Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Dar'ul - Harb'de Çocukları Okula Göndermenin Hükmü

Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
eğer kızının başını açtırıp o kadar erkeğin arasında eğitim aldıracak biriysen, zaten şurada konuşmanın bir lüzumu yoktur.
Buluğa ermemiş çocuk ve velisinden bahsettiğini söylüyorsun fakat, bu küçücük çocuğun tesettüründen, karma eğitiminin kufunden bahsediyorsun. Tutarlı ol ve (buluğdan da sonrası için) haram olan amele kufur deme zulmunu işleme!
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kız olsun, erkek olsun evlatlarımızın hiç birini okula göndermemeniz gerekiyor. Bu şirkten, tağuttan beri olmanın gerekliliğidir. Velev ki sizlere para cezası verselerde, velev ki sizleri hapse atsalarda, Müslümana düşen evladını şirk yuvalarından korumaktır.
Çocuğunu sakındırarak okula gönderdiğini iddia eden (veli) ve gönderilen(öğrenci)nin hukmu nedir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Madde madde burada yazmamız gerekirse, bu saatlerimizi alır. Burada zaten okumamış kimse yoktur. Zamanınızda ki ders kitaplarının ihtiva ettiği küfürlere dönebilirsiniz.

Ya da evladınız var ise, kitaplarını açın ve tek tek inceleyin. İçlerinin küfr sözleri ve itikadı ile dolu olduğunu göreceksiniz. Bu herkesçe maruf olan birşey ki, kimse okulda küfr, şirk yoktur demiyor.

Kitapta İslama uygun olmayan yazılar bulunuyor diye, okula giden öğrenci/veli kafir olur mu? Bu nasıl sığ düşüncedir? Bu anlayış ilim olsa zaten okula gönderenin kafir olduğu hakkında ittifak olur?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Hayır, çocuğunuz derslerde Hocasının kendi ağzından ve dersi anlatırken ki kitaptan zikrettiği küfr ve şirk sözlerinden bahsediyorum. Kimse kitabın içinde küfr sözü var diye küfr demiyor. Okul kitabı demek, okulda anlatılan şeyler demek. Yani derste işlenilen şeyleri ihtiva eden şeye okul kitabı denir. Okul kitaplarında ki şirk ve küfürlerde, derste anlatılan küfr ve şirkleri ortaya koyuyor. Kimse bundan başka birşey söylemiyor.

Derste hocanın anlattığı kufrun veya, öğretmenin sorduğu soruya cevap veren öğrenci, bu cevaba iman ettiğini mi kabul ediyorsunuz, yoksa, Laik Türkiye'ye göre bu sorunnun cevabı bu olduğu için mi cevabı verdiğini nasıl biliyorsunuz ki; kalbini yarmışcasına kat'i konuşuyorsunuz.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Ben ictihad edecek kadar ilme vakıf değilim. İctihadda etmiyorum. Buda ictihadı kapsayan bir konu değil. Burada fetvada vermiyorum. Zira bu yazılan yazılarda "İctihad" kapsamına girseydi, şu asırda ictihadın gerekliliklerini üzerinde taşıyan bir müctehid yok. Bunun için imamların, ictihad için gerekli kıldığı şartlara bakabilirsiniz.
İctihaddan kastınız bu değilde, insanların ihtilafları ise, bu da herkesin müctehid olmasını lazım kılar. Ki biz bundan Allah'a sığınırız.

Ben sadece Müslümanın üzerine düşen görevleri zikrediyorum. Tağuttan, kullarından, şirkten ve müşrikten beri olmanın keyfiyeti bunlar. Bir insan bunların gerekliliklerini zikredene "Fetva veriyorsun" diyorsa, burada bir karışıklık vardır. Ben Allah'ın bize emrettiğini aktarıyorum. Fetva ve benzeri şeyleri nakletmiyorum.

Dileyen kız evladının başını açıp, erkeklerin içine her gün sokabilir. Dileyen erkek evladınız kızların arasına, Allah'a şirk koşmanın ve küfretmenin her çeşidinin anlatığı yerlere sokabilir. Bu kişinin kendi hürriyetidir. Mühim olan bu yapılan fiiller sonucu işlerin nereye vardığıdır.

