Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Dini Doğru Tutmak

ibni kayyım Çevrimdışı

ibni kayyım

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Allah Teâlâ buyurur ki:


«O size dinden Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahy'ettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi şeriat (hukuk düzeni) yaptı. Şöyle ki; Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin» (42 Şûrâ 13.)


Cenâb-ı Hakk bu âyette, Nuh (a.s.)'a vasıyyet ve Muhammed (s.a.v.)'e vahyettiğini ve adı geçen son üç peygambere vasıyyet ettiklerini bize şeriat yaptığını haber veriyor. Bu peygamberler, şu âyette bildirildiği gibi kendilerinden söz alınmış olan ülül-azm (büyük) peygamberlerdir:
«Hani peygamberlerden; senden, Nûh'dan, İbrahim, Musa ve Meryem oğlu İsa'dan söz almıştık» (33 Ahzab 7.)

Birinci âyet-i kerimede, Resûlüllah (s.a.v.) hakkında «sana vahy ettik» ifadesi, diğer peygamberler hakkında ise «vasıyyet» şeklinde kullanılmıştır. Sonra Cenâb-ı Hak, Dini dosdoğru ayakta tutun» buyurdu. Bu kısım, vasıyyetin tefsiri (açıklaması)'dir. Âyetteki, «diye» anlamına gelen «en» (açıklama) edatıdır. Kavi (demek, söylemek) anlamına gelen, ancak «kavi» kökünden türemeyen «vasıyyet etti», «vahyetti» kelimelerinden sonra gelir. Nitekim Allah buyurur ki.
«Sonra sana tâbi ol diye vahyettik» (16 Nahl 123.)
«Sizden önce kitap verilenlere ve size Allah'tan korkun diye vasıyyet etmiştik» ( 4 Nisa' 131.)


Bunun anlamı şudur: Allah'tan korunun demiştik. «Dini dosdoğru ayakta tutun» âyet-i kerîmesi de aynı şekilde «sizin dininiz resullere vasıyyet ettiğimiz dindir ki, biz onlara dini dosdoğru ayakta tutun, dinde fırka fırka bölünmeyin dedik» anlamındadır. O halde bizim şeriatımız, «dini dosdoğru ayakta tutun» emridir. Bize şeriat olan şey, vasıyyet edilen ve vahyolunandır. Vasıyyet edilen ve vahyolunan şey ise, dini dosdoğru ayakta tutma emridir. Burası, bize şeriat kılınanın; peygamberlere vasıyyet ve Muhammed (s.a.v.)e vahyedileni tefsir etmektedir. «Ayakta tutun» emrine muhatap olanlar, ya biz insanlar veya adı geçen peygamberlerdir, denebilir. Yine bununla herkes, yani hem peygamberler, hem de biz insanlar kasdedebilir ki, en güzeli de böyle bir açıklamadır. Bu, şuna benzer: Falandan, Allah'a itaat et, diye istediğim şeyi senden de istiyorum. Veya falanlara şöyle şöyle yapın diye vasıyyet ettiğim şeyi size de vasıyyet ediyorum. Şimdi buna göre ilk âyette geçen, «vasıyyet ettiğimiz şeyi» kısmını inceleyelim. Birinci görüşe göre «şey» anlamına gelen «mâ», «dini dosdoğru ayakta tutun» emridir. Yani bu emir «mâ» (şey) den bedeldir; onun yerini tutmaktadır. İkinci görüşe göre, onlara hitâb ettiği şeyi, şeriat kıldı ki, o da, «dini ayakta tutun» emri olup yine bedeldir. Böylece önceki peygamberlere söylenen şeyler sadece hatırlatılmış oluyor. Üçüncü görüşe göre ise anlam şöyle oluyor: Herkesin muhâtab olduğu vasıyyet edilen şeriat şudur: (Ey peygamberler, ey insanlar) dini dosdoğru ayakta tutun.»


Hem ümmetlere, hem peygamberlere söylenildiği ifade buyurularak, bu cemâate, yani peygamberler ve ümmetler cemâatine hitab edildiğine göre, kasdedilenler her iki grubun, yani peygamberlerin ve biz insanların tamamıdır. Bu tefsir inşâallah daha doğrudur. İlk iki görüşe göre de anlam bu sonucu veriyor. Çünkü bize şeriat kılınanla peygamberlere vasıyyet edilen aynı şeydir. O da dini dosdoğru ayakta tutmak, fırka fırka bölünmemektir. Gerçi sözün gelişinden peygamberlere hitâb edildiğinin anlaşılması bir tereddüd doğuruyorsa da, artık açıkça görülüyor ki, aynı söz bize de söyleniyor. Veya onlara söylenen şeyin yapılması için bize hitâb ediliyor, yahut da hem bize hem onlara hitâb edilerek söyleniyor. Bunların hepsi aynı anlama gelir.
 
Üst Ana Sayfa Alt