Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Delilleri ile Şafii Fıkhı (Muğni’l-muhtâc)

eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Mugnil-Brosur-2-3.gif

Şafii mezhebinin ünlü fıkıh kitabı Türkçe'de. İmam Nevevî'nin Minhâcü't-tâlibîn adlı eserine İmam eş-Şirbînî'nin Muğnil-muhtâc ismi ile yazdığı şerh Mirac yayınları tarafından tercüme edildi.

Şafiilerin ünlü fıkıh kitabı Türkçe'ye kazandırıldı. İmam Nevevî’nin Minhâcü’t-tâlibîn adlı eserine İmam Hatîb eş-Şirbînî’nin Muğni’l-muhtâc ismi ile şerh yazmış olduğu Delilleriyle Büyük Şafii Fıkhı, büyük bir titizlikle yayınlanmaya başlandı. Üçüncü cildini okuyucusunun istifadesine sunan Mirac Yayınları eseri 18 ciltte tamamlayacak. Yayınevi ortalama olarak 45 günde bir cildini yayınlamayı hedefliyor.

Eser son derece kaliteli lüks kağıda baskılı iç kısmı 2 renk olarak basılmış olması dikkatimizi çekiyor. Minhâcü’t-tâlibîn'in arapça orjinali ve o metne ait tercüme kısmı kırmızı renkli, Muğni’l-muhtâc'ın şerh kısmı ise metinden daha rahat ayırt edilebilmesi için siyah renkli olarak basılmıştır.

ESERE GENEL BİR BAKIŞ

Şâfiî mezhebinin önde gelen âlimlerinden Hatîb eş-Şirbînî’nin ustalık dönemi eseri,

Dilimizde Şâfiî fıkhına ait en geniş eser,

Yazıldığı dönemden itibaren mezhebin vazgeçilmez başvuru kitaplarından biri,

On binlerce fıkhî meseleyi detaylarıyla ele alan bir eser,

Onlarca kaynak eserden doğrudan aktarılan bilgiler,

Şâfiî mezhebinde ittifakla benimsenen ve ihtilaf edilen görüşleri tek tek ortaya koyan bir eser,

Farklı görüşlerin söz konusu olduğu her bir meseledeki görüşlerin delilleri,

Her konuda mezhepte doğru, güçlü ve tercih edilen görüşlerin belirtilmesi,

Mezhebin en muteber şahıslarından doğrudan alıntılar,

En sağlam hadis kitaplarından aktarılan hadisler,

İctihad melekesini ve fıkhî düşünceyi geliştirecek bir yöntem,

Sistematik ve detaylandırılmış alt ve üst başlıklar,

Nevevî’nin el-Minhâc adlı eserinin Arapça orijinali ve tercümesini içeren bir eser,

Anlamayı kolaylaştıracak bir üslup ve yöntem.

SUNUŞ

Bu eser, gerçekten de ismiyle müsemmâ olup Minhâc’üt-tâlibîn’in gerek lafızlarının gerekse manalarının anlaşılmasına muhtaç olanları başka eserlerden müstağnî kılacak boyutta bir şaheserdir. Bu eser; Şâfiî mezhebinde ittifak ve ihtilaf edilen konuları içermesi, ihtilaf edilen konularda esas alınacak olan görüşleri ortaya koyması, ihtilaf halindeki görüşlerin delillerini serdetmesi, mezhebe mâlolmuş meşhur eserlerden son derece önemli bilgiler aktarması bakımından mezhep içinde önemi her zaman takdir edilmiş bir eserdir. Muğni’l-muhtâc bugün İslam aleminde Tuhfetü’l-muhtâc ve Nihâyetü’l-muhtâc ile birlikte en çok okunan ve okutulan şerhler arasında yer almaktadır.