İnşaAllah anlaşılmıştır.

Sen okuduğunu anlayacak kapasitede bile değilsin ki, muctehid olacak ilme vakıf olabilesin. Okula çocuk göndermek bizatihi kufur diyen alim mi var? ki giden ve gönderen herkes kayıtsız şartsız kafir olsun! Hem kitapların içindeki kufur yazılardan bahsediyorsun, hem 7 yaşındaki çocuğun saçını açmasının dehşetini(!) vurgulayarak kufur hukmune zorluyorsun.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Benim ev kadınlarına cevap vermek adetim değildir. O yüzden şu basiretsiz ve komik sorularınıza cevap verme ihtiyacıda hissetmiyorum. Dileyen başka kimselere bu sorularınızı yöneltebilirsiniz.
Bu ne edebsiz, seviyesiz bir uslubdur. Sırf nicke bakarak kalb okuyup, gaybdan haber vermeyi nereden buldun? Ev kadınların olmadığı forumlara gitmen gerekmiyor mu? Okula gönderdiği çocuğunu annesiyle (ev kadını) birlikte tekfir edeceksin; sonra da soru sorduğu zaman ev kadını diyerek aşağılayıp kaale almayacaksın!
2 gün forumda yazma yasaklısın. Dönünce sorularıma cevap verirsin!
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Sizler şirke girmenin, ikrahtan başka bir ruhsatı olduğuna inanıyorsanız, bir usul kitabına başvurmanızı tavsiye ediyorum.

Ben burada takvanın azlığı veya çokluğu bağlamında ki konulardan bahsetmiyorum. İman ve küfür meselelerinden bahsediyorum.

Ayrıca ben dediğim gibi fetva vermiyorum. Yeniden söylüyorum. Tağutu inkarın keyfiyeti için, tağutu sevmemenin şart olduğunu söyleyen birine sen ictihad ettin denilmez. Çünkü keyfiyetin lazımı budur. Benim söylediklerimde bunun dışında değildir.

Şirke girildiği sana göre kat'i, bize göre ise öğrenci ve velilerin ameli tavrına göre değişiklik arzedebileceğinden, okula çocuk göndermeyi mutlak kufur görmüyoruz. Bunu da usul kitabından delillendirirsin inşeallah.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Müslüman kişi, islam dinine itikad eden kimse ise, bu kimse şirk işlenen yere gitmenin veya şirk olmayan bir yere gitmenin hükmünü biliyordur. Bunun ictihad ile bir alakası yoktur.
Musluman kişi, şirk işlenen yere gitmesi ile kafir olması diye bir hukmu nereden çıkardınız? Şirk işlenen yerde, şirk işlemeden sakınıyorsa, sırf o mekandan dolayı orada bulunan herkese nasıl kafir gözüyle bakarsın? Allah (c.c.) firavunun sarayında imanını gizleyen kişiden örnek vermesinden bir şey anlamıyor musun?

"Firavun ailesinden/hanedanından olup da, inandığını gizleyen bir adam dedi ki: «Rabb'im Allah'tır diyen bir adamı mı öldüreceksiniz? Oysa size Rabb'inizden belgeler gelmiştir. Eğer yalancı ise yalanı kendinedir; eğer doğru sözlü ise, sizi tehdit ettiklerinin bir kısmı başınıza gelebilir. Şüphesiz Allah aşırı giden, yalancı kimseyi doğru yola iletmez." (Mu'min 28)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Selamun Aleykum... tabi şirkten beriysen ve çaba sarfediyorsan buluğ çağında da olduğundan dolayı bu durum farklıdır, kadirbillah sadece açıklama yaptı kimseye kafir dediği yoktur :) Selamun Aleykum...

Bu kadar mesajda bahsedilen kufur ve şirklere rağmen Okula gidenin ve gönderenin hukmu nedir o zaman? Üstelik bu ictihadı bir mesele de olmayacak kadar kesin kufur ve şirk olan fiiller dendiği halde.
 
