Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Bir Japon Nasıl Vahhabi Olur?

Abu_ibrahim Çevrimdışı

Abu_ibrahim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Tarihi eserleri seven Müslüman bir Japon, ziyaretçisi çok olan tarihi bir türbeye yolu düşer… Sadece tarihi bir kalıntıdan ibaret olduğunu zanneden Japon kardeşimiz başlar resim çekmeye… Türbenin etrafındaki kalabalığın el açıp bazı dualarda bulundukları gözünden kaçmaz… Türkçeyi iyi bilen Japon kardeşimiz dua edenlerin yanına iyice sokulur ve neler okuduklarını dinler…

Türbe kültüründen uzak kalan Japon kardeşimiz gördüklerine hiçbir anlam veremez… Bu kez o insanların resimlerini çekmeye başlar… Ziyaretçilerden biri Japon kardeşimize yaklaşır ve başlar türbede yatanın hayat hikâyesini anlatmaya… Çok büyük bir zattır bu der. Japon kardeşimiz; Nereden biliyorsunuz, akrabanız falan mı der?

Yoo. Akraba değiliz ama, bu zatın soyu peygamberimize kadar gidiyor…’ Peki, neden buradasınız’ der Japon kardeşimiz… Hem bu büyük zata dua ediyoruz hem de dua ederken aracı kılıyoruz… Her yıl geliriz buraya… Duyduklarına inanamayan Japon kardeşimiz; peki ben naapcam. Benim yolum zor düşer buralara. Bizim orda türbe de yok. Allah beni işitmeyecek mi türbelere gelemezsem? Der. Allah elbette ki işitir. Ama aracı kılınırsa kabulü kolaylaşır der türbe ziyaretçisi…

‘Duaların kabulünde türbede yatan zatın ne türden bir fonksiyonu var ki?’der… Sonuçta çürümüş bir kemik yığını. Ki gerçekten de öyle biri varsa kabirde… Bu sözler üzerine ortam gerginleşir ve japona dönüp; Yoksa sen vahhabi misin? Der… Neye uğradığını şaşıran Japon, o da kim der… Bu soru üzerine Türbe ve sünnet düşmanı bir kâfir cevabını alır ziyaretçiden...

Beş dakika müsaade ister ve google’den türbe hakkında kısa bir araştırma yapar ve şu sonuca ulaşır:

İslam’da türbenin yeri yoktur… Bu konuda peygamberimiz şöyle buyuruyor:

“Ey Allah’ım, kabrimi tapılan bir put yapma...”
“ ... Kabrimi bayram (yeri) edinmeyin...”


‘Türbelere ilk karşı gelen abdulvahhab değil ki !’der… İlk karşı gelen peygamberimiz değil mi ? Al ve oku bakalım der. Türbe ziyaretçisi büyük bir şaşkınlıkla hadisi okur… Bunca yıldır âlimlerimiz anlamamışlar mı bu hadisi der ve oradan uzaklaşır… Bu kez başka bir ziyaretçinin yanına gelir ve duasına kulak verir. Allah’ım burada yatanın yüzü suyu hürmetine sen dualarımıza icabet et… Kulaklarına inanamayan Japon bu kez dua edene sorular sormaya başlar:

Buraya gelmeden dua edemez misiniz? … Bu zatın etki alanı sadece bu kadar mı?

Türbenin uzağında dua etseniz işitemiyor mu? Şimdi ben otelime gitsem ve dediğiniz gibi dua etsem olmaz mı? İlla da buraya gelmem mi gerekiyor? Hemşerim yoksa sen vahhabi misin demeleri üzerine; Vahhabi ne demek ben bilmiyorum der… ‘Türbe düşmanı bir adam!’ demesi üzerine Japon kardeşimiz aynı hadisi hatırlatır… Şeyhlerinin sözlerini peygamberimizin önüne alan kişi benzer cevap verir ve Japon kardeşimiz acaba hadisi yanlış mı okudum der ve tekrardan okur ve bu kez şu soruları sorar:

