Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Anlayıp İdrak Eden Kalb mi, Yoksa Akıl mıdır?

N Çevrimdışı

Nicat

Üye
İslam-TR Üyesi
Birileri bunu soru-cevap bölümüne geçirirse güzel olur. Hakkınızı helal edin yanlış yere yazdım.
Öncelikle böyle bir soru sorduğum için hakkınızı helal edin. Bir ateist tanıdığım bana gerçekten Müslüman olmak istediyini söyledi. Fakat kafasına takılan bazı sorunları çözmek istiyor. Mesela: Kuranda bazı ayetlerde insanın kalbiyle düşündüğü yahut anladığı geçiyor.

And olsun ki, cehennem için de birçok cin ve insan yarattık; onların kalbleri vardır ama anlamazlar; gözleri vardır ama görmezler; kulakları vardır ama işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibi hatta daha sapıktırlar. İşte bunlar gafillerdir.(A’RAF 7/179)

Benden bunun açıklamamı istedi, malesef bir şey söyleyemedim. Bir cevabı olan varsa Allahın izniyle yardım etsin lütfen.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kalb zahiren bir et parçası olup, vucudun ihtiyacı olan kanı bedene pompalamakla mukelleftir. Kalbin bir de mânevi (mecâzi) boyutu vardır ki, ayet ve hadis-i şeriflerde işâret buyrulan yönü burasıdır. Asrımızda mâlumumuzdur ki, kalb nakli yapılabilmekte, hastaya farklı kişinin (veya yapay-sûni) kalbi takılmasına rağmen imanı ve karakteri sabit kalabilmektedir.


Âmir dedi ki: Ben Nu'mân ibn Beşîr (r.anh)'den şöyle derken işittim: Ben Rasûlullah (s.a.v.)'den şöyle buyururken işittim:
"Halâl belli, haram da bellidir. İkisi arasında (halâl mı, haram mı belli olmayan bir takım) şubheli şeyler vardır ki, çok kimseler bunları bilmezler. Her kim şubheli şeylerden sakınırsa, ırzını da, dînini de tertemiz tutmuş olur. Her kim şubheli şeylere dalarsa, (içine girmek yasak olan) koruluk etrafında davarlarını otlatan bir çoban gibi, çok sürmez içeriye dalabilir. Haberiniz olsun, her devlet başkanının kendine mahsûs bir koruluğu olur. Gözünüzü açın; Allah'ın yeryüzündeki koruluğu da haram ettiği şeylerdir. Haberiniz olsun ki, bedenin içinde bir lokmacık et parçası vardır ki iyi olursa bütün beden iyi olur; bozuk olursa bütün beden bozulur. İşte o (et parçası) kalbdir"

(Buhari, İman, Bab 39, Hadis no: 45; Muslim, Musakât, 37)

"Mudğa" sözünü, bedenin kalan kısmına nisbetle küçültmek iradesiyle "kalb" ma'nâsına kullanılmıştır. Kalb bu küçüklüğüyle beraber bedenin salâhı ve fesadı ona tâbi'dir. Mahal irâdesi 'itibariyle kalbden akıl ve anlayış ve şecaat gibi şeyler de irâde olunur. Kaldı ki yürek dediğimiz, sol cânibde asılmış olan ma'lûm etten uzuvdur. Lâkin bir gönlümüz dahi vardır ki, sukûn, harekelemeyi, istikrah gibi hâllerin medarıdır.

Kur'an'da ve hadislerde kalbin mahiyeti ve tarifi üzerinde değil işlevleri ve nitelikleri üzerinde durulmuştur. Kur'an ve hadiste geçen kalb kelimesi insanın anlama, kavrama, düşünme ve şeylerin hakikatini bilme yönünü, başka bir ifadeyle insanı insan yapan ve diğer canlılardan ayıran temel niteliğini dile getirir. İnsanın idrak eden, bilen ve kavrayan tarafı olduğu için kalb ilâhî hitaba muhatabdır, yükümlü ve sorumludur. Dinî ve İnsanî hayatın merkezinin kalb olduğu Kur'an ve hadislerde açıkça ifade edilmiştir.
"Kalbleri var ama onunla bir şey anlamıyorlar" (Âraf 179),
Akletmek için onlarda kalb yok mu? (Hacc 46),
"Kalbi olanlar için bunda öğüt vardır" (Kaf 37) mealindeki âyetler kalbin idrak, ilim, marifet ve düşünme aracı olduğunu ortaya koymaktadır. Bundan dolayı kalb (fuâd) sorumludur.

Kalbin bir özelliği de değişken olması (Musned, IV, 408; VI, 302) renkten renge girmesidir. Bu husus duygu, düşünce ve inançların değişmesini beraberinde getirir. Bundan dolayı bir hadiste;
"Ey kalbleri değiştiren, evirip çeviren Allah, kalbimi dinin ve taatin üzerine sabit kıl" (Musned, II, 168, 173; Muslim, "îmân", 1, 2; Tirmizî, "Dacavât", 89, 124) şeklinde dua edilmesi tavsiye edilmiştir.
"Kalbleri sabit kılan Allah'tır" (İbn Mâce, "Mukaddime", 13)
"Kalbler Allah'ın iki parmağı arasındadır" (Muslim,"Kader", 17; İbn Mâce, "Mukaddime", 1 3; Tirmizî,"Dacavât", 89, "Kader", 7) hadisi de Allah Teâlâ'nın kalbleri değiştirdiğini ve yönlendirdiğini göstermektedir.
Kalb duygu, düşünce ve inanç bakımından çok çeşitli renklere girmeye ve şekiller almaya elverişlidir. İmanın mahalli kalbdir, samimi bir şekilde kalb ile tasdik ederek kelimei tevhid getiren kişi müslüman olur. (Buhârî, "İlim", 33, 39) İman kalbin tasdikidir.

Akıl ise, gerçeğin ölçüsü olabileceği gibi bu meselede tek ve yanılmaz demek değildir. İnsan, her mahlûkun hikmetli ve gayeli yaratıldığını, kendisinin de başıboş olamayacağını aklıyla kavrayabilir. Fakat Rabb'ine karşı neler yapması gerektiğine kendisi karar veremez, kendisine verilen nimetlere şükür gerektirdiğini anlayabilir, ancak bunun nasıl yapılacağı konusunda varsayımlar ileri süremez.


Konunun orijini ve detayı:
 
Üst Ana Sayfa Alt