HALİL GÜNENÇ

MÜTERCİMİN ÖNSÖZÜ

Bu mezhepte pek çok âlim yetişmiş, ümmete rehberlik edecek eserler vermişlerdir. Bu eserlerden biri de İmam Nevevî’nin Minhâcü’ttâlibîn adlı eseridir. Eser, yazıldığı dönemden itibaren başta Şâfiî fukahası olmak üzere ilim âleminde büyük bir teveccühe mazhar olmuştur. Eser üzerinde sayısız çalışmalar yapılmıştır. Bunlardan biri de İmam Hatîb eş-Şirbînî’nin Muğni’l-muhtâc adlı eseridir. Söz konusu eser, Minhâc’ın en önde gelen şerhlerinden biri olarak görülmüş ve Şâfiî fukahası tarafından büyük bir kabulle karşılanmıştır.

Bilenlerin takdir edeceği üzere Muğni’l-muhtâc gibi zor bir eseri Türkçe’ye tercüme etmek kuşkusuz kolay bir iş değildir. Bu bir yandan Şâfiî fıkhını, terimlerini, şerh sistemini bilmeyi, diğer yandan Türkçe’yi iyi kullanmayı gerektirir. Biz, bugüne kadar gerek Şâfiî fıkhı üzerinde yaptığımız tercüme ve çalışmalar, gerekse Hanefî fıkhına dair yaptığımız çevirilerin verdiği güç ile bu şerhi tercüme etmeye giriştik. Gerek şekil gerekse üslup noktasında elimizden geleni yapmaya çalıştık. Bununla birlikte “hatasız kul olmaz” düsturu gereğince yaptığımızı işin kusursuz, hatasız olduğunu asla iddia etmiyoruz. Zaten haddini bilen bir insanın böyle bir iddiada bulunması da mümkün değildir. Bu sebeple üslup, şekil, tercüme vb. gibi noktalarda tercümemizde hata bulunduğunu düşünen okuyucularımız bundan bizi haberdar ederlerse hem ilmin gereğini yapmış, hem de bu hataların eserin tekrar basımlarında düzeltilmesine vesile olmuş olurlar.
Gayret bizden tevfik ve inayet Allah’tandır.

Dr. Soner Duman
Zeytinburnu - 2009
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Bu kitabı okumuş akhilerden de fikir almak istiyorum ? kitap hakkında
 
F Çevrimdışı

FatmaNeşe

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Delillerle demekle ne kasdediliyor burada?

Hemen amenna deyip ona sarilmak mi lazim?

Hanefilerin de siilerinde vb. delillerle ispatlanmis fikih kitaplari bulunuyor.

En sağlam hadis kitaplarından aktarılan hadisler, demektedir ki her bir mezheb kitabinin kaynagi ayni kaynak. Yanimda billur bir pinar akarken, neden cesmeden su iceyim ki.





 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Delillerle demekle ne kasdediliyor burada?

bazı ilmihal kitaplar,bir konu hakkında açıklama yaparken hangi hadise göre o şerhi yaptığını belirtmediği için ''bu yüzden delilleri ile '' başlık attım
 
bahakar Çevrimdışı

bahakar

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Delillerle demekle ne kasdediliyor burada?

Hemen amenna deyip ona sarilmak mi lazim?

Hanefilerin de siilerinde vb. delillerle ispatlanmis fikih kitaplari bulunuyor.

En sağlam hadis kitaplarından aktarılan hadisler, demektedir ki her bir mezheb kitabinin kaynagi ayni kaynak. Yanimda billur bir pinar akarken, neden cesmeden su iceyim ki.








Pınarın bizden öncekine kısmına zehir dökülmüş olabilir... ya da bu su arıtmaya ihtiyaç duyabilir... ya da siz içine kanalizasyon karışmış bir akıntıyı pınar sanabilirsiniz ve bu kanalizasyondan kana kana içebilirsiniz... tercih meselesi tabii...
ama eğer 100.000 den fazla hadisi senetleri- ravilerinin cerh-tadil durumşarıyla biliyorsanız... hadislerde az kullanılan ğarib-ül hadis lafızlarını biliyorsanız, hadiste nasih-mensuh ilmine vakıfsanız, arap dilindeki deyimleri-örfü ve belağat ilimlerine iyice sahipseniz... haa bir de en öenmlisi kuranın bütün ayetlerini tefsirleriyle ve lafızların delalet ettiği manalarıyla biliyorsanız... ve ayet-hadis-sahabe kavlini fıkhedebilecek müstakil bir usul ortaya koyabiliyorsanız... ve müctehidliğin mutlak şartlarından ilmiyle amil olma (takva) noktasında çağdaş alimlerin sizin hakkınızda şahitliği varsa... tabii.. o zaman 4 imama falan ne hacet... her konuda ictihad yapın.. sizin ilk taklid edeniniz de ben olurum :)
 
