manasıyla yüceliğe tabidir. Eğer bu örnek hakka mutabık ise haktır, değilse batıldır.
Bundan kasıt kalplerdeki üstünlüktür ve kalplerde O herşeyden üstündür, denilecek olursa şöyle cevap verilir:
O gerçekten de böyledir. Böyle bir üstünlük özü itibariyle O’nun herşeyden üstün oluşuna da mutabıktır. Eğer O, bizatihi herşeye üstün olmazsa, O’nun kalplerdeki üstünlüğü gerçeğe de mutabık olmaz. Tıpkı üstün olmayan bir varlığı üstün olarak değerlendirme halinde olduğu gibi.
 
A Çevrimdışı

Ahmed1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Daha fazla uzatmayalım bence.Yusuf kardeş kırıcı davranman gerekmezdi.Allaha emanet...Vesselam
 
D Çevrimdışı

Daşdemir

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Muhammed kardeş ben diyorum ki : Allah arşa istiva etmiştir.Ben buna iman ettim.Kurcalamıyorum.

Fakat 'Allah arşın üstündedir' demek ona mekan izafe etmek olur.Allah ise mekandan münezzehtir.Allah varken daha hiçbir şey yoktu ki nasıl arşın üstündedir diyorsunuz hemen.

Allah vardı, onunla birlikte hiçbir şey yoktu.” (Kenzu’l-ummal, h. No: 29850; Bkz. Buhârî, Megâzî, 67, 74, Bed'u'l-Halk 1, Tevhid 22; Tirmizî, Menâkıb, 3946.)

Yer ve göklerin de içinde bulunduğu yaratılmış varlıktan hiç bir eser yokken, Allah vardı ve tabiatıyla gökte değildi.

Bu kadar nakil yaptım Ebu Hanife ,Allah arşın üstündedir diyen için kafir olur demiştir.Diğer Hadis Alimlerinin de sözlerini naklettim.İbn Hacer Fethul Baride bunları nakletmiştir.Hattâbinin, Aynul Ma'bud'da , Sindî'nin , İmam Nevevî'nin sözlerini naklettim. Allah mekandan münezzehtir demişlerdir.

Bu Alimler birşey bilmiyor ben veya siz mi biliyoruz.

Vesselam.


Arşın üstünde demek mekan izafe etmektir diyenler ancak bidatçı taife Eşari-Maturidilerdir. Allah arşın üstünde olması onu mekandan münezzeh kılmaktır. Çünkü arş mahlukatın son noktasıdır, arşın üstünde mahluk yoktur, mekanda bir mahluk olduğundan mekanda yoktur, yokluk bile yoktur.

Ayrıca ALİMLER BİRŞEY BİLMİYOR SİZ Mİ BİLİYORSUNUZ dersen, bende derim ki Selef bu konuda icma etmişken senin saydığın eşari-maturidilerde kim oluyor? Ayrıca Ebu Hanife'den getirdiğin delilide baya değiştirmişsin, ona atfedilen eserlerin senedinin hiçliğini konuşmuyorum bile.

Ayrıca BUHARİ Ve TİRMİZİ'nin sahihinden nakil yapmışsın, ALİM OLMADIĞIN HALDE HADİS DELİL GETİRMİŞSİN.
(Buda yeni uydurduğunuz bir bidat heralde, avam hadisle delil getiremez, ancak alimlerin sözleriyle amel eder. Ne garip hadisleri din edinenlere bırakın alimleri din edinin diyorsunuz.)

Ama ben sana BUHARİ ve TİRMİZİ'nin gerçek akidesini ortaya koyacağım.

Arapça bildiğinden hadis çevirilerii yapmışsın, sana bir kitap atıyorum bunu okurmusun, nakillerden sonra atacağım bir zahmet okursun.

Bir kaç nakil yapayımda arkadaşlarımızda faydalansın ve Buhari ve hocalarının, selefin itikadını öğrensin.

BUHARİDEN YAPTIĞIM TÜM NAKİLLER, BUHARİNİN KENDİSİNE AİT OLAN HALKU EFALİL İBADE VER REDDU ALA CEHMİYYE KİTABINDANDIR.

İmam Buhari diyor ki : Vehb bin Cerir dedi ki : "Zındık cehmiyyeler, Allah'ın ARŞININ ÜZERİNE İSTİVA ETMEDİĞİNİ demeye çalışıyorlar"

İmam Buhari hocası Muhammed bin Yusuf'tan naklediyor : Kim ALLAH ARŞIN ÜZERİNDE DEĞİLDİR derse KAFİR olur, Musa ile Allah'ın konuşmadığını zikreden kafir olur.

