Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü "Din Hicaza Çekilecek" Hadisinin Manası Nedir?

M Çevrimdışı

MuslimElAlmani

Üye
İslam-TR Üyesi
4589 : Amr İbnu Avf radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bu din Hicaz'a çekilecek. Tıpkı yılanın deliğine çekildiği gibi. (Allah'a kasem olsun)! Yaban keçisinin dağın tepesine sığınması gibi, din de Hicaz'a sığınacaktır. Bu din garip olarak başladı, tekrar garipliğe dönecektir. Gariplere ne mutlu. O garipler ki, benden sonra insanların sünnetimden bozdukları şeyi ıslah edecektir."
Kaynak: Tirmizi, İman 13, (2632).

Burda ki mana tam olarak nedir?
Yani Dinin "garip" oldugu zamanda, Din Hicazda mi yasanacak?
Bu selefilik hareketine isaret olabilir mi?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ ، أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيل بْنُ أَبِي أُوَيْسٍ ، حَدَّثَنِي كَثِيرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ عَوْفِ بْنِ زَيْدِ بْنِ مِلْحَةَ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ جَدِّهِ ، أَنّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : إِنَّ الدِّينَ لَيَأْرِزُ إِلَى الْحِجَازِ كَمَا تَأْرِزُ الْحَيَّةُ إِلَى جُحْرِهَا ، وَلَيَعْقِلَنَّ الدِّينُ مِنَ الْحِجَازِ مَعْقِلَ الْأُرْوِيَّةِ مِنْ رَأْسِ الْجَبَلِ ، إِنَّ الدِّينَ بَدَأَ غَرِيبًا وَيَرْجِعُ غَرِيبًا ، فَطُوبَى لِلْغُرَبَاءِ الَّذِينَ يُصْلِحُونَ مَا أَفْسَدَ النَّاسُ مِنْ
بَعْدِي مِنْ سُنَّتِي
قال أبو عيسى هذا حديث حسن صحيح
Amr b. Avf b. Zeyd b. Milha (r.anh)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre;
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Yılanın toplanıp deliğine girdiği gibi din de toplanıp hicaz bölgesine çekilecektir. Dağ keçilerinin dağların başında toplandıkları gibi din de yani dini yaşayanlar da Hicaz bölgesinde toplanacaktır.
Allah’ın dini yani İslam dini, toplumlar arasında garîb -
bir sistem- olarak başlamıştır ve ileride tekrar garîb hale gelecektir. Ne mutlu o garîblere ki insanların bozdukları şeyleri benim sünnetim ve yolumla değiştirip düzelteceklerdir
.”
(Tirmizi, İman , Bab 13 , Hadis no: 2630)
Tirmizî rivâyet etmiştir, Bu hadis hasen sahihtir.



Sâ'd b. Ebî Vakkâs'tan (Radıyallahu anh):
Rasûlullah'ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dediğini işittim: "İman garîb başladı ve başladığı gibi (garîb olarak) geri dönecek. İnsanlar bozulduğu zaman, o günkü (şuurlu) azınlıklara ne mutlu! Ebu'l-Kâsım'ın nefsini elinde tutan Allah'a yemin ederim ki tıpkı bir yılanın yuvasında sıkıştığı gibi İslâm da şu iki mescid arasına hapsolacak, sıkışıp kalacak. "
(İmam Ahmed b. Hanbel, El-Musned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, 1/175-176, Hadis no: 99/141)

(Sened Sahîh:
Heysemi (12189) der ki: "Hadisi Ahmed b. Hanbel, Bezzar ve Ebu. Ya'la rivayet etmiş olup Ahmed b. Hanbel ve Ebu Ya'la'nın ravileri Sahih'in ravileridirler."

