Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çocukları İkna Yöntemleri

Hafsa binti Ömer Çevrimdışı

Hafsa binti Ömer

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Çocukların psikososyal gelişim aşamalarına bakıldığında en kritik yaşlar,1,5 ile 3 yaş arasıdır.Bu yaşlar çocuğun bir birey olma yolunda attığı ilk adımların da başlangıcıdır.Gelişim uzmanları bu dönemi ‘inat çağı’ olarak da adlandırmaktadırlar.Bu dönemin nasıl sonuçlanacağı da tamamen ebeveynlerin tutumuyla şekillenmekte.
Çocuğunuz sizinle inatlaşmaya başladıysa,olur olmaz her şeye direniyorsa sizin için zor bir dönem başlamış demektir.Bu dönem çatışmaların başladığı bir süreç olmakla beraber aslında küçük çocuğunuzun kişiliğinin oluşmaya başladığının da göstergesidir.Artık benliğinin farkına varan, birey olarak bağımsızlığını kazanan çocuğunuz aslında size ‘ben de varım,farklıyım,kendi duygu ve düşüncelerim var’ demektedir.
Bu inatlaşma döneminde hayır demenin yarattığı etkiyi keşfeden çocuk olur olmaz her şeye hayır demeye başlar. Ayrıca istediğini yaptırmanın yöntemlerini de bu dönemde öğrenir. Bunun bir süreç olduğunu unutmamak gerekir.O ana kadar uyguladığınız disiplin yöntemlerinden vereceğiniz en küçük bir taviz,küçük çocuğunuzun da tutarsız davranışlar geliştirmesine yol açacaktır.Unutulmaması gereken kural o nasıl davranırsa davransın geçerli olan disiplin kuralları aynen devam etmelidir.Bazı durumlarda esnek olabilmek de önemli etkiler yaratmaktadır.Ancak her hayır dediğinde ve inatlaştığında kuralların değiştiğini veya uygulanmadığını gören çocuk bir dahaki sefere daha inatçı bir davranış tutumu geliştirebilir.
Her zaman olduğu gibi çocukla konuşmak ve onu ikna etmek önemlidir.Ancak ikna etmek için geçerli nedenlerinizin olması gerekir.Sadece o an siz öyle istediniz diye bir davranışı yapmasını veya yapmamasını istemeniz sorunun daha büyümesine yol açacağı gibi size her koşulda karşı çıkmasına da neden olabilir.
Çocuğunuzla yaşadığınız çatışmaları çözmenin çok önemli ve sihirli bir kuralı vardır.Kazan-kazan kuralı.Burada tarafların her ikisi de kazanacağı için sorun daha sorun haline gelmeden çözümlenir.
Uyguladığınız ikna yöntemleri ne olursa olsun öncelikle ona saygı göstermek ve şartları eşitlemek zorundasınız.Çocukla konuşurken onunla aynı göz hizasına gelmek önemlidir.Aynı şekilde ona dokunmak,elinden tutarak konuşmak onu dikkate aldığınızı ve onu dinlediğinizi göstermekte ve daha baştan anlaşma kapılarını açmaktadır.
Akşam saat 9 da yatırdığınız çocuğunuz yatmamak için direniyorsa önce bunun sebebini sormalısınız.Belki babasıyla ve sizle biraz daha vakit geçirmek istemiştir.Belki gerçekten uykusu gelmemiştir.Ya da kendine göre haklı başka nedenler ileri sürebilir.Unutmayın çocuğunuz kurulu saat düzeneğiyle çalışan bir robot değildir.Bu durumda esnek davranmak yararlı olabilir.Ona ‘peki bir anlaşma yapalım. 15 dakika daha oturmana izin veriyorum ama saat 9.15 olduğunda yatacaksın’.diyebilirsiniz. Ancak burada zamanı saatin üzerinde göstererek anlatmak gerekir.Böyle bir anlaşma sonrası şaşırtıcı bir şekilde çocuğunuzun saati izlediğini göreceksiniz.
Burada çocuk biraz geç yatmakla,anne de yatma kurallarını bozmamakla kazanmıştır.Söz konusu olan sadece biraz esnek davranmaktır.
Çocuklar her şeyi bilmek ve öğrenmek isterler.O nedenle küçük yaş grubu çocuklarının her cümlesi’ neden?’sorusuyla başlar.İşte bu nedenleri doğru açıklayabilirseniz inatlaşma ve çatışmaların önüne geçmek mümkün olabilir.