A Çevrimdışı

asrinsirri

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu kadar mesajda bahsedilen kufur ve şirklere rağmen Okula gidenin ve gönderenin hukmu nedir o zaman? Üstelik bu ictihadı bir mesele de olmayacak kadar kesin kufur ve şirk olan fiiller dedndiği halde.
Selamun Aleykum, ben kafir denmediğini vurguladım ve tekfir edilmemelidir dedim... bu konuda ahmed kalkan hocanın sarfettiği çabayı da ( evladını okula gönderdiği zaman onu şirkten haberdar etmesi ve sakındırması ) örnek gösterdim, ortamında gerilmemesi adına elimden geldiğinde örnek aldığım ahmed kalkan hocadan örnek verdim... eğer hatalı isem allah c.c affetsin, selamun aleykum...
 
S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu konuda Şeyh Ebu Muhammed el Makdisi'nin Tekfirde aşırılıktan sakındırma konusunda otuz risalesinden alıntı yapayım.

“YÖNETİCİLERİN KÜFRÜNE KARŞI SESSİZ KALMAK, ONLARIN KÜFRÜNE RAZI OLMAYI İFADE EDER" GEREKÇESİYLE TEKFİR ETMEK VE MUSTAZ'AF OLMA DURUMUNU GÖZÖNÜNDE BULUNDURMAMAK

(...)

Bu konuda Rasulullah’ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurduğunu görmekteyiz: “Sizden kim bir münkeri görür ise eli ile değiştirsin, buna gücü yetmez ise dili ile değiştirsin, buna da gücü yetmez ise, kalbi ile yapsın (yani bunu kalbi ile reddetsin). Bu ise imanın en zayıf derecesidir.”[14]

Bu açıklama iki şeye delalet etmektedir: Birincisi, münkeri değiştirmeye çalışmanın vacip olması, güç yetirme şartına bağlıdır. Bu münkere karşı ses çıkarmayan kişiye söylemediği şeyi söyletmek veya değiştirmeye güç yetiremediği münkere karşı sessiz kaldığına hükmetmek, söz veya amel ile o münkerden razı olduğunu belirtmediği sürece, caiz olmaz. Çünkü hadis, ses çıkaramayan kişinin kalbi ile karşı çıkması gerektiğini belirtmektedir. Böylece imanı en zayıf olanlardan da olsa, kalbi ile karşı çıkan kişi iman ehlinden sayılmaktadır. Çünkü imanın zayıflığı, küfür değildir.

Şüphe yok ki iman zayıflığı ve hareketsizlik pek çok Müslümanda yayılmış bulunmaktadır. Tağutların ve kafirlerin onların başına musallat olmasının birinci sebebi budur. Ancak tekfirin tespit edilebilen ve açık olan sebepleri vardır.
Rasulullah’ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu meseleye daha da açıklık getirdiğini başka bir hadiste görüyoruz. Abdullah bin Mes’ud’dan şöyle rivayet edilmektedir: “Benden önce Allah'ın gönderdiği her peygamberin mutlaka ümmetinden havarîleri ve ashabı olmuştur. Bunlar onun sünnetiyle amel ederler, emirlerini de yerine getirirlerdi. Sonra, bu peygamberlerin ardından öyle kötüler zuhûr etmişti ki, yapmadıklarını söyleyip, kendilerine emredilmeyeni de yapmışlardır. Onlara karşı eli ile cihad eden mü’mindir, dili ile cihad eden mü’mindir, kalbi ile cihad eden mü’mindir; bunun ötesinde ise hardal tanesi kadar iman yoktur.”[15]

Bu da gösteriyor ki tağutların batılından uzak duran ve kalbi ile karşı çıkan kişi mücahid olup, söz veya amel ile onlardan razı olduğunu göstermediği sürece, eli ve dili ile cihad edememesi sebebi ile, bu kişinin tağutlardan ve onların yönetimlerinden razı olduğunu söyleyerek, zan ve tahmin ile tekfir etmek caiz değildir.

Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurur: “Başınıza bazı yöneticiler gelecek. Bazılarınız bunları kabul edecek ve beğenecek, bazılarınız ise bunları reddedecek. Bunları kötü gören onlardan uzaklaşmış, reddeden ise kurtulmuştur. Bu yöneticilerden razı olanlar ise müstesna.”[16]

Nevevi Rahimehullah, Müslim Şerhi’nin “el-İmara” bölümünde bu hadisi açıklarken şöyle der: “Bunları kötü gören onlardan uzaklaşmıştır” sözü, o münkeri beğenmeyen kişi günah ve cezasından kurtulmuş, anlamındadır. Bu ise, eli ve dili ile karşı çıkmaya gücü olmayıp kalbi ile bu kötülüğü kabul etmeyen kişi hakkındadır. Ancak bu kötülükten razı olup ona uyan kişi günah kazanır ve ceza görür...” Bu ise göstermektedir ki eli ile münkeri değiştirmekten aciz olan kişi, sadece sessiz kalması sebebi ile günahkar olmaz. Kişi ancak o münkerden razı olduğu veya kalbi ile karşı çıkmadığı ya da o münkere uyması sebebi ile günah kazanır.

Bu, münkeri kalbi ile kötü gören ve kalbi ile karşı çıkan Müslümanın, zulüm ve küfürden beri olduğunu, tağutların batıl şeylerinden uzak durduğu, küfürlerine bulaşmadığı veya onlara destek olmadığı ve onlara uymadığı sürece, kalbi ile buğzeden kişinin zalim ve kafir olmadığını ortaya koymaktadır.

Ayrıca bu, kötülenen ve helak olan kişinin, tağutların yaptığını beğenen, ona uyan ve destekleyen kişi olduğunu da göstermektedir. Razı olmak, küfrün sebeplerinden olsa da, tespiti mümkün olmadığından dolayı, Rasulullah’ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem hadiste belirttiği tabi olmak gibi, onların safında yer almak, Allahu Teala’ya olan düşmanlıklarında onlara katılmak, mü’minlere olan düşmanlıklarını paylaşmak, şeriata aykırı otorite ve kanunlarına sığınmak şeklinde, sahibi tarafından söz veya amel ile izhar edilmedikçe, dünya ahkamında mücerred olarak tekfirin sebeplerinden değildir. Yukarıda sayılan eylemleri işleyenlerin hükmü, tabi olduğu tağutların hükmü gibidir. Söz ile açıklamasa bile, onların küfür yönetimi ve eylemlerinden razı olduğu ve paylaştığı söylenebilir. Çünkü eylemlerin lisanı, çoğu zaman dilin ikrarından daha açıktır. Bu nedenle alimler, savaşçı ve mümteni konumunda olan zümrenin, yardımcı ve destekçilerinin de savaşçı hükmünde olduğunu belirtmişlerdir. İlk dönemde Müslümanların savaşı ve kitlelere karşı olan cihadı buna göre olmuştur. Destekçi olanların sessiz olduğu, dolayısıyla razı olduklarını söylemenin doğru olmadığı söylenemez. Çünkü bunlar, savaşçıların tarafındadırlar ve onların yardımcıları konumundadırlar. Allahu Teala’nın dinine karşı savaşanların ortağıdırlar. Bu ise kişiyi küfre götüren amellerdendir. İkrah bulunmadığı halde, onların küfrüne söz, amel veya başka bir şekilde tabi olan kişi, küfre bağrını açmış olur.
“Kalbi iman ile mutmain olduğu halde (dinden dönmeye) zorlanan hariç, kim, iman ettikten sonra Allah’ı inkar ederse, (ona Allah’ın gazabı vardır). Kim, kafirliğe göğüs açarsa, onların üzerine Allah’tan bir gazap ve onlar için büyük bir azap vardır”[17] ayetinin açıklamasında İbn-i Teymiye Rahimehullah şöyle der: “İkrah olmadan kafir olan kişi, küfre bağrını açmış demektir... Kendi isteğiyle küfür sözü söyleyen kişi, küfür olan şeye bağrını açmış demektir.”[18] Ancak münkerden razı olduğu, söz veya amel ile zahiri olarak ortaya çıkmış olan herhangi bir küfür sebebi bulunmayan kişiyi sadece sessiz kaldığı için küfre nisbet etmek helal olmaz. Bu nedenle fakihler şöyle bir kural belirtmişlerdir: “Susan kişiye, söz nisbet edilmez.”[19]
Sonuç olarak; Allahu Teala şöyle buyurur: “Andolsun ki, biz, ‘Allah’a kulluk edin ve tağutlardan kaçının’ diye (emretmeleri için) her millete, bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı için de sapıklığa düşmek hak oldu. Yeryüzünde gezin de görün. Küfredenlerin sonu nasıl olmuştur.”[20] İmanın aslını izhar eden, küfürden uzak olup ona uymayan ve küfrü desteklemeyen herkes, bize göre dünya ahkamında Allahu Teala’nın hidayet verdiği kimselerdendir. İçi ile dışı bir olup kalbi ile de küfürden nefret ederse, aciz olduğu veya taksir ettiği için küfre karşı cihad etmeye ve onu değiştirmeye çalışmasa da, hakiki manada da (Allah katında) küfürden beri olmuştur.

