Q
Çevrimdışı
DİLLENDİRİLMEYEN GÜNAH; PORNOGRAFİ VE HARAMA TEŞVİK EDEN GÖRSELLER
Bizleri hidayete erdiren Allah'a hamd eder nefis ve şeytandan O'na sığınırız. Günümüz dünyasında zinanın ucuzladığı, evliliklerin zorlaştırıldığı bunun gençler arasında ahlaki çöküşe sebep olduğunu görmekteyiz.Her nekadar bundan kaçınmaya çalışsak da İnternet ortamında çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Geçmiş kavimlerin helak sebeplerine baktığımız zaman kendilerine gönderilen peygamberleri yalanlamaları ve kötü ahlak ile ahlaklanmalarıdır.Bu kötü ahlaklardan biride Allâh’u Teâlâ’nın İsrâ suresinde bildirdiği üzere zinâya yaklaşmaktır. Allâh’u Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Zinâya yaklaşmayın o cidden hayâsızlıktır, kötü bir yoldur.”
(İsrâ: 17/32)
Allâh’u Teâlâ âyetinde mükellef kullarına zinâya yaklaşmamalarını, zinânın kötü bir iş olduğunu ve zinâya götürecek olan şeylerden de kaçınmaları gerektiğini bildirmiştir. Zinâya götüren unsurlardan biri de göz zinâsıdır.Fitnelerin çoğaldığı zamanımızda ise her mükellefin göz zinâsını ve korunma yollarını iyi bilip onu terk etmesi gerekir ki Allâh’u Teâlâ’nın ve Rasulünün emrine itaat etmiş olsun.
Peki, göz zinâsı nedir? Ebu Hureyre رضى الله عنه ’ın haber verdiğine göre, Rasûlullâh صلى الله عليه وسلم şöyle buyurdu:
“Her âdemoğlu için zinâdan bir pay vardır. Gözler zinâ eder, onların zinâsı bakmaktır. Kulakların zinâsı dinlemektir. Dilin zinâsı konuşmaktır. Eller zinâ eder, onların zinâsı tutmaktır. Ayaklarda zinâ eder, onların zinâsı yürümektir. Ağız zinâ eder, onun zinâsı öpmektir. Kalp arzular ve temenni eder, ferç ise bunu ya doğrular ya da yalanlar.”
(Buhârî ve Müslim)
Hadîse göre gözün zinâsı ilk olarak zikredilmiştir. Çünkü o, el, ayak, kalp ve uzvun zinâsına vesiledir. Bundan da anlaşılmaktadır ki, bakış zinânın öncüsüdür. Bunun için bakış, insânların başına gelen şer nitelikli şeylerin temel kaynaklarındandır.
Zira bakış, bir şeyin akla gelmesine sebeb olur. Akla geliş düşünceyi, düşünce arzu ve istekleri, arzu isteklerse irâdeyi doğurur. Bu ise azmetmeye dönüşür ve sonunda fiil gerçekleşir. Bir engel çıkıp da engellenmediği sürece bu sonuç kaçınılmazdır.
Bilinmelidir ki göz kalbe haberleri ileten resimleri ona nakşeden bir habercidir.
Allâh’ın kullarına ihsan ettiği nimetlerden biride göz nimetidir. Allâh’u Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Ona iki göz vermedik mi?”
(Beled: 90/8)
İnsân diğer nimetlerde olduğu gibi göz nimetinden de sorumludur. Diğer azalar gibi gözde bize verilmiş bir emanettir ve bu emanetten sorguya çekileceğimiz kitabımızda şöyle buyrularak bizlere bildirilmiştir:
“Kulak, göz ve kalp hepsi ondan sorumludur.”
(Mülk: 67/23)
Gözün Allâh’a itaat etmesi şarttır. İzin verilen şeylerin dışında kalan haram şeylere bakmamasına veya başka tarafa çevirmesine dair nasslarda birçok emir bulunmaktadır. Allâh’u Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:
“Rasûlüm; mü’min erkeklere, gözlerini harama dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allâh, onların yapmakta olduklarından haberdardır.”
(Nur: 24/30)
Ve Rabbimiz, başka bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:
“Mü’min kadınlara söyle; gözlerini harama bakmaktan korusunlar, namus ve iffetlerini esirgesinler görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler.”
(Nur: 24/31)
Allâh, ırzın korunması emrinden önce bakışları haramdan muhafazayı emretmiştir. Zîrâ bakışları muhafaza etmek ırzı korumaya vesiledir. Aksi ise zinâya sebebtir. “Vesile ise vesile olduğu şeyin hükmünü alır” kaidesince harama bakmaktan korunmak erkek kadın her mükellefe farzdır.