Ahmed bin Hanbel, Musned, İman, 1/184, Hadis no: 1604,; Bezzâr, 111/323, Hadis no: 1119; Devrakî, Musnedu Sa'd Sf: 156, Hadis no: 92; Ebû Ya'lâ, 11/99, Hadis no: 756; İbn Mende, 1/522, Hadis no: 424; Danî, es-Sunenu'l-Vâride Fi'l Fiten, III / 635-636, Hadis no: 290;
Makdisî, bu hadisin sahih kaynaklarda İbn Ömer ve Ebû Hurayra'dan (Radiyallahu anhum) (Muslim, îmân, 146-147; Ebû Nuaym, Mustahrec, 1/212, no:370-372; Ebû Avâne, 1/95, Hadis no: 295 şahidi bulunduğundan isnadının sahih olduğunu irade etti. Muhtara, III/262-263, Hadis no: 1067; Ebû Ya'lâ, 11/99, Hadis no: 756; Heysemî hadisin med, Bezzâr ve Ebû Ya'lâ tarafından rivayet olunduğunu, bunlardan Ahmed ve Ebû Yalâ'nın senedindekilerin sahih râvîleri olduklarını beyan etti. Mecma', V1I/277.
Abdurrahman b. Senne'den (Radıyallahu anh) şahidi için : Musned, 1V/73-74, Hadis no: 16636; Hadısın her iki bölümü Abdurrahman b. Senne'den (Radıyallahu anh) ayrı olarak da rivayet olunmuştur. İlk bölümü için Muslim, îmân, 232/145. İkinci bölümü için Nuaym b. Hammâd, Fiten, II/491, Hadis no: 1379.

Avf b. Zeyd b. Milha'dan (Radıyallahu anh) şahidi için: Tirmizî, îmân, 13, Hadis no: 2630 (hasen-sahih). Senedde Sa'd b. Ebî Vakkas'ın (Radıyallahu anh) oğlu mubhem olsa da, oğullarının hepsi sika oldukları için herhangi bir problem yoktur.

İzahat

Bu iki mescid Mescid-i Haram (Kâbe) ve Mescid-i Nebî'dir.
Garîb kelimesi literatürde; insanların İslâm'dan uzaklaştığı bir dönemde dinine sahib çıkan şuurlu azınlıklar için kullanılmaktadır. Bu kişiler dinlerini yaşadıkları için baskı altında tutulacaklar, işkence görecekler ve sonunda yurtlarından sürgün edilip yeryüzünün diğer bölgelerindeki özgür topraklara hicret edecekler. Bunun en güzel örneği Peygamber'in Mekke'deki azınlık döneminde görülmektedir.

Rasûlullah'ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) İslâm'ın son hâlini, yuvasında sıkışıp kalan bir yılana benzetmesi garîb karşılanmamalıdır. Burada vechu'ş-şebeh (benzetme yönü); sıkışmak, hapsolmak ve ızdırab duymaktır. Ayrıca o dönemdeki insanların (bozuk inançlarından dolayı) İslâm'a bakış açıları ve ondan kurtulmak istemeleri gibi gerçekler de bu hadiste edebî olarak yansıtılmıştır. Her şeyin doğrusunu Allah bilir...




حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا عبدالله بن نمير وأبو أسامة عن عبيدالله بن عمر. ح وحدثنا ابن نمير. حدثنا أبي حدثنا عبيدالله، عن خبيب بن عبدالرحمن، عن حفص بن عاصم، عن أبي هريرة؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: "إن الإيمان ليأرز إلى المدينة كما تأرز الحية إلى جحرها"
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Numeyr ile Ebû Usâme, Ubeydullah b. Ömer'den rivayet ettiler.
Bize İbni Numeyr de rivayet etti. (Dedi ki): Bize Babam rivayet etti. (Dedi ki): Bize Ubeydullah, Hubeyb b. Abdirrahman'dan, o da Hafs b. Âsım'dan,
O da Ebû Hurayra'dan naklen rivayet etti, ki Rasulullâh
(Sallallahu aleyhi ve sellem): «Muhakkak iman, yılanın deliğine çekildiği gibi Medine'ye çekilecektir.» buyurmuşlar.
(Muslim, İman , Bab 65, Hadis no: 233 , 147; Buhari, 1876; İbn Mace, 3111; Tuhfetu'l-Eşraf, 12266)
Hadis muttefekun aleyhtir. Buhâri onu «Bâbu Fedâili'l-Medine» de tahriç etmiştir.


Gurabâ: garîbin cem'idir. Esas itibarile gurbet: uzaklık demektir. Onun için de vatanından uzak düşenlere garîb denilir. Yine bu mânadan alınarak sürgüne tağrib denilmiştir.

Hadisin ikinci rivayetinde; îslâmın, deliğine çekilen yılan gibi. îki mescidin arasına çekilip toplanacağı bildiriliyor. Bu mescidlerden murad Mekke ile Medine mescidleridir.