Abdulvahhab ne zaman yaşamış- Ne zaman vefat etmiş- Ne türden hizmetlerde bulunmuş- eserlerini okudunuz mu- İslam âlemindeki yeri nedir- Ne türden hatalar yapmış- İslam âlimleri abdulvehhab için ne düşünüyor-? Bu soru yağmuru altında kıvranan ziyaretçi kendisini ne tanırım ne de kitaplarını okumuşluğum vardır. Hocalarımız uzak durun bu isimden dediler biz de uzak durduk… Ya hocalarınız yanılıyorsa? Sorusu bu ziyaretçinin de canını sıkar ve oradan uzaklaşır…

Bulunduğu bölgede ne kadar türbe varsa tek tek gider ve incelemelerde bulunur…

Apar topar oteline gelen Japon, yatağına uzanır ve düşünür: Allah’ım der… Sen her an her kulunu işiten ve görensin… Dualara icabet edensin… İnsanla arana aracı kabul etmezken bunlar nasıl olur da ölmüş bir kişiyi sana aracı kılarlar? Duanın kabulü için illada bir varlık gerekiyorsa bu neden senin en sevgili kulun –peygamberimiz- olmasın? Neden sahabeler ya da mezhep âlimlerimiz değil de başka zatlar?

Allah sadece türbe yakınlarında yapılan duayı mı işitir?(Hâşâ!) evde dua yapamaz mıyız?

Madem türbelere gelince dualar kabul oluyor o zaman neden tüm öğrenciler imtihan öncesi türbelere gelmiyorlar? Ya da hastaneler neden türbelere yakın yapılmıyor ki doktorlar ameliyat öncesi hastalarının sağlığı için dua etsinler!

Neden yeni yeni türbeler yapılmıyor? Günümüzün âlimleri vefat edince türbeleri yapılmayacak mı? Bu ve benzeri sorular Japon kardeşimizin aklını kurcalamaya davet ederken; eğer gerçekten de abdulvahhab türbecilere meydan okumuşsa onu Allah için çok seviyorum der ve o geceye gözlerini yumar…
Türbe ziyaretçilerine önce kur’andan ayetler okur;

‘ Her kim doğru yol kendisine apaçık ulaştıktan sonra peygambere karşı gelir ve mü’minlerin yolundan dönerse onu seçmiş olduğu yolda bırakırız cehenneme atarız…’ Nisa-115

Türbe ziyaretçilerine dönüp;

Arkadaşlar okuduğum ayetten ne anlamamız gerektiğini müfessirlerimizin tefsirlerine baktığımda şu dersi çıkardım; İşleyeceğimiz herhangi bir amel ya kur’anda, ya hadislerde ya da sahabe hayatında olmalı… Bu güne kadarki yapmış olduğumuz ibadetleri masaya yatıralım ve peygamberimizin hayatına bakalım. Onun hayatında ibadetlerimizin benzerleri var mı yok mu? Eğer yoksa soluğu cehennemde alacağımızı söylüyor âlimlerimiz…

Şuan buraya dua etme amacıyla gelmiş bulunmaktasınız. Peygamberimiz ‘dua ibadetin ta kendisidir.’ buyurur… Yani buraya ibadet maksadıyla gelmiş oluyorsunuz… Şimdi önce kur’ana sonra hadislere bir bakalım ne buyuruyorlar…

Japon müslümanımız yörenin en büyük türbesinde türbe ziyaretçilerine kur’andan ayetler okumaya başlar;

(Ey Resul!) Kullarım sana benden sorarlarsa, ben, şüphesiz onlara yakınım. Bana dua edenin, dua ettiği zaman duasını kabul ederim.’ (Bakara-186)

Bu ayetten ne anlamamız gerekiyor acaba?

Buraya gelmemiş olsaydınız Allah size uzak mı olmuş olacaktı? (Hâşâ!) Duanızın kabulü için illa da ölmüş bir kişinin yanına mı gelmek gerekiyor? Eğer kabirlerde ya da türbelerde dua edilmesi faziletli bir amel olsaydı neden Allah bize bildirmedi? Neden peygamberimiz bizlere bildirmedi? Neden sahabelerin-tabiinlerin ve tebau tabiinlerin hayatlarında göremiyoruz? Madem bukadar faziletli bir amel, neden apaçık bir nass yoktur? Neden, neden, neden?

