Çevrimdışı
Bu Devirde Çocuk Yetiştirmek Çok Mu Zor?
Bir kardeşimiz toplumda karşılaştığı çirkinlikleri gördükçe evlenmekten hatta çocuk sahibi olmaktan korktuğunu yazmış ve “Böyle bir zamanda nasıl çocuk sahibi olunabilir? Bu topluma özene bezene yetiştirilen çocuk nasıl bırakılır” mealinde sorular yöneltmiş.
Ben konuyu üç ana başlığa ayırmak istiyorum.
1- Niyet
2- Gayret
3- Tevekkül ve sabır
Niyet: İslam’da yapılan amellerin değeri, kişinin niyetine göre ölçülür. Bir işe samimi bir kalp, salih bir niyetle başlamak o iş hususunda kararlı olduğumuzu ve sonuca ulaşmayı murad ettiğimizi gösterir. Evliliğe adım atmış birinin, ne için evlenmek istediği, hangi yolda nesiller yetiştirmeye niyet ettiği önemlidir. Gençlerin yaptığı en büyük hatalardan biri evlenirken, mükemmel eş beklentisidir. Daha bir şey vermeden, çok şey almayı bekleyenler, bozuk bir niyetle beraber yanlış bir adım atarak evliliğe başlarlar.
Anne olacağını öğrenen bir kadın, bu çocuğu kendisine bir emanet olarak görüp, onu Allah’ın razı olacağı şekilde yetiştirmeye niyet etmişse, bu halis niyetiyle muhteşem bir başlangıca imza atmış olacaktır.
Bu yüzdendir ki, hadis-i şerifte şehit olmayı arzu eden bir insanın yatağında da ölse şehit olacağı müjdesi verilmiştir.
Gayret: Niyetlerimizin samimi olduğunun en büyük göstergesi gayretlerimizdir. Bir hedefe ulaşmak için önce ayağa kalkmamız gerekir. Niyet ettikten sonra durmak yoktur. Niyet eder namaz kılarız, niyet eder oruç tutarız, niyet eder yola çıkarız. Niyette samimiyet yoksa, gayretlerimiz eksik ve yetersiz kalır.
Tevekkül: Niyet ve bütün gayretlerimizin ardından yüreğimize sekinet veren Allah’a tevekkül halidir. Belki bütün gayretlerimiz, zahiren boşa kürek çekmek gibi görünebilir. Yıllarca emek verip elleri bomboş kalmak dayanılmaz gibidir. Şükür ki, yüreğimize dinginlik verecek ilahi mesajlar var da, her dara düştüğümüzde hatırlayıp Elhamdulillah diyoruz…
Allah size yardım ederse, artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur. Eğer sizi bırakıverirse, ondan sonra size kim yardım eder? Müminler ancak Allah’a güvenip dayanmalıdırlar. (Âli İmran: 160)
Evliliğimiz, çocuklarımız, bütün işlerimiz Allah’a adanırsa bir kıymeti oluyor ancak. Allah’ın rızası gözetilerek yapılan bir evlilikte, elimizde olmayan sebeplerle işler yolunda gitmiyorsa, Allah’ın rızasını umarak büyütülen emek verilen çocuklar istediğimizin tam tersi bir karakterde olmuşsa, bize düşen onların ellerini bırakmadan Allah’a dayanmaktır.
Biz sonuçtan değil, gayretlerimizden sorumluyuz. Hayırlı amaçlar uğruna çıktığımız yollarda, boyumuzu aşan engeller karşımıza çıkıyorsa, her adımda tökezleyip düşüyorsak kul olduğumuzu ve cennete giden yolların hep çiçekli olmadığını yeniden hatırlayalım.
Hangi anne baba evladının hayırsız olmasını ister? 950 yıl çevresine ve oğluna Allah’ın dinini anlatan Nuh Aleyhisselam, yüzlerce yıl çabalayıp sadece 12 inanmış kişiyle kalakalmayı, ardında inançsız bir evlat bırakmayı ister miydi? Lut Aleyhisselam, eşinin bir hain olmasını ister miydi?
Yeniden hatırlayalım ki, cennette yaşamıyoruz, cennet için yaşıyoruz. Mükemmel, sorunsuz ve sonsuz bir hayat için, farklı sorunlar ve imtihanlarla mücadele etmek ve sonu ne olursa olsun kalbimizi, Allah’a tevekkülle rahatlatmak zorundayız.
Fakat umutsuzluğa kapılan kardeşlerim asla umudunuzu yitirmeyin. Halis niyetlerinizi artırın, tereddütsüz bir iman ve tevekkülle gayret edin. Allah müminlerin, kendi rızası için çaba gösterenlerin yardımcısıdır. Müminlerin özenle yetiştirilmiş çocukları, muhakkak bu çürümüş toplumu yeniden inşa edecek nesiller olacaktır. Dualarla, Allah için büyük emekler verilerek yetiştirilen çocuklar arada bir yanlışa düşse de, er ya da geç aslına rücû edecektir…
Cahide Sultan
Bir kardeşimiz toplumda karşılaştığı çirkinlikleri gördükçe evlenmekten hatta çocuk sahibi olmaktan korktuğunu yazmış ve “Böyle bir zamanda nasıl çocuk sahibi olunabilir? Bu topluma özene bezene yetiştirilen çocuk nasıl bırakılır” mealinde sorular yöneltmiş.