Ve yine İmam Buhari diyor ki : Abdullah ibn Mübarek dedi ki : Biz cehmilerin zikrettiği gibi Allah buradadır demeyiz, şöyle deriz : Allah ARŞININ ÜZERİNE İSTİVA ETMİŞTİR.

İmam Buhari nakletti ve dedi ki : Ali bin Asım dedi ki : Mirrisi ve onun ehlinden uzak dur. Onların sözleri insanı zındık eder. Ben hocaları Cehm ile konuştum. O BANA GÖKTE BİR İLAH OLDUĞUNU İSPAT ETMEDİ!

İmam Buhari nakletti ve dedi ki : Süleyman et-Teymi şöyle dedi : Allah nerededir denilse semada derim, sema yaratılmadan önce arş nerede diye sorarsa suyun üstündeydi derim, eğer sudan önce arşı nerede idi denilirse bilmiyorum derim. Buhari de dedi ki : Böyle demesinin sebebi şu ayettir : Allah'ın taktir ettiği kadarı dışında Allah'ın ilmini kavrayamazlar.

Yine İmam Buhari Allah'ın gökte olduğuna dair şu nakli delil getiriyor : Allah Musa a.s ile konuştuğunda sesi semada idi, Allah'ta semada idi.

İmam Buhari yine şu nakli zikrederek Allah'ın arşta olduğunu ispat ediyor : İbn Mutim, Peygamber sav'den nakletti ve dedi ki : Şüphesiz ki Allah ARŞININ ÜZERİNDEDİR, GÖKLERİN ÜZERİNDEDİR. Gökler ise yerlerin üzerinde kubbe gibidir.

Aynı hadisi Ebu Davud es-Sicistani es-sunne'sinde rivayet etmiştir ve sahihlemiştir. Bu iki imamın bu hadisi delil getirmesi bizim için yeterlidir.

İmam Buhari yine şöyle demiştir : İbn Mesud, Sonra arşa istiva etti ayeti hakkında dedi ki : Arş suyun üstünde, Allah'ta ARŞIN ÜZERİNDEDİR. Ve sizin ne halde olduğunuzu bilir.

İmam Buhariden nakilleri buraya kadar bırakıyorum, dileyen Buhari'nin kendi kitabı olan Halku efalil ibad'dan devam edebilir : http://ia700306.us.archive.org/20/items/kwawa/kae.pdf

Ahmed bin Hanbel'den bu konuda rivayetler çoktur sadece bir iki tanesini zikredeyim, Ebu Davud es-Sicistani hocasının sözlerini topladığı Mesailu Ahmed kitabında naklediyor ve diyor ki : Ahmed bin Hanbel dedi ki, bize Surayc bin Numan haber verdi, ona da Abdullah bin Nafi haber verdi, Malik bin Enes dedi ki (İMAM MALİK) ; Allah göktedir, ilmi ise heryerdedir.

Bazı Malik'in sözlerini çarpıtan safsatacıların hilesi, İmamlarımız Ebu davud ve Ahmed bin Hanbel'in diliyle ifşa edildi. Ebu Davud sikadır, Ahmed sikadır, Surayc ve İbn Nafi'de sikadır. Senedi son derece kuvvetlidir. Kitabın devamı için : http://ia700509.us.archive.org/15/items/waq39781/39781.pdf

Ahmed bin Hanbel'in talebelerinin talebesi olan Hallal, es-sunne'sinde şunu zikretti : Abdulmelik El Meymuni haber verdi ve dedi ki : Ebu Abdullah'a ( Ahmed bin Hanbel'e) şöyle diyen kişinin hükmünü sordum : Allah arşın üzerinde değildir. Ahmed bin Hanbel'de dedi ki : Bu sözlerin hepsi KÜFÜR üzerine dönüyor.

