Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Ayette 6 Gün, Hadiste 7 Günde Dünya Yaratıldı. Doğrusu Nasıldır?

A Çevrimdışı

abdul muntakim

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleyküm.
Forumda yeni olmakla birlikte formu uzun süredir takip eder, istifade ederim. Allah razı olsun.

İbn Kesir rahimeullah tefsirini okurken Araf suresi 54. Ayetin tefsirinde;
"Muhakkak ki sizin Rabbınız; gökleri ve yeri altı günde yaratan..." mealini verdikten sonra Ahmed'in rahimeullah musnedinde Ebu Hureyre'den radiyallahu anh rivayet ettiği şu hadisi veriyor;
"Allah Teâlâ toprağı (yeryüzünü) cumartesi günü yarattı. Ondaki dağları pazar günü, ağaçları pazartesi günü, hoşlanılmayan şeyleri salı günü, nuru çarşamba günü yarattı. Hayvanları perşembe g^mü. yeryüzüne dağıttı. Âdem’i cum’a günü yaratıkların sonuncusu olarak, ikindiden sonra cum’a saatlarının son saatmda ikindi ile gece arası yarattı."

Ayette 6 gün iken hadiste 7 gün de yaratılış gerçekleşiyor. Aynı hadisin değişik varyantları muslim ve nesei de rahmetullahi aleyhima rivayet ediyor. Ayet ve sahih hadis arasındaki bu farklılık nasıl giderilir veya giderilmiştir.
Form kurallarını okumakla birlikte bir yanlışım olduysa acemiliğime mazur görün.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullahi we berakâtuh ;

"Şubhesiz Rabb'iniz Allah, gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra Arş üzerine hükümran oldu. O, geceyi durmadan onu kovalayan gündüze bürüyüp örter; güneş, ay ve yıldızlar emrine âmâdedir. İyi biliniz ki yaratma ve emir O'nundur. Âlemlerin Rabb'i olan Allah ne yücedir." (Âraf 54)

SİTTETİ EYYÂM - Altı gün: Bazı tefsirciler bu altı günün dünya günleri denilen, bilinen günler diye kabul etmişlerdir. Gerçekte lugat bakımından "yevm" denilince önce güneşin yeryüzüne doğmasıyla batışı arasındaki zaman muddeti demek olan gün mânâsı akla gelir. Fakat henüz yer ve güneşin bulunmadığı yaratma sırasında bu mânâ ile bir gün tasavvur olunamayacağı açık ve Kur'ân'ın bir çok yerlerinde olduğu gibi "yevm"in vakit mânâsına geldiği ve dil bakımından bilindiğinden burada da "altı gün"ün, "altı vakit" mânâsıyla tefsir edilmesi lazım geleceği bir çok tefsirci tarafından hatırlatılmıştır. Bunun ölçüsünün ise bilinen güne eşit veya ondan kısa veya uzun olması mümkündür. Nitekim "Kim O gün, savaşmak için bir tarafa çekilme, ya da başka bir birliğe katılmak dışında arkasını döner (kaçar)sa" (Enfâl, 16) âyet-i kerimesinde "yevm" (gün) böyledir. "Sizin saydığınız (yıllar) dan bin yıl kadar süren bir günde" (Secde, 5) âyetinde, bizim saydığımız günlerle bin sene; diğer "Miktarı elli bin yıl süren bir günde" (Meâric, 4) âyetinde ise, elli bin sene miktarı ile açıklanmıştır ki, bunlar da "ahiret günleri" adıyla bilinir. Ve İbnu Abbas, Kâ'b, Mucâhid, Dahhâk gibi büyük tefsirciler de buna uygun tefsir etmişlerdir. Buna göre, "altı günde" demek, miktarı binlerce seneye varan "altı zamanda" demektir. Fakat açıklamadan kastedilen, bunların uzama miktarı değil, bu miktarın ezele, istivâ (hâkimiyet)nın mutlak ve ebedîliğine göre altı gün denecek kadar sınırlı zamanlardan ibaret bulunduğunu anlatmak olduğundan "altı gün" buyurulmuştur. (Elmalılı Hamdi Yazır tefsiri)