Hadisin mânası hakkında Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır merhum «Hak dini Kur'ân dili» nam eserinde Neml sûresinin son âyetlerini Tefsir ederken şunları söylemiştir:
«Bu âyetin işaretine nazaran İslâmın istikbali gece değil gündüzdür. Sönük değil parlaktır. Ara-sıra basan gece zulmetleri onu dinlendirip tekrar uyandırmak içindir. Bu mâna mâruf bir Hadis-i şerif ile şöyle beyan buyurulmuştur:

Bu hadisdeki «Seyeûdû» fiilini ekseri kimseler «seyesîru» mânasına fi'li nakıs telâkki ederek: «İslâm garîb olarak başladı (yahud zuhuretti) yine başladığı gibi garîb olacak» diye yalnız inzar suretinde anlamış, bundan ise hep yeis, teammum etmiştir. Halbuki Kamus'ta gösterildiği üzere «Âde» de olduğu gibi; dönüp yeniden başlamak mânasına da gelir.

Bu hadis de böyledir. Yani «islâm garîb olarak başladı (veya zuhur etti) ileride yine başladığı gibi garîb olarak tekrar başlayacak (yahud yeniden zuhur edecek) ne mutlu o garîblere» demektir. Hadisin âhirindeki Fetûba onun inzar için değil, tebşir için sevk buyrulduğunu gösterir, gerçi, bunda da dönüp garîb olmak inzarı yok değil, lâkin dönmeyip yeniden başlaması tebşiri vardır, İşte «Fetûbâ lilgurabâ» müjdeside bunun içindir. Çünkü Onlar sâbikun-i evvelûn gibidirler. Binaen aleyh hadis de ye'si değil müjdeyi nâtıktır.

Elmalılı merhumun izahatı burada bitti şimdi diğer İslâm ulemasının izahlarını görelim: Kâdı Iyâd diyor ki: «İbni Ebî Uveys'in imam Malik (Rahimehullah)'dan rivayetine göre bu hadisin mânası Medine 'de İslâmiyet garîb olarak başlamış ve (günün birinde) yine oraya dönecektir. Hadisin zahiri umum bildirmektedir. İslâmiyet bir kaç kişi arasında başlamış sonra yayılarak meydana çıkmıştır. Daha sonra ona noksanlık ve bozuntu arız olacak ve yine başladığı gibi bir kaç kişiden ibaret kimselerde kalacaktır.

Gurabânın tefsiri bir hadiste varid olmuştur.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e: — «Gurabâ kimlerdir ya Rasulullâh?» diye sorulmuş. «Her kabilenin nezi'leridir.» cevabını vermiştir.
Nezi' yahud nâzî: Ailesinden uzak düşen manasınadır. Bununla Peygamber (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) Allah ve Rasulullah aşkına ailelerinden uzak düşen muhacirleri kastetmiştir. Rasulullah (Sallalahu Aleyhi ve Sellem)'in. «İslâmiyet Medine'ye çekilir» buyurmasının mânası, imanın evvel ve âhır bu sıfatta kalmasıdır. Çünkü İslâmiyetin başında imanı halis ve İslâmı sağlam olan herkes ya yerleşmek üzere muhacir olarak yahud Rasulullah (Sallalahu Aleyhi ve Sellem)'i görmek, ondan bir şeyler öğrenmek ve ona yakın olmak aşkı ile Medine 'ye gelirdi. Ondan sonra Hulâfâ-i Raşidin^ zamanında dahi onlardan adalet numunesi almak, cumhuru sahabe (Ridvanullahi aleyhim) hazaratiyle onlardan sonra gelen ulemaya uymak, intişar eden sünneti onlardan almak için bu minval üzere devam ettiler. İman kalbine yer eden her müslüman Medineye gelirdi. Bu iş tâ zamanımıza kadar devam ede gelmiştir. Maksad Peygamber (Sallalahu Aleyhi ve Sellem)'in kabrini ziyaret etmek onun gezdiği yerlerle, eserleriyle ve ashab-ı kiramın eserleriyle teberruk etmektir. Binaenaleyh Medin'eye ancak mûmin olanlar gelir. «Kaadi Îyâd'ın izahı da burada bitti.

Davudi şöyle diyor: «Bu mesele Peygamber (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) devriyle Ondan sonra gelen sahabe ve daha sonra gelen tabiîn devirlerine mahsustur. Çünkü o devirlerde vaziyet dürüst idi.»