İmam Tirmizi'nin Sunen'inden bir nakil yapacağım : " Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), ashabıyla birlikte oturmakta iken üzerlerine bir bulut geldi. Peygamber (s.a.v), bunun ne olduğunu biliyor musunuz? Diye sordu. Ashab: Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dediler. Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: Bu buluttur! Bu bulutlar toprağın sulayıcılarıdır. Allah onları kendisine şükretmeyen kulluk yapmayan kimselere bile gönderiyor. Sonra üzerinizde ne var biliyor musunuz? diye sordu. Ashab: Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dediler. Bunun üzerine şöyle buyurdu: O dünyamızın semasıdır, korunmuş bir tavan ve önüne geçilmiş bir dalgadır. Sonra Rasûlullah (s.a.v.): Bu gökle sizin aranızdaki mesafe ne kadardır? Diye sordu. Ashab: Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dediler. Şöyle buyurdu: Sizinle onun arasında beşyüz yıllık mesafe vardır. Sonra konuşmasına şöyle devam etti: Onun üstünde ne var biliyor musunuz? Ashab: Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dediler. Şöyle buyurdu: Onun üzerinde iki gök daha vardır ki aralarındaki mesafe beşyüz senelik yoldur… Rasûlullah (s.a.v.), yedi göğün hepsini saydı her iki göğün arası dünya ile dünya göğünün arası kadardır. Sonra şöyle buyurdu: Onun da üzerinde ne var biliyor musunuz? Ashab: Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dediler. Şöyle buyurdu: Onun da üzerinde arş vardır, arş ile yedinci gök arasındaki mesafe iki gök arasındaki mesafe kadardır.
Sonra Rasûlullah (s.a.v.), altınızda ne var biliyor musunuz? buyurdu. Ashab: Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dediler. Şöyle buyurdu: Altınızdaki yeryüzüdür. Sonra onunda altında ne var biliyor musunuz? buyurdu Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dediler. Şöyle buyurdu: O’nun altında başka bir arz vardır ki ikisinin arasındaki mesafe beş yüz senelik yoldur. Rasûlullah (s.a.v.), yedi arza kadar saydı ve her arzın arasında beş yüz yıllık mesafe olduğunu söyledi. Sonra şöyle buyurdu: Muhammed’in canı kudret elinde bulunan Allah’a yemin olsun ki siz en alttaki dünyaya bir ip sarkıtmış olsaydınız o ip Allah’a kadar ulaşırdı dedi ve Hadid sûresi 3. ayetini okudu.
ž
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle garibtir.

Tirmizî: Eyyûb, Yunus b. Ubeyd ve Ali b. Zeyd’in şöyle dedikleri rivâyet edilmiştir. Hasan, Ebû Hüreyre’den hadis işitmemiştir.

Bazı ilim adamları bu hadisi şöyle tefsir etmişlerdir: İp ancak Allah’ın ilmi kudreti ve saltanatı üzerine iner. Çünkü Allah’ın ilmi, kudreti ve saltanatı her yerde mevcuttur.

Kendisi kitabında bildirdiği gibi arşın üzerindedir."

İmam Tirmizi hadisi zayıflayıp, batıllığını ispat ettikten sonra hakkı beyan etmiştir. Allah selefe rahmet etsin.
 
A Çevrimdışı

Ahmed1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Tamam uzatmaya gerek yok.Ben delil getirmemiştim.Alim değilim tabiki.Daha önceki yazılarımda senin verdiğin bu gibi hadis-i şeriflerde yani-Allahın gökte olduğunu söyleyen- hadislerin açıklamasını Alimler müteşabihattan saymışlar ve Allahın böyle şeylerden münezzeh olduğunu söylemişlerdir.Ben sadece arapça 2-3 hadis şerhine baktım ve bunları gördüm.Diğerlerine de baksaydım birçok Alimin sözünü naklederdim fakat zamanım yok.Vesselam.
 
D Çevrimdışı

Daşdemir

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Tamam uzatmaya gerek yok.Ben delil getirmemiştim.Alim değilim tabiki.Daha önceki yazılarımda senin verdiğin bu gibi hadis-i şeriflerin açıklamasını Alimler müteşabihattan saymışlar ve Allahın böyle şeylerden münezzeh olduğunu söylemişlerdir.Ben sadece arapça 5-6 hadis şerhine baktım ve bunları gördüm.Diğerlerine de baksaydım birçok Alimin sözünü naklederdim fakat zamanım yok.Vesselam.

Bize nakletsende birşey farketmeyecek, çünkü müteahhirin ulemayı Allah'ın sıfatları konusunda tanımıyoruz, Selefi salihini tanıyoruz.

Bence şerhlere bakarak selefin itikadını anlayamazsın, Buhari'nin verdiğim kitabını okur musun? Nasılda Allah'ın gökte, arşın üstünde olduğunu inkar eden tekfir ettiğini görürsün. Hakeza Ebu Davud'un Mesailu Ahmed kitabınada müraacat edebilirsin.