Rasûlullâh صلى الله عليه وسلم de haram olan şeylere bakılmasının haram olacağını bu sebeble de bundan sakınılması gerektiğini birçok kez ifâde etmiştir. Nitekim ani bakış hakkında soran Cerir bin Abdullâh رضى الله عنه ’a bakışını çevirmesini emretmiştir.
(Muslim)
Alî رضى الله عنه ’a ise şöyle demiştir:
“Ey Alî! Bakışını diğer bir bakış izlemesin. İlki sana(bağışlanmıştır) ancak sonraki değil.”
(Ebu Davud)
Kim Allâh için bir şeyi terk ederse Allâh onun yerine daha hayırlısıyla doldurur. Kim gözünü korursa onun basiretini nurlandırır.
Nitekim Rasûlullâh صلى الله عليه وسلم şöyle buyurmuştur:
“Bakış, şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Kim gözünü Allah için korursa, Allâh da kendisiyle buluşuncaya kadar ona kalbinde bir mutluluk duygusu bahşeder.”
(Ahmed )
Hikmet sahiplerinden biri de şöyle demiştir: “En önem verdiğin şey Allâh olsun. Allâh’ı göreceğin gözünü Allâh’tan başkalarına yöneltmekten sakın. Yoksa Allâh’ın gözünden düşersin.”
Değerli kardeşlerim haram görsellere bakmak şehveti uyandırır ve bedeni harekete geçirir. İmam Şâfiî ve ona mutabık olan âlimler, şehvetin harekete geçmesiyle meydana gelen istimnanın ( elle tatmin olma ) haram olduğuna dâir şu âyeti delil olarak göstermişlerdir:
"Onlar ki iffetlerini korurlar. Yalnız eşleri ve cariyeleri bunun dışındadır. (Bunlarla cimadan dolayı) kınanmış değillerdir.Şu halde kim, bu sınırın ötesine geçmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir!"
(Mü'minûn 5-7).
İmam Şâfiî 'Nikah Kitabı'nda şöyle demiştir:
"Eşleri ve câriyelerinin dışındakilere karşı iffetlerini koruduklarının zikredilmesi, eşler ve câriyelerin dışındakilerin haram olduklarını göstermektedir.Allah Teâlâ sonra bunu şu sözüyle de te'kid etmiştir:
"Şu halde kim, bu sınırın ötesine geçmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir!"
(Mü'minûn 7).
İnsanın eşi veya câriyesinden başkasıyla cinsel ilişkiye girmesi veyahut da eliyle tatmin olması helal olmaz. Allah Teâlâ en iyisini bilendir."
(İmam Şâfiî; Kitabu'l-Umm).
Bazı âlimler de şu âyeti delil olarak göstermişlerdir:
"Evlenme imkânı bulamayanlar ise, Allah lütfu ile onları varlıklı kılıncaya (ve onlara evliliği kolay kılıncaya) kadar iffetlerini korusunlar."
(Nur : 33).
Abdullah b. Mes'ud رضى الله عنه şöyle demiştir:
"Biz, (evlenmek için) hiçbir şey bulamayan gençler idik. Rasûlullah صلى الله عليه وسلم bize şöyle buyurdu:
- Ey gençler topluluğu! Evlenme imkânına sahip olan ve buna gücü yeten evlensin.
Çünkü evlilik, (harama bakmaktan) gözü sakındırır ve (harama düşmekten) iffeti korur. Evlenmeye gücü yetmeyen ise oruç tutsun.Çünkü oruç,(harama düşmekten) bir himâyedir."
(Buhârî 6066)
Resûlullah صلى الله عليه وسلم، evlenmeye güç yetmediğinde, meşakkatli olmakla birlikte oruç tutmaya yönlendirmiş, nikaha iten güç daha büyük olmasına rağmen elle boşalmaya
yönlendirmemiş ve elle boşalmak, oruç tutmaktan daha kolay olmasına rağmen bu davranışa izin vermemiştir.
Evlenmeye gücü yetmeyen erkek ve kızkardeşlerim Rabbiniz hatrına sabredenlerden olup, bu kötü fiillerden uzak durun unutmayın ki tarama geçmişinizi silmekle, meleklerin yazdıklarından Nasuh bir tevbe etmedikçe kurtulamayız.
Gözlerin yuvalarından fırlayacağı, o çetin günde Rabbimizin huzurunda rezil olmaktan, taşları eriten ateşe düşmekten Allah bütün müslümanları korusun.
Yazımıza günahların dünyada sebep olduğu afetlerden bahsederek son verelim :
- İlimden yoksun kalmak
- Rızkın kesilmesi
- Kalp ve ruhun bozulması sebebiyle yüzde kararma.
- İnsanlardan uzaklaşma
-Günahta ısrar ve isyan sonucu gelen bela ve musibet.