Soğuk havada kısa kollu ve yazlık bir kıyafet giymek isteyen çocuğa havanın soğuk olduğu ,üşüyüp hasta olabileceği ,karnının ağrıyacağı ,öksüreceği gibi açıklamalar getirmek yararlı olur.1 yaşındaki küçük bir çocuk için bile bu geçerlidir.Açıklama yaptığınızı gören çocuk ona önem verildiğini ve bir şeylerin anlatıldığını anlar ve inatlaşmaktan vazgeçer.Ayrıca hayır olmaz deyip kestirip atmak yerine çocuğunuza seçenekler sunmanız gerekir.’Bak bu kısa kollu ve ince bir bluz,bunu giydiğinde üşüyüp hasta olabilirsin,onun yerine bu uzun kollu bluzu giyersen üşümezsin,bu da diğeri gibi pembe’ denilebilir.Ya da farklı birkaç kıyafet gösterilerek bunların arasından seçmesi istenebilir.Kararı kendisinin vereceğini ve seçenekleri olduğunu görmek onu mutlu eder ve çatışma biter.
Yemek yemek istemeyen bir çocuğa ‘önce hangisinden yemek istersin,bezelye mi,makarna mı?’diye sormak,’bu yemekleri yemek zorundasın ama önce hangisini yiyeceğine sen karar verebilirsin’ demenin basit ve etkili yoludur.
Ya da sadece makarna yemek isteyen bir çocuğa ‘bezelyeyi yedikten sonra makarna yiyebilirsin’ demek de bir seçenek sunma yöntemidir.
Ancak bazı durumlarda çocuğun inadını kırmak ve istenileni yaptırmak mümkün olmaz.İnat eden çocukla tartışmak veya bir şeyleri kabul etmesi için azarlamak,kızmak yarar sağlamaz.Onu sadece o an için sindirebilirsiniz.Bazen bu bile olmaz ve durum giderek içinden çıkılmaz bir hale dönüşür.Öfke patlamaları yaşayabilir.Böyle gergin anlarda taraflardan biri,yani siz susmalısınız.Onu sakinleştirmeye çalışmak da fayda etmeyebilir.Yalnız bırakmak ve kendi kendine sakinleşmesini beklemek doğru davranıştır.Öfkelenen,inatlaşan çocuğunuz ağlarken ona şunları söylemek çok etkili olacaktır.
‘Kızgın olduğunu biliyorum,ağlaman bitince ve sakinleştiğinde konuşalım,odana git ve orada ağla,çünkü bu seslerden rahatsız oluyorum ve sinirleniyorum.
Gerçekten de ağlayan,bağırıp çağıran çocuğunuza bunları söylemeli ve kararlı olmalısınız.Böylece çocuğunuz bütün bu tepinmelerin ve inatlaşmanın sizi etkilemediğini ve bu şekilde isteklerini yaptıramadığını fark edecek ve davranışını değiştirecektir.
Sakinleştiğinde de konuşmalı ve onu dinlemelisiniz.
Tüm bu aşamalarda kararlı olmak,her inatlaşma ve çatışmada aynı tutarlılığı göstermek gerekiyor.
Burada çocuğunuzla konuşurken yaklaşımınız ve kullandığınız dil de önemli bir faktördür.Önerilen yöntem ‘Ben Dili’ni kullanmaktır.Bu yöntemde
‘Beni sinirlendiriyorsun’ yerine ‘şu an ben de kızgınım’ demek daha doğru olur.Çocuğun davranışını hedef göstermeden sadece durumdan rahatsız olduğumuzu ve kendi duygularımızı ifade etmesi açısından çözümü kolaylaştırır.
İstediğini yaptırmak için ağlayan,kendini yerden yere atan çocuğunuza karşı gösterdiğiniz tepkinin, çocuğunuzun gelecekteki davranış biçimini belirleyeceğini unutmayın.Kişiliğinin
yapı taşlarının oluştuğu bu inatlaşma dönemleri aslında onun artık bir birey olarak sosyalleştiğinin de önemli göstergesidir.Bu dönemde çocuğu azarlamak,duygu,düşünce ve isteklerine önem vermemek ,gelecekteki yaşamında iki farklı karakter gelişimine yol açabilir.
Ya başkalarının her istediğini yapan ve kolay etki altında kalan bir insan olur,ya da uyumsuz,çatışmacı,sürekli isteklerinin yapılmasını talep eden,bencil ve sorunlu bir birey olur.
Davranış biçiminiz çocuğunuzun da davranış biçimini ve karakter özelliklerini belirler.
 
