Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Bu Ümmetin Anneleri Nereye Gidiyor Allah Aşkına? - Yağmur Mirzayeva

Muhammed Faruk Çevrimdışı

Muhammed Faruk

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu ümmetin anneleri nereye gidiyor Allah aşkına?
Atalarının o güzel "islami" örfleri nelerine yetmedi ki son bir kaç yıldır tuhaf tuhaf şeyler ürettiler.. Bakın benim bu sözlerim cahillere değil bilakis "İslami düğün(!) yapıp, Asr-ı saadet misali yuvam olsun diye nikahtan keramet bekleyen Müslümanlara! "

Allah Rasulu kızlarına nikah yaptığında "Gücü neye yetti ise" misafirlere de o kadarını yedirdi.. Fakat kimse haşa onu ayıplamadı,abes görmedi.. Oysa bugünün babaları sırf yarısı çöpe gidecek yemekler dağıttırıp kredi ile düğün yapmaya kendini mecbur hisseder hale geldi.
Çünkü akraba ve konu komşu denilen bir güruh, insanların başına dert oldu..!
Bu durum Müslüman ahlakına sığar mı soruyorum sizlere?
Daha en başından "elalem ne der?" Putu ile insanı faize sürükleyen bir nikahtan keramet beklenir mi?
Ne kerameti bela olur bela!

Avrupa "düğün böyle olur" diye paketleyip önünüze ne koysa sizde aynısını islami bir kılıfla yapmaya çalışıyorsunuz.
Kaldı ki onlar kiliselerinde sade bir nikahla evlenirken, gelde bizimkilere kabul ettir bakalım.
Bugün 20-30 bin liraya 5 saatlik salon kiralayan birinin yakasında çok el olacak ahirette buda böyle biline.. 6 saatlik kirası 3 milyar olan gelinliğin bedeli ile Arakan'da 3 su kuyusu açılabileceğini biliyor musunuz?
Ama yok kızımız bi kere evleniyor(!)
O çocuklarda bir kere ölüyor zaten derim bende size.. Hani komşusu açken tok yatan bizden değildi?
Bunu söyleyen iman ettiğiniz Rasulullah değil mi?

Her türlü israf yapılır, sonra ortada iki semazen döner, birde o an kimsenin dinlemediği iki ayet okunur alın size İSLAMİ DÜĞÜN.. Tabi bunun birde düğün sonrası hezimeti var.
Mesela;
İslamı benimsemiş bir kadının ne işi olur misafir odası ile? Ayda bir misafir gelecekte görecek diye her hafta temizliğini yaptığı, dağıtmasınlar diye çocuklarını sokmadığı,insanlardan daha değerli eşyaların bulunduğu bir oda.. Hiçbir zaman anlamadım/anlamayacağım oturma odasının ortasında bardak tabak dolu olan gümüşlük ne işe yarar? Bardak dediğin mutfakta olur,ihtiyaç halinde kullanılır. Salonda tozlanan bardak tabaklar hakikaten ihtiyaç için mi yoksa gelen görsün diye konulan riya kokulu bir gereksinim mi?


