Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Daru’l Harb’de Cuma Namazı

portalkal Çevrimdışı

portalkal

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
es-selamunaleykum ve rahmetullah,,,,

şimdi arkadaşlar imam hatip mezunu bir kardeşiniz olarak şunları söylemeyi boynumun borcu bilirim,

meseleye en başından bakma taraftarıyım,bu ülkede hilafeti ilga eden,halifeliği kaldıran ve görece bir islam devleti olan osmanlı'nın ipini çeken mustafa kemal'in kurduğu türkiye cumhuriyeti yasalarına göre tekke,zaviye ve bilimum tarikat ile ilgili olan mekanlarını da kapattığını hepimiz biliriz,sebebi ise mustafa kemal'in kendi sözleriyle ''din ilerlemeye mani değil,böyle bağnazlıklar ilerlemeye manidir'' gibi bir lafı aklımda kaldığıyla bu sözü etmiştir,ve kendisi ben inanmıyorum bu dine,şu dine mensubum demediği halde,mürtedlikle,kafirlikle itham edilmiştir..

kuran-ı kerim'in günümüz türkçesine yalın bir şekilde tercümesini merhum elmalılı hamdi yazır hoca'ya kendi cebinden verdiği parayla çevirttirerek,dine bakış açısını ortaya koymuştur,aslında mustafa kemal'e atfedilen çoğu olumsuz örnekler,ismet inönü ve taifesinin yaptığı kraldan çok kralcılıkla paraleldir..

yani kafir diyenlerde binlerce argüman öne sürer,müslümandı diyenlerde binlerce argüman öne sürer,yalnız buradaki asıl mesele şu osmanlıdan önce selçukluda da,şimdi t.c'de de din her zaman devletin kontrolünde olmuştur,sebebi ise eğer kontrol altına alamazsak,devlet dahi elimizden kayar ve hükümranlığımız yerle yeksan olur anlayışıdır..

ha bu devleti yönetenlerin suçu mu?

tamamen onların suçu,eğer laik devlet kuruyorsan diyanetin işi ne? diyanet kuruyorsan laik devletin işi ne?

ve ben elimde elhamdülillah imkan olmasından kaynaklı,ticaret erbabı olan babamdan da kaynaklı,imamlığı tercih etmedim,sebebi ise yani düşüncem ise,tercih etmedim dediğim cümlemde gizli...

tercih etmedim çünkü imamlık,üniversite sınavında x mesleğine uygun bölümü kazanayımda,bu mesleği geçim gayesi edineyim demekle sınırlı bu ülkede ve bil cümle islam ülkelerinde...

imamlık=önderlik demektir,şu anda camii imamlarından örnek gösterebilirmisiniz bana?

ehli sünnet,veyahut diğer mezheb savunucusu insanların islam da hangisi büyük camilerde namaz kıldırdığını gördünüz?

imam demek,etrafındaki beldeyi,ışığıyla aydınlatan,öncesi ve sonrası olmayanın bize vaadettiği o mutlak güne hazırlamakla mükellef olan kişinin adıdır arkadaşlar..

kusura bakmayın da ayın 15'inden 15'ine maaş kuyruğunda bekleyen,hiç iznimiz yok diye eylem yapmaya teşebbüs edebilen bunları tartışan kişiler imam değildir,isimlerini bence namaz kıldırıcı diyanet görevlileri olarak değiştirsinler evladır,Allahu teala yerdemi göktemi tartışmasını yapacağına birilerinin bu istikamet üzerine görüşlerini açıklamaları daha evladır...

şahsen ben eşek yüküyle kitap ezberlesem,yine de o çeçenistan dağlarında namaz surelerini ezbere bilen ve namazı hakkıyla kıldıran bir şehadet sevdalısının arkasında namaz kılmayı tercih ederim...

ve son sözüm...

sadece cumaya gitmekle gitmemekle tartışa durduğumuz bu konuda asıl görevimizi hepimiz unutuyoruz,i'layı kelimetullah

nerede kaldı, hz hamza'nın ismini duyduğunuzda yaşaran gözleriniz?

nerede kaldı bilal'e yapılan o işkenceleri ne için çektiğini değilde,çektiği acıları düşünerek ağlayanlarınız?

kelime ve cümle düşüklerim olduysa kusuruma bakmayın

selamunaleykum tekrardan
 
Çay-Şakird Çevrimdışı

Çay-Şakird

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
es-selamunaleykum ve rahmetullah,,,,

şimdi arkadaşlar imam hatip mezunu bir kardeşiniz olarak şunları söylemeyi boynumun borcu bilirim,

meseleye en başından bakma taraftarıyım,bu ülkede hilafeti ilga eden,halifeliği kaldıran ve görece bir islam devleti olan osmanlı'nın ipini çeken mustafa kemal'in kurduğu türkiye cumhuriyeti yasalarına göre tekke,zaviye ve bilimum tarikat ile ilgili olan mekanlarını da kapattığını hepimiz biliriz,sebebi ise mustafa kemal'in kendi sözleriyle ''din ilerlemeye mani değil,böyle bağnazlıklar ilerlemeye manidir'' gibi bir lafı aklımda kaldığıyla bu sözü etmiştir,ve kendisi ben inanmıyorum bu dine,şu dine mensubum demediği halde,mürtedlikle,kafirlikle itham edilmiştir..

kuran-ı kerim'in günümüz türkçesine yalın bir şekilde tercümesini merhum elmalılı hamdi yazır hoca'ya kendi cebinden verdiği parayla çevirttirerek,dine bakış açısını ortaya koymuştur,aslında mustafa kemal'e atfedilen çoğu olumsuz örnekler,ismet inönü ve taifesinin yaptığı kraldan çok kralcılıkla paraleldir..