F Çevrimdışı

FatmaNeşe

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Cok güzel bir aciklama, sagolasin. Bana kesin söyleyebilirmisin, bu dünyada islediklerim herbir seyden dolayi Ahirettede bana tercümanlik edecek bir Imam olacakmi, yüce Allah Celle Celaluhu benim yerime Alimlerimi sinava cekecek? Benim bu dünyada ne isim var ozaman?
 
F Çevrimdışı

FatmaNeşe

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
el_Muhacir kardesim tam da gereken sayfayi sergilemis, hic yanilmiyorum, kitabin devami sayfalarinda yüz de yüz aciklanmistir, akar sular pis olmaz.
 
bahakar Çevrimdışı

bahakar

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
alimler senin yerine sınava girmeyecek tabii de o zaman neden buhariye güveniyorsun ya da müslime??? ve ya ebu davuda (r. Aleyhum Ecamin) ??? onlar hadis sahih ya da zayıf derken kendilerinde bulunan ilim doğrultusunda ictihad etmiş olmuyor mu yani?? mesela buhariye göre zayıf olan müslime göre sahih olabilir çünkü hadis alma usulleri farklı... eee sen şimdi ahirete neden müslim yada (ra) için tehlikeye atıyorsun bakalım??? kaldı ki sen arap dilinin inceliklerine vakıf değilsen buhari müslim falan da okuyamazsın... ancak buhariyi ticari amaçla çevirmiş bir yazarın o eserden anladığı türkçesini okumuş olursun.. dikkat et yüzde yüz buhari bile değil senin okuduğunu sandığın şey... çevirmenin yorumu dur... bence ilim talebesinin ilk öğrenmesi gereken şey haddini bilmektir.. ondan sonra diğer ilimlerin kapıları açılır bn buna inanıyorum... ve şu da bir gerçektir... bu ümmet 1200 yıldır buhariyi müslimi bağrına bastığı gibi 4 imamı da bağrına basmıştır.. ve bu ümmet biiznaiilah sapıklık üzerinde birleşmeş diyor Rasulullah (asm)...
 
M Çevrimdışı

mustafa_mardin

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Pınarın bizden öncekine kısmına zehir dökülmüş olabilir... ya da bu su arıtmaya ihtiyaç duyabilir... ya da siz içine kanalizasyon karışmış bir akıntıyı pınar sanabilirsiniz ve bu kanalizasyondan kana kana içebilirsiniz... tercih meselesi tabii...
ama eğer 100.000 den fazla hadisi senetleri- ravilerinin cerh-tadil durumşarıyla biliyorsanız... hadislerde az kullanılan ğarib-ül hadis lafızlarını biliyorsanız, hadiste nasih-mensuh ilmine vakıfsanız, arap dilindeki deyimleri-örfü ve belağat ilimlerine iyice sahipseniz... haa bir de en öenmlisi kuranın bütün ayetlerini tefsirleriyle ve lafızların delalet ettiği manalarıyla biliyorsanız... ve ayet-hadis-sahabe kavlini fıkhedebilecek müstakil bir usul ortaya koyabiliyorsanız... ve müctehidliğin mutlak şartlarından ilmiyle amil olma (takva) noktasında çağdaş alimlerin sizin hakkınızda şahitliği varsa... tabii.. o zaman 4 imama falan ne hacet... her konuda ictihad yapın.. sizin ilk taklid edeniniz de ben olurum :)

hatalı bir yaklaşım.biz buna kör taklid diyoruz. bu söylem işin ifrad boyutu. bu yazının her bir cümlesine ayrı ayrı sayfalarca reddiye verebilirim. dengeli olan doğru olan yaklaşım bu değil.