Sahabenin itikadı, tabiinin, Malik'in Şafii'nin AHmed'in ve Ehli Hadis'in itikadı ortada iken bizlere müteahhirinden delil getiriyorsun. Benim yanımda Buhari varken, Veki' varken, Ahmed bin Hanbel, Malik varken, onlardan gelen sahih senedli haberler varken ne yapayım Eşari-Maturidilerin itikadını?

Allah Buhari hocamıza rahmet etsin, Halku Efalil İbad eseri ile Eşari-Maturidilerin gözüne saplanmış bir ok gibidir. Selefin itikadını çok güzel özetleyen bir eserdir.

Hakeza Heravi rahimullahta Zemmul Kelam eseri ile Eşari-Maturidi ekolünü çürütmüş, selefin itikadını beyan etmiştir.
Okumak için : http://www.mediafire.com/?f88sc68g1rfp4dn

Ve yine İmam Ahmed'in talebelerinin talebesi Hallal'ın müthiş eseri : http://www.almeshkat.net/books/archive/books/sunah_k.zip

Ve İmam Muhaddis Darekutni'nin Allah'ın sıfatları hakkında müthiş eseri : http://www.almeshkat.net/books/archive/books/alsefat_darktni.zip

Konuşacak arkadaşlar, selefin itikadını öğrenmek isteyen arkadaşlar, selefin ve ehli hadisin yazdığı bu eserleri okuyarak başlasınlar.
 
L Çevrimdışı

lafons7275

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bize nakletsende birşey farketmeyecek, çünkü müteahhirin ulemayı Allah'ın sıfatları konusunda tanımıyoruz, Selefi salihini tanıyoruz.

Bence şerhlere bakarak selefin itikadını anlayamazsın, Buhari'nin verdiğim kitabını okur musun? Nasılda Allah'ın gökte, arşın üstünde olduğunu inkar eden tekfir ettiğini görürsün. Hakeza Ebu Davud'un Mesailu Ahmed kitabınada müraacat edebilirsin.

Selamun aleykum daşdemir kardeşim, aktardıklarını okudum ve senin bu konuda benden daha bilgili olduğunu gördüm. Benim senden bir ricam var:

Enam 3:

Ve huvellâhu fîs semâvâti ve fîl ard(ardı),

Selef bu ayet hakkında neler söylemiş?
 
A Çevrimdışı

Ahmed1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Selefte Allahın gökte olmadığını,mekan tutmadığını söylemiştir.

İmam Malik’ten, hatta bazı sahabîlerden, ehl-i beytten, ezvâc-ı tâhirattan nakledilen bir söz var: الاستواء معلوم والكيف مجهول istivâ malumdur, nasıl istivâ ettiği meçhuldür. İmam-ı Malik’e sorulduğunda böyle demiş: الاستواء معلوم والكيف مجهول والسؤال عنه بدعة birisi sormuş “nasıl istivâ ediyor” diye o da böyle cevap vermiş.

Şimdi soruya ve cevaba iyi dikkat etmek lazım. “Nasıl istivâ etti” demiş adam. Cevap bu: “İstiva malumdur, keyfiyeti meçhuldür.” Oysa adam istivâ malum mu, meçhul mü bunu sormuyor. Nasıl istivâ etti, ben de biliyorum istivâ ettiğini, ama nasıl istivâ etti? diye soruyor.

İstivâ Allah Teâlâ hakkında Kur’ân’da kullanılan Allah Teâlâ’nın zâtı hakkında sıfatı olarak kullandığı bir kelimedir. Bu mânâda malumdur. Allah Teâlâ arşa istivâ etmiş midir? Etmiştir. Çünkü Allah Teâlâ Kur’ân’da bunu haber veriyor. Peki nasıl istivâ etmiştir? İşte onu bilemeyiz. Keyfiyeti meçhul çünkü. Sadece Kur’ân’da haber verildiği için biliyoruz ki istivâ diye bir şey vardır. Ama nasıl olduğunu bilemeyiz.

Ebûbekir bin Arabi diyor ki: İstivâ kelimesinin Arap dilinde on küsur tane anlamı vardır. Bunlardan hangisi?

el-Avâsım mine’l-Kavâsım’da anlatıyor: Bazı Hanbeliler bir yolculuk esnasında yolunu kesmişler. Israrla sormuşlar: “Allah nasıl istivâ etti” diye. Demiş ki: “İstivanın oturmak, mekan tutmak, yerleşmek anlamlarına geldiğini söylememi istiyorsunuz. Ama istivâ kelimesinin on küsur tane anlamı vardır. Niye bunların içerisinde diğerleri değil de bu?”

