Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Beşeri Kanunlar Ile Hükmetmenin Küçük Küfür Olduğu Iddialarına Cevap - Abdullah El Ğuneyman

Menaratulhuda Çevrimdışı

Menaratulhuda

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi

10655444_1542195059393085_4983198445784648917_o.jpg

Beşeri Kanunlar İle Hükmetmenin Küçük Küfür Olduğu İddialarına Cevap

Şeyh Abdullah El Ğuneyman


Şeyh Ğuneymanın talebesi, Allah’ın indirdikleri ile hükmetmemenin her durumda küçük küfür olduğunu iddia edenlerin şüphelerini okuyor:
İbni Abbas (Radıyallahu anh) Allahu Teala’nın bu ayetine; "..Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir". Maide 44 "Bu onların zannettiği küfür değildir". der

Tavus diyor ki:

İbni Abbas’a bu ayet soruldu ve o dedi ki: "Lakin bu Allah’a, onun meleklerine, kitablarına ve peygamberlerine edilen küfür değildir." ve yine dedi ki: "Bu, insanı İslam milletinden çıkaran küfür değildir."

Ve Sufyan ibn Ebi Curaycin Ata’dan nakille diyor ki; "Bu kufrun dune kufr (küfrün altında küfür-küçük küfür), zulmun dune zulm, fıskun dune fısktır".


Şeyh Abullah El Ğuneyman:
İbni Abbas'tan zikredilen naklin bu şekilde genelleştirilmesi doğru değildir. Allah bu ayette diyor ki: "İşte onlar kafirlerin ta kendileridir"Mümkün değildir ki Allah insanın küfrüne hükmetsin ve bizde diyelim ki bu küfür değildir.

Bu sözler sadece bazı muayyen meseleler için geçerlidir. Yani imanı, Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyerek yanlış yaptığını ve cezayı hak ettiğini ikrar etmesiyle birlikte Allah’ın indirdikleri ile hükmetmeyen insan hakkındadır. İşte o insan için biz diyebiliriz ki yaptığı küçük küfürdür.

Fakat İslam Şeriatı yerine (İslam Şeriatı’na muhalif) kanunlar getirenlerin veya o kanunları İslam Şeriatı’nın üstüne geçirenlerin bu yaptıklarına küçük küfr demek mümkün değildir, bu imkansızdır. Çünkü bu gerçekte Allah’ın (celle ve ala) “İşte onlar kafirlerin ta kendileridir." Ayetinde işaret ettiği küfürdür.

Bu yine Nisa suresindeki ayette de belirtilmiştir. (Nisa 60) Allah Muhammede (Sallallahu aleyhi sellem) indirilene ve ondan önce indirilene iman ettiklerini iddia edenlerden bahsettiğinde onların tağuta muhakeme olmak istediklerini, sadece bu istemenin onları imandan çıkardığını belirtiyor. Daha sonra onların sıfatlarından bazılarını da zikrediyor ve buyuruyor ki:

Rabbine and olsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar. (Nisa 65)

(Allah) ayetteki şartları şu olarak zikretti:

Tahkim
İnkıyad (Rıza)
Teslim

Eğer bu şartların biri bile gerçekleşmezse insan mümin olmaz.

Bu böyleyken, bu kanunlarla hükmedenlerin bu yaptığına küçük küfür denilebilir? Bunu ne İbni Abbas ne de Allahın peygamberini ne için gönderdiğini anlayan diğer ulemaların söylemesi mümkün değildir.

Ama bu (İbni Abbassın sözü) bazı muayyen meselelerle ilgilidir (Şeyh muayyen meselelerle kanunla hükmetmeksizin hevadan dolayı Allahın indirdikleri ile hükmetmemeyi kastediyor) Eğer bir kişi bir kaç meselede Allah’ın indirdikleri ile hükmetmiyorsa, ve onu bunu yapmaya iten şey ya dünyevi bir istek ya da ele geçirmek istediği bir makam ise yani oturduğu makamdan olmaktan korkuyorsa, bu benim geçindiğim işimdir derse veya benzeri şeyler, işte buna küfrun dune kufr (küçük küfür) denir.

