Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Ay'ın İkiye Yarılma Hadisesini İnkar Etmenin Hukmu Nedir?

M Çevrimdışı

mervanbinmübarek

Üyeliği İptal Edildi
Banned
sa simdi ben abdulaziz bayindir diyorki hz.muhammed sav in bir mucizesi yoktur diyor yani sekkal kamer vb olan mucizelerin olmadigini söylüyor ve ayrica sadece kurani kerim bir mucizedir diyor.acele cevap abdulmuiz fida lütfen sorularimza cevapn gelmiyor <br>
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Aleykum selam we rahmetullah ;

Şakk-ı Kamer (Ay'ın Yarılması) Mucizesi, Efendimiz (s.a.v.) peygamberlikle vazifeli kılındıktan 8 sene sonra vuku buldu.

Ayın yarıklığı, Enes b. Mâlik, Abdullah b. Mes'ud, Huzeyfetu'l Yeman, Cubeyr b. Mut'im, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer, Mucahid, Katade Dehhak ve İbrahim en-Nehaî'den nakledilmiştir.

Kurayş Kabilesi'nin ileri gelen muşrikleri bir araya toplanmışlar ve Allah Rasûlunden, peygamberliğini ispatlayacak bir mucize istemeye karar vermişlerdi. Hep birlikte O'nun bulunduğu yere doğru ilerlerken gecenin ilk saatleri yaşanıyor ve Efendimiz (s.a.v.) parıl parıl parlayan ay ışığı altında Ali (r.anh), Huzeyfe İbn-i Yemân, Abdullah İbn-i Mes'ud, Cubeyr ibn-i Mut'im ve Abdullah İbn-i Ömer gibi büyük sahabelerle sohbet ediyordu. (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, İst.1945, c: 9, s.367,372. Elmalılı: Hak Dini Kuran Dili, II.baskı, fst. l960, c.7, s. 4622)


Ebu Nuaym'ın Delâil'de İbn Abbâs'tan rivayetine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) Mekke'de iken muşrikler toplanıp O'na gelmişler. İçlerinde el-Velîd ibnu'l-Muğîra, Ebu Cehl ibn Hişâm, el-As ibn Vâil, el-As ibn Hişâm, el-Esved ibn Abdi Yağûs, el-Esved ibnu'l-Muttalib, Rabîa ibnu'l-Esved ve en-Nadr ibnu'l-Hâris de olduğu halde Peygamber Efendimize gelerek:
"Eğer sen, gerçekten söylediğin gibi Allah tarafından vazifelendirilmiş bir peygamber isen bize Ay'ı ikiye ayır. Öyle ki, yarısı Ebû Kubeys Dağı, diğer yansı Kuaykıan Dağı üzerinde görülsün" dediler.
Rasûlullah (s.a.v.): "Şayet bunu yaparsam, îmân eder misiniz" diye sordu.
Onlar: "Evet, îmân ederiz" dediler.
Dâvâsında haklı ve doğru olduğunu göstermek için mûcizeyi istemek Peygamberin vazifesidir. İstenilen mûcizeyi yaratan ise Cenâb-ı Hak'tır. Ay'ın bedir haliydi, yani en güzel göründüğü 14. gecesiydi. Kâinatın Efendisi, Allah'ın emir ve iradesi dâiresinde hareket eden Ay'a şehâdet parmağıyla işâret etti. Bu işaret-i Nebevî kâfi geldi ve ay ikiye ayrıldı. Öyle ki yarısı muşriklerin istedikleri gibi Ebû Kubeys Dağı üzerinde, diğer yarısı ise Kuaykıan Dağı üstünde iki parça halinde göründü.
Rasûlullah (s.a.v.) orada bulunan halka: "Ey Ebu Seleme ibn Abdi'l-Esed, ey el-Erkam ibnu'l-Erkam Şahid olunuz! Şahid olunuz!" diye seslendi. (Muslim,Munafikun, 43, 44 - 8/132; Tirmizî, 5/397; Ahmed İbn-i Hanbel, Musned, 1/447;Buharî, Menakıb, 37, Tefsiru sureti 54/1)
Bu apaçık mûcize karşısında da muşrikler, inad ve inkârlarından vazgeçmediler. Üstelik;
"Bu da Ebû Kebşe'nin oğlunun bir sihridir" (İbni Kesîr, Tefsir: 4/262) diyerek asılsız bir te'vilde bulunarak, kendi kendilerini aldatma ve teselli etme yoluna saptılar. Gözleri önünde cereyan eden hâdiseyi elbette inkâr edemezlerdi. İnkâr edemedikleri için de, çıkar yol olarak "sihirdir" demek zorunda kalıyorlardı!
Sırf Rasûl-u Ekram (aleyhisselam) davasına tasdik etmemek için bu apaçık mûcizeye "sihirdir" diyen muşrikler, aralarında şöyle konuşmaktan da edemediler:
"
Şayet Muhammed büyü yaptı ise, bu büyüsü bütün yeryüzünü kaplayamaz ya! Etraftan gelecek olan yolculara soralım, bakalım onlar da gördüklerimizi görmüşler mi?" (Tirmizî, 5/398; Kâdı İyad, Şifâ: 1/238; İbni Kesîr, Tefsir: 4/262)
Etraftan gelen yolculara sordular. Onlar da aynısını gördüklerini itiraf ettiler. Bütün bunlara rağmen, ruhen ve kalben tefessüh etmiş, şirkle gönüllerini kirletmiş muşrikler, "iman ederiz" vâdinde bulundukları halde inanmadılar, ebedî saâdetin kaynağına koşmadılar. Üstelik arkasından da şöyle dediler: "Yetim-i Ebû Talib'in sihri semâya da tesir etti!" (Kâdı İyad, Şifâ: 1/238)

Muşriklerin, Rasulullah (s.a.v.) mûcizesini inkâr etmeleri üzerine, Cenab-ı Hak, inzal buyurduğu âyet-i kerimelerde hâdisenin vuku bulduğunu bildirip, onlarınsa imansızlıkta, yalanda diretip durduklarını beyân etti:
Kıyâmet yaklaştı ve ay yarıldı. Kâfirler bir mucize görünce yüz çevirirler ve:Bu devam ede gelen bir büyüdür.’ derler.” (Kamer surasi 1-2)

Kur'an'la sâbit olan "İsrâ" ve "İnşikâk-ı Kamer" gibi hissî ve kevnî mucizeleri inkâr etmek kufurdur!
 
M Çevrimdışı

mervanbinmübarek

Üyeliği İptal Edildi
Banned
sa kardes saol biz bu dersi islemistik ama yine de kalbim daha da mutmain olsun dedim ALLAH razi olsun
 
Üst Ana Sayfa Alt