Ben konuyu üç ana başlığa ayırmak istiyorum.
1- Niyet
2- Gayret
3- Tevekkül ve sabır
Niyet: İslam’da yapılan amellerin değeri, kişinin niyetine göre ölçülür. Bir işe samimi bir kalp, salih bir niyetle başlamak o iş hususunda kararlı olduğumuzu ve sonuca ulaşmayı murad ettiğimizi gösterir. Evliliğe adım atmış birinin, ne için evlenmek istediği, hangi yolda nesiller yetiştirmeye niyet ettiği önemlidir. Gençlerin yaptığı en büyük hatalardan biri evlenirken, mükemmel eş beklentisidir. Daha bir şey vermeden, çok şey almayı bekleyenler, bozuk bir niyetle beraber yanlış bir adım atarak evliliğe başlarlar.
Anne olacağını öğrenen bir kadın, bu çocuğu kendisine bir emanet olarak görüp, onu Allah’ın razı olacağı şekilde yetiştirmeye niyet etmişse, bu halis niyetiyle muhteşem bir başlangıca imza atmış olacaktır.
Bu yüzdendir ki, hadis-i şerifte şehit olmayı arzu eden bir insanın yatağında da ölse şehit olacağı müjdesi verilmiştir.
Gayret: Niyetlerimizin samimi olduğunun en büyük göstergesi gayretlerimizdir. Bir hedefe ulaşmak için önce ayağa kalkmamız gerekir. Niyet ettikten sonra durmak yoktur. Niyet eder namaz kılarız, niyet eder oruç tutarız, niyet eder yola çıkarız. Niyette samimiyet yoksa, gayretlerimiz eksik ve yetersiz kalır.
Tevekkül: Niyet ve bütün gayretlerimizin ardından yüreğimize sekinet veren Allah’a tevekkül halidir. Belki bütün gayretlerimiz, zahiren boşa kürek çekmek gibi görünebilir. Yıllarca emek verip elleri bomboş kalmak dayanılmaz gibidir. Şükür ki, yüreğimize dinginlik verecek ilahi mesajlar var da, her dara düştüğümüzde hatırlayıp Elhamdulillah diyoruz…
Allah size yardım ederse, artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur. Eğer sizi bırakıverirse, ondan sonra size kim yardım eder? Müminler ancak Allah’a güvenip dayanmalıdırlar. (Âli İmran: 160)
Evliliğimiz, çocuklarımız, bütün işlerimiz Allah’a adanırsa bir kıymeti oluyor ancak. Allah’ın rızası gözetilerek yapılan bir evlilikte, elimizde olmayan sebeplerle işler yolunda gitmiyorsa, Allah’ın rızasını umarak büyütülen emek verilen çocuklar istediğimizin tam tersi bir karakterde olmuşsa, bize düşen onların ellerini bırakmadan Allah’a dayanmaktır.
Biz sonuçtan değil, gayretlerimizden sorumluyuz. Hayırlı amaçlar uğruna çıktığımız yollarda, boyumuzu aşan engeller karşımıza çıkıyorsa, her adımda tökezleyip düşüyorsak kul olduğumuzu ve cennete giden yolların hep çiçekli olmadığını yeniden hatırlayalım.
Hangi anne baba evladının hayırsız olmasını ister? 950 yıl çevresine ve oğluna Allah’ın dinini anlatan Nuh Aleyhisselam, yüzlerce yıl çabalayıp sadece 12 inanmış kişiyle kalakalmayı, ardında inançsız bir evlat bırakmayı ister miydi? Lut Aleyhisselam, eşinin bir hain olmasını ister miydi?
Yeniden hatırlayalım ki, cennette yaşamıyoruz, cennet için yaşıyoruz. Mükemmel, sorunsuz ve sonsuz bir hayat için, farklı sorunlar ve imtihanlarla mücadele etmek ve sonu ne olursa olsun kalbimizi, Allah’a tevekkülle rahatlatmak zorundayız.
Fakat umutsuzluğa kapılan kardeşlerim asla umudunuzu yitirmeyin. Halis niyetlerinizi artırın, tereddütsüz bir iman ve tevekkülle gayret edin. Allah müminlerin, kendi rızası için çaba gösterenlerin yardımcısıdır. Müminlerin özenle yetiştirilmiş çocukları, muhakkak bu çürümüş toplumu yeniden inşa edecek nesiller olacaktır. Dualarla, Allah için büyük emekler verilerek yetiştirilen çocuklar arada bir yanlışa düşse de, er ya da geç aslına rücû edecektir…
Cahide Sultan