Göklerin ve Yerin Altı Günde Yaratılması
Allah Teâlâ gökleri, yeri ve bunlar arasındakiler ile âlemi altı günde yarattığını haber veriyor. Nitekim Kur'an'da başka bir âyette de bunu haber vermiştir.
Altı gün: Pazar, Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cumu'adır. Bu günde bütün yaratıklar toplanmış, Âdem (a.s.) bu günde yaratılmıştır. Bu günlerin her birerinin, bu günler (dünya, günleri) gibi olup olmadığında ihtilâf edilmiştir, —Nitekim zihinlere ilk gelen ihtimâl de budur—. Yoksa her bir gün bin sene gibi midir? Nitekim bunu Mucâhid, İmâm Ahmed ibn Hanbel belirtmişlerdir. Dahhâk'ın rivayetine göre, İbn Abbâs'tan da böyle nakledilmiştir. Çünkü p, yedinci gündür. Ve bu sebeble sebt olarak adlandırılmış olup anlamı kesmedir.
İmâm Ahmed'in Musned'inde rivayet ettiği hadîse gelince; Haccâc'ın... Ebu Hurayra'den rivayetine göre;
O, şöyle demiştir: Allah Rasûlu (s.a.v.) elimi tuttu ve şöyle buyurdu: Allah Teâlâ toprağı (yeryüzünü) Cumuartesi günü yarattı. Ondaki dağları Pazar günü, ağaçları Pazartesi günü, hoşlanılmayan şeyleri Salı günü, nuru Çarşamba günü yarattı. Hayvanları perşembe günü yeryüzüne dağıttı. Âdem'i Cumu'a günü yaratıkların sonuncusu olarak, ikindiden sonra Cumu'a saatlarinin son saatında ikindi ile gece arası yarattı.
Hadîsi başka bir şekli ile Muslim İbn el-Haccâc Sahîh'inde ve Neseî, Haccâc İbn Muhammed el-A'ver kanalıyla İbn Cureyc'den rivayet etmişlerdir.
Bunda yedi günün hepsi de doludur. Halbuki Allah Teâlâ «altı günde» buyurmuştur. Bu sebebledir ki, Buhârî ve hafızlardan bir çoğu, bu hadîs hakkında konuşmuşlar ve onu Ebu Hurayra ile Kâ'b el-Ahbâr'dan rivayet etmişlerdir ki bu; merfû' değildir. En doğrusunu Allah bilir.


«Bizim buyruğumuz, ancak bir göz açıp kapama kadar bir andır» âyeti, eşyanın her birinin îcâd ve i'dânuna (yok edilmesine) hamledilmiştir. Çünkü bir şeyin îcâdı ve mevcûd olan bir varlığın yok edilmesi tekrarı kabul etmez, ancak bir defada yapılabilir. Süreç ve muhlet ise ancak bir zaman içinde olur.

Allah yer ve gökleri altı gün yerine başka bir zaman mikdârında ihdas etseydi, aynı suâl yine sorulacaktı. Bazıları bu soruya şöyle cevab vermeye çalışmışlardır: Yedi rakamı, büyük bir şerefi hâizdir. (Bu rakamın şerefi bahsi, kadir gecesinin yirmi yedinci gece olduğunun açıklanmasında da geçmektedir). Bu kimseler diyorlar ki: Buna göre altı gün kâinatın yaratılmasında, yedinci günde mulk ve melekûtun üstün olmasında geçmiştir. Böylece tamamlanma yedi günde olmuştur.

Altı günden maksad, altı vakit demektir veya altı gün mikdârınca demektir. Çünkü bilmen gün; güneşin doğuşundan batışına kadar geçen zamandır. Ancak o zamanda henüz bu gün mevcûd değildi. Allah Teâlâ'nın eşyayı bir defada varetmeye gücü yettiği halde, tedricî olarak yaratması O'nun ihtiyarına delildir. Gözlere ibret alınması için bîr örnektir. İşlerde teenni ile hareket edilmesini teşvik içindir. (
Ebu’l-Fida İsmail İbn Kesir, Hadislerle Kur’an-ı Kerim Tefsiri, Çağrı Yayınları: 6/2984-2985)


