Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Allah Sadece Muttakilerden Kabul Eder

Bir Müslümanın Günlüğü Çevrimdışı

Bir Müslümanın Günlüğü

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
maide 27.jpg


Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

Es selamu aleykum.

Neden İslam’ı tebliğde genel olarak başarısızız?

Neden İslam için çabalarımız genel olarak etkisiz?

Neden müslümanlar olarak bir araya gelerek etkili bir şeyler yapamıyoruz?

Bu sorunları düşünmeyenimiz yoktur ve aslında çoğumuz bu konulardaki hatalarımızın da farkındayız. Daha önce yazılmış olan şeyleri tekrar yazmak hatırlatma açısından elbette faydalıdır ancak ben bu kez değişik bir bakış açısıyla durumumuzu daha iyi anlamaya davet ediyorum...

Anlatacağım konu ile ilgili her şey, bir gün Elmalılı’nın mealini okurken Maide 27. ayete gelmemle başladı.

Habil ile Kabil’in sunduğu kurbanları hepimiz biliriz değil mi? Bakın bildiğimiz haliyle işte o olay:

"Onlara Âdem'in iki oğluyla ilgili haberi hakkıyla oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen, ötekine):" Seni öldüreceğim" demişti. Diğeri ise şöyle demişti: "Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder"."

Maide:27

Peki Elmalılı Hamdi Yazır bu ayeti nasıl meallendirmiş biliyor musunuz?

“Hem onlara Âdem'in iki oğlunun kıssasını hakkıyla oku, hani ikisi birer yakınlık takdim ettiler de birinden kabul edildi diğerinden edilmedi . «Seni mutlak öldürürüm» dedi, o biri yok dedi: Allah ancak müttakilerden kabul buyurur.”

Maide: 27


O gün bu ayetin mealini okuduğumda “Kurban” kelimesinin sözlük anlamının “Yakınlık” olduğunu tuhaf hisler eşliğinde anladım ve birden Kurban’a bakış açım değişti. Kurban’a “yakınlık sunmak” gözüyle kaçımız bakmıştır? Ve bu gözle baktıktan sonra, kaç kişi "Allah’a yakınlaşmak için" yaptığı şeylerin hepsinin "bir yönüyle kurban olduğunu" düşünmüştür? (Sözlükte “yaklaşmak, Allah’a yakınlık sağlamaya vesile olan şey” anlamına gelen kurban, dinî bir terim olarak, “ibadet maksadıyla belirli bir vakitte belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce boğazlamak, ya da bu şekilde boğazlanan hayvan” demektir.) Ve bir ibadet olarak Kurban’ın (başından sonuna kadar) kabulü için bir çok şart vardır da; peki hayatımızda Allah’a yakınlık olsun diye sunduğumuz amellerimizin hiç yok mudur? Aslında bu temel kaide Habil’in diliyle sabittir:

“Allah ancak muttakilerden (Allah’tan korkanlardan) kabul eder. “

Allah’tan korkanların amelleri esnasındaki halini düşünsek, şu şekilde gözlemleyebiliriz değil mi?:

-Kendisini o an Allah’ın gözetlediğini bilmektedir;

-Şeytan’ın her hayırlı işte olduğu gibi, işleri karıştırma ihtimaline karşı tetiktedir.

Dolayısıyla zihnindeki düşünceleri süzgeçten geçirerek, nefsinin kışkırtmalarını aradan çıkararak, olabilecek en sakin, yani “huşu halinde” amelini yapmakta/yapmaya çalışmaktadır.

Şimdi "Kurban" kelimesini sözlük anlamıyla ele alıp, örnek olarak "başarısızlıklarımızdan biri olan tebliğe" bakalım mı, nasıl bir sonuç çıkacak?

“Allah’a yakınlık olsun” diye tebliğ yapan muttaki kişi, "zamanını ve cümlelerini kurban etmekte/Allah'a yakınlık olarak sunmakta” ise;

-Zaman konusunda sabırsız olup, (Kabil gibi) “kurban ettiği/yakınlık olarak sunduğu zamanının” çürüğünü mü ayırır?

-Cümleler konusunda özensiz olup, (Kabil gibi) “kurban ettiği/yakınlık olarak sunduğu cümlelerin” çürüğünü mü seçer?

Yoksa “Habil gibi” özenli davranıp; en kaliteli zaman ve en güzide cümleleri mi seçer sizce?


Özetle:

Allah için yaptığınızı düşündüğünüz her ne varsa; Habil'i, Kabil’i ve sundukları kurbanları düşünün ve anlayın:

“Allah sadece muttakilerden kabul eder…”




Selam ve dua ile…

Bir Müslümanın Günlüğü
 
Üst Ana Sayfa Alt