Ç
Çevrimdışı
Büyük bir kavmin veya medeniyetin çöküşü tesadüfi değildir.Bunun nedenleri insana bahşedilen cüz-î iradenin işleyişi çerçevesinde ele alınmalıdır. Kur'an'a göre asıl sebep toplum hayatını düzenleyen ilkelerin ve kuralların, insanın tabi olması gereken ilahi kanunlara ters düşmesi ve hakkaniyet ölçüsünün dışına çıkmasıdır. Toplum ve medeniyetlerin yerle bir olmasındaki nedenleri şu noktalarda toplayabiliriz:
İlâhi emirlere karşı gelmek,
Ahlaksızlığın yaygınlaşması,
Zulmün yaygınlaşması,
Fesadın yaygınlaşması,
Allah'ın nimetlerini değiştirmek,
Haksızlığın hakim olması,
İyiliği emredip, kötülükten alıkoymamak
İyiliği savunanların kötüler karşısında aciz kalması
Kur'an bunu çok açık bir ifadeyle şu şekilde anlatır:"Biz bir ülkeyi yok etmeyi dilediğimizde, oranın ileri gelenlerine Hakka uymalarını emrederiz. Fakat onlar dinlemeyip yoldan çıkarlar. Artık o ülke yok olmayı hak eder. Biz de orayı tamamen helak ederiz." (İsra: 16)
Batının mânevî değer ve insani zenginliklerinin büyük bir çöküşe uğradığını, bizzat sosyal ilimlerle uğraşan kendi ilim adamları, ahlakçıları,din adamları istatistikî rakamlarla ortaya koyuyor. Alkol ve uyuşturucu kullanımı, kumar, fuhuş, eşcinsellik,aile içi sadakatsizlik, akrabalık ve komşuluk bağlarının kopması,bireycilik,sevgi ve fazilet duygularının önemini yitirmesi bunlardan sadece bazılarıdır. Harward Üniversitesi Visual and Environmental Studies Bölümü öğretim üyesi Dr. Nan Burks Freeman ve onun gibileri artık saklanacak durumun kalmadığını ifade ediyor: “Bu toplumun bunalım içinde olduğunu görmek için çok büyük bir eğitim gerekmiyor. Hemen herkes, onu fark eder.”
AB ülkelerinde 1970’te çocukların % 6’sı evlilik dışı iken, hızlı ahlaki çöküş sebebiyle bu oran 2002’de % 30’a çıkmıştır. Kuzey Avrupa’da evlilik dışı birlikte yaşayan çiftlerin oranı % 53 ile % 70 arasındadır. İsveç’te çocukların % 56’sı, Danimarka, Fransa, Finlandiya ve İngiltere’de % 40’ı evlilik dışı dünyaya gelmektedir.
Avrupa'da hastaneler alkol bağımlısı hastalarla doludur. Mahkemeler de en yoğun mesâisini, alkol sebebiyle işlenen suçlara ayırıyor. Fransa adliyesinin giderlerinin % 60’ı alkoldür. İngiltere’deki 18-24 yaş arasındaki kızların ortalama yıllık içki tüketimi 203 litre, Alman kızların 189 litre, Hollandalı kızların ise 107 litredir. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, akıl hastalarının % 95’i alkol bağımlısıdır.15 - 29 yaşlarındaki Avrupalı erkeklerde her 4 ölümden 1 tanesi alkole dayanmaktadır. AB ülkelerinde 15-34 yaş grubu nüfusun % 44’ü uyuşturucuyu kullanmaktadır.ABD'de ise 12 ile 20 yaş grubu arasındaki gençlerin yüzde 29`u alkol kullanırken , 20 milyon kişi ileri derecede uyuşturucu müptelasıdır.Amerika'daki lise ve benzeri okullarda okuyan öğrencilerin yaklaşık yarısı en az bir kere uyuşturucu kullandıklarını ifade etmiştir.Pop kültürünün hakim olduğu batıda; sinema,televizyon dizileri ve şarkıların ana konuları seks ve şiddettir.Amerika'da her sene 1 milyondan fazla ortaokul ve lise çağındaki genç kız hamile kalmakta,bunların sadece %41'i kürtaj yaptırmaktadır. ABD'de yapılan anketlere göre 15-19 yaşlarındaki gençlerin 3'te 1' i intihar etmeyi düşünmektedir.Amerikalı anne babalar sonuçta "hayırsız birer evlat" olacakları düşüncesi ile yeterli paraları olsa dahi çocukları için harcama yapmak istememektedir.