-iman zayıflığı
Doğrular Allah'a, yanlış ve eksikler nefsimize aittir. Başarı ancak Allah'tandır.
Bizleri hidayete erdiren Allah'a hamd eder nefis ve şeytandan O'na sığınırız. Günümüz dünyasında zinanın ucuzladığı, evliliklerin zorlaştırıldığı bunun gençler arasında ahlaki çöküşe sebep olduğunu görmekteyiz.Her nekadar bundan kaçınmaya çalışsak da İnternet ortamında çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Geçmiş kavimlerin helak sebeplerine baktığımız zaman kendilerine gönderilen peygamberleri yalanlamaları ve kötü ahlak ile ahlaklanmalarıdır.Bu kötü ahlaklardan biride Allâh’u Teâlâ’nın İsrâ suresinde bildirdiği üzere zinâya yaklaşmaktır. Allâh’u Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Zinâya yaklaşmayın o cidden hayâsızlıktır, kötü bir yoldur.”
(İsrâ: 17/32)
Allâh’u Teâlâ âyetinde mükellef kullarına zinâya yaklaşmamalarını, zinânın kötü bir iş olduğunu ve zinâya götürecek olan şeylerden de kaçınmaları gerektiğini bildirmiştir. Zinâya götüren unsurlardan biri de göz zinâsıdır.Fitnelerin çoğaldığı zamanımızda ise her mükellefin göz zinâsını ve korunma yollarını iyi bilip onu terk etmesi gerekir ki Allâh’u Teâlâ’nın ve Rasulünün emrine itaat etmiş olsun.
Peki, göz zinâsı nedir? Ebu Hureyre رضى الله عنه ’ın haber verdiğine göre, Rasûlullâh صلى الله عليه وسلم şöyle buyurdu:
“Her âdemoğlu için zinâdan bir pay vardır. Gözler zinâ eder, onların zinâsı bakmaktır. Kulakların zinâsı dinlemektir. Dilin zinâsı konuşmaktır. Eller zinâ eder, onların zinâsı tutmaktır. Ayaklarda zinâ eder, onların zinâsı yürümektir. Ağız zinâ eder, onun zinâsı öpmektir. Kalp arzular ve temenni eder, ferç ise bunu ya doğrular ya da yalanlar.”
(Buhârî ve Müslim)
Hadîse göre gözün zinâsı ilk olarak zikredilmiştir. Çünkü o, el, ayak, kalp ve uzvun zinâsına vesiledir. Bundan da anlaşılmaktadır ki, bakış zinânın öncüsüdür. Bunun için bakış, insânların başına gelen şer nitelikli şeylerin temel kaynaklarındandır.
Zira bakış, bir şeyin akla gelmesine sebeb olur. Akla geliş düşünceyi, düşünce arzu ve istekleri, arzu isteklerse irâdeyi doğurur. Bu ise azmetmeye dönüşür ve sonunda fiil gerçekleşir. Bir engel çıkıp da engellenmediği sürece bu sonuç kaçınılmazdır.
Bilinmelidir ki göz kalbe haberleri ileten resimleri ona nakşeden bir habercidir.
Allâh’ın kullarına ihsan ettiği nimetlerden biride göz nimetidir. Allâh’u Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Ona iki göz vermedik mi?”
(Beled: 90/8)
İnsân diğer nimetlerde olduğu gibi göz nimetinden de sorumludur. Diğer azalar gibi gözde bize verilmiş bir emanettir ve bu emanetten sorguya çekileceğimiz kitabımızda şöyle buyrularak bizlere bildirilmiştir:
“Kulak, göz ve kalp hepsi ondan sorumludur.”
(Mülk: 67/23)
Gözün Allâh’a itaat etmesi şarttır. İzin verilen şeylerin dışında kalan haram şeylere bakmamasına veya başka tarafa çevirmesine dair nasslarda birçok emir bulunmaktadır. Allâh’u Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:
“Rasûlüm; mü’min erkeklere, gözlerini harama dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allâh, onların yapmakta olduklarından haberdardır.”
(Nur: 24/30)
Ve Rabbimiz, başka bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:
“Mü’min kadınlara söyle; gözlerini harama bakmaktan korusunlar, namus ve iffetlerini esirgesinler görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler.”
(Nur: 24/31)
Allâh, ırzın korunması emrinden önce bakışları haramdan muhafazayı emretmiştir. Zîrâ bakışları muhafaza etmek ırzı korumaya vesiledir. Aksi ise zinâya sebebtir. “Vesile ise vesile olduğu şeyin hükmünü alır” kaidesince harama bakmaktan korunmak erkek kadın her mükellefe farzdır.
Rasûlullâh صلى الله عليه وسلم de haram olan şeylere bakılmasının haram olacağını bu sebeble de bundan sakınılması gerektiğini birçok kez ifâde etmiştir. Nitekim ani bakış hakkında soran Cerir bin Abdullâh رضى الله عنه ’a bakışını çevirmesini emretmiştir.