Bir de bugün Müslümanların içinde bulunduğu mustaz’aflık ve imkansızlık durumu buna ilave edilirse ve Müslümanın kafirlere düşmanlığını gizleyip takiyye yapmasının mümkün olduğu yahut yüz çevirme ve sabretme ile ilgili olan nasslar ile amel etmesinin caiz olduğu gözönünde bulundurulursa, küfürden uzak olabileceği daha açık görülür.

İbn-i Teymiye Rahimehullah şöyle der: “Sabretmeyi, kafir ve münafıklardan yüz çevirmeyi belirten ayetler, eli ve dili ile Allahu Teala’nın dinine yardım etme imkanı bulamayan, mustaz’af konumundaki bütün Müslümanlar için geçerlidir. Bu kişi kalbi ile veya gücünün yettiği başka bir şekilde Allahu Teala’nın dinine yardım eder. Ancak eli ve dili ile Allahu Teala’nın dinine yardım etme imkanı ve gücüne sahip olduğu halde bundan geri duran her mü’min için ise aşağılama ve alt tabakadan olduğu bildirilen ayet geçerlidir. Rasulullah’ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem hayatının sonlarına kadar ve Raşid halifeler döneminde Müslümanlar bu ayete göre amel ederlerdi. Bu, kıyamet saatine kadar da böyle olacaktır. Bu ümmetten bir zümre hakka bağlı olmaya, Allahu Teala’ya ve Rasulü’ne Sallallahu Aleyhi ve Sellem tam destek vermeye devam edecektir. Kim mustaz’af olduğu bir yerde veya memlekette yaşıyorsa, kitap ehli ve müşriklerden Allahu Teala’ya ve Rasulü’ne Sallallahu Aleyhi ve Sellem eziyet verenler ile ilgili sabır ve onlardan yüz çevirmeyi emreden ayetler ile amel eder. Güç ve kuvvet sahibi olanlar ise, dini kötüleyen küfür önderleriyle savaşmayı öngören savaş ayeti ve mağlup olarak kendi elleriyle cizye verinceye kadar kitap ehli ile savaşmayı emreden ayet ile amel ederler.”[21]