yani kafir diyenlerde binlerce argüman öne sürer,müslümandı diyenlerde binlerce argüman öne sürer,yalnız buradaki asıl mesele şu osmanlıdan önce selçukluda da,şimdi t.c'de de din her zaman devletin kontrolünde olmuştur,sebebi ise eğer kontrol altına alamazsak,devlet dahi elimizden kayar ve hükümranlığımız yerle yeksan olur anlayışıdır..

ha bu devleti yönetenlerin suçu mu?

tamamen onların suçu,eğer laik devlet kuruyorsan diyanetin işi ne? diyanet kuruyorsan laik devletin işi ne?

ve ben elimde elhamdülillah imkan olmasından kaynaklı,ticaret erbabı olan babamdan da kaynaklı,imamlığı tercih etmedim,sebebi ise yani düşüncem ise,tercih etmedim dediğim cümlemde gizli...

tercih etmedim çünkü imamlık,üniversite sınavında x mesleğine uygun bölümü kazanayımda,bu mesleği geçim gayesi edineyim demekle sınırlı bu ülkede ve bil cümle islam ülkelerinde...

imamlık=önderlik demektir,şu anda camii imamlarından örnek gösterebilirmisiniz bana?

ehli sünnet,veyahut diğer mezheb savunucusu insanların islam da hangisi büyük camilerde namaz kıldırdığını gördünüz?

imam demek,etrafındaki beldeyi,ışığıyla aydınlatan,öncesi ve sonrası olmayanın bize vaadettiği o mutlak güne hazırlamakla mükellef olan kişinin adıdır arkadaşlar..

kusura bakmayın da ayın 15'inden 15'ine maaş kuyruğunda bekleyen,hiç iznimiz yok diye eylem yapmaya teşebbüs edebilen bunları tartışan kişiler imam değildir,isimlerini bence namaz kıldırıcı diyanet görevlileri olarak değiştirsinler evladır,Allahu teala yerdemi göktemi tartışmasını yapacağına birilerinin bu istikamet üzerine görüşlerini açıklamaları daha evladır...

şahsen ben eşek yüküyle kitap ezberlesem,yine de o çeçenistan dağlarında namaz surelerini ezbere bilen ve namazı hakkıyla kıldıran bir şehadet sevdalısının arkasında namaz kılmayı tercih ederim...

ve son sözüm...

sadece cumaya gitmekle gitmemekle tartışa durduğumuz bu konuda asıl görevimizi hepimiz unutuyoruz,i'layı kelimetullah

nerede kaldı, hz hamza'nın ismini duyduğunuzda yaşaran gözleriniz?

nerede kaldı bilal'e yapılan o işkenceleri ne için çektiğini değilde,çektiği acıları düşünerek ağlayanlarınız?

kelime ve cümle düşüklerim olduysa kusuruma bakmayın

selamunaleykum tekrardan

bazı düşüncelerimi dile getirmişsin abi Allah razı olsun.namazdan namaza "imam"lık mı gerçek imamlık,yoksa kelime anlamına da uygun şekilde inanan insanların önderi olan imamlık mı gerçek imamlıktır,bunu anlamak lazım.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
İbn Abdillah, bütün imamları komple tekfir eden SAPIĞI savunduğunun farkında mısın?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Her küfür (ameli) sahibini (faili) kaffir yapar mı?

Tüm imamları tekfir eden iki alim ismi sayar mısın?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim , 1. soruya verdiğin cevaba göre, tüm imamları, konuşmadan araştırmadan kayıtsız şartsız, kanı canı malını kendine helal görerek kafir demenin yanlış olduğunu anlayabilir miyim ?

Türkiyede küfre şirke girerek imamlık yapan olduğu gibi , kufre şirke düşmeden, (düşse bile) kafir olmadan yapabilen imamlar da bulunmaktadır.




Sorunun cevabı ise, Türkiye'de alim de var, murcie de var, aşırı tekfir hastalığına yakalanmış da var!
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
cuma kılınmaz diyenlere uyup vakit namazlarıda terketmiş biri olarak,bunu yayanlara allah lanet etsin.apaçık ayet dururken kendini allahtan kim üstün görür.allahümmağfirli.


(Uyanlar, uydukları adamlara) Siz bize sağdan gelirdiniz (sureti haktan görünürdünüz) derler.
(Ötekiler de) "Bilakis, derler, siz inanan kimseler değildiniz".

aklima bu ayet geldi .. kardesim tc de cuma kilinmaz dediler diye diger farz namazlarinida terk eden kendi kendine yapmistir sucu ona buna atmasin ..

bende cikip desemki cevsen bidat dediler hadis okumayida terk ettim .. boyle sacmalikmi olur ?

bugun tc de cuma kilinmaz diyenler yada tc imamlarinin arkasinda namaz kilinmaz diyenler zaten kendi inanclarina gore dinde sabit kalmak icin bunu diyorlar ..

RABBIM CUMLEMIZI ISLAH ETSIN .. INSAN GERCEKTEN BAHANECIDIR ..
 
I Çevrimdışı

Ibnu Abdillaah

Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim , 1. soruya verdiğin cevaba göre, tüm imamları, konuşmadan araştırmadan kayıtsız şartsız, kanı canı malını kendine helal görerek kafir demenin yanlış olduğunu anlayabilir miyim ?