"Altı gün'den kasıt, âhîret günlerinden altı gündür ki, her bir gün bin yıl demektir. Bu da göklerin ve yerin yaratılışının önemini ortaya koymak içindir. Dünya günlerinden altı gün olduğu da söylenmiştir.
Mucalıid ve başkaları ise şöyle demişlerdir: Bu günlerin ilki Pazar, sonuncusu ise Cumua günüdür. Bu süreyi yüce Allah zikretmekle birlikte O, bunları bir anda dahi yaratmak dileseydi elbette bunu yapardı. Zira O, bunlara ol demeye ve bunları hemen var etmeye kadirdir. Fakat O, kullara yapacakları işlerinde yumuşak davranmayı ve sağla iş yapmayı öğretmek istemiştir. Diğer taraftan kudretinin, meleklere peyder pey zuhur etmesini dilemiştir. Bu ise: Melekleri göklerden ve yerden önce yaratmıştır, diyenlerin görüşüne göredir.
Göklerin ve yerin altı günde yaratılmasındaki bir diğer hikmet de şudur; Her bir şeyin O'nun nezdinde bir süresi vardır. Ayrıca O, bununla isyankârları cezalandırmakta acele etmeyi terk ettiğini de açıklamaktadır. Çünkü O'nun nezdinde her bir şeyin bir vadesi vardır. Bu da yüce Allah'ın: "Biz, onlardan önce kuvvetçe kendilerinden daha çetin olan nice nesiller helak ettik" (Kaf, 36) diye buyurmasından sonra: "Andolsun gökleri, yeri ve aralarında olanları Biz altı günde yarattık. Ve Bize bir yorgunluk da dokunmadı. O halde söylediklerine sabret..." (Kaf, 38-39) buyruğunu andırmaktadır. (Kurtubi, Camiu'l Ahkamu'l Kuran)

"Şubhesiz Rabb'iniz olan Allah gökleri ve yeri altı günde yarattı”:
Mahlukatın yaratılmaya başladığı günde üç görüş beyan ederek ihtilaf etmişlerdir:

Birincisi: O, Cumuartesi günüdür. Muslim, "Sahih”inde Ebu Hurayra'den şöyle rivayet etmiştir:

حدثني سريج بن يونس وهارون بن عبدالله. قالا: حدثنا حجاج بن محمد. قال: قال ابن جريج: أخبرني إسماعيل بن أمية عن أيوب بن خالد، عن عبدالله بن رافع، مولى أم سلمة، عن أبي هريرة،
قال: أخذ رسول الله صلى الله عليه وسلم بيدي فقال "خلق الله، عز وجل، التربة يوم السبت. وخلق فيها الجبال يوم الأحد. وخلق الشجر يوم الاثنين. وخلق المكروه يوم الثلاثاء. وخلق النور يوم الأربعاء. وبث فيها الدواب يوم الخميس. وخلق آدم، عليه السلام، بعد العصر من يوم الجمعة. في آخر الخلق. في آخر ساعة من ساعات الجمعة. فيما بين العصر إلى الليل
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem elimden tuttu: «Allah (Azze ve Celle) yeri Cumuartesi günü yaratmış, O toprakta dağları pazar günü, ağaçları pazartesi günü, sevilen şeyleri salı günü, nuru çarşamba günü yaratmış. Yerin üzerine hayvanları perşembe günü yaymıştır. Adem (Aleyhisselam)'ı da Cumua günü ikindiden sonra mahlûkatın en sonunda ve Cumu'a saatlerinin nihayetinde, ikindi ile akşam arasında yaratmıştır
(Muslim, Sıfatu'l Munafîkin ve Ahkamihim, Hadis no, 27 - 2789; Ahmed, Musned, 2/327)

Muhammed bin İshak’ın tercihi budur, ilim adamları bunun üzerinde ittifak etmişlerdir.

İkincisi: Pazar günüdür, bunu da Abdullah bin Selam, Kâ’b, Dahhak ve Mucâhid demişler; ibn Cerir Taberi de bunu demiştir.
Tevrat ehli (Yahudiler) de böyle, derler.