Lut kavminin helâkine neden olan eşcinsellik Batı ülkelerinde normal bir tercih olarak algılanmaktadır.Pek çok ülkede eşcinseller için aile kurma yasaları çıkmıştır.Eşcinsel evlilikleri artık kiliselerde yapılabilmektedir.
Batıda köpek ve kediye duyulan sevgi, bazı ailelerde cinnet noktasına varmış durumdadır. Batı insanı mutluluğu haplarda, teselliyi alkol ve uyuşturucuda, sevgiyi ise hayvanlarda aramaktadır. Tarihte medeniyetlerin çöküşüne baktığımızda o medeniyetlerin bütün hastalıklarının batı medeniyetinde mevcut olduğunu görüyoruz.
Batı, elinde kalan tek üstünlük olan maddi imkan ve teknolojik gücü de insanlığın huzur ve mutluluğu için değil askeri ve siyasi amaçları için bir araç olarak kullanmakta,tüm dünyaya zulüm, adaletsizlik, kan ve gözyaşından başka bir şey vermemektedir.
Aslında, batının önde gelen yöneticileri , toplumlarının müthiş bir çözülme ve ayrışma içinde olduğunu görmüşlerdi.İngiltere başbakanı Thatcher soğuk savaş bittikten sonra, "Bizim mutlaka bir düşmana ihtiyacımız var,kapitalizm düşmansız yaşayamaz" demişti. 2001’de, birlikteliği sağlamak ve çatışmayı dışarıya taşımak için İkiz Kuleleri havaya uçurdular.Düşman belirlenmişti:İslam. ABD ve Avrupa halkları güvenlik tehlikesi içindeydi, kenetlenmeliydi ve savaş dışarıya taşınmalıydı. Batı, medya ve propaganda gücü ile halkını büyük ölçüde kandırıp uyutabildi. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar, zulüm ve adaletsizlik üzerine kurulu her medeniyet gibi batı medeniyeti de mutlaka çökecektir.
Unutmamak gerekir ; Allah, imhal eder (erteler) ancak ihmal etmez.
İlâhi emirlere karşı gelmek,
Ahlaksızlığın yaygınlaşması,
Zulmün yaygınlaşması,
Fesadın yaygınlaşması,
Allah'ın nimetlerini değiştirmek,
Haksızlığın hakim olması,
İyiliği emredip, kötülükten alıkoymamak
İyiliği savunanların kötüler karşısında aciz kalması
Kur'an bunu çok açık bir ifadeyle şu şekilde anlatır:"Biz bir ülkeyi yok etmeyi dilediğimizde, oranın ileri gelenlerine Hakka uymalarını emrederiz. Fakat onlar dinlemeyip yoldan çıkarlar. Artık o ülke yok olmayı hak eder. Biz de orayı tamamen helak ederiz." (İsra: 16)
Batının mânevî değer ve insani zenginliklerinin büyük bir çöküşe uğradığını, bizzat sosyal ilimlerle uğraşan kendi ilim adamları, ahlakçıları,din adamları istatistikî rakamlarla ortaya koyuyor. Alkol ve uyuşturucu kullanımı, kumar, fuhuş, eşcinsellik,aile içi sadakatsizlik, akrabalık ve komşuluk bağlarının kopması,bireycilik,sevgi ve fazilet duygularının önemini yitirmesi bunlardan sadece bazılarıdır. Harward Üniversitesi Visual and Environmental Studies Bölümü öğretim üyesi Dr. Nan Burks Freeman ve onun gibileri artık saklanacak durumun kalmadığını ifade ediyor: “Bu toplumun bunalım içinde olduğunu görmek için çok büyük bir eğitim gerekmiyor. Hemen herkes, onu fark eder.”