samanpan Çevrimdışı

samanpan

.
Site Emektarı
Eğer yaptıkları bir davranış için ödüllendirilirlerse çocuklar o davranışı tekrarlarlar. Bu yüzden istediğiniz davranışı ödüllendirin ve böylece o davranışı arttırmış olun. İstenen davranışlar sessizce oturmak veya oynamak, dağılan oyuncakları toplamak, veya kardeşle oyuncakları paylaşmak olabilir. Böyle sessizce yapılan şeylerin bazen hiç farkına bile varmayız.
İstediğiniz davranışları nasıl arttırabilirsiniz?
a) Överek
b) Gülümseyerek, sarılarak, öperek
c) Sevdiği bir işi yaparak ( Örneğin bir öykü okuyarak, TV' de sevdiği bir programı izlemesine izin vererek, parka götürerek gibi.)
d) Küçük bir hediye vererek ( Örneğin bir paket şekerleme gibi)
Unutmayın ki çocuk ödüllendirildiğinde başardığını anlayacaktır, ve bu onun bu davranışı sürdürmesini güçlendirecektir.
Unutmayın ki, övgü anababaların da kendilerini iyi hissetmelerini sağlar, devamlı eleştirmek ve tehdit etmek anababaların da kendilerini kötü hissetmelerini sağlar.
Unutmayın istediğiniz davranışı övün ve istemediğiniz davranışı görmezden gelin.
Olumlu davranışları hemen, açık bir biçimde ve her seferinde ödüllendirin. Çocuğunuza sizin hoşunuza giden şeyin ne olduğunu söyleyin. Olumsuz davranışları her seferinde tutarlı biçimde görmezden gelin. Bu davranışı başkasının ödüllendirmesine izin vermeyin.
Olumsuz davranışlarıyla ilgi çektiklerinde çocuklar sıklıkla bu durumdan hoşnut olurlar.
Onlara dargın olduğunuz zaman bile aslında onlara ilgi göstermiş olursunuz bu nedenle yalnızca görmezden gelmeye çalışın.
Bağırarak, vurarak, küserek de olsa ilgilenmek istenmeyen davranışları arttırır.
Eğer onun şeker yemesini istemiyorsanız bu isteği duymazdan gelin, hiç pes etmeyin. Bunu her şeker isteyerek ağladığında yapmalısınız.
BAZEN İSTENMEYEN DAVRANIŞLARI GÖRMEZDEN GELMEK MÜMKÜN OLMAYABİLİR
Eğer davranışlar tehlikeli ve yıkıcı ise o zaman HAYIR demek zorunda kalabilirsiniz ya da onu oradan uzaklaştırmak ve hareketlerini kısıtlamak gerekebilir.
Sürekli eleştiri bir süre sonra çocuk için anlamsızlaşır. Eğer HAYIR sözünü çok sık duyarsa kulaklarını tıkamaya başlayacaktır. Bu nedenle HAYIR demenizin çok önemli olduğuna karar verdikten sonra bunu sürdürmelisiniz.
Ana-babaların yerine getiremedikleri boş tehditleri bir süre sonra çocuğun anababalarının sözüne inanmamasına neden olur.
İSTENMEYEN DAVRANIŞLARI NASIL AZALTIRSINIZ?
Sonununda pes edip ödüllendirdiğinizde çocuğun istemediğiniz davranışını sürdürmesini sağlamış olursunuz. Eğer her seferinde şeker almak için çığlık atmasını istemiyorsanız çığlıklarını duymazlıktan gelin ve böylece sizin söylediğinizi yapan biri olduğunuzu öğrensin.
Eğer beş on dakika sonra pes ederseniz eğer o süre boyunca bağırırsa sizin sonunda boyun eğeceğinizi öğrenecektir. Bu nedenle pes etmeden sonuna kadar gidebilmelisiniz.
Genellikle anababalar yalnızca çocukların olumsuz davranışlarını onların tutturucu hallerini görürler, sorun çıkarmadığı iyi davrandığı zamanları farketmezler. Halbuki istediğiniz davranışı övmeniz ve istemediğiniz davranışı görmezden gelmeniz gerekir.
NASIL DAVRANAN BİR ÇOCUK İSTERSİNİZ