Delillerle demekle ne kasdediliyor burada?
Hemen amenna deyip ona sarilmak mi lazim?
Hanefilerin de siilerinde vb. delillerle ispatlanmis fikih kitaplari bulunuyor.
En sağlam hadis kitaplarından aktarılan hadisler, demektedir ki her bir mezheb kitabinin kaynagi ayni kaynak. Yanimda billur bir pinar akarken, neden cesmeden su iceyim ki.


bilindiği gibi delilleri zikreden ilmihaller olduğu gibi zikretmeyen ilmihaller var "bizimkinde sayfa sayısı artar diye endişe etmedik üşenmedik delilleri de koyduk" diye bir tavır yok burada.
ne yazık ki "delillerle" derken milleti yanıltmak, cezbetmek için kullanılmış bir ifade o. yayınevinin taktik hamlesi.

yani delili var o halde gönül rahatlığı ile hiç düşünmeden amel et denmek isteniyor. oysa islam tarihinde şiilerin de haricilerin de batınilerin de herkesin delili var. delilsiz bir mezhep meşrep yok zaten. herkes iddiasını isbat için yüzlerce ayet binlerce hadis getirebiliyor.

bir fikrin bir iddianın delillerinin zikredilmiş olması o delillerin lafzının iddia edilen manaya delalet ettiği anlamına gelebilir de gelmeyebilir de...
Yanimda billur bir pinar akarken, neden cesmeden su iceyim ki.
bu meseleyi her zaman çözmeyebilir. yani hadis sahihtir ama nesholunmuş olabilir yada başka bir hadis onu izah eder. bunları bilmeyince mücerred bir hadisi çekip amel etmek kişiyi hataya götürebilir.

ayetleri hadisleri alimlerin desteği ile tecrübeleri ile anlamak en doğru yoldur. orta yol budur zaten. alimsiz herşeyi anlarız demek nasıl aşırlıksa biz alimleri destekleyici olarak görmüyoruz onların sözlerini birebir sorgusuz sualsiz delil addediyoruz demek de aşırlıktır.
 
F Çevrimdışı

FatmaNeşe

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Saygideger kardesim cok güzel aciklamissin sagolasin. bir de bana izah edersen bu noktayi cok memnun olacagim; bu ümmet 1200 yıldır buhariyi müslimi bağrına bastığı gibi 4 imamı da bağrına basmıştır.. ve bu ümmet biiznaiilah sapıklık üzerinde birleşmeş diyor Rasulullah (asm)... Pegamber Efendimizle Sallallahu ve Sellem 1200 yil arasi olan zamana ne oldu? onlarin bagirlarina bastiklarina biz neden bugün bagir basmiyoruz, benim anliyamadigim nokta o.


 
bahakar Çevrimdışı

bahakar

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
sübhanallah.. fıkıh ilminden nasibini alan hangi alim buhariyi müslimi bağrına basmamış??? zaten fıkıh ehlinin malzamesinin çoğunu hadis ahlinden almıyor mu??? sadece onlar kendi usulunce aldıkları ham maddeyi işleyip bir usul ortaya koyuyorlar...

Mustafa mardin kardeş;
daha önce de benzer meselelerde konuştuk... benim üzüldüğüm nokta şu ki teoriye gelince söyleme gelince kelam bol... ama pratiğe gelince neden ortada bir şey... kardeş sende şu yorumların ve bakış açınla zaten bir mezhep ortaya koymaya çalışıyorsun... üzücü olan şu ki, usulünü ortaya koymaya çalıştığın mezhebin ciddiye alınması için ilk mesajda saydığım liyakat şartlartından kaç tanesini sağlarsın sen bana ondan haber ver??? tamam ben de karşıyım kör taklide.. şeyhülislam ibn teymiyye gibi 17 yaşındayekn kütübi sitteyi ravileriyle beraber ezbere biliyorsan 19 yaşından yetiştiğin medresede fetva makamına oturtmuşlarsa seni ve öyle büyük bir dehaya sahipsen diyecek hiçbirşeyim yok sana... ama şeyhülislam ibni hacer bile hadis ilmini hallaç pamuğu gibi attığı halde kendini şafi mezhebine nisbet ettiği halde ben kendi adıma daha kaç tane hadis kitabı var tam olarak onların sayısını bile bilmezken... mukallitliğ kör taklit olarak adlandırmayı kendime yakıştırmıyorum .. haya ediyorum.. dileyen edebli bulduğu yolda yürüsün... vesselam...
 