Kurtubi; «Bu hadisde O devirler müslümanların doğru yolda ve bid'atlardan uzak olduklarına, onların fiillerinin bizim, için huccet teşkil ettiğine tenbih vardır. Nitekim İmam Mâlik'in mezhebi de budur.» diyor.

Buhari şârihi Aynî de şunları söylüyor: «Bu hâl Peygamber (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) ile sahabe, tabiîn ve tebe-i tabiîn devirlerine mahsustur, ki bu müddet doksan seneden ibarettir. Ondan sonra haller değişmiş, bâ husus zamanımızda bid'atlar çoğalmıştır.»


NEVEVİ ŞERHİ : Rasulullah (s.a.v.) "Şubhesiz ki iman ... çekilecektir" buyurmaktadır.
Kâdı İyad (rahimehullah) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Garîb olarak" buyruğu hakkında dedi ki: İbn Ebu Uveys'in, Malik (rahimehullah)'den rivayet ettiğine göre Medine'de (böyle başladı) demektir. İslam orada garîb olarak başladı ve tekrar ona dönecektir. Kâdı İyad dedi ki: Hadisin zahiri anlamın genel olduğunu ve İslam'ın birkaç sayıda kişi ve bir azınlık arasında başladığını, sonra yayılıp, güçlendiğini sonra tekrar eksilip, ihlal edileceği ve nihayet yine başladığı gibi birkaç kişi ve bir azınlık arasında kalacağı anlamındadır.
Hadis-i şerifte "garîbler" ile ilgili açıklama gelmiş bulunmaktadır. Bunlar ise kabilelerden çekilip, ayrılanlardır.
el-Herevi dedi ki: Bu sözleriyle yüce Allah için vatanlarını terk eden Muhacir'leri kastetmektedir demiştir.

Kâdı dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "O Medine'ye çekilecektir" buyruğunun anlamı, iman ilkinde de, sonunda da bu niteliğe sahibdir. Çünkü İslam'ın ilk zamanlarında imanı ihlaslı ve İslam'ı sahih olan herkes Medine' de idi. Ya orayı yurt edinmiş Muhacir idi yahud Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i görmek isteyen, ondan öğrenen ve onun yakınında durmak isteyen kimselerdi. Ondan sonra halifeler zamanında da hem bu şekilde, hem de onlardan adaletli uygulamayı öğrenip, orada bulunan ashabın çoğunluğuna (Allah onlardan radı olsun) uymak için bulunurlardı. Daha sonra ise zamanın kandilleri ve hidayet imamları olan alimlerden Medine' de yaygın bulunan sünnetleri alıp öğrenmek için giderlerdi. Bundan sonraki her zamanda ve şu zamanımıza kadar Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kabrini ziyaret etmek için ve Onun önemli olaylar yaşadığı yerler ile Onun ve ashab-ı kiramın izlerinin bereketinden yararlanmak için hep oraya giderler. Kâdı İyad'ın açıklamaları bunlardır. Allah doğruyu en iyi bilendir.


***

Ulema-i Kiramın kavillerinden bu kadarcığını gördükten sonra, şunu da arz etmek isterim ki; bence hadisi şerif kıyâmete yakın müslümanlığın başladığı devre döneceğini yani müslümanların azalacağını ve meşakkatlere mâruz kalacaklarını takrir etmektedir. Nitekim sonraki hadiste de kıyamete yakın, «Allah Allah» diyen kimse kalmayacağı bildirilmektedir. Dünya müslümanlarının bu günkü hali nazarı dikkate alınırsa bu hadislerin geleceği haber veren birer mucize olduğundan şubhe etmemek gerekir. Kanaati acizânemce bu hadisde inzâr veya tebşir diye bir şey yok sadece vukua gelecek hakikati ihbar vardır. Ulemânın: «İslâm'ın dalgalı devirleri tebe-i tabiîn ile sona erer demelerine bakılarsa îslâmın tekrar eski satvet ve şevketine dönmesi hayli şubhe götürür. Allah'ın lutfu inayetinden hiç bir zaman ümidimizi kesmemekle beraber bu hadisi zahirî mânası üzerine bırakmak bence eslimi tariktir. Allah'u âlem.»
 
Üst Ana Sayfa Alt