Selef'in yakîn ve teslimiyeti, müteşabihata tevilsiz iman etmektir.Halef uleması (müteahhirun) bunu yaparken de, müteşabihata tevilsiz imanın asıl olduğunu da belirtmiştir.

İmam-ı Azam Ebu Hanife rahimehullah el-Fıkhu'l Ebsat'ta Allah-u Teala nerededir? sorusuna ''Yaratılmadan önce mekan yoktu,halbuki Allah vardı. Mahlukattan hiçbiri yokken , ''nerede'' mefhumu mevcut değilken Allah vardı. O her şeyin yaratıcısıdır '' cevabının verilmesini ister. (İmam-ı Azamın 5 eseri,Fıkhu'l Ebsat terc.Mustafa Öz Marmara Üniversitesi İlahiyyat Fakültesi Vakfı yayınları-İmam-ı Azam Ebu Hanife ve Eserleri Fıkh-ı Ebsat sh.102 ,ter.şerh Doç.Dr.Abdülvehap Öztürk-Şamil yay.)

İmam-ı Azam Ebu Hanife rahimehullah el-Fıkhu'l-Ebsat'ta şöyle diyor:"Rabbimin gökte mi yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum diyen kimse kâfir olur. Aynı şekilde, "Allahü teâlâ Arş'ın üzerindedir, Arş'ın gökte mi yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum" diyenin durumu da böyledir." (İmam-ı Azamın 5 eseri Şamil yayınları sh.94)

Molla Aliyyül Kârî İmam-ı A'zam Ebu Hanife'nin bu sözü hakkında şu açıklamayı yazmaktadır:-"İmam İzz bin Abdusselâm, Hillu'r-Rumûz adlı kitabında İmam Âzam'ın şu sözünü kaydediyor: ‘Kim Allah'ın yerde mi gökte mi olduğunu bilmiyorum derse, kâfir olur. Çünkü bu söz, Allah'ın bir mekânı olduğu düşüncesini akla getirir. Allah'ın mekânı olduğunu düşünen kimse ise Allah'ı yaratıklara benzeten kişidir.’ Şüphe yok ki İbn Abdusselâm alimlerin büyüklerinden biri olup sika (güvenilir) bir âlimdir."- (bkz. Fıkh-ı Ekber Şerhi, "Miraç ve Allah'a Mekân İsnadı")

el-Bayâdî rahimehullah İşârâtu’l-Merâm’ında bunu şöyle îzâh eder:-"Bunun sebebi, kâilin bu söz ile Hâlık-ı Zülcelâl (celle celâluhû)’ya cihet ve hudud tâyin etmesidir; zîra ciheti ve hudûdu olan her şey bizzarûre mahlukdur. Binâenaleyh bu söz, Allah (celle celâluhû)’ya kusûr atfetmekdir. İlâhî cismâniyyete ve cihete inanan o kimsedir ki, hevâss ile idrâk edilemeyen her şeyin varlığını münkîrdir. Onlar, fevkettabî‘a olan ulûhiyyet cevherini reddederler. Bu da onları kat‘î sûretde îmânsızlığa götürür." (el-Kevserî, Makâlât, s.368-369; nakleden: Yusuf Hanîf)

Yusuf-i Nebhanî de bunu şöyle îzâh eder:"Bir kimse, "Allah'ın yerde mi gökte mi olduğunu bilmiyorum" derse, kâfir olur. Zira bu söz, Allahü teâlâ için bir mekân var da o kimse bunda şüphede imiş vehmini verir." (Şevahidü'l-Hakk, s.218)

Muhaddis Ebul Mehâsin el-Kavukci “El-İtimad Fi'l İtikad” adlı kitabında şöyle diyor: “Allâh, yönlerden ve cisim olmaktan münezzehtir. O’nun hakkında; sağı, solu, arkası, önü vardır, Arş’ın üstünde, altında, sağında, solunda bulunmaktadır, Âlemin içinde veya dışındadır demek caiz değildir. O’nun yerini O’ndan başka kimse bilemez de denmez. Ve her kim “Bilmiyorum Allâh gökte midir, yerde midir? der ise küfre düşer. Çünkü bu iki yerden birini Allâh’a mekân olarak nispet etmiş olur.