Üçüncüsü: Pazartesi günüdür, bunu da İbn İshak, demiş; İncil ehli (Hristiyanlar) da böyle derler.
"Altı günde”: Bunun manas: O kadar zamanda, demektir. Çünkü gün, güneşin doğmasına ve batmasına denir. O zaman güneş yoktu.
İbn Abbas da: O günlerden her biri dünya gününün bin yıl kadarıdır, demiştir. Kâ’b, Mucâhid ve Dahhak da böyle demişler, bunda da ihtilaf edeni bilmiyoruz.
Eğer biri: O dunya günleri gibiydi, derse, iki yönden gerçeğe uzak olur:
Birincisi: Nakle muhaliftir. İkincisi: Altı bin senede meydana gelen gecikmenin "O'nun işi şöyledir: Bir şey yaratmak istediği zaman ona "ol” der, o da oluverir” (Yasin: 82) ayetini düşündüğü zaman o gecikmenin altı günde meydana geldiğini zanneder.
Eğer: "Onları niçin bir anda yaratmadığı, buna gücü yeterdi?" denilirse, buna beş türlü cevab verilir:
Birincisi: O her gün meleklerin ve görenlerin hayret edeceği bir şey meydana getirmek istedi. Bunu ibn Enbari, demiştir.
İkincisi: Adem var olmadan önce O ve zurriyeti için yaratılan şeylerde acele etmemek, Onun melekler katındaki saygınlığını daha çok
artırır.
Üçüncüsü: Acele etmek kudreti daha çok gösterir, ağır davranmak hikmeti daha çok gösterir. O da bunda hikmetini göstermek istemiştir, nitekim kudretini de: “Ol der ve oluverir” kavli ile göstermiştir.
Dördüncüsü: O, kullarına düşünmeyi ve acele etmemeyi öğretmiştir. Hiç hata yapmayan acele etmezse, hata yapanın hiç acele etmemesi gerekir.
Beşincisi: Bir şeyi yaratmada böyle aşamalı davranmak, bunun tabiat tarafından veya kendiliğinden yaratılmadığını daha iyi gösterir.
(İmam Ebu'l Ferec Cemâluddin Abdurrahman Ali İbn Muhammed Cevzi, Zâdu'l Mesir fi İlm't Tefsir, C. 3, Sf: 337 - 338)


Semmûye, Fevâid'de, Zeyd b. Erkam’ın şöyle dediğini bildirir: "Yüce Allah, gökleri ve yeri altı günde yarattı, bu altı günden her birinin, Ebû Câd, Hevvâz, Huttî, Kelemûn, Se’fas, Karât gibi ismi vardır."
Saîd b. Mansûr, ibn Ebî Şeybe, ibn Cerîr, İbnu'l-Munzir, ibn Ebî Hâtim ve Beyhakî, el-Esmâ ve’s-Sifât’ta, Mucâhid’in şöyle dediğini bildirir:

"İlk önce, Arşı, su ve hava yaratılmıştır. Yeryüzü sudan yaratıldı. Allah, yeri yaratmaya pazar günü başlamış pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri devam etmiş, Cumua gününde ise yaratma işini tamamlamıştır. Fakat Yahudi'ler, Cumuartesi gününü kutsal kabul etmişlerdir. O altı günden her bir gün sizin, saydığınız günlerden bin sene gibidir."
İbn Ebî Hâtim’in bildirdiğine göre İkrime der ki: "Yüce Allah, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri Pazar günü başlamış, sonra Cumua günü üç saatte Arş'a istiva etmiştir. İlk saatte, insanların, Rabb'lerine dua edip yönelmesi için güneşleri yaratmıştır. Bir saatte de, insanoğlu öldüğü zaman (açıkta bırakılmayıp) gömülmesi için insandan çıkan pis kokuyu yaratmıştır.' (İbn Ebî Hatim 5/1497 (8577)
Beyhakî, el-Esmâ ve's-Sifat'ta, Hayyân el-A'rac'dan bildirir Yezîd b. Ebi Muslim, Câbir b. Zeyd'e bir mektub yazarak, yaratılan başlangıcın sorunca, Câbir “İlk olarak, Arş, su ve Kalem yaratılmıştır. Bunlardan hangisinin ilk önce yaratıldığını ise Allah daha iyi bilir' cevabını verdi. (Beyhakî (805)

İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Kâ'b(u'l-ahbâr) der ki: “Allah, gökleri ve yeri Pazar günü yaratmaya başlamış, pazartesi, salı, çarşamba ve
perşembe ve cumua günlerinde ise yaratma işini tamamlamıştır. O altı günden her bir günü (sizin, saydığınız günlerden) bin sene uzunluğunda yaptı." (İbn Ebî Şeybe (14/126)

İbn Merdûye’nin bildirdiğine göre Ebû Hurayra der ki: Peygamber (s.a.v.) elimden tutup şöyle buyurdu: "Ey Ebû Hurayra! Allah, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra Arş'a istiva etmiştir. Toprağı cumartesi, dağları pazar, ağaçları pazartesi, falan şeyi salı,
nuru çarşamba, hayvanları perşembe, Âdem'i de Cumua günü gündüzün sonunda yaratmıştır. "
ibn Ebî Hatim, Katâde'nin: “Yüce Allah, yedinci gün Arş'a istiva etmiştir" dediğini bildirir.
(Celaleddin es Suyûti, Durru'l Mensur , C.6, Sf: 407 - 408)
 
Üst Ana Sayfa Alt