Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Cuma Namazı ve Cenaze Namazından Önce Okunan Sala Bid'at midir?

EBUSELAM Çevrimdışı

EBUSELAM

Vefa ehline feda kolay olur
İslam-TR Üyesi
Arkadaşlar bu konuyla ilgili yakın zamanda bir kardeşle münazaramız oldu,ben bunun bidat olduğunu ve alimlerimizinde buna dair görüşlerinin olduğunu düşünüyorum. sizden ricam konuyla alakalı ilim ehlinin görüşleri,sözleri veya fetvaları varsa paylaşırsanız sevinirim.dua ile......
 
ibnikayyim Çevrimdışı

ibnikayyim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Öncelikle şunun bilinmesi gerekir: Delil; Kur'an ve Sünnettir.
"Sala" denilen amel, bid'attir. Zira Kur'an'da ve sünnette buna dair bir haber, hatta işaret dahi yoktur. Rasulullah (s.a.s)'ın ve onun güzide sahabelerinin böyle bir uygulama yaptığı da söz konusu olmamıştır. Muteber İslam alimlerinin de bu konunun varlığını ortaya koyacak söylemleri olmamıştır. Dolayısıyla bu amel sonradan ortaya konmuş çirkin bir bid'attir. Ve insanlar bu gibi bid'atlere farzlardan daha önem vererek, onlarla amel etmeyi dinden saymışlardır. Bu gibi bid'atlere karşı dikkatli ve uyanık olmak gerekir.

https://www.islam-tr.org/konu/sela-getirilmesi-ve-cami-minareleri-bidat-midir.2539/

linke göz gezdirmenizde fayda var inş.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Cenaze İla'mı : Sala

Bir kişi ölünce onun ölümünü, defin işlerine katkısı (techizi) sevaba iştirak etmeleri için akraba, arkadaş ve yakınlarına duyurmak mustehabtır. (Seyyid Sabık, Fıkhu's Sunne, C. 1, S. 505)

Buhari, Muslim, Tirmizî, Nesâî, Ebû Dâvud ve İbn Mâce'nin Ebu Hurayra (r.a.)'den rivayet ettikleri hadise göre;
Nebî aleyhisselam, Zeyd'in, Ca'fer'in ve İbn Revâha'nın ölüm haberlerini onların haberi gelmeden insanlara bildirdi.


Tirmizî; "Bir kimsenin akraba ve kardeşlerine bir şahsın ölümünü bildirmesinde bir beis yoktur," demiştir.

Beyhakî; "Bir kimsenin, camilerin kapılarında bir adamın öldüğünü bağırmasını hoş görmem; eğer mesciddeki gruplara durup öldüğünü bildirirse bunda bir beis yoktur." demiştir.

İbn Mesud radiyallahu anh'dan: Peygamber (s.a.v.), ölüm haberini yaymaktan alıkor ve şöyle bu yururdu:
"Ölüm haberini (ağıtlarla = Nay) yaymayın! Çünkü bu, Cahiliye adetlerindendir."
Abdullah (b. Mesud) dedi ki: "Ölü için ezan (yani sala verilmesi), ölüm haberini duyurmaktır." (Tirmizi, Cem'ul Fevaid-Rudani, Cenazeler babı, 2477)


Ahmed ve Tirmizî'nin Huzeyfe'den rivayet ettiği ve Tirmizî'nin hasen saydığı hadiste Huzeyfe b. el Yeman'dan (r.anh) demiştir ki; "Öldüğüm zaman bana kimse eziyet etmesin. Ölüm haberimin ilânından Na'y olmasından korkarım. Rasulullah (s.a.v.)'den ölüm ilânını nehyettiğini işitmişimdir." (Tirmizi, II, 129; İbn Mace, I, 450; Ahmed bin Hanbel, V, 406; Beyhaki, IV, 74)
(Hasendir. Hadisin merfu olan bölümünü İbn Ebu Şeybe, Musannef, IV, 98 'de rivayet etmiş olup, Hafız İbn Hacer'in Fethu'l Bari'de dediği gibi senedi hasendir.)


Buradaki ölüm haberini vermek ifadesinden, cahiliyet döneminde yapılan anlaşılır.

Na'y: Sözlükte ölenin ölümünü haber vermektir. İlim adamları, "Na'y dan kastedilen Cahiliyye halkının yaptığı gibi evlerin ve çarşı pazarların girişlerinde yüksek sesle bağırıp çağırmaya benzer ilanlardır." demişlerdir.