(2.)Türkiyede küfre şirke girerek imamlık yapan olduğu gibi , kufre şirke düşmeden, (düşse bile) kafir olmadan yapabilen imamlar da bulunmaktadır.

(3.)Sorunun cevabı ise, Türkiye'de alim de var, murcie de var, aşırı tekfir hastalığına yakalanmış da var!

1. Sorunun cevabini bulabilmek icin imamlarin hangi noktada küfre veya sirke düstügü tespit edilmesi lazim, ki hüküm taksim edilebilsin. Bazi küfürler'de dedigim gibi kisiye hüccet ikame edilmesi lazim, bazi mes'eleler'de fehmettirilmesi lazim. Bazi mes'eleler'de ise Kur'an'in ulasmasi ile hüccet ikame edilmistir ve bunlar sarih mes'eleler olup kisiye baska bir hüccetin ikame edilmesi gerekli degildir. Mesela Allah SWT veya Rasulü SAWS ile alay edip küfretmek.

2. Burda girilen küfür ve sirk nasil bir küfür ve sirktir. Ve bu sirk ve küfre giren hangi sebep ile kafir veya müsrik olmuyor?

3. Peki, türkiyedeki alimleri sayabilirmisin? Yani ne irca'ya kayan nede tekfir'de asiri giden.

Bu arada, ben sahsen hicbir camii'de namaz kilmam. Kilsam'da müstakil kilarim. Cumalara ise hic katilmam. Bulundugum yerdeki imamlar ile tanismaya özen gösteririm. Kendileriyle bu mes'eleler üzerine sohbet ederiz ve durumu elimden geldigince arastirmaya calisirim.
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Eger türkiyede küfre ve sirke girmeden T.C.'nin imamligi yapilabiliyorsa bunun nasil yapilabilecegini ögrenmek isterim. Bu sorumda cok samimiyim. Bizim bilmedigimizi bize ögretmis olursun.




akhi ben seni anliyorum gercekten insanin kafasi almiyor tc de cami imami olucan ama musluman kalacan imkansiz gibi ..

bak ben sahsima tc de cami imamlarinin arkasinda namaz kilmiyorum, lakin 2 imam haric biri mardinde taniyorum kendisini onun arkasinda namaz kiliyordum ve gercekten o benim musluman din kardesimdi, abimdi benim gucum onu tekfir etmeye yetmiyordu cunki devletten aldigi para haric ben ona diyecek hic bir sey bilmiyorum ( bak ben bilmiyorum, onun ZAHIRI, islami bilen isim ve sifat Tevhidini uzerinde tasiyan, devletin kufrunde suphesi olmayan, beseri kanunlari kufur sayan, kendisine gelene allah swt nin dinini oldugu gibi anlatan, tasavvuf ve sofizmden uzak bir kardesimizdi) ..

digeride net ortaminda tanidigim bir kardes su an imamlik yapiyor yine ayni keza ben sahsima onuda kardesim biliyorum allah swt biliyor kalbimi ben bu iki kardesime merhamet okuyorum .. ( rabbim bu iki kardesimize merhamet etsin hatalrini gidersin islami yasamada guc ve kuvvet versin AMIN )


simdi asli itibari ile GENEL olarak tc imamlari kafirdir lakin SAHSA indimi yani KISIYE indimi tekfirin engelleri arastirilir.. YANI UMUMEN HEPSI KAFIRDIR, LAKIN MUAYENE INDIMI, YANI KISIYE INDIMI, O KISI ARASTIRILIR, OLURDA TEKFIRDE ENGELE SAHIP OLABILIR O KISI .. ANCAK ENGELLER ORTADAN KALKARSA MUHAKKAK KI TEKFIR ETMEK DINDENDIR

sana sadece bu konuda degil diyanetin imamlari ile alakali degil, genel olarak tekfir ile alakali olarak sunu soylemek isterim : YANLISLIKLA BIRINE MUSLUMAN HUKMU VERMEN, YANLISLIKA BIR MUSLUMANA KAFIR DEMENDEN DAHA IYIDIR ..


Kadi Iyad (r.) muhakkik âlimlerden söyle nakleder: "Muvahhid Müslümanlarin kaninin mübah oldugunu söylemek tehlikelidir. Bin kâfiri terketmede yanilmak, yanlislikla bir Müslümanin bir damla kanini haksiz yere dökmekten ehvendir." (Es-Sifa, 2/277)



HADLERI UYGULARKEN DE BU BOYLEDIR

Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Müslümanlardan gücünüz yettiğince cezaları kaldırmaya çalışın bir çıkış yolu bulursanız önünü açıverin, cezadan kurtarın. Hüküm makamında olan otoritenin affetmekte yanılması ceza da yanılmasından çok daha hayırlıdır." (Tirmizî rivâyet etmiştir.)





BUDA BUTUN MUSLUMAN KARDESLERIME NASIHATIMDIR ..

Ziyâd ibn Ilaka şöyle demiştir: Ben Cerîr(R)'den işittim, şöyle diyordu: Ben, Rasûlulîah (S)'a (müslümân olmak üzere) bey'at ettim. O bana (şart kıldığı şeyler arasında) her müslümâna iyilik isteyici olmayı da şart kıldı. (Ben de bu şart üzerine bey'at ettim.)