[14] Müslim


[15] Müslim


[16] Müslim


[17] 16 Nahl/106


[18] Mecmuu’l-Fetava, 7/140


[19] Suyuti, El-Kavaidu’l-Fıkhıyye, 266


[20] 16 Nahl/36


[21] Es-Sarimu’l-Meslul, 221
 
Çay-Şakird Çevrimdışı

Çay-Şakird

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
bilgilenmek için soruyorum, bu küfre rıza mevuzusunu anlamadım tam olarak. nisa 140 ayetine göre verilmiş olan hüküm küfür söz edilen mecliste tepkisiz oturanın kafir olduğu değil midir?(O (Allah), Kitap'ta size söyle indirmistir ki: Allah'in âyetlerinin inkâr edildigini yahut onlarla alay edildigini isittiginiz zaman, onlar bundan baska bir söze dalincaya (konuya geçinceye) kadar kâfirlerle beraber oturmayin; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Elbette Allah, münafiklari ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir.) bunun izahını yapar mısınız?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Selamun Aleykum, ben kafir denmediğini vurguladım ve tekfir edilmemelidir dedim... bu konuda ahmed kalkan hocanın sarfettiği çabayı da ( evladını okula gönderdiği zaman onu şirkten haberdar etmesi ve sakındırması ) örnek gösterdim, ortamında gerilmemesi adına elimden geldiğinde örnek aldığım ahmed kalkan hocadan örnek verdim... eğer hatalı isem allah c.c affetsin, selamun aleykum...
Sorumun cevabını aslında senden değil, kadirbillah'dan ekliyorum.

Senin kendisine yazmış olduğun mesajı kaale almadı ve okula gönderilmesinin küfür şirk olduğunu, Kuran ve sunnetin hukmu olduğunu, içtihadı bir mesele olmadığını vurgulayarak Ahmed Kalkanın hatalı olduğunu vurgulamış oldu. Anlayana.
 
A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
bilgilenmek için soruyorum, bu küfre rıza mevuzusunu anlamadım tam olarak. nisa 140 ayetine göre verilmiş olan hüküm küfür söz edilen mecliste tepkisiz oturanın kafir olduğu değil midir?(O (Allah), Kitap'ta size söyle indirmistir ki: Allah'in âyetlerinin inkâr edildigini yahut onlarla alay edildigini isittiginiz zaman, onlar bundan baska bir söze dalincaya (konuya geçinceye) kadar kâfirlerle beraber oturmayin; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Elbette Allah, münafiklari ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir.) bunun izahını yapar mısınız?

En'am suresi
68- Ayetlerimize dalanları gördüğün zaman başka bir söze dalıncaya kadar kendilerinden yüz çevir. Eğer şeytan sana unutturuyorsa, o halde hatırla*dıktan sonra artık o zalimler toplulu*ğu ile oturma.

69- Onların hesaplarından sakınanlara hiç bir şey yoktur. Fakat hatırlatmak (gerekir); olur ki sakınırlar.

Nüzul Sebebi


Taberî, es-Süddî'den, "Ayetlerimize dalanları gördüğün zaman..." ayeti hakkında şöyle dediğini rivayet eder: Müşrikler müminlerle birlikte oturdukla*rında Hz. Peygamber ve Kur'an-ı Kerim'e dil uzatır, ona söver, onunla alay ederlerdi. Allah, bir başka söze dalıncaya kadar böyleleriyle oturmamalarını emretti. Bunun bir benzerini Saîd b. Cübeyr, İbni Cüreyc, Katâde ve Mukâ-til'den de rivayet etmiştir.

Yine Taberî, Saîd b. Cübeyr ve Mücâhid'den Yüce Allah'ın, "Ayetlerimize dalanları gördüğün zaman..." ayeti hakkında, ayetlerimizi yalanlayanları gör*düğün zaman, dediğini rivayet etmektedir.[40]Taberî, VII/148; Râzî, XIII/25.

İbni Abbas ve İbni Sîrîn'den rivayet edildiğine göre bu ayet-i kerime, ayet-i kerimeleri, ortaya attıkları mezhep ve görüşlerini desteklemek üzere batıl bir şekilde tevil eden ve Müslümanlar arasındaki çeşitli heva ve bidat ehli kimse*ler hakkında nazil olmuştur.

Müslümanların, "Onlar bu sözlere daldıkları her seferinde biz kalkacak olursak, Mescid-i Haramda oturamayız, tavaf da edemeyiz" demeleri üzerine Yüce Allah'ın, "Onların hesabından sakınanlara hiç bir şey yoktur" buyruğu nazil oldu. Yani Allah'tan korkanların üzerine bu sözlere dalanların hesabın*dan herhangi bir şey, yani onlarla oturdukları takdirde herhangi bir günah yoktur demektir. [Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 4/236-237.]