Şarih Ebu'l Leys Semerkandi bunun illetini şöyle göstermiştir;-''Çünkü o,bu sözü ile Allah'u teala'nın bir mekanı olacağını söylemek istemiş ve bu yüzden müşrik olmuştur.Çünkü Allah'u teala var iken mekan yoktu.Allah var iken;ne mekan,ne halk ne de başka bir şey vardı.O,her şeyin Halikıdır.Binaenaleyh mekan ancak sonradan olan şeyler için düşünülür.Bu hususta imam Tahavi şöyle demiştir;''Kim nefy'den (Allah'ı yok saymaktan) ve teşbihten (Allah'ı mahluka benzetmekten) sakınmassa,ayağı kayar ve Allah'ı gereği şekilde noksanlıklardan tenzih etmemiş olur.'' Zira Rabbimiz celle ve ala vahdaniyet sıfatları ile mevsuf,ferdaniyyet sıfatları ile nitelidir.Mahluktan hiçbiri bu manada tasavvur edilemez.O'nun hududu,sınırı, rükünleri,azaları ve aletleri yoktur.Diğer varlıklarda olduğu gibi altı ciheti yoktur(sağ,sol,ön,arka,alt üst).'' -(Zahit el-Kevseri'nin neşrinden İmam-ı Azamın 5 eseri Şamil yayınları sh.94)

Ayrıca İmam-ı Azam el-Vasiyye adlı eserinde :"Cennet ehlinin Allahü teâlâya keyfiyet, teşbih ve cihet olmadan mülaki olmaları haktır." derken ciheti inkarı açıktır.Ahirette keyfiyet ,teşbih ve cihetten Allah'u tealayı münezzeh tutan Ebu Hanife, nasıl oldurda şimdi O'na cihet iddia edecek?
 
D Çevrimdışı

Daşdemir

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Selamun aleykum daşdemir kardeşim, aktardıklarını okudum ve senin bu konuda benden daha bilgili olduğunu gördüm. Benim senden bir ricam var:

Enam 3:

Ve huvellâhu fîs semâvâti ve fîl ard(ardı),

Selef bu ayet hakkında neler söylemiş?

Başarı ve ilim Allah katındandır, insan evladı ilim denizinden sadece bir damladan çok daha azını alabilmiştir. Bu rağmen kibirlenir.

İmam Buhari senin getirdiğin bu tarz şüphenede Halku Efalil Kitabında bir nakil ile cevap vermiş ve demiş ki :

Allah göktede ilahtır, yerdede ilahtır / Zuhruf 84 ayeti hakkında Katade dedi ki : Allah'a hem gökte hem yerde ibadet edilir.

Asıl olarak senin dediğin ayetin manası bundan farklı, o ayetin sıfatlar ile alakası yok yani.

Ama Allah'ın heryerde, arzda olduğunu bazı ayetlerden çıkaranlara cevap olarak, o ayetler hakkında Selef şöyle demiştir : Buhari nakletti ve dedi ki : İbn Madan nakletti ve dedi ki : Sufyan es-Sevri'ye "Nerede olursanız olun Allah sizin ile beraberdir." ayeti (Hadid/4) sorulunca dedi ki : Onun ilmi sizin ile beraberdir.
 
D Çevrimdışı

Daşdemir

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Hala bana boş bir şekilde nakil getiriyorsun, ama çırpınman boşuna. Malik'in o sözden muradını Ahmed bin Hanbel ve Ebu Davud bizlere aktardı, tahrifatın boşun, bana copy/paste yapmadan selefin sözleri ile gel.

İşte Malik'in sözü : Ebu Davud kitabında zikretti ve dedi ki ; Ahmed bin Hanbel dedi ki, bize Surayc bin Numan haber verdi, ona da Abdullah bin Nafi haber verdi, Malik bin Enes dedi ki (İMAM MALİK) ; Allah göktedir, ilmi ise heryerdedir.

Bence şimdi copy/pasteyi bırakta bize Selefin açık sözleri ile gel. Müteahhirinin eşari-maturidilerin sözlerini umursamıyoruz.
 
A Çevrimdışı

Ahmed1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
]Bu rivayet sahih bir isnatla rivayet edilmemiş olup, İmam Ebu Davud“el-Merâsil” ]adlı kitabında rivayet etmiştir. Muhaddisler diyorlar ki: ”Sadece rivayet etmek sabit olması anlamına gelmez. Bir hadis sahihtir diyebilmemiz için ya bu hadis hakkında bir hafız bu sahihtir diyecek veya “Bu kitapta sadece sahih hadisleri yazacağım” dediği kitapta rivayet edilecektir.” Bu konu hakkında daha geniş bir bilgi için İmam Ebu Davud’un “el-Merâsil”] adlı kitabına bakınız.
 