BIZ ASLI KAFIR, MUSRIK OLANLARLA, ASLI MUSLUMAN OLANI BIR TUTMAYALIM INS ...
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Bekir el-Mervezi dediki : İmam Ahmed’e; "Farzet ki sokakta yürüyorum ve kameti işitiyorum, onların arkasında namaz kılmam gerekir mi?" diye sorduğumda İmam Ahmed şöyle cevap verdi : "Başta bu konuda esnek davranıyordum, fakat bidatlar yaygınlaştığında, sadece tanıdığın (akidesini bildiğin) insanların arkasında namaz kılabilirsin." (Tabakat el-Hanabile 1/59 )


Ebu Bekir el-Mervezi dediki : İmam Ahmed’e; "Farzet ki sokakta yürüyorum ve kameti işitiyorum, onların arkasında namaz kılmam gerekir mi?" diye sorduğumda İmam Ahmed şöyle cevap verdi : "Başta bu konuda esnek davranıyordum, fakat bidatlar yaygınlaştığında, sadece tanıdığın (akidesini bildiğin) insanların arkasında namaz kılabilirsin." (Tabakat el-Hanabile 1/59 )


bak iste akhi benim yazimda bundan farkli bir sey cikmadiki, sadece tanıdığın (akidesini bildiğin) insanların arkasında namaz kılabilirsin .. bende dedimki kufrun icinde bir grubtan ikisini tanidigim icin arkalarinda namaz kildim ve onlara merhamet diledim ama bu iki sahis umumen tekfir edilen bir grubun muayyen kisileri degillermi ?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim, 2 nolu sorun için şunu söyleyeyim ki, eğer sen sorduğun sorunun cevabnı bilmiyorsan, başka bir ülkeden nasıl tekfir ediyorsun? Bu nasıl ilim , bu nasıl edebdir?

3. nolu sorun için ise, isim isim saymayı (sana) uygun görmüyorum.


Yine Şeyhulislam İbn Teymiyye şunları bildirmektedir:
Dört imam ve Müslümanların diğer imamlarının ittifakı ile, durumu kapalı olan her Müslümanın arkasında namaz kılınır. Kim, “Ben sadece batınî akidesini tanıdığım kimsenin arkasında Cuma yahut cemaat namazı kılarım” derse; sahabeye, onlara iyilikle uyanlara, Müslümanların dört imamına ve diğerlerine muhalefet eden bir bid’atçıdır. Allah en iyisini bilir.” (Mecmuu’l-Fetâvâ, 4/ 542)

Aynı konuda farklı yerde şöyle der:
Dört imam ve Müslümanların diğer imamlarının ittifakıyla, bid’atı ve fıskı bilinmeyen kimsenin arkasında beş vakit namaz, Cuma ve başka namazları kılmak caizdir. İmama uyan kimsenin, ne kendisine imamlık eden kimsenin itikadını bilmesi ve ne de onu sınayarak; “Senin itikadın nedir?” diye sorması imamlığın şartlarından değildir. Bilakis durumu kapalı olanın arkasında namaz kılınır.”(Mecmuu’l-Fetâvâ, 23/351)


Hatta durumu kapalı bir kimse, gerçekte bazı komünistler, laikler ve Allah ve Rasulü ile savaşanlar gibi kafir birisi de olsa; onda (namaz gibi) bir İslam alameti görülür ve bir kimse bu kişinin zahirî küfür ile kafir olduğunu ve gerçek durumunu bilmeyerek, zahiren İslam alameti gördüğü için Müslüman hükmü verip arkasında namaz kılarsa namazı sahihtir.

Şeyh Abdulkadir b. Abdulaziz kitabında şöyle demektedir :
İbn-i Kudame Rahimehullah şöyle demiştir:
“Bir kimse, Müslümanlığında yahut çift cinsiyetli (hunsa) olup olmadığı hususunda şüphe bulunan bir kimsenin arkasında namaz kılarsa, bu kişinin küfrü veya çift cinsiyetli olduğu açığa çıkmadığı müddetçe namazı sahihtir. Çünkü namaz kılan kimsenin (özellikle de bu kimse imam olursa) bu davranışından anlaşılan onun Müslüman olduğudur. Çift cinsiyetli olduğundan şüphelenilen kimse ise (özellikle erkeklere imamlık yapıyorsa) onun bu davranışından anlaşılan, böyle bir durumunun olmadığıdır.
Ancak namazdan sonra kişinin kafir yahut çift cinsiyetli olduğu ortaya çıkarsa, onun arkasında namaz kılanın, açıkladığımız gibi namazını iade etmesi gerekir. Şayet imam İslam’a bir girip bir çıkıyorsa, onun hangi dinden olduğu öğrenilinceye dek arkasında namaz kılınmaz.”(El-Muğnî Mea’ş-Şerhi’l-Kebîr, 2/34)


Şu halde, kafir olabileceğine dair hakkında şüphe bulunan bir kimsenin arkasında kılanın namazı sahih oluyorsa, kafir olduğu bilinmeyen bir kimsenin arkasında kılanın namazının sahih olması daha uygundur.
(Şeyh Abdulkadir b. Abdulaziz; İman ve Kufur kitabı, Zahiri Halinden Müslüman Olduğu Anlaşılan Kimse babı )


CAMİ İMAMLARININ ARKASINDA NAMAZ KILMAK (Kılabilmek)


https://www.islam-tr.org/tevhid/27233-cami-imamlarinin-arkasinda-namaz-kilmak-kilabilmek.html




Kardeşim , sana tavsiyem, kafirliğiyle ilgili yüzde yüz emin olmadıkça kafir damgası basma. Hemde umumi olarak asla. Bunu yapanlara destek bile çıkma. Bu konu hakkında sitede (ilmi munazaralar) araştır, bilgi sahibi ol. Sitenin usul ve anlayışını öğren. Sana uymuyor, beğenmiyor olabilirsen, ya kendine uygun sitelerden faydalanırsın, ya da istersen tekfir konularına değinmeden siteden kalabilirsin.
Rabbim fehmimizi genişletip, amel edecek ilim versin (Allahumme Amin)


 
A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
selamün aleyküm. öncelikle şunu tespit edelim.