Çeviri; @menaratulhuda
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
E Çevrimdışı

Ebu Ubeyde bin Cerrah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Şeyh Ğuneymanın Mursi'nin refarandumuna maslahat gereği oy vermeye cevaz verdiğini duymuştum.
 
E Çevrimdışı

Ebu Ubeyde bin Cerrah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Nakil Kürsüsünden alıntı:

Arap âleminden meşhur büyük âlimlerden Şeyh Abdül Aziz Ettarifi, Şeyh Abdurrahman Elberrak, Şeyh Abdullah Essa’d, Şeyh Abdullah El-Guneyman gibi âlimler Mısır referandumu için “iki zarardan hafif olanı tercih” babından yola çıkarak ve beşeri kanunları benimsemeyerek oy atmanın caizliği konusunda fetva vermişlerdir. Sadece onlar değil onlar gibi yüzlerce âlim aynı yönde fetva vermişlerdir.
 
E Çevrimdışı

Ebu Ubeyde bin Cerrah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
@Abdulmuizz Fida hocam "ehveni şer" ruhsatını bir küfür vakıasında da kullanmaya cevaz veren geçmis alimler var mı? (Konuyla bağlantılı olduğu için burada soruyorum).
 
osman1987 Çevrimdışı

osman1987

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum
Beşeri Kanunlar İle Hükmetmenin Küçük Küfür Olduğu İddialarına Cevap

Şeyh Abdullah El Ğuneyman

Şeyh Ğuneymanın talebesi, Allah’ın indirdikleri ile hükmetmemenin her durumda küçük küfür olduğunu iddia edenlerin şüphelerini okuyor:
İbni Abbas (Radıyallahu anh) Allahu Teala’nın bu ayetine; "..Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir". Maide 44 "Bu onların zannettiği küfür değildir". der

Tavus diyor ki:

İbni Abbas’a bu ayet soruldu ve o dedi ki: "Lakin bu Allah’a, onun meleklerine, kitablarına ve peygamberlerine edilen küfür değildir." ve yine dedi ki: "Bu, insanı İslam milletinden çıkaran küfür değildir."

Ve Sufyan ibn Ebi Curaycin Ata’dan nakille diyor ki; "Bu kufrun dune kufr (küfrün altında küfür-küçük küfür), zulmun dune zulm, fıskun dune fısktır".

Şeyh Abullah El Ğuneyman:
İbni Abbas'tan zikredilen naklin bu şekilde genelleştirilmesi doğru değildir. Allah bu ayette diyor ki: "İşte onlar kafirlerin ta kendileridir"Mümkün değildir ki Allah insanın küfrüne hükmetsin ve bizde diyelim ki bu küfür değildir.

Bu sözler sadece bazı muayyen meseleler için geçerlidir. Yani imanı, Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyerek yanlış yaptığını ve cezayı hak ettiğini ikrar etmesiyle birlikte Allah’ın indirdikleri ile hükmetmeyen insan hakkındadır. İşte o insan için biz diyebiliriz ki yaptığı küçük küfürdür.

Fakat İslam Şeriatı yerine (İslam Şeriatı’na muhalif) kanunlar getirenlerin veya o kanunları İslam Şeriatı’nın üstüne geçirenlerin bu yaptıklarına küçük küfr demek mümkün değildir, bu imkansızdır. Çünkü bu gerçekte Allah’ın (celle ve ala) “İşte onlar kafirlerin ta kendileridir." Ayetinde işaret ettiği küfürdür.

Bu yine Nisa suresindeki ayette de belirtilmiştir. (Nisa 60) Allah Muhammede (Sallallahu aleyhi sellem) indirilene ve ondan önce indirilene iman ettiklerini iddia edenlerden bahsettiğinde onların tağuta muhakeme olmak istediklerini, sadece bu istemenin onları imandan çıkardığını belirtiyor. Daha sonra onların sıfatlarından bazılarını da zikrediyor ve buyuruyor ki:

Rabbine and olsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar. (Nisa 65)

(Allah) ayetteki şartları şu olarak zikretti:

Tahkim
İnkıyad (Rıza)
Teslim

Eğer bu şartların biri bile gerçekleşmezse insan mümin olmaz.

Bu böyleyken, bu kanunlarla hükmedenlerin bu yaptığına küçük küfür denilebilir? Bunu ne İbni Abbas ne de Allahın peygamberini ne için gönderdiğini anlayan diğer ulemaların söylemesi mümkün değildir.

