Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Delilleri ile Kafirlere Nasıl Beddua Edilir

!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Bizleri; Kendisini tevhid, ta’zim ve tesbih etme şerefine nail kılan Allah’a sonsuz hamd, O’nun kulu ve rasulü Muhammed (sallallahu aleyhi ve selem)’e, âline, ashabına ve onlara tâbi olanlara salât-u selâm olsun.

Müslümanların başına bir sıkıntı geldiğinde, o sıkıntı geçinceye kadar onlara dua, eğer kafirler zulmediyorsa, onlara da beddua edilir ki, bunun adı kunuttur ve yapılacağı yer de farz namazların son rekatında, (vitrdeki kunutun aksine) rükudan doğrulduktan sonradır.

Şöyle ki; Semiallahu limen hamideh Rabbena (ve) leke’l hamd dedikten sonra eller dua için açılır ve mü’minlere dua, kafirlere beddua edilir. Namaz cemaatle kılınıyorsa, her cümle dua ve bedduanın sonunda cemaat “amin” derler. Kunut bitince tekbir ile secdeye eğilinir ve bilindiği üzere namaz tamamlanır.

Rasulullah(S) bir sabah /kırk sabah /bir ay boyunca her vakit, farz namazında kunut yapmış, sonra terk etmiştir. Rasulullah (S), birkaç ayrı zamanda kunut yapmıştır.

Birisi Uhud gazvesinde yaralanıp, dişi kırıldığında sabah namazının son rekatında, Ya Allah fulana, fulana lanet eyle diye yaptığı kunuttur. Bunun üzerine Allah Azze ve Celle ““…işten hiçbir şey sana aid değildir. Allah ya onların tevbesini kabul eder, yahut onları kendileri zalim kimseler oldukları için azaplandırır,” ayetini indirmiştir, böylelikle bu kunut sona ermiştir. Bir diğeri; Bi’ri Maune olayı diye bilinen yetmiş kurrâ sahabenin şehit edilmesi olayıdır. Daha sonra (tilaveti) neshedilen şu ayetle Allah azze ve celle bu olayı Rasulüne bildirmiştir. (Şehitlerin lisanı üzere) “Kavmimize tebliğ ediniz ki biz Rabbimize kavuştuk. O bizden razı oldu biz de O’ndan razı olduk.” Rasulullah (S) bu yetmiş kurrâ sahabeye yandığı kadar hiçbir seriyyeye yanmamıştır.

Tamamı şehit edilmiş sahabelerden ümit kalmayınca, Rasulullah (S) onları şehid eden kafir kabilelere bedduaya devam etmiştir. Onları şehit eden kafirlere beddua ettiği bu kunut bir ay sürmüştür. Bir ay sonra kunutun terk edilme sebebi hakkında açık bir rivayete rastlayamadık. Lakin bu da kunutun nesh edildiğini göstermez, çünkü Rasulullah (S) bundan sonra da kunut yapmıştır. Diğeri de Mekke’de esir tutulan sahabeler için, bir ay boyunca kunut yapmıştır, onlar kurtulmuş ve Rasulullah (S) kunutu böylelikle terk etmiştir, bu terkin sebebi kendisine sorulduğunda da Rasulullah (S) “haklarında dua ettiklerimin geldiklerini görmüyor musunuz?” buyurmuştur. Yani duanın terk edilmesine sebep, duaya icabet edilmiş olmasıdır.

Bu hususta İmam Müslim’in Sahih’inde (294/675) Ebu Hureyre (radıyallahu anh) ’den gelen hadis yukarıda zikrettiğimiz üç kunutu birden (karışık) anlatmakta ve bir kunutta bu dua, beddua ve ayetin nüzulü hep birden varmış gibi bir kapalılık arzetmektedir. Bu (bir mesele ile ilgili delilleri toplu halde zikretme) sahabenin delil getirmek istediği mevzu ile alakalı bir durum olsa gerektir. Yoksa Ebu Hureyre bütün kunutları sayıp sonra Al-i İmran 128. ayeti nazil oldu, bu kunutlar nesh olundu demek istememiştir. Çünkü Ebu Hureyre (r) Rasulullah’ın vefatından sonra, insanlara farz namazda kunut yaptırır ve bu Rasulullah’ın (S) namazıdır derdi.