1- Darulharp veya istilaya uğramış beldelerde cuma namazı farzdır diyenler kimlerdir? Hangi mezheplerin görüşüdür?
2- Farziyet var ise ( kılabilirler veya caizdir, uygundur, mümkündür gibi kelimelerden bahsetmiyorum) tekrar ediyorum farziyet var ise, Peygamberimiz (sav) Mekke de iken cuma namazını kılmadığı halde medinedeki elçisi Mus'ab bin umeyr cuma namazını kıldırıyordu. Peki farziyet var ise neden Peygamberimiz Mekke de iken cuma namazını kıldırmıyordu.
3- Yine farziyet Peygamberimiz Medine iken cuma namazını kıldırırken Mekke deki ibni abbas gibi müslümanlar cuma namazını eda eden sahih rivayetler var mıdır? Aynı şekilde Habeşistandaki müslümanlar cuma namazını kılıyorlar mıydı? Aynı şekilde hudeybiye antlaşmasından sonra ebu basir (r.a) mekkeden kaçıp medineye sığınmak istediğinde antlaşma gereği medineye sığınamadığından dağlarda ikamet edip aynı şekilde kendisi gibi medineye sığınamayan müslümanları bu dağlarda beraberce yaşadığında, mekke kervanlarına saldırılar yaptığında cuma namazını kıldırıyormuydu? Eğer bu saydıklarım kılmıyorsa farziyet olduğunu nasıl iddia edebiliriz?

Lütfen ilk sorumu dikkate alın. Ben kılınmaz demiyorum. tabii ki müslümanların kendi içlerinden tayin ettiği kişiler tarafından kılınması efdaldir veya efdal olabilir. Ben burada DARUL HARB veya ISTILAYA UĞRAMIŞ BELDELERDE CUMA NAMAZININ FARZİYETİNDEN BAHSEDİYORUM.

nette dolaşırken cuma ne zaman farz kılındığı hakkında bilgi mevcut. bu bilgi doğru mudur?

"Cuma namazı Müslümanlar üzerine bi'setin 10. yılında, İsra ve Mirac hadisesinde farz kılınmıştır.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem kendisi Mekke'de iken, Medineli Müslümanların lideri Mus'ab b. Umeyr RadıyAllahu Anhu'ye haber göndermiş ve oradaki Müslümanlara cuma namazını kıldırmasını emretmiş, fakat kendisi Mekke'de üç sene boyunca cuma namazı kılmamıştır.

Sahih kaynakları incelediğimizde Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in ilk cuma'yı Mekke'den Medine'ye hicret ettiği zaman Ranuna vadisinde kıldığını görürüz.

Demek ki; farz olmasına rağmen Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem üç sene boyunca Mekke'de cuma namazını kılmamıştır.

Çünkü cuma namazı diğer namazlara benzemez. Cuma namazının şartları diğer namazların şartlarından farklıdır.

Bu şartlar Mekke'de o anda mevcut olmadığı için, Miraç gecesinde beş vakit namazın farz kılınmasıyla beraber Cuma namazı da farz kılınmış olmasına rağmen, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve Müslümanlar cuma namazı yerine öğle namazı kılmışlardır. "
 
Çay-Şakird Çevrimdışı

Çay-Şakird

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
selamün aleyküm. öncelikle şunu tespit edelim.

1- Darulharp veya istilaya uğramış beldelerde cuma namazı farzdır diyenler kimlerdir? Hangi mezheplerin görüşüdür?
2- Farziyet var ise ( kılabilirler veya caizdir, uygundur, mümkündür gibi kelimelerden bahsetmiyorum) tekrar ediyorum farziyet var ise, Peygamberimiz (sav) Mekke de iken cuma namazını kılmadığı halde medinedeki elçisi Mus'ab bin umeyr cuma namazını kıldırıyordu. Peki farziyet var ise neden Peygamberimiz Mekke de iken cuma namazını kıldırmıyordu.
3- Yine farziyet Peygamberimiz Medine iken cuma namazını kıldırırken Mekke deki ibni abbas gibi müslümanlar cuma namazını eda eden sahih rivayetler var mıdır? Aynı şekilde Habeşistandaki müslümanlar cuma namazını kılıyorlar mıydı? Aynı şekilde hudeybiye antlaşmasından sonra ebu basir (r.a) mekkeden kaçıp medineye sığınmak istediğinde antlaşma gereği medineye sığınamadığından dağlarda ikamet edip aynı şekilde kendisi gibi medineye sığınamayan müslümanları bu dağlarda beraberce yaşadığında, mekke kervanlarına saldırılar yaptığında cuma namazını kıldırıyormuydu? Eğer bu saydıklarım kılmıyorsa farziyet olduğunu nasıl iddia edebiliriz?

Lütfen ilk sorumu dikkate alın. Ben kılınmaz demiyorum. tabii ki müslümanların kendi içlerinden tayin ettiği kişiler tarafından kılınması efdaldir veya efdal olabilir. Ben burada DARUL HARB veya ISTILAYA UĞRAMIŞ BELDELERDE CUMA NAMAZININ FARZİYETİNDEN BAHSEDİYORUM.

nette dolaşırken cuma ne zaman farz kılındığı hakkında bilgi mevcut. bu bilgi doğru mudur?