Ama bu (İbni Abbassın sözü) bazı muayyen meselelerle ilgilidir (Şeyh muayyen meselelerle kanunla hükmetmeksizin hevadan dolayı Allahın indirdikleri ile hükmetmemeyi kastediyor) Eğer bir kişi bir kaç meselede Allah’ın indirdikleri ile hükmetmiyorsa, ve onu bunu yapmaya iten şey ya dünyevi bir istek ya da ele geçirmek istediği bir makam ise yani oturduğu makamdan olmaktan korkuyorsa, bu benim geçindiğim işimdir derse veya benzeri şeyler, işte buna küfrun dune kufr (küçük küfür) denir.

Çeviri; @menaratulhuda



Selamun Aleykum,

Bazı kesim diyorki, Maide 44 tefsirinde yahudilerin Allah sv.t nın kanunu olan recmi herkeze uygulamaktan vazgerek onun yerine bir kanun çıkarıyorlar.Onlar da Allah teala nın recmi emretmesini inkar etmiyor sadece bir çıkar uğruna başka hüküm uyguluyorlardı.Şimdi burada şeyhin kufrun atında kufur e misal getirmesi:

[Ama bu (İbni Abbassın sözü) bazı muayyen meselelerle ilgilidir (Şeyh muayyen meselelerle kanunla hükmetmeksizin hevadan dolayı Allahın indirdikleri ile hükmetmemeyi kastediyor) Eğer bir kişi bir kaç meselede Allah’ın indirdikleri ile hükmetmiyorsa, ve onu bunu yapmaya iten şey ya dünyevi bir istek ya da ele geçirmek istediği bir makam ise yani oturduğu makamdan olmaktan korkuyorsa, bu benim geçindiğim işimdir derse veya benzeri şeyler, işte buna küfrun dune kufr (küçük küfür) denir.]

maide 44 te yahudilerin inkar etmeyip kendi çıkarları için başka hüküm getirmesi ile çelişmiş olmaz mı?
 
Abdullah el Hanbeli Çevrimdışı

Abdullah el Hanbeli

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Maide 44 ayetinin nuzul sebebindeki yahudiler, Allah'ın indirmedikleri hükümleri Allah'ın dinine nispet ediyorlardı. Şeyh Guneyman bir konuşmasında beşeri kanun yapma amelini büyük küfür görmüyor hatta ona bunu nispet edenlere hakkını helal etmiyor.

Burada büyük küfür şu hallerde gerçekleştiği kesin, Allahın hükmünü inkar etmeli veya Allahın hükmü dışındaki hükmü helal görmeli veya Allahın hükmünü başka hükümle eşit görmeli veya başka hükmün Allahın hükmünden daha güzel olduğuna inanmalı veya Allahın hükmü olmadığını bildiği halde o hükmü Allahın dinine nispet etmeli, bu durumlarda icmaen büyük küfür olur, maide 44 ayetindeki yahudiler gibi bu şekilde Allahın hükümleri dışındaki hükümlerle hükmeden yada kanun yapan dinden çıkar ama bunlardan hiç birini yapmadan, tevhidi yerine getirip, şirki terketmiş ama bunun dışında Allahın dışındaki hükümlerle hükmediyorsa günahkar müslümanlardan sayılır diye inanıyorum. Buradaki yahudiler kanun yaparken zaten icmaen küfür olan itikadlara bulaşarak bunu yaptılar ve bu durumda zaten büyük küfür olur ama icmaen küfür olan bu itikadlara bulaşmadan Allahın dışındakilerle hükmeden müslümanı bu itikada bulaşanlarla kıyas etmek isabetli değil gibi. Allah en iyisini bilir ama bu amelin büyük küfür olduğu benim için en azından şüpheli. Bu ayetin nuzul sebebinden bunu çıkarmak için birçok meseleyi göz ardı etmek gerekiyor. Hatam varsa da hatamı kabul edip tövbe ederim.
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Faruk