Allah en doğrusunu bilir.
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
mesele kişiler değil sistem, okullar hem faideli hemde zararlı hangi yönü fazla oraya bakmak gerekir eğer birileri bu dini dert edinmişse tevhidi daveti olması gerektiği gibi yaşıyorsa sahabe nesli gibi bir nesil yetiştirmeden islamın izzeti gelmeyeceğini bilir ve ben okularda böyle bir neslin meydana geleceğine inanmıyorum şuanki okullar dünyalık elde etmek için imar edilmişler
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Konu bu başlıkta 1. mesajda gayet detaylı ve açıklayıcı olarak oldukça net ve delilli olarak yazılmıştır. Fakat nedense yazıyı sabırla okuyup, hatalı görülen bölümlerin alıntılanarak hatası gösterilerek, yerine Kur'an ve sunnetten cevap (reddiye) yazmak yerine; amigovari , aşırı tekfir hastası ağzıyla ilimden uzak duygusal acitasyonlarla karşı çıkmaya çalışılmamalıdır.

Burada kimse Tağutun okullarını meşrulaştırıp, hiç bir sıkıntı, sorun yoktur da dememektedir. Bununla beraber okula giden çocuk ve velisi kayıtsız şartsız kafirdir demek ya da manasına çıkan bir tarzda karşı çıkmak da isabetli değildir.
 
A Çevrimdışı

asrinsirri

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu hakkı bilipte anlatmayan hocalar, alimler. hiç düşünüyorlar mı acaba, nasıl hesap vereceğiz diye...
 
Ö Çevrimdışı

önce iman

Üye
İslam-TR Üyesi
selamun aleykum kardesler okul üzerine olan arastirmam söyledir.

Cocuklarimiza Tagutokullarina gönderme meselesi

Malumdurki Tagut sistemin okularinin kendi degeryargilarina göre cocuklari yetistirmesidogaldir.Seriat sistemide aynisini uygular.
Meseleyi bu noktadan baktigimizda zaten kimsedeihtiraz etmez .Bizim icin Müslüman kisilerin cocuklarina bu gibi okularagondermesinin hükmü önemlidir. Cocugun ailesi severek ve gönüllü göndermesi veo okulla gitmesinde bir beis görmemesi cocugu orada ne örenmis ne örenmemis hicorali olmamasi aileyi küfre riza küfürdür kaidesince kafir olur .Cocuk ise dahaaklibagli degilse günaha girmez. Bize ilgilendiren konu daha ziyadeaklibagli olmayan cocuklarin okula gönderen müslüman ailelerin durumudur.

Müslüman ailelerin alternatif olarak islama görecocuklarin gitmesinde bir beis olmayan yani mübah sayilan bir okulla göndermeimkani yoksa ve tagut sistem cocugaokulla gödermediginde ikrah var ise örnegin cocugun ailenin elinden alinmasigibiveya cezalar veriyorsa nitekim tagut sistem böyle ugulamalardabulunabiliyor. Böyle bir durumda cocuga okulla gitmeden evel cocugun okuldanasil davranaciga öretip ve örendigi dersleri takip edip hangisi faydali veya faydasiz olduguna cocugunaöretip bir nevi evde cocuga süzgecten ,filtreden geciriyor ve neticeihtibariyle coguga evde uyriyor ve eyitiyorsa o zaman müslüman ailelerin diniacidan küfrüne gerektiren bir hüküm söz konusu olmaz sanirim Allah endorusunabilendir .Cünkü burada devletin halkin üzerinde ikrah ve baskisi söz konusudur.

Hem sonra okul,larda küfür icerlikli Dersler birtelkin(idyolojik.) olarakmi veriliyor örnegin T.C Okularindaki gibi veya Avrupaokularidaki bir telkin degilde yanliz bilgilendirme amaciylami veriliyorburasida cok önemli bir nokta . Telkin( idyolojik) amacli olmayip yanliz bilgilendirmekamaciyla olup cocuga bununla


selamlarimla
 
S Çevrimdışı

seyfuAllah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
selamun aleykum kardesler okul üzerine olan arastirmam söyledir.