AB ülkelerinde 1970’te çocukların % 6’sı evlilik dışı iken, hızlı ahlaki çöküş sebebiyle bu oran 2002’de % 30’a çıkmıştır. Kuzey Avrupa’da evlilik dışı birlikte yaşayan çiftlerin oranı % 53 ile % 70 arasındadır. İsveç’te çocukların % 56’sı, Danimarka, Fransa, Finlandiya ve İngiltere’de % 40’ı evlilik dışı dünyaya gelmektedir.
Avrupa'da hastaneler alkol bağımlısı hastalarla doludur. Mahkemeler de en yoğun mesâisini, alkol sebebiyle işlenen suçlara ayırıyor. Fransa adliyesinin giderlerinin % 60’ı alkoldür. İngiltere’deki 18-24 yaş arasındaki kızların ortalama yıllık içki tüketimi 203 litre, Alman kızların 189 litre, Hollandalı kızların ise 107 litredir. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, akıl hastalarının % 95’i alkol bağımlısıdır.15 - 29 yaşlarındaki Avrupalı erkeklerde her 4 ölümden 1 tanesi alkole dayanmaktadır. AB ülkelerinde 15-34 yaş grubu nüfusun % 44’ü uyuşturucuyu kullanmaktadır.ABD'de ise 12 ile 20 yaş grubu arasındaki gençlerin yüzde 29`u alkol kullanırken , 20 milyon kişi ileri derecede uyuşturucu müptelasıdır.Amerika'daki lise ve benzeri okullarda okuyan öğrencilerin yaklaşık yarısı en az bir kere uyuşturucu kullandıklarını ifade etmiştir.Pop kültürünün hakim olduğu batıda; sinema,televizyon dizileri ve şarkıların ana konuları seks ve şiddettir.Amerika'da her sene 1 milyondan fazla ortaokul ve lise çağındaki genç kız hamile kalmakta,bunların sadece %41'i kürtaj yaptırmaktadır. ABD'de yapılan anketlere göre 15-19 yaşlarındaki gençlerin 3'te 1' i intihar etmeyi düşünmektedir.Amerikalı anne babalar sonuçta "hayırsız birer evlat" olacakları düşüncesi ile yeterli paraları olsa dahi çocukları için harcama yapmak istememektedir.
Lut kavminin helâkine neden olan eşcinsellik Batı ülkelerinde normal bir tercih olarak algılanmaktadır.Pek çok ülkede eşcinseller için aile kurma yasaları çıkmıştır.Eşcinsel evlilikleri artık kiliselerde yapılabilmektedir.
Batıda köpek ve kediye duyulan sevgi, bazı ailelerde cinnet noktasına varmış durumdadır. Batı insanı mutluluğu haplarda, teselliyi alkol ve uyuşturucuda, sevgiyi ise hayvanlarda aramaktadır. Tarihte medeniyetlerin çöküşüne baktığımızda o medeniyetlerin bütün hastalıklarının batı medeniyetinde mevcut olduğunu görüyoruz.
Batı, elinde kalan tek üstünlük olan maddi imkan ve teknolojik gücü de insanlığın huzur ve mutluluğu için değil askeri ve siyasi amaçları için bir araç olarak kullanmakta,tüm dünyaya zulüm, adaletsizlik, kan ve gözyaşından başka bir şey vermemektedir.
Aslında, batının önde gelen yöneticileri , toplumlarının müthiş bir çözülme ve ayrışma içinde olduğunu görmüşlerdi.İngiltere başbakanı Thatcher soğuk savaş bittikten sonra, "Bizim mutlaka bir düşmana ihtiyacımız var,kapitalizm düşmansız yaşayamaz" demişti. 2001’de, birlikteliği sağlamak ve çatışmayı dışarıya taşımak için İkiz Kuleleri havaya uçurdular.Düşman belirlenmişti:İslam. ABD ve Avrupa halkları güvenlik tehlikesi içindeydi, kenetlenmeliydi ve savaş dışarıya taşınmalıydı. Batı, medya ve propaganda gücü ile halkını büyük ölçüde kandırıp uyutabildi. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar, zulüm ve adaletsizlik üzerine kurulu her medeniyet gibi batı medeniyeti de mutlaka çökecektir.
Unutmamak gerekir ; Allah, imhal eder (erteler) ancak ihmal etmez.