* لا أمثل إلا نفسي *
İslam-TR Üyesi
Mahmud Şakir şöyle demektedir:
"Allah'ın indirdiği şeriatın dışında hükümler çıkarmak, Allah'ın hükmünden yüz çevirmek, Allah'ın dininden vazgeçmek, küfür ahkamlarını sevmek demektir. Ehli kıbleden olan herkes bu şekilde; kanun yapanı ve ona çağıranı tekfir etmiştir. Bu konuda kimsenin şüphesi yoktur."
Bkz. Taberi Tefsiri Haşiyesi, 10/348.
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Faruk

* لا أمثل إلا نفسي *
İslam-TR Üyesi
Aynı konu üzerine Muhammed Kutub şöyle demektedir:
"Allah'ın kanunlarından hariç yasamada bulunmak tüm
fukahanın ittifakı ile küfürdür. Acaba tüm davetçiler Allah'ın indirdiği şeriatin dışında kanun ve yasa koymanın, sahibini iman
dairesinden çıkardığını, yine aynı şekilde bu kanunlardan razı olmanın da sahibini dinden çıkardığını daha öğrenmediler mi?"
Bkz. Keyfe Ned'un Nase, sy 38
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Faruk

* لا أمثل إلا نفسي *
İslam-TR Üyesi
Alaeddin Palevi "Mühim Soruların Cevabı" adlı kitabında şöyle demiştir:
"Ancak başta da belirttiğim gibi tüm ümmet Allah'ın indirdiği hükümleri değiştirerek teşride bulunanların küfrü üzerinde ittifak etmiştir."
Bkz. Mühim Soruların Cevabı, sy 19
Konya: Şehadet Yayınları
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Faruk

* لا أمثل إلا نفسي *
İslam-TR Üyesi
Abdulkerim Zeydan şöyle demiştir:
"Tüm Müslümanlar icma etmişlerdir ki, kanun koyucu yanlızca Allah'tır. Allahu Tealâ, En'am Suresinin 57. ayetinde, idare ve hükmün ancak kendisine ait olduğunu belirtmektedir. Bu esasa dayanarak diyoruz ki, Allah'ın şeriatını terk ederek yasamada bulunmak küfürdür. Çünkü Allah'tan hariç hiç kimsenin kanun koyma yetkisi yoktur."
Bkz. (El-Veciz Fi Usulil Fıkh, sy:69.)
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Faruk

* لا أمثل إلا نفسي *
İslam-TR Üyesi
Şeyh Muhammed Emin Şenkîti Kehf Suresi’nin 26. ayetine yaptığı tefsirde ise şöyle demektedir:
“Kur’an’ı Kerim’in naslarından açıkça anlaşılmaktadır ki, şeytanın dostları vasıtası ile koydurduğu, İslam şeriatına muhalif beşeri kanunlara tabi olanların kafir ve müşrik olduklarından ancak onlar gibi Allah’ın basiretlerini kör ettiği, vahyin nurundan kör olan kafir ve müşrik kimseler şüphe ederler.”
Bkz. Edvau-l Beyan, 4/73-74.
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Faruk

* لا أمثل إلا نفسي *
İslam-TR Üyesi
Endelus alimlerinden İbn Hazm (rh.a) şöyle demiştir:
"İslam şeriatında Hakkında bir nass ve vahiy gelmemiş olan İncil kaynaklı bir hükümle hükmeden kimsenin kafir ve müşrik olacağı ve İslam dininden çıkmış olacağı hususunda Müslümanlardan iki kimse arasında dahi ihtilaf yoktur."
Bkz. (El-İhkam fi Usul’il Ahkam, 5/173)
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Faruk

* لا أمثل إلا نفسي *
İslam-TR Üyesi
Hanbelî âlimlerinden İbn Teymiyye şöyle demektedir:
"Bir kimse, haram olduğu icma ile sabit olan bir şeyi helal yaparsa veya helal olduğunda icma olan bir şeyi haram yaparsa veya icmayla sabit olan Allah (Subhanehu ve Tealâ)'ın şeriatini değiştirirse bu kişi alimlerin ittifakıyla kafirdir."
Bkz. (Mecmuu-l Fetava, 3/267.)
 
f471h Çevrimdışı

f471h

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu konularda ki mutabakatın yanı sıra diğerleri yokmuş gibi hep Türkiye ele alınıyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti zaten kuruluş itibariyle laikliği ilke edinmiş ve devlet olarak bir "İslam Devleti" "Şeriat ile yönetmek" amacı gütmeyen bir devlet. İçerisinde yaşayan halk Müslüman sadece.