"Cuma namazı Müslümanlar üzerine bi'setin 10. yılında, İsra ve Mirac hadisesinde farz kılınmıştır.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem kendisi Mekke'de iken, Medineli Müslümanların lideri Mus'ab b. Umeyr RadıyAllahu Anhu'ye haber göndermiş ve oradaki Müslümanlara cuma namazını kıldırmasını emretmiş, fakat kendisi Mekke'de üç sene boyunca cuma namazı kılmamıştır.

Sahih kaynakları incelediğimizde Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in ilk cuma'yı Mekke'den Medine'ye hicret ettiği zaman Ranuna vadisinde kıldığını görürüz.

Demek ki; farz olmasına rağmen Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem üç sene boyunca Mekke'de cuma namazını kılmamıştır.

Çünkü cuma namazı diğer namazlara benzemez. Cuma namazının şartları diğer namazların şartlarından farklıdır.

Bu şartlar Mekke'de o anda mevcut olmadığı için, Miraç gecesinde beş vakit namazın farz kılınmasıyla beraber Cuma namazı da farz kılınmış olmasına rağmen, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve Müslümanlar cuma namazı yerine öğle namazı kılmışlardır. "
""Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı zikretmeye gidin ve alış-verişi bırakın. Eğer siz gerçeği anlayan/bilen kimseler iseniz elbette bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz bitince yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan isteyin. Allah'ı çok zikredin, umulur ki kurtuluşa erersiniz." (Cumua 9-10)"
şartlar uygunken(yani kılınabilecek bir muvahhid cemaat ve imam varken ve onlar cuma namazı kılıyorken) kılınması farzdır diye biliyorum
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
"Cuma namazı Müslümanlar üzerine bi'setin 10. yılında, İsra ve Mirac hadisesinde farz kılınmıştır.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem kendisi Mekke'de iken, Medineli Müslümanların lideri Mus'ab b. Umeyr RadıyAllahu Anhu'ye haber göndermiş ve oradaki Müslümanlara cuma namazını kıldırmasını emretmiş, fakat kendisi Mekke'de üç sene boyunca cuma namazı kılmamıştır.

Sahih kaynakları incelediğimizde Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in ilk cuma'yı Mekke'den Medine'ye hicret ettiği zaman Ranuna vadisinde kıldığını görürüz.

Demek ki; farz olmasına rağmen Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem üç sene boyunca Mekke'de cuma namazını kılmamıştır.

Çünkü cuma namazı diğer namazlara benzemez. Cuma namazının şartları diğer namazların şartlarından farklıdır.

Bu şartlar Mekke'de o anda mevcut olmadığı için, Miraç gecesinde beş vakit namazın farz kılınmasıyla beraber Cuma namazı da farz kılınmış olmasına rağmen, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve Müslümanlar cuma namazı yerine öğle namazı kılmışlardır. "

kardeşim alıntı yaptığın yazının devamını neden bizimle paylaşmıyorsun ? delil getirdiğin kitapta bu konuyu gün gibi açık ve net beyan etmiş ama sen sadece bir kısmını getirmişsin !
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi


ben paylaşayım devamını inşaALLAH

Cuma namazı çok önemli bir namazdır. Şartları tahakkuk ettiğinde onun yerine öğle namazı kılınamaz.
Şartları tahakkuk ettiği halde mazeretsiz olarak üç defa cuma namazını kılmayan kişinin, sahih hadis de de geçtiği üzere, kalbi mühürlenir.

Fakat şartları tahakkuk etmediği zaman cuma namazı yerine öğle namazı kılan bir kişiye ise herhangi bir günah yoktur.
Zira Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem üç sene boyunca Mekke'de cuma namazı yerine öğle namazı kılmıştır.



Şu halde farz olduğu halde Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Mekke'de cuma namazı kılmamasının sebepleri nelerdi?
Başka bir deyişle Mekke'de tahakkuk etmeyen cuma namazı şartları nelerdi?

Cuma namazı kılınacak yerin bütün Müslümanların toplanabileceği ve bütün Müslümanlara açık bir yer olması gerekir. O esnada bu, Mekke'de mümkün değildi. Çünkü bütün Müslümanlar toplanıp cuma namazı kılmış olsalardı gizli olan bazı Müslümanlar açığa çıkmış olacak ve kafirler toplu olarak Müslümanlara eziyet edeceklerdi.
Cuma namazı diğer namazlar gibi sadece ayetler ve rek'atlardan ibaret değildir. Cuma namazında öğle namazının farzının iki rekat yerine, cumanın rükunlarından birisi olan hutbe vardır. Bu hutbede cuma kılındığı anda Müslümanları ilgilendiren en önemli meseleler anlatılır. Bu konuşulan şeyler ise büyük ihtimalle kafirleri kızdırır, bu yüzden de bu konuşmalara izin vermezler ve Müslümanlara eziyet gelir.

Müslümanlar kafirlerin izin verdiği kadarıyla hutbe yapmakla cumanın bir rüknu olan hutbe şartını yerine getirmiş olmazlar.
Zaten İslam dinini kafirlerin istediği şekilde insanlara açıklamak küfürdür.
Şayet Müslüman imam cuma hutbesinde serbestçe ve istediği şekilde o andaki Müslümanların ihtiyacını anlatamayacaksa ya da anlattığı takdirde bundan dolayı eziyet görecekse artık imam cumanın rukunlarından biri olan hutbeyi yapamayacak durumdadır.