Bakın peygamberimiz ne buyuruyor;

‘Üç kişinin duası reddedilmez. Allah’ı çokca zikredenin duası, haksızlığa uğrayanın duası ve adaletli yöneticinin duası.’ (Beyhaki) Hadisi dinlediniz…

Bu hadisi anlamak için âlim olmaya gerek yoktur sanırım… Allah’ı çokca zikredin ve duanızın kabulünü bekleyin. Dikkat ederseniz duaların kabulü listesinde kabir ve türbelerden bahsetmiyor… Sizce peygamberimiz unutmuş olabilir mi? (Hâşâ!)

Bakın sevgili peygamberimiz duaların kabulünü kolaylaştıracak etkenleri nasıl sıralıyor;

1- Secdede iken dua etmeye çalışın. Çünkü bu dua sizin için kabul edilmeye daha layıktır.(Müslim)

2- Ezan ve kamet arasında yapılan dua geri çevrilmez.(Ebu Davud-Tirmizi)

3- Üç dua geri çevrilmez; Babanın duası, oruçlunun duası ve yolcunun duası.

4- Allah yolunda savaşa giden, hacca giden ve umreye giden kimseler Allah’ın elçileridir. Allah bunları (İbadete)davet etti, bunlar da O’nun davetine icabet ettiler ve bunlar Allah’tan dilekte bulundular, Allah da onlara dilediklerini verdi.(ibn-i Mace)

5- Din kardeşi için gıyabında dua eden hiçbir müslüman kul yoktur ki; Melek sana da aynısı olsun demesin.’ (Müslim)

Evet arkadaşlar…!

Duaların kabulünü kolaylaştıracak etkenler çok mu zor sizce? Bugün secde etmek çok mu yorucu? Kulaklarımız ezan işitmiyor mu? Bu etkenlerin tamamını denedik te hala mı dualarımız kabul görmedi?

Bu hadisleri iyi düşünün arkadaşlar! Vallahi türbelere kadar masraf edip gelmek daha zor. Hem vakit kaybı hem maddi masraf hem de Allah muhafaza ilk okuduğum ayete muhatap oluruz…

Hadisleri Japon müslümandan dinleyen ziyaretçilerden biri söz hakkı ister ve sorar;

Bu hadisleri neden takvim yapraklarında ve namaz hocası kitaplarında göremedik ve hocalarımızdan işitmedik?

İslami kaynaklardan bihaber olan türbe ziyaretçisine şöyle cevap verir:

Arkadaşlar dininizi takvim yapraklarından ve dua kitaplarından öğrenemezsiniz. Hocalarınız sizlere bu hadisleri söylemezler çünkü kendileri de bilmiyor… Bildikleri şeyler arapça safr – nahiv ve bolca evliya türbeleri… Verirler sizlere günlük zikirler ve sizleri ilimden ve kitaplardan uzak tutarlar…

Başka bir türbe ziyaretçisi şu soruyu sorar;

Türbeye geldiğimde bazı dualarımın kabul olduğuna şahit oldum. Buna ne diyeceksiniz?

Böyle bir soruyu bekleyen Japon müslümanımız şu cevabı verir:

İsterse tüm dualarınız kabul olsun . Bu bir imtihandır. Hırsızlıkla da zengin olunur. Amaç helalinden zenginlik değil midir? Amaç dualarınızın kabul olmasıysa Allah’ın dediği şekilde dua edilmeli… Helal yollardan dua edilmeli. Eğer peygamberimizin tavsiyelerine uyulmazsa bakın nasıl tehdit ediliriz;

‚‘… Onun emrine aykırı davrananlar başlarına bir belanın gelmesinden veya kendilerine acıklı bir azabın gelip çatmasından sakınsınlar.‘ Nur-63.

Aman Allah’ım! Şu tehditin büyüklüğüne bakın!

Bu ayeti işiten türbe ziyaretçileri anında türbeyi terk etmek isterler…

,,,

Evet arkadaşlar!