Cahiliyye devrinde muşrikler, eşraftan biri öldüğü zaman etraftaki kabilelere bir haberci gönderilirdi. Bu haberci vardığı her yerde : "Falanın ölüm haberini getirdim, onun ölümüyle Arap mahvoldu..." diye bağırırdı. Bu ilanı duyanlar ağlar, bağırır, saçını başını yolardı ki, islâm bunu yasak etmiştir. Rasulullah (s.a.v.)'in ölüm ilanını yasaklayan hadislerini ulema, cahiliyye devrindekine benzer bir şekilde ilan etmeye hamletmişlerdir. (Seyyid Sabık, Fıkhu's Sunne, C. 1, S. 505)


Rasulullah (s.a.v.), Habeş kralı Necaşi'nin (v. 9/630) öldüğü gün Medine'de ashabına onun ölümünü duyurmuştur. (Buhuri, Cenâiz, 4, c. II, s. 71; Muslim, Sahih, Cenâiz, 22, c. II, s. 657)
Yine Mute Savaşın'da. sırasıyla orduya kumanda eden Zeyd (v. 8/629), Ca'fer (v. 8/629) ve Abdullah b. Revâha'nm (v.8/629) şehid edildiklerini de daha şehadet haberleri gelmeden önce ashabına duyurmuştur. (Buhari, Sahih, Fedâilu Ashabi'n-Nebi, 25, c. IV, s. 218)



Tirmizî; "Bir kimsenin akraba ve kardeşlerine bir şahsın Ölümünü bildirmesinde bir beis yoktur," demiştir. (Seyyid Sabık, Fıkhu's Sunne, C. 1, S. 505)
Ölen kişinin duyurulması (ölüm i'lamı), "sırf ölümü duyurmak için yıpılırsa bir beis yoktur. Bilakis insanların cenazede bulunmaya koşmaları, cenazenin techiz ve tekfinde ölünün sahibine yardım etmeleri, ta'ziyeyi vaktinde yapmaları ve ölenin halk ile olan muamelesinin kesilip, Hakka kavuştuğunu duyurmak gibi faydalarına nazaran ölümü ilan etmek, matlub olan bir hareket olur.


Tirmizî ve İbn Mace, Ebu Katade'den, Rasulullah(s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir: "Sizden biriniz, kardeşinin tekfin ve techiz işini üzerine alırsa, onun tekfin (kefenleme) ve techiz işini güzel yapsın." (Tirmizî, Ebvabu't-Cenaiz, 2/232; İbn Mace, Kitabu'l-Cenaiz, 1/473; Ahmed b. Hanbel, Musned, 3/372, Ahmed, Musned, 3/295; Muslim, Kitabu'l-Cenaiz, 2/607; Ebu Davud, Kitabu'l-Cenaiz, 2/176; Nesâî, Kitabu'l-Cenaiz, 4/28; Hakim, Müstedrek, 1/369.)

Ama bundan başka gayeler için, cahiliyye adeti üzere ağlayıp ("falanca öldü, onun ölmesi ile araplar helak oldu"), kaza ve kadere razı olmayıp kızmaları gibi yasak ve haram olan fiilleri yapmak gayesiyle ölümü ilan etmek yasaktır ve haramdır." (Mahmud Şeltut, el-Fetâvâ, S. 218, Kahire, 1975)



Ölen bir kimseyi bir takım medhedici sözlerle, her ne şekilde olursa olsun, ölümü ilan etmek mekruhtur. Çünkü cenazede ölüyü methetmek câhiliyye âdetlerindendir.(Muhammed Esad Dilaveroğlu, Durratu'l Fahire Fi Beyan-i Ahkami'l Cenazeti ve Seferi-l Ahira, S. 118)
Fakat müslümanların duyup, mu'min kardeşlerine karşı üzerlerinde borç olan son hizmeti yapmaları için sadece "falan öldü" diye duyurmakta bir sakınca yoktur. (Vezâifu'l-Mevtâ, s. 2-3)


Namaz vakitlerini ilan etmek için tesis edilmiş olan minarelerin bu iş için kullanılması, bazı muezzinlerin bu iş için para alıp parayla sala vermeleri sebebiyle, bid'at ve çirkin görülmüş ise de (Hayrettin Karaman, İslâmın Işığında Günün Meseleleri, s. 76) böyle bid'atlere meyletmeksizin sırf ölümü duyurmak maksadıyla minareden salatu selam okumakta bir mahzur olmasa gerekir.((Seyyid Sabık, Fıkhu's Sunne, C. 1, S. 504 ; Vezâifu'l-Mevtâ, s. 3)
Bu duyuruyu sokaklarda dellal bağırtarak, cemaat camiden çıkarken duyurarak, belediye hoparlörü olan yerlerde hoparlörle anons ettirerek ve gazetelerde sade ve kısa ifadelerle yazarak yapmak mümkündür.


Özetleyecek olursak ; Rasulullah (s.a.v.) döneminde (farklı da olsa - minaresiz ve hoparlorsuz, günümüzdeki usule benzemesede) ölüye ilam duyurulmuş olduğundan bid'at olmaz kanaatindeyiz.





Cum'a Namazı İla'mı : Sala

Ne Rasulullah (s.a.v.), ne sahabeler döneminde Cum'a namazı kaçırılmaması, namaza önceden hazırlanılması vb. iyi niyetlerle de olsa Sala okunmamış, bilmemişlerdir.
Günümüzdeki Cum'a namazı öncesi okunan Sala uygulaması Bid'at'tir.
 
ibnikayyim Çevrimdışı

ibnikayyim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
namazda gönlü olanın ezanda kullağı olur ....diye atalarımız her zamanki gibi güzel bi söz etmişler.....
 
Üst Ana Sayfa Alt