Kadife kılıflı sandalyeler, üzeri mumlarla dolu tamda yahudi usulu çektikce uzayan masalar. Evde dolaşacak,çocukların oynayacağı alan yok her yer eşya dolu..
Sonra niye ruhum bunalıyor diye doktor doktor geziyorsunuz..
Sizin evinizde "size" yer kalmamış ki,elbette bunalırsınız.
Ev misafire göre döşenmiş..
Bu evde misafir mi yaşıyor, yoksa siz mi?
Neden herkes sizi tebrik etsin diye ziyan ediyorsunuz bu güzel ömrünüzü?
Hiç düşünüyor muyuz acaba Rabbimiz rahmetle bakıyor mu şu evlerimize?
Bizim ne işimiz olur bilmem kaç parçalık yemek takımları ile..
Bunu duyduğumda çok şaşırmıştım;
Günlük yemek takımı, misafir yemek takımı..
Günlük bardak takımı, misafir bardak takımı..
Günlük çatal takımı, misafir çatal takımı..
Yazdıkça yazarım gelmez bunun sonu..
Hangi gün, hangi saat kandırıldık biz?
Neyi çaldılarda bizden,verdiler bu çirkin algıları?
Peygamber ve ashabı oyleydi boyleydi diye her mevlütte ağlaşıyoruz ama bilmiyoriz ki 100 kişide olsalar hepsinin eli aynı kaba uzanıyordu.
Ashabın 300 parçalık porselenleri yoktu.
Ama Vallahi isteseler olurdu!
Allah "altından dağları" peşlerinde sürütmez miydi dileselerdi? Ama onlar dünyaya ve içindekilere tenezzül dahi etmediler.. Hiç içinizden geçirmeyin ki:
- Ama Peygamber zamanında fakirlik vardı alamıyorlardı,yapamıyorlardı.
Güya siz çok mu zengin kadınlarsınız..? Her işiniz borçla krediyle olmuyor mu?
Borçla insan mutlu olurmu bu nasıl psikoloji bozukluğudur.
Gerçekten zihnimizle oynuyorlar hanımlar.
Aslında elimizdekilerle yetinsek,bizden daha mutlusu olmayacakken; Her düğün damadı boğazına kadar borca sokarak yapılıyor benim Müslüman ülkemde.. Misafirler, perdeyle halının uyumunu görsün diye bir adam borca sokulur mu?
Siz hiç sevdiğinize merhamet etmez misiniz?
Yazık değil mi sizi Allah'tan emanet olarak alıp, zaten sizin sorumluluğunuz ve namusunuzu korumak için ezilecek olan adamı birde saçma sapan eşya, altın, milyarlık gelinlik borçları ile çıkmaza sürükleyeceksiniz?
Ayın sonunu nasıl getireceğini düşünen adamda, akşam size çicek alma isteği olur mu?
Aklına hoş şiirler gelir mi?
Yada sizin yüzünüze bakınca ferahlık bulur mu?

Burası alice harikalar diyarı değil kızlar kendinize gelin!
Rasulullah'ın karnına taş bağlatan,Ebu Bekir'in evinde bir çömlek bırakmayan, Musab bin Umeyr'i kefensiz gömdüren dünya!
Ama pardon!
Siz bir kere evleniyorsunuz!!!
Tamda bunu anlatmaya çalışıyorum. Madem bir kere evleniyorsunuz. Öyleyse, kırılacak ve eskiyecek iki parça çaput için hürmetinizi ve sevginizi yok etmeyin!
Siz yatağa kalbi kırık girip, sofraya gönülsüz oturup, muhabbetinizi yok ettikten sonra inanın evinizin kusursuzluğu sizi ısıtmaz.
"Aişe'n olayım" demeyi biliyorsanız, dünya da rahat etmeyeceğinizide bilin!
Çünkü Rasulullah'ın hiçbir hanımının sizin gibi kusursuz birbiri ile uyumlu eşyaları olmadı.
Bu mübarek kadınlar perdelerle uyumlu, koltuklarla bezenmiş, yumuşacık halılar da gezmedi.
Bilakis Fatıma annemiz evlenirken, evin içine yumuşak çöl kumu serptiler ki evde gezerken ayakları acımasın.. Ne babasını zorladı ev eşyası için, nede kocasına:
- Ben kirada oturmam bana ev al Ya Ali! Dedi.. Bu yüzden " Zehra" dediler Fatıma annemize yani "Çiçek"
"Kübra" dediler Hatice annemize yani "Büyük"
"Hümeyra" olmuştu Aişe annemiz efendisine yani "Güldüğünde kırmızı yanaklı olan"..
Nasıl güzel vasıflar,nasıl hoş lakaplar.. Nasıl sevildiler nasıl kıymet gördüler!
Çünkü onların kocaman yürekleri vardı ki; aşka hürmetleri, Allah'a itaatleriyle dolup taşmıştı.
Zerrece tenezzülleri yoktu bizim bugün uğruna haramları helal saydığımız dünya metahına..
Son olarak diyorum ki:
-Sen kocanı kamçılarken dünya yarışında, cennetin kadınları bunca yokluk içinde yinede "benden razı mısın?" Diye dert yandı kocalarına.
Aişe annemizin malı mülkü olan bir kocası yoktu ama o öyle bir kadın oldu ki, Rasulullah son vakitlerinde:
-Cennette sana kavuşacağım ya, ölüm bile güzel geliyor ya Aişe" diye fısıldadı son nefesinde karısının kollarında..
İşte asıl Mülk böyle bir kadın olup,geçip gitmektir bu dünyadan..

/Yağmur Mirzayeva/

 
Üst Ana Sayfa Alt