Cumanın bir ruknunun yapılamayacak hale gelmesi ise, cumanın farziyetini kaldırır. Nerede ve ne zaman olursa olsun, cumanın rükunları tahakkuk etmediği anda cumanın farziyeti kalkar.



Zamanımızda Allah-u Teâlâ'nın hükümleri dışında hükümlerle hükmeden kafir bazı hükümdarların insanları uyutmak, onların kendisine zarar vermelerini engellemek ve o devletin İslam devleti olduğu imajını verebilmek için camiler inşa ettirip cuma namazlarının kılınmasına izin verdiklerini görmekteyiz.

Hatta bu namazları kıldıracak imamlar tayin edip onlara maaşlar bile verdikleri apaçık bir gerçektir. işte bu imamlar da kafir devletin istediği şeyleri anlatmakta, istemedikleri şeyleri anlatmamakta ve bu şekilde İslam'a değil kafir hükümdarlara hizmet etmektedirler.
Şayet böyle olmasaydı kafir hükümdarlar onlara maaş verirler miydi?
Şayet bu imamlar gerçek İslam'ı açıklamış olsalardı, yani; hüküm verme yetkisinin yalnız Allah'a ait olduğunu Allah-u Teâlâ'dan başkasının hükümleriyle hükmeden devletin kafir olduğunu, bu devlete itaatin küfür olduğunu ve her Müslüman'ın bu devleti ortadan kaldırmak için elinden geleni yapması gerektiğini ve bütün bunların imanın bir gereği olduğunu, bu şekilde inanmadıkça ve bu şekilde amel etmedikçe kişinin namaz da kılsa, oruç da tutsa, hacca da gitse Müslüman olamayacağını söyleseler bu kafir hükümdarlar onlara izin verirler miydi?
Kaldı ki onlara maaş versinler. Bunun gerçeklemesi düşünülemez.
Sırf cuma namazını eda edebilmek için iki rekat farz kılıp, durumla alakalı olup olmamasına bakmaksızın, hatta kafir devletin hoşuna gidecek şekilde bir hutbe vererek cuma namazının rükunlarını yerine getirdiklerini zannedenler ancak kendilerini aldatırlar.



Kalkıp; işte camiler açıktır, ezanlar okunuyor, cuma namazı kılınmasına ses çıkarılmıyor, bunun için cumanın şart ve rükunları tahakkuk etmiştir, bundan sonra üç defa mazeretsiz olarak cuma namazı kılmayan kişinin kalbi mühürlenir diyen kişi ya İslam'dan habersiz ya da kafirleri yüceltip insanları kandırmak isteyen bir belamdır.



Bu noktada şöyle bir soru akla geliyor:

Dar-ül harpte cuma namazı hiçbir zaman kılınamaz mı?

Dört mezhebe göre belirli bazı şartların teşekkül etmesi halinde, dar-ül harpte de cuma namazı kılınabilir. Bu şartlara gelince;
1 - Dar-ül harpte cuma namazı kılınabilmesi için Müslümanların serbestçe toplanıp bir araya gelebilecekleri bir yer olmalı.
2 - Toplandıkları bu yerde, Müslümanların aralarında seçmiş oldukları imamın hutbede o anda Müslümanları en çok ilgilendiren meseleleri açıkca anlatabilmesi ve bundan dolayı ne Müslümanlara ne de imama bir eziyet gelmemesi gerekir.
Bu iki şartın gerçekleşmesi halinde dar-ül harpte cuma namazı kılınabilir.
Bu şartlar da ancak İslam devleti ile barış antlaşması yapmış dar-ül harpte gerçekleşebilir. Bunun dışındaki dar-ül harplerde bu şartların tahakkuk etme ihtimali çok azdır. Hele de tağut olmasına rağmen insanlara Müslüman devlet imajı veren bir devlette buna asla müsaade edilmez. Çünkü bu gibi devletler kendi hakikatlerini ortaya koyan bir hutbe okunmasını bile kesinlikle müsaade etmezler.


İslamın Hareket metodu...Abdurrahman el muhacir
 
A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
cevap için teşekkürler. ben bu haberin doğruluğunu sormuştum. ve nette okudum kitap yok elimde. ayrıca hususen farziyet varmıdır sorusunu sordum. Fakat alıntı yapılan yazıda da hep kılabilirler ibaresi mevcut. Farz ayrı bir kavramdır, caiz ayrı bir kavram. Sorumu net olarak cevaplarsanız memnun olurum.

Ayrıca sünnet önümüzde duruyor. Peygamberimiz tarafından yapılan bir uygulama, söze karşılık yukarıda yazılanlar yorumdan öteye geçemez. Bu yorumların hak olduğunu gösteren kur'an, sünnet delilleri ile açıklık getirilirse ancak gerçeklik payı oluşabilir. Yazar, peygamberimizin (sav) bu amaçlarla cuma namazını kılmadığını gösteren sahih deliller vermeliydi.