L Çevrimdışı

lafons7275

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ahmed1 ve daşdemir kardeşlerim: "Kur'ân-ı Kerim'i kalbleriniz onun üzerinde birleştiği müddetçe okuyun! Onun hakkında ihtilafa düştüğünüzde hemen kalkın." hadis-i şerifini nasıl anlamalıyız?
 
D Çevrimdışı

Daşdemir

Üyeliği İptal Edildi
Banned
]Bu rivayet sahih bir isnatla rivayet edilmemiş olup, İmam Ebu Davud“el-Merâsil” ]adlı kitabında rivayet etmiştir. Muhaddisler diyorlar ki: ”Sadece rivayet etmek sabit olması anlamına gelmez. Bir hadis sahihtir diyebilmemiz için ya bu hadis hakkında bir hafız bu sahihtir diyecek veya “Bu kitapta sadece sahih hadisleri yazacağım” dediği kitapta rivayet edilecektir.” Bu konu hakkında daha geniş bir bilgi için İmam Ebu Davud’un “el-Merâsil”] adlı kitabına bakınız.

Birincisi- Ebu Davud'un "EL-MERASİL" isimli kitabı değil konu. Benim sözü naklettiğim kitabın ismi "Mesailu Ahmed"dir.

Ama sen hiç birşey anlamamış olacaksın ki MESAİLU AHMED kitabı ile irsal hadislerin zikredildiği MERASİL kitabını karıştırmışsın.

İkincisi - Benim zikrettiğim haber MÜRSEL değil, Mürsel hadis ne demektir bilmediğin hadis ilminden cahil olmandan belli. Mürsel demek, tabiinin sahabeyi zikretmeden PEYGAMBER SAV'den haber vermesidir.

Ben ise İmam Malik'ten nakilde bulundum. İstediğin kadar zorlasanda irsal olamaz, çünkü bu bir hadis değil, haber.

Üçüncüsü - Ben senedini buraya aktardım. Zayıf ya da uydurma diyen kimse gelsin buraya ispatlasın.

Ebu Davud kitabında zikretti = Sikadır
Ebu Davud ise Ahmed bin Hanbel'den duydu = Ahmed bin Hanbel sikadır
Ahmed bin Hanbel'de Surayc bin Numan'dan duydu = Surayc'da sikadır.
Surayc'da Abdullah bin Nafi'den duydu = İbn Nafi'de sikadır.

Varsa zayıflığı buyrun bekliyorum, ben sikalığını ispatladım. Artık söz zayıflığını iddia edenlerde.
 
A Çevrimdışı

Ahmed1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Verdiğin İmam Malik rivayetinin analizi:

Ravileri:

Süreyc İbni Ebu Numan: imam Ibni Hacer El Askalani(takrib 2218)-de Onun rivayetleri zayif idi buyuruyor.

Abdullah Ibni Nafi es Saik: Onun hafizasi zayif idi(Hafiz İbni Hacer El Askalani,Takrib,3659)

El Bedra şöyle dedi:Ben Ebu Zuraha Abdullah İbni Nafi hakkinda bahsetdiyimde kizdiğini hissetdim( Mu’asassat Ar-Risalah’s,3609)

İmam Buhari:Onun Ezberi kusurlu idi(Tarih Es Sağir 278/5)

Imam Hibban:O, hadisi kendi ezberinden söyledikde yaniliyor(Et Tikat)

İmam Es Sici: zayif ravidir(Sualaat Es Sicilil Hakim,sayfa 188)

Hafiz İbni Adi:Abdullah ibni Nafi İmam Malikten doğru olmayan şeyler rivayet ediyor(El Kamil sayfa 1556)

Ebu Talib naklediyor ki,İmam Ahmed bin Hanbel dedi:”O,güçlü ravi deyil ve fikir ehlidir”(El Mizan El Zehebi,sayfa 178)

El Bərdai naklediyor ki,Ebu Zurah dedi:”O,bana münker olan hadisler naklediyor“(Tahdib El Kemal,sayfa 375)

Albani çelişkiye düşerek “Silsile el zaifa(2:231-232)”- ve “Al-Uluv(sayfa 397,nom 708)” kitaplarnda bu ravnin zayif ravi sayildiğini bildiriyor.