Şimdi unutulmuş hadisleri ihya edelim … Şimdi herkes birbirlerine kendileri için dua etmelerini istesin… Türbe ziyaretçileri birbirlerine ihtiyaçları için Allah'a dua etmelerini söyler ve onlarca el açılır ve oracıkta dualar yapılır…

Bazı ziyaretçiler birbirlerine cep telefon numaraları verir ve ilerisi için dostluk temelleri atarlar… Ve türbeyi terk ederler….

Not; Yorum yapan okuyucularım şunları çok iyi bilsinler ki;

1- Türbelere karşı gelmek türbe altındakine karşı gelmek değildir.

2- Türbelerde dua konusu basit bir konu değildir. Hayati bir konudur.

3- Ömürde bir defa bile gidilse kalbi amellere de girdiği için itikadı bozar.

4- Türbelere karşı gelmek Vahhabicilik değil Muhammediciliktir.

5- Vahhabi yakıştırmasını kitap okumayan, hocalarının dediklerini araştırmayan cahiller koyar.

6- Bugün bir çok yazar ve hocalar bu konulara pek girmezler. Malesef onların da sessiz kalması halkın uyarılmamasını sağladı.

7- Türbelerden uzak durun derken sizleri neye yaklaşmaya davet ettiğimi sanıyorsunuz? Camiye ve sadece Allah’a dua etmeye davet ediyorum. Burada Allah için söyleyin sizler üzerinde ne menfaatim var?

8- Allah için Kur’anı ve sahih hadislerimizi bir okuyun. Sahabe hayatını bir okuyun…

9- Dikkat ederseniz türbede yatan kişi üzerine konuşmadık. Şimdi sizlere Allah için soruyorum;

Allah dostu deyip türbe yapmak saygıysa eğer, türbesi olmayan ve türbe yapılmayan insanlar Allah düşmanı mı? ve onlara saygısızlık mı yapılmış oldu?
 
Amel-i Sâlih Çevrimdışı

Amel-i Sâlih

Üye
İslam-TR Üyesi
Sanırım gerçek bir hikaye değil. Adamı orda linç etmemişlerse gözünün çekikliğinden, turist muamelesindendir )

Ama gerçek ya da değil, durumu özetlemiş. Allah razı olsun kardeşim. Bütün kardeşlerimizin Allah kalbini dine sabit kılsın.
 
M Çevrimdışı

Molla_efendi

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
1- Türbelere karşı gelmek türbe altındakine karşı gelmek değildir.

:teşekkür
 
salah-ad-din Çevrimdışı

salah-ad-din

Üye
İslam-TR Üyesi
Onlar, kendileri için kuvvet ve şeref (kaynağı) olsunlar diye, Allah’tan başka ilâhlar edindiler.Hayır! İlâhları, onların ibadetlerini inkâr edecekler ve kendilerine düşman olacaklar. (meryem/81-82)
 
laylay Çevrimdışı

laylay

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
japonların şintoist inancı biziim kabirperestlere fark atar :)...birde bu yandan bakın
 
R Çevrimdışı

radikal68

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
burda sözü geçen japon belliki islama girmiş şintoist dediğin şeydende büyük ihtimal titsinerek

her neyse güzeldi emeğine sağlık kardeşim
 
e-mir Çevrimdışı

e-mir

Üye
İslam-TR Üyesi
bence bu konular gündemde kalmalı super olmuş emeginize sagluk
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Dışarı tek başına çıkmasın diye "öcü var" denilerek sokaktan korkutulan küçük çocuklar vardır ya, büyüyünce dışarıda öcü olmadığını anlarlar.. Vahhabilik de sofi dilinde aynı amaçla kullanılır, öcü gibi.. "aman onlardan uzak durun dinden çıkarsınız.." derler.

Küçük çocukların dışarıda "öcü" olmadığını eninde sonunda anlayacağı gibi, vahhabi denilenlerin hak yolda olduğunu da eninde sonunda akledebilen herkes anlayacaktır Allah'ın izniyle.

Akledebilen'in altını çizdim )
 
Üst Ana Sayfa Alt