[FONT=&amp]Cocuklarimiza Tagutokullarina gönderme meselesi

Malumdurki Tagut sistemin okularinin kendi degeryargilarina göre cocuklari yetistirmesidogaldir.Seriat sistemide aynisini uygular.
Meseleyi bu noktadan baktigimizda zaten kimsedeihtiraz etmez .Bizim icin Müslüman kisilerin cocuklarina bu gibi okularagondermesinin hükmü önemlidir. Cocugun ailesi severek ve gönüllü göndermesi veo okulla gitmesinde bir beis görmemesi cocugu orada ne örenmis ne örenmemis hicorali olmamasi aileyi küfre riza küfürdür kaidesince kafir olur .Cocuk ise dahaaklibagli degilse günaha girmez. Bize ilgilendiren konu daha ziyadeaklibagli olmayan cocuklarin okula gönderen müslüman ailelerin durumudur.

Müslüman ailelerin alternatif olarak islama görecocuklarin gitmesinde bir beis olmayan yani mübah sayilan bir okulla göndermeimkani yoksa ve tagut sistem cocugaokulla gödermediginde ikrah var ise örnegin cocugun ailenin elinden alinmasigibiveya cezalar veriyorsa nitekim tagut sistem böyle ugulamalardabulunabiliyor. Böyle bir durumda cocuga okulla gitmeden evel cocugun okuldanasil davranaciga öretip ve örendigi dersleri takip edip hangisi faydali veya faydasiz olduguna cocugunaöretip bir nevi evde cocuga süzgecten ,filtreden geciriyor ve neticeihtibariyle coguga evde uyriyor ve eyitiyorsa o zaman müslüman ailelerin diniacidan küfrüne gerektiren bir hüküm söz konusu olmaz sanirim Allah endorusunabilendir .Cünkü burada devletin halkin üzerinde ikrah ve baskisi söz konusudur.

Hem sonra okul,larda küfür icerlikli Dersler birtelkin(idyolojik.) olarakmi veriliyor örnegin T.C Okularindaki gibi veya Avrupaokularidaki bir telkin degilde yanliz bilgilendirme amaciylami veriliyorburasida cok önemli bir nokta . Telkin( idyolojik) amacli olmayip yanliz bilgilendirmekamaciyla olup cocuga bununla


selamlarimla
ve aleykum selam
Ilkogretim Anneden ba$lar cocuk anneden ne ogrenirse unutmaz
E$imiz ve kendimiz islami bilgiyi cocugumuza ilete bilirirsek gorev tamamlanmI$tIr
Aynen katILIyorum alternatif olmadIgI surece okula gondermek gerekir.
Ilerde bo$ zamanlarda ve yaz aylarI olabilir kuran, hadis ve seriyat ogreten yerlere gonderme olanagI varsa gonderilmeli
gunumuzde bunlar para ister
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
İnançlı ve imanlı veliler biraraya gelip okul yönetimine karşı durabilir ve okula göndermeyeceklerini birlik olarak söyleyebilirler.Bir kişinin sesini hemen kesiyorlar.Onlar bildiklerini okuyorlar.Yönetmelik böyle diyor diyorlar.Allahın ne dediği bizi ilgilendirmez diyemiyorlar siyaset ve politika gereği ama,bizim elimizden bir şey gelmez derler,bazılarıda,dinin başörtüsünden ibaret olmadığını müslüman olmayanların da hakkı olduğunu zırvalarlar.Ama sessiz kaldıkça hesap gününde mazaretimiz de olmayacaktır.Çünkü böyle konularda Allah bizim cemaat olmamızı istiyor.Kavmin hak ettiği cezasına bizim e muhatap olma durumumuz var.Çünkü onlara bu cesareti veren bizleriz.Allah mümin kardeşleri korusun kavmin ve ileri gelenlerinin şerrinden.Başörtüsü,şirke düşme ve büyük günahlar konusunda yüklü bir sorumluluk altındayız.Çevremizdeki çoğu kişi ise böyle konulara duyarsız ve korkaklar.
 
Üst Ana Sayfa Alt