Peki neden mübarek toprakların ekmeğini yiyen, ahireti tamamen unutup dünya ile meşgul olan ama halkı oyalamaya sıra geldiğinde şeriat kanunlarının sahibi gibi davranan arap liderler hedef alınmıyor?

Vallahi bu durum insanların milliyetçilik damarını kaşıyor. Laik devletin içinde yaşayan halka parmağınızı sallaya sallaya şeriat dersi verene kadar göbeğini taşıyamaz hale gelmiş, en hafifi 150 kilo gelen domuz sülietine bürünmüş altın ferrarilerin içerisindeki arap liderlere ders verin. Ha şeriat onlardan büyük bir beklenti, ingiliz ve amerikan kucaklarından inmeleri bile kafi olur aslında!!!

BU COĞRAFYADA ŞERİATI TAHSİS ETMEK, AÇI DOYURMAK VE BENZERİ İŞLER, KUTSAL TOPRAKLARIN KAYMAĞINI BABASININ MALI GİBİ YİYE YİYE DOMUZA DÖNMÜŞİ 150ŞER KİLOLUK ARAP LİDERLERDİR.

KESİN ARTIK, DERDİN ATEŞİNDE DEMLENMİŞ ŞU ANADOLU HALKINA DERS VERMEYİ BIRAKIN, BU ANADOLU HALK İMANININ KÜLÜNDEN ZEKAT VERSE BÜTÜN ARAP LİDERLER O İMANLA İHYA OLUR.
 
Şamil Basayew Çevrimdışı

Şamil Basayew

Sabret nefsim Allah bizimle beraberdir..
İslam-TR Üyesi
Benim duyduğum şu şekilde bilmiyorum ne kadar doğru bilgisi olanlar cevaplar inşaAllah.

Kişi islam devletinde yani şeriatın geçerli olduğu bir belde de nefsine uyup bile bile Allahın hükmüne zıt hüküm verirse helal kabul etmediği müddetçe zalim olur. Bununla ilgili şuan okuduğum Mevdudi rahimehullahın yazdığı hilafet ve saltanat adlı kitapta emevi devletinin şeriatı bazı noktalarda değiştirdiği hatta muaviye radıyallahuanhın sünneti değiştirdiğini söylüyor Mevdudi rahmetullahualeyh örnek olarakta, emevi devletinin sonradan müslüman olanlardan cizyenin alındığını delil getirmiş bunu ibni kesirin kitabından atıf yaparak söylüyor . Ancak bu kişileri ve devleti ulema kafir görmemişler.

Günümüz sistemleri ise bunun çok zıttı bunlar Allahın dışında kanun yapıyor ancak yaptığı kanunu da helal görüyorlar haşa buna birde adalet diyorlar ben bunun adalet olduğunu söyleyenleri tekfir ediyorum bu sebepten ötürü maide suresi 44. Ayet üzerlerinde tecelli ediyor.

Aralarında dağlar kadar fark var.

En doğrusunun Allah azze we celle bilir.
 
Abdullah el Hanbeli Çevrimdışı

Abdullah el Hanbeli

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hanbelî âlimlerinden Ibn Teymiyye şöyle demektedir:
"Bir kimse, haram olduğu icma ile sabit olan bir şeyi helal yaparsa veya helal olduğunda icma olan bir şeyi haram yaparsa veya icmayla sabit olan Allah (Subhanehu ve Tealâ)'ın şeriatini değiştirirse bu kişi alimlerin ittifakıyla kafirdir."
Bkz. (Mecmuu-l Fetava, 3/267.)