Ayrıca her ne sebeple olursa olsun hükümler genele şamildir. Rasulullah o gün o amaçlarla cuma namazını kılmamış olsa bile, bu gelecekte farklı amaçlarla da cuma namazının darulharbde mecburen (farz) kılınacağını göstermez.
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
cevap için teşekkürler. ben bu haberin doğruluğunu sormuştum. ve nette okudum kitap yok elimde. ayrıca hususen farziyet varmıdır sorusunu sordum. Fakat alıntı yapılan yazıda da hep kılabilirler ibaresi mevcut. Farz ayrı bir kavramdır, caiz ayrı bir kavram. Sorumu net olarak cevaplarsanız memnun olurum.

yukarda cevap verilmiş kardeşim şartlar yerine getirildiği zaman farzdır !
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
Dört mezhebe göre belirli bazı şartların teşekkül etmesi halinde, dar-ül harpte de cuma namazı kılınabilir. Bu şartlara gelince;
1 - Dar-ül harpte cuma namazı kılınabilmesi için Müslümanların serbestçe toplanıp bir araya gelebilecekleri bir yer olmalı.
2 - Toplandıkları bu yerde, Müslümanların aralarında seçmiş oldukları imamın hutbede o anda Müslümanları en çok ilgilendiren meseleleri açıkca anlatabilmesi ve bundan dolayı ne Müslümanlara ne de imama bir eziyet gelmemesi gerekir.

Zamanımızda Allah-u Teâlâ'nın hükümleri dışında hükümlerle hükmeden kafir bazı hükümdarların insanları uyutmak, onların kendisine zarar vermelerini engellemek ve o devletin İslam devleti olduğu imajını verebilmek için camiler inşa ettirip cuma namazlarının kılınmasına izin verdiklerini görmekteyiz.


Uyuyanlar,uyanmış olup fakat yerinden kalkamayanların cehennem ateşinin odunları olmaktadır.
 
A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
yukarda cevap verilmiş kardeşim şartlar yerine getirildiği zaman farzdır !

hangi mezhep imamlarına göre farzdır? Bu şartların ne olduğunu kim, neye göre hangi delillere göre belirlemiş?

göreceli bir kavramdan öteye gidemiyor bu mesele. islamda deliller bellidir. kur'an, hadis, icma, kıyas. Delil istiyoruz fakat verebilen yok. Yorumdan öteye gidemiyor. farzsa farz, caizse caiz. başımızın üstünde yeri var. Yeterki sağlam delillerle ispat edilsin.

şartları yazar abdurrahman el muhacir'e göre sıralayalım.

1. bütün müslümanlar cuma namazı kılsaydı gizli olan bazı müslümanlar açığa çıkmış olacaktı.

peygamberimiz zaten açık. Belli başlı bir çok müslümanda açıktı. Madem farzdı sadece müslüman kimliği açığa çıkmış müslümanlara peygamberimiz kıldırabilirdi. gizli olanlara ruhsat verirdi. fakat böyle bir uygulama siyerde yok.

2. Hutbede hakim düzenin izin verdiği ölçüde konuşma yapmak farziyeti düşürür deniliyor. Bunun delili nerde? Peygamberimiz tevhidi her yerde haykırıyor, ömer kabe de tevhidi haykırıyor, cuma namazında hutbede müşrik düzenin izin verdiği ölçüde mi hutbe irad etmekten korkuyordu peygamberimiz? Kafirleri kızdırmaktan çekindiği için mi cuma kılmadı peygamberimiz? müslümanlar türlü eziyetler çektiği halde " hutbede konuşulan meseleler yüzünden kafirler kızar ve müslümanlara eziyet gelir" sebebi yüzünden mi cuma kılmaktan kaçınıldı?

Bu sebepler ne peygamberimizin hayatına uygundur, ne de türlü eziyet çeken müslümanların hayatında gerçeklik payı vardır.

Bu şartlar açıkça sıralanmalı ve hangi imamların, alimlerin bu şartları hangi delillere göre ispat ettiği gözler önüne serilmelidir.

Bir ordan, bir burdan yazılar alıntılayarak bu meselenin hükmünü baside indirgemekten öteye geçmiyor.
 
A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ebu ubeyde. Ben okudum fakat bazı yerleri kaçırmış veya unutmuş olabilirim. Meseleyi anlamak için zaten yazışıyoruz.

sair (diğer) imamlar ile aynı çizgide birleşmişlerdir deniliyor. diğer imamların ne şart getirdiğini (darul harp için konuşuyorum) bilmiyoruz ki zaten onu yazın diyoruz. diğer imamlar dönemi zaten islam devletinin bulunduğu dönem. darul harp için konuşmuşlarsa, delil getirmişlerse buyrun yazın.

ikinci sorum için cevap adına alıntı yapmışsın fakat yine farziyetten bahsettiğimi belirtmek istiyorum. Kılınabilir, caizdir, uygundur, mümkündür kelimelerini sormuyorum. alıntı yaptığın yer kılınabilir cevazından bahsediyor. Ben de zaten müslümanlar tarafından kendi içlerinden seçtikleri bir imam tarafından kılınabileceğini düşünüyorum. Fakat bu caizlikten öteye gidemiyor. Yani farziyet kazanmıyor.
 
A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
t.c memurunun (onlara imam demeye dilim varmıyor) arkasında namaz kılmıyorum. kılınmasını doğru bulmuyorum. Müslümanların darulharpte veya istilaya uğramış beldelerde (fıkıhda bu şekilde hep tabiri kullanılıyor) yapacakları bellidir. kendi içlerinden bir ululemr(önder, imam) seçip onun etrafında Allah'ın ipine sarılarak islami hakim kılmaya çalışmak ve toplu yapılan ibadetlerde bu emr tarafından veya izin verdikleri (görevlendirildikleri) tarafından icra edilmelidir.

Fakat bizim burda tartıştığımız mesele Darulharp'de peygamberimizin uygulaması ile sabit olan cuma namazının kılınmaması ve buna karşı kimlerin darulharpde dahi olsa her yerde cuma namazının farz olduğunun delillerinin araştırılması. Mesele bu. farz mıdır? delilleri nelerdir? yoksa caizmidir?
 
Üst Ana Sayfa Alt