İmam Ahmedin Müsnedinde
حدثنا سريج بن النعمان حدثنا عبد الله بن نافع عن ابن أبي ذئب عن ابن أخي جابر بن عبد الله عن جابر بن عبد الله قال


Süreyc En Numan Abdullah bin Nafidən….


Ebu Davudda ise,
حدثنا أحمد بن صالح قال قرأت على عبد الله بن نافع قال أخبرني ابن أبي ذئب عن ابن أخي جابر بن عبد الله عن جابر بن عبد الله قال


Ahmed İbn Salih Abdullah bin Nafiden…


ifadeleri geçmektedir ve her ikisinde de ravi zinciri Abdullah Bin Nafiye bağlidir ki,bu ravi zayifdir.Bu Hadis sahih isnadla rivayet edilmemiştir ve delil hükmü teşkil edemez
 
A Çevrimdışı

Ahmed1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ben sana cahil bile dmek istemiyorum.Kendi ağzımı bozsam bana zarar.
 
D Çevrimdışı

Daşdemir

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Verdiğin İmam Malik rivayetinin analizi:

Ravileri:

Süreyc İbni Ebu Numan: imam Ibni Hacer El Askalani(takrib 2218)-de Onun rivayetleri zayif idi buyuruyor.

Abdullah Ibni Nafi es Saik: Onun hafizasi zayif idi(Hafiz İbni Hacer El Askalani,Takrib,3659)

El Bedra şöyle dedi:Ben Ebu Zuraha Abdullah İbni Nafi hakkinda bahsetdiyimde kizdiğini hissetdim( Mu’asassat Ar-Risalah’s,3609)

İmam Buhari:Onun Ezberi kusurlu idi(Tarih Es Sağir 278/5)

Imam Hibban:O, hadisi kendi ezberinden söyledikde yaniliyor(Et Tikat)

İmam Es Sici: zayif ravidir(Sualaat Es Sicilil Hakim,sayfa 188)

Hafiz İbni Adi:Abdullah ibni Nafi İmam Malikten doğru olmayan şeyler rivayet ediyor(El Kamil sayfa 1556)

Ebu Talib naklediyor ki,İmam Ahmed bin Hanbel dedi:”O,güçlü ravi deyil ve fikir ehlidir”(El Mizan El Zehebi,sayfa 178)

El Bərdai naklediyor ki,Ebu Zurah dedi:”O,bana münker olan hadisler naklediyor“(Tahdib El Kemal,sayfa 375)

Albani çelişkiye düşerek “Silsile el zaifa(2:231-232)”- ve “Al-Uluv(sayfa 397,nom 708)” kitaplarnda bu ravnin zayif ravi sayildiğini bildiriyor.


İmam Ahmedin Müsnedinde
حدثنا سريج بن النعمان حدثنا عبد الله بن نافع عن ابن أبي ذئب عن ابن أخي جابر بن عبد الله عن جابر بن عبد الله قال


Süreyc En Numan Abdullah bin Nafidən….


Ebu Davudda ise,
حدثنا أحمد بن صالح قال قرأت على عبد الله بن نافع قال أخبرني ابن أبي ذئب عن ابن أخي جابر بن عبد الله عن جابر بن عبد الله قال


Ahmed İbn Salih Abdullah bin Nafiden…


ifadeleri geçmektedir ve her ikisinde de ravi zinciri Abdullah Bin Nafiye bağlidir ki,bu ravi zayifdir.Bu Hadis sahih isnadla rivayet edilmemiştir ve delil hükmü teşkil edemez



COPY/PASTE yaptığın ARAZHESENZADE sitesinin üyeleri cerh-tadilde hile yapmaya bayılmışlar ki, kafalarından güzel işler uydurmuşlar.

Abdullah ibn Nafi'nin hafızasında hafif kusur olması, onu sikalıktan zayıflığa değil sadukluğa düşürür.

Ayrıca Sureyc bin Numan hakkında dedikleri tamamen uydurma. Biz bulamadık, bulan varsa şuraya koysun bir zahmet.

Malesef insafı olmayan kişiler dine uymazlar, dini kendi hevalarına göre uydururlar.

Zaten haberi Ebu Davud'un zikretmesi ve Ahmed'den haber vermesi itikadlarını göz önüne seriyor. Allah ikisindede razı olsun.
 
Üst Ana Sayfa Alt