Şeyhulislâm Ebû'l-Abbâs Ahmed İbn Teymiyye (rh) şöyle der:

1- «İnsan, üzerinde icmâ bulunan bir harâmı helâl veya üzerinde icmâ bulunan bir helâli harâm kılar ya da üzerinde icmâ bulunan bir şerîatı tebdîl ederse fukahanın ittifâkıyla kâfir ve mürteddir. İki görüşten birine göre şu buyruk bunun benzeri bir konuda nâzil olmuştur: "Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir." Yani o, Allah'ın indirdiklerinden başkasıyla hükmetmeyi istihlâl eden/helâl sayandır.»
Mecmûu Fetâvâ (3/267)

Buradaki seriati degistirmeden kasit islamda (seriatta) olmayan birseyi islama (seriata) nispet etmektir, bu da icma ile küfürdür. Maide 44 ayetinin tefsirlerini incelediginde alimlerin, Allahin disindaki hükümlerle hükmetme meselesine kücük küfür dedigini göreceksin. Üstelik nuzul sebebindeki yahudiler, allahin disindaki hükümle hükmetmekle kalmamis ayni zamanda bu hükmü kanun haline getirmislerdi ve buna ragmen alimler, nuzul sebebindeki yahudilerin itikadina sahip olmadan bu amele bulasan müslümanlarin kücük küfür isledigini söylemeye gerek duymuslar ve eger Allahin disindaki hükümlerle hükmetme ile bu hükümleri kanun haline getirmeyi farkli degerlendirmis olsalardi, selef bunu mutlaka bu ayetin tefsirinde zikrederlerdi.
 
Abdullah el Hanbeli Çevrimdışı

Abdullah el Hanbeli

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Benim duyduğum şu şekilde bilmiyorum ne kadar doğru bilgisi olanlar cevaplar inşaAllah.

Kişi islam devletinde yani şeriatın geçerli olduğu bir belde de nefsine uyup bile bile Allahın hükmüne zıt hüküm verirse helal kabul etmediği müddetçe zalim olur. Bununla ilgili şuan okuduğum Mevdudi rahimehullahın yazdığı hilafet ve saltanat adlı kitapta emevi devletinin şeriatı bazı noktalarda değiştirdiği hatta muaviye radıyallahuanhın sünneti değiştirdiğini söylüyor Mevdudi rahmetullahualeyh örnek olarakta, emevi devletinin sonradan müslüman olanlardan cizyenin alındığını delil getirmiş bunu ibni kesirin kitabından atıf yaparak söylüyor . Ancak bu kişileri ve devleti ulema kafir görmemişler.

Günümüz sistemleri ise bunun çok zıttı bunlar Allahın dışında kanun yapıyor ancak yaptığı kanunu da helal görüyorlar haşa buna birde adalet diyorlar ben bunun adalet olduğunu söyleyenleri tekfir ediyorum bu sebepten ötürü maide suresi 44. Ayet üzerlerinde tecelli ediyor.

Aralarında dağlar kadar fark var.

En doğrusunun Allah azze we celle bilir.

Kardes, ben bunun kücük küfür olduguna inandigimi söylerken, belirli bir sahsi müdafaa etmeye calismiyorum zaten, günümüzdeki yöneticilerin bircogu zaten bunlari yaparken helal gördüklerini, konusmalarindan acik bir sekilde anliyorsun. Ancak bu amele kücük küfür diyenlere mürcie denilmesine karsiyim.
 
Abdullah el Hanbeli Çevrimdışı

Abdullah el Hanbeli

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allâme İmâm Abdullatîf b. Abdirrahmân b. Hasen en-Necdî (vefâtı: 1293) şöyle der:

«Hâricîler Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in ashâbını suçlayıp düşmanlık ettikleri konuda hatalı ve zâlimdiler. Çünkü sahâbe, Kur'ân'dan başkasıyla (kendi görüş ve hevâlarıyla) hükmetmiyorlardı. Kur'ân (kendi kendine hükmedecek değildir. Kur'ân) ile ancak adamlar hükmeder. Hâricîlere bu durum karışık geldi ve şer'î ahkâmın tümünün Kitâb ve Sünnet'ten sâdır olduğunda gerçekte hükmedenin Kitâb ve Sünnet olduğunu anlamadılar. Hüküm adamlara ancak kayıtlı olarak nisbet edilir. Sünnet'te de, itaatin ma'rûfda olduğu bildirilmiştir. Ma'rûf ise Allah'ın kendisini emrettiği ve râzı olduğu vâcib ve mustehab türünde şeylerdir. Harâm olan tahkîm/hüküm verme sadece bâtıl bir şerîata dayandığı ve Kitâb ve Sünnet'e muhâlif olduğu zamandır. Yunanlıların, Frenklerin ve Tatarların kaynağı şahsî görüşleri ve hevâları olan hükümleri ve kanunları böyledir. Yine aşiretlerin töre ve gelenekleri de böyledir. Her kim kan mes'eleleri ve bundan başka konularda bunlarla hükmetmeyi istihlâl ederse/helâl görürse kâfir olur. Yüce Allah şöyle buyurur: 'Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.' [Mâide, 44]