F Çevrimdışı

FatmaNeşe

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
1489- îbni Abbas (Radıyallahu Anhüma) der ki:

Bir adam Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna gelip dedi ki:

— Ya Resûlallah! Ben bu gece rüyamda gökte bir bulut gördüm. ,O buluttan yağ ve bal yağıyordu. İnsanlar o bal ve yağdan avuç avuç toplamaya başladılar. Bir kısım kimseler çok, bir kısmı da. az topladı. Sonra bir ip gördüm ki bir ucu yerde, diğer ucu gökte. Ya Resûlallah, sen o ipi tuttun ve göğe çıktın. Sonra başkası tuttu ve o da çıktı. Sonra birisi daha tuttu; o da çıktı. Sonra bir adam daha o ipi tutunca, ip koptu. Sonra yine birleşti. Bu rüyamı nasıl tabir edersiniz?


Orada bulunan Hazreti Ebû Bekir {Radıyallahu Anh) hemen dedi ki: - Ya Resûlallah, anam-babam sana feda olsun. Vallahi bu rüya mn tabirini bana bırakınız. Bunun üzerine kendisine izin verildi. O da rüyayı şöyle tabir etti:O bulut islâm dinidir. O buluttan akan yağ ve bal, Kur'anı kerim olup bazı insanlar onu çok okuyarak fazla tad alacaklar, bazıları da az okuyarak az tad alacaklardır. Gökten yere kadar sarkan ip de, sizin şimdi üzerinde bulunduğunuz hak dindir, şeriattır. Siz bu dine bağlı kalarak ALLAH sizi yüksek derecelere çıkaracaktır. Sizden sonra yerinize geçecek halifeniz de şeriata tutunarak o da onunla yüksek derecelere ulaşacak. Sonra birisi daha tutacak, o da yüksek derecelere çıkacak. Sonra birisi daha tutacak; fakat bu defa o ip kesilecek, sonra yine birleşecek ve o da yüksek derecelere kavuşacak.

Hazreti Ebû Bekir rüyayı bu sakilde tabir ettikten sonra sordu:— Ya Resûlalla, anam-babam sana feda olsun. Bu tabirimde isabet mi ettim, hata mi ettim?

Peygamber Sallallahu .Aleyhi ve Sellem ona: «Rüyanın bir kısmında isabet, bir kısmında hata ettin.» buyurdu.

Hazreti Ebû Bekir rica etti:— Ya Resûlallah, ALLAH için bana söyle, hangi yerde isabet ve hangi yerde hata ettim?

Resûl-i Ekrem:«ALLAH için deyip yemin ederek İsrar etme.» buyurdu.Mütercim:Hazreti Ebû Bekir'in tabiri üzere Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimizden sonra Hazreti Ebû Bekir halife oldu.. Ondan sonra Hazreti Ömer ve sonra Hazreti Osman halifâ oldu. Fakat Hazreti Osman zamanında fitne ve fesad ortaya çıkarak ip koptu ise de Hazreti Osman şehid olarak cennete gittiğinden ip tekrar bitişti.



Bu tabirlerin hata ve sevab yerlerinde hadis sarihleri ihtilâf etmişlerdir.



En iyisi yüce Allah Celle ve Celaluhu bilir, ipin bu güne kadar kac kere kopup tekrar baglandigini, yoksa ipin ucunu tamamen kopardik mi, bu hüküm hususunda tartismak bana yakismaz. No Comment !
 
Üst Ana Sayfa Alt