(Muslim)
Alî رضى الله عنه ’a ise şöyle demiştir:
“Ey Alî! Bakışını diğer bir bakış izlemesin. İlki sana(bağışlanmıştır) ancak sonraki değil.”
(Ebu Davud)
Kim Allâh için bir şeyi terk ederse Allâh onun yerine daha hayırlısıyla doldurur. Kim gözünü korursa onun basiretini nurlandırır.
Nitekim Rasûlullâh صلى الله عليه وسلم şöyle buyurmuştur:
“Bakış, şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Kim gözünü Allah için korursa, Allâh da kendisiyle buluşuncaya kadar ona kalbinde bir mutluluk duygusu bahşeder.”
(Ahmed )
Hikmet sahiplerinden biri de şöyle demiştir: “En önem verdiğin şey Allâh olsun. Allâh’ı göreceğin gözünü Allâh’tan başkalarına yöneltmekten sakın. Yoksa Allâh’ın gözünden düşersin.”
Değerli kardeşlerim haram görsellere bakmak şehveti uyandırır ve bedeni harekete geçirir. İmam Şâfiî ve ona mutabık olan âlimler, şehvetin harekete geçmesiyle meydana gelen istimnanın ( elle tatmin olma ) haram olduğuna dâir şu âyeti delil olarak göstermişlerdir:
"Onlar ki iffetlerini korurlar. Yalnız eşleri ve cariyeleri bunun dışındadır. (Bunlarla cimadan dolayı) kınanmış değillerdir.Şu halde kim, bu sınırın ötesine geçmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir!"
(Mü'minûn 5-7).
İmam Şâfiî 'Nikah Kitabı'nda şöyle demiştir:
"Eşleri ve câriyelerinin dışındakilere karşı iffetlerini koruduklarının zikredilmesi, eşler ve câriyelerin dışındakilerin haram olduklarını göstermektedir.Allah Teâlâ sonra bunu şu sözüyle de te'kid etmiştir:
"Şu halde kim, bu sınırın ötesine geçmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir!"
(Mü'minûn 7).
İnsanın eşi veya câriyesinden başkasıyla cinsel ilişkiye girmesi veyahut da eliyle tatmin olması helal olmaz. Allah Teâlâ en iyisini bilendir."
(İmam Şâfiî; Kitabu'l-Umm).
Bazı âlimler de şu âyeti delil olarak göstermişlerdir:
"Evlenme imkânı bulamayanlar ise, Allah lütfu ile onları varlıklı kılıncaya (ve onlara evliliği kolay kılıncaya) kadar iffetlerini korusunlar."
(Nur : 33).
Abdullah b. Mes'ud رضى الله عنه şöyle demiştir:
"Biz, (evlenmek için) hiçbir şey bulamayan gençler idik. Rasûlullah صلى الله عليه وسلم bize şöyle buyurdu:
- Ey gençler topluluğu! Evlenme imkânına sahip olan ve buna gücü yeten evlensin.
Çünkü evlilik, (harama bakmaktan) gözü sakındırır ve (harama düşmekten) iffeti korur. Evlenmeye gücü yetmeyen ise oruç tutsun.Çünkü oruç,(harama düşmekten) bir himâyedir."
(Buhârî 6066)
Resûlullah صلى الله عليه وسلم، evlenmeye güç yetmediğinde, meşakkatli olmakla birlikte oruç tutmaya yönlendirmiş, nikaha iten güç daha büyük olmasına rağmen elle boşalmaya
yönlendirmemiş ve elle boşalmak, oruç tutmaktan daha kolay olmasına rağmen bu davranışa izin vermemiştir.
Evlenmeye gücü yetmeyen erkek ve kızkardeşlerim Rabbiniz hatrına sabredenlerden olup, bu kötü fiillerden uzak durun unutmayın ki tarama geçmişinizi silmekle, meleklerin yazdıklarından Nasuh bir tevbe etmedikçe kurtulamayız.
Gözlerin yuvalarından fırlayacağı, o çetin günde Rabbimizin huzurunda rezil olmaktan, taşları eriten ateşe düşmekten Allah bütün müslümanları korusun.
Yazımıza günahların dünyada sebep olduğu afetlerden bahsederek son verelim :
- İlimden yoksun kalmak
- Rızkın kesilmesi
- Kalp ve ruhun bozulması sebebiyle yüzde kararma.
- İnsanlardan uzaklaşma
-Günahta ısrar ve isyan sonucu gelen bela ve musibet.
-iman zayıflığı
Doğrular Allah'a, yanlış ve eksikler nefsimize aittir. Başarı ancak Allah'tandır.