Müfessirlerden bir kısmı bu âyet hakkında: Burada küfür ile murâd olunan büyük küfrün dışında bir küfürdür, demişlerdir. Çünkü Hâricîler bu âyeti, Allah'ın indirdiklerinden başkasıyla hükmeden herkese; yani istihlâl etmeyene de tatbîk ediyorlardı. Ancak onlar (küçük küfürdür diyenler) istihlâl eden hakkında âyetin umûm oluşunu ve onun küfrünün dînden çıkarıcı olduğunu (Hâricîlerle) münâkaşa etmiyorlardı.

Bunu anladıysan eğer, Hâricîlerin Hüküm sadece Allah'a aittir şeklindeki sözleri hakkında Emîru'l-Mü'minîn'in (Ali'nin) söylediği: Kendisiyle bâtıl murâd edilen hak söz, şeklindeki sözü kavrarsın.»

Minhâcu't-Te'sîs (53-54)



Allâme İmâm Sülleymân b. Sehmân (vefâtı: 1349 hicrî) şöyle der:

«Ancak şunun bilinmesi gerekir: Tâğûta muhâkeme olan veya Allah'ın indirdiklerinden başkasıyla hükmeden ve onların hükmünün Allah ve Rasûlü'nün hükmünden daha mükemmel ve daha güzel olduğuna i'tikâd edenin durumu kişiyi dînden çıkaran i'tikâdî küfre ilhâk edilir. Nitekim bu, kişiyi dînden çıkaran on şeyi açıklayan Nevâkıdu'l-İslâm risâlesinde mezkûrdur. Böyle i'tikâd etmeyen ancak tâğûta -onun hükmünün bâtıl olduğuna inanarak- muhâkeme olan kişiye gelince; bu, amelî küfürdendir.»

İrşâdu't-Tâlib ilâ Ehemmi'l-Metâlib
 
Ebu Abdullahh Çevrimdışı

Ebu Abdullahh

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Şeyhulislâm Ebû'l-Abbâs Ahmed İbn Teymiyye (rh) şöyle der:

1- «İnsan, üzerinde icmâ bulunan bir harâmı helâl veya üzerinde icmâ bulunan bir helâli harâm kılar ya da üzerinde icmâ bulunan bir şerîatı tebdîl ederse fukahanın ittifâkıyla kâfir ve mürteddir. İki görüşten birine göre şu buyruk bunun benzeri bir konuda nâzil olmuştur: "Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir." Yani o, Allah'ın indirdiklerinden başkasıyla hükmetmeyi istihlâl eden/helâl sayandır.»
Mecmûu Fetâvâ (3/267)

Buradaki seriati degistirmeden kasit islamda (seriatta) olmayan birseyi islama (seriata) nispet etmektir, bu da icma ile küfürdür. Maide 44 ayetinin tefsirlerini incelediginde alimlerin, Allahin disindaki hükümlerle hükmetme meselesine kücük küfür dedigini göreceksin. Üstelik nuzul sebebindeki yahudiler, allahin disindaki hükümle hükmetmekle kalmamis ayni zamanda bu hükmü kanun haline getirmislerdi ve buna ragmen alimler, nuzul sebebindeki yahudilerin itikadina sahip olmadan bu amele bulasan müslümanlarin kücük küfür isledigini söylemeye gerek duymuslar ve eger Allahin disindaki hükümlerle hükmetme ile bu hükümleri kanun haline getirmeyi farkli degerlendirmis olsalardi, selef bunu mutlaka bu ayetin tefsirinde zikrederlerdi.

İnsaAllah bu sözlerin dogrudur. Alimlerin sözleri ile uyum içindedir. Seriati değistirmek başka bir hüküm İhdas edip bunu Allahin dinine nispet etmektir. Mufessirler böyle tefsir etmistir. Vallahualem
 
Üst Ana Sayfa Alt