Ayrıca bu ayetle nesh olmadığına şu delilleri de zikredebiliriz.

Hicretin 3. yılında Uhud savaşı yapılmış ve Rasulullah onda kunut yapmış ve bu ayet o zaman nazil olmuştur. Sonra hicretin 4. yılında Bi’ri Maune olayı vuku bulmuş ve Rasulullah (S) yine kunut yapmıştır. Sonra Mekke’de olup da hicret etmesine izin verilmeyen mü’minler için kunut yapmış ve onlar hicretin 7. yılında Medine’ye geldiklerinde kunut yapmayı terk etmiştir. Eğer hicretin 3. yılında nazil olan o ayetle kunut neshedilseydi Rasulullah 4. ve hatta 7. yılda kunut yapmazdı. Dolayısıyla kunut neshedilmemiştir. Yine Ebu Hureyrenin (r) Rasulullah (S) vefat ettikten sonra kunut yaparak namaz kıldırması ve bu Rasulullah’ın (S) namazıdır, demesi Ebu Hureyre’nin de (r) nesh olmadığını bildiğine delalet eder, bu bilgi önemlidir, çünkü Rasulullah’ın kunutunu karışık bir şekilde anlatan, sonra da bu ayet nazil olunca Rasulullah’ın kunutu terk ettiği haberi bize ulaştı diyen Ebu Hureyre’dir. Rivayetteki karışıklığı aynı ravinin anlayışıyla halletmek en doğrusudur, çünkü ravi rivayet ettiğini gayrına nisbetle daha iyi bilir. Hufaf’ın (r) “Rasulullah’ın (S) kunutunu anlattıktan sonra, namazda kafirlere lanet işte bu yüzden meşru kılındı sözü de kunutun neshedilmeyip, devam eden amellerden olduğunun ifadesidir.

Kunuttan maksat mü’minin kurtuluşu için dua olduğuna göre, sıkıntı bitmedikçe dua da zamanla kayıtlanamaz. Rabbimiz azze ve celle de kulunun kendisine dua etmesini, hem emreder, hem sever hem de ona icabet eder. Hayatından ümit kesilmemiş mü’minler için yıllarca da olsa kunut yapmak mubahtır. Allah en doğrusunu bilendir.

Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulsunlar.

VE SELAMÜN ALEL MÜRSELİN VEL HAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ALEMİN

Müslim (296/676,308/679) Ebu Davud (1440) Ebu Davud (1443) Müslim (294/675) Buhari (4265) Ebu Davud (1443) Ahmed (12405) Ebu Davud (1443) Ahmed (2746) Buhari (ter. 3809) Nesai (iftitah 121 (2,203)) Tirmizi tefsir-i Al-i İmran (3007) Buhari (ter. 2649) Ebu Davud (1443) Müslim (304/677) Ebu Davud (1445) أنه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم: إذا رفع رأسه من الركوع في الركعة الآخرة من الفجر يقول: (اللهم العن فلانا وفلانا وفلانا). بعد ما يقول: (سمع الله لمن حمده، ربنا ولك الحمد). فأنزل الله: {ليس لك من الأمر شيء - إلى قوله - فإنهم ظالمون}. Al-i İmran suresi (Ayet 128) Müslim (297/677) Buhari (ter. 2649) Müslim (302/678) Buhari (ter. 2649) Müslim (302/678) Müslim (296/676,308/679) Ebu Davud (1440) Ebu Davud (1443) Müslim (294/675) Buhari (4265) Ebu Davud (1443) Medine’ye hicretine izin verilmeyen ve Rasulullah’ın (S) dua ettiği sahabeler, Velid b. Velid, Seleme b. Hişam, Ayyaş b. Ebi Rebia ve diğer zayıf mü’minlerdir. Müslim (294/675) Ebu Davud (1442) Müslim (295/676) Müslim (295/676) Ebu Davud (1442) 10 no lu dipnottaki sahabeler Medine’ye dönünce Müslim (295/675) Buhari (ter. 3809) Bu rivayet Buhari (4284 ter. 4265)’te Ebu Hureyre’den (r) kunutları ayrı ayrı zikrettiği daha açık bir lafızla gelmiştir. Müslim (296/676) Müslim (308/679) Bakara suresi (Ayet 186)
 
Üst Ana Sayfa Alt