1. Net ve açık kurallar koyun: Örneğin yatağa yatış saati, yemek zamanları belli değişmez düzen içinde gerçekleşsin. Bu tür bir değişmezlik çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlar. Neyin kabul edilir, neyin kabul edilemez olduğunu çocuk daha iyi bilir. Evdeki tüm erişkinlerin bu kurallar konusunda anlaşması gereklidir. Farklı ve uyumsuz mesajlar çocuğun kafasını karıştırır.
2. Yapmasını istediğiniz şeyleri net ve tutarlı biçimde anlatın. Çocuğunuzun sizin ne söylediğinizi tam anladığından emin misiniz?
3. Yeni istenen davranışlar öğretin:
a) Yönlendirme: Göstererek, yardımcı olarak ve yapabilmesine izin vererek yeni bir davranış öğretebilirsiniz
b) Her seferde tek bir adım: Zor işleri daha küçük adımlara bölerek çocuğun her seferde bir adım öğrenmesini sağlayabilirsiniz.
c) Başkalarından öğrenme: Çocuklar anababalarını örnek alır onlar gibi davranırlar.
d) Çocuğunuzun sizin istediğiniz gibi bir şey yaptığını farketmeye dikkat edin ve onu hemen övün.
ÇOCUĞUNUZA DUYGULARIYLA NASIL BAŞEDECEĞİNİ ÖĞRETİN

1. Çocuğunuzun size anlattıklarını dikkatle ve sessizce dinleyin
2. Onların duygularını anladığınızı kısaca ifade edin ( evet, anladım gibi)
3. Çocuğunuzun tanımlamaya çalıştığı duygusunun adını koyun. (çok kırılmış olmalısın vs.. gibi)
Unutmayın : Tüm duygular kabul edilebilir ancak bazı davranışlar kabul edilemez ve sınırlanmalıdır.
ELEŞTİRİ DEĞİL İŞBİRLİĞİ

Çocuğunuza olumlu tutumları öğretirken eleştiri yerine işbirliği yaparak birlikte çalışın. Şunları yapmaktan kaçının:
1. Suçlamak
“ Yine kardeşini ağlattın. “
2. İsim takmak
“ Kıskanç bir çocuksun”
3. Tehdit etmek:
“ Bunu bir daha yaparsan seni evden atarım”
4. Emir vermek:
“ Hemen derslerini bitirmeni istiyorum”
5. Konferans çekmek:
“ Kardeşini üzmenin ne kadar kötü bir davranış olduğunu bilmiyor musun, böyle yaparsan ilerde de kimseyle geçinemezsin. “
6. Uyarılar:
“ O duvara çıkma, düşersin”
7. Acındırma cümleleri:
“ Böyle davranman yüzünden hastalanıyorum, görmüyor musun? Senin yüzünden ölüp gideceğim.”
8. Kıyaslamalar:
“ Komşunun kızları ne kadar iyi notlar alıyor, sen neden onlar gibi değilsin?”
9. Alay etme:
“ Dersini ne kadar da çabuk bitiriverdin, sen bir dahi olmalısın. “
10. Geleceğe yönelik tahminler:
“ Böyle gidersen sen adam olamazsın.”
SORUNLARLA BAŞETMEK İÇİN NE YAPABİLİR SİNİZ?
1. Problemi tanımlayın
“ Koridor çamur içinde kalmış”
2. Bilgi verin:
“ Çamurlu ayakkabıların eve girmeden önce çıkması iyi olur.”
3. İsteğinizi kısaca tek kelimeyle belirtin:
“ Ayakkabılar”
4. Kendi duygularınızı anlatın:
“ Silip temizlediğim yerleri çamur içinde görünce çok kızıyorum”
5 . Hatırlatıcı notlar yazın:
“ Lütfen eve girer girmez ayakkabılarınızı çıkarın”
CEZALANDIRMAK YERİNE NELER YAPILABİLİR:
1. O andaki duygunuzu çocuğun kişiliğine saldırmadan net şekilde anlatın:
“ Notlarının düşük olmasına çok üzüldüm.”
2. Kendi beklentinizi ifade edin:
“ İkinci dönem notlarının daha yükseleceğini umarım”
3. Çocuğa kendini affettirme yolu gösterin:
“ Derslerine daha fazla zaman ayırarak bunu halledebilirsin”
4. Çocuğunuza seçme şansı verin:
“ Kendin çalışabilirsin ya da sana derslerinde yardımcı olacak birisi olabilir, nasıl istersin?”
5. Problemi çözmek için birlikte çalışın:
a) Çocuğunuzun duygularını konuşun
“ Bu karne senin için de çok üzücü olmalı”
b) Çocuğunuzu bu konuda birlikte bir çözüm üretmeye teşvik edin
“ Bu sorunu çözmek için sen neler düşünüyorsun?”
c) Ortaya çıkan fikirlerin listesini yapın ve bu fikirler içinden hangilerini uygulamaya koyacağınıza birlikte karar verin.
“ Evet , bu söylediğini yapabiliriz.”
d) İzleyin ve eyleme geçin:
“ Bu söylediğini gerçekleştirmek için bir plan yapalım. “
e) Hiçbir zaman çocuğun sizi suçlamasına izin vermeyin:
“ Sen hiç beni çalıştırmadın.”
“ Suçlama yok. Burada nasıl bir çözüm üretebileceğimizi düşünmeye çalışıyoruz.”

ÖVGÜ
Övgüler çocuğun kendine güvenini arttırır ve yaptığı işe daha da hevesle sarılmasını sağlar.
Överken şunlara dikkat edin:
1. Genel şeylerden kaçının. Onun yerine gördüğünüz şeyi tanımlayın.
“ Çok güzel bir resim yapmışsın “ yerine “ Bu resimde canlı renkler bir arada kullanılmış”
2. Geleceğe yönelik yansıtmalar yapmayın, şimdiye yönelin:
“ Sen büyük bir ressam olacaksın” yerine” Bu resim üzerinde gerçekten sabırla uğraştın.”
3. Kendi duygularınızı anlatın:
“ Bu resme bakmak içimi sevinçle dolduruyor.”
 
Üst Ana Sayfa Alt