Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Düşmanın Faydaları

Muddessir Çevrimdışı

Muddessir

الحمد الله
Frm. Yöneticisi
‘İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine dem işlerdi ki:

"Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir…’ (Mümtehine/4)

Şeyh Hamd bin Atik r.h bu ayet hakkında şöyle der: ‘Ayette geçen ‘ve bede’a’ sözcüğü ‘ortaya çıktı’ ve ‘belirdi’ anlamındadır. Düşmanlık ve nefretin aşikar, açık ve net olması gerekir…’ (Sebilu’n-Necat)

Şirk mikroplarının tanınması ve konum tespiti için düşmanlığın aşikar olması gerekir. Ayrılık ve safları belirleme olmasa, kâfirlere karşı nasıl cihad edilecektir?

Tevhidin ilk rüknü olan ‘La İlahe’ kelimesini gönülden benimseyip diliyle ikrar eden her Müslüman, cahiliyye ve şirk inançlarının tümünü reddettiğini, onları düşman bellediğini şuurlu bir şekilde onlardan uzaklaştığını ilan etmiştir.

Tevhidin ikinci rüknü olan ‘İllallah’ kelimesini benimseyenler için artık cahiliyye insanından, her çeşit müşrikten itaat ilişkilerini koparması ve onlara dostluk alameti sayılabilecek her türlü davranıştan kaçınma sözü vermiştir…

La İlahe İllallah diyen her Müslümanın bu sözü samimiyetle söylediği ilk andan itibaren düşmanları var demektir. Çünkü Müslümanca yaşamak, düşman kazanmak için yeterlidir. Mesele, ‘bütün insanları razı etme adına düşmanlık kavramını kendi sözlüklerinden silen’ kişiler gibi değildir! Bunlar gerçek olmayan hayallerle kendi ütopya dünyalarını oluşturmuş ve düşmanlarına karşı kişiliklerini yitirmişlerdir.
Kişiliği olan ve izzet sahibi kişilerin mutlaka düşmanları da vardır. Düşmanı bulunmayan kimse, ot gibi yaşayan kimsedir. Düşmanı olmamak fazilet olsaydı, peygamberlerin düşmanı olmazdı.


‘Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık.’ (Enam/112)


‘(Resulüm!) İşte Biz böylece her peygamber için günahkârlardan düşman(lar) kılarız.’ (Furkan/31)
Bazı düşünürler derler ki: “İyi olanın düşmanı vardır.”

İnsan, dostunu ve düşmanını tanımak zorundadır. Hz. Âdem ve Havvâ’ya, yaratıldıkları ilk zamanlarda Allah düşmanlarını tanıttı, onları uyardı.


“Muhakkak bu (İblis) sana ve zevcene düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra zahmet çekersin.” (Taha/117)


“Derken şeytan ona vesvese vererek (aklını karıştırıp) "Ey Adem! dedi, sana ebedîlik ağacını ve sonu gelmez bir saltanatı göstereyim mi?” (Taha/119)

“Ve onlara: Gerçekten ben sizin için bir nasihatçiyim, diye yemin etti.” (Araf/21)

İnsanın ilk yanlışı, düşmanını dost zannetmesiyle oldu; İnsanın cenneti kaybetmesinin sebebi, düşmanına karşı tedbir almayışı, onun hile ve tuzaklarına kanmasıdır. Üstatları iblis olan İslam düşmanları da ‘Nasihat’ gibi masum ve fıtratın kabul ettiği kavramlarla ne yazık ki Müslümanları kandırıp avlıyorlar. Bu yüzden düşmana karşı her daim teyakkuz halinde olmamız elzemdir.

Düşmanların bazı faydaları vardır… Bunlardan birkaçını şöyle sıralayabiliriz:

-Düşmanlar, kişilere görevlerini hatırlatır, hızlarını ve derecelerini arttırır.

-Düşman, kişiye boyunun ölçüsünün ne kadar olduğunu gösteren iyi bir ölçüttür.

-Düşmanı, insanın kendi hatalarını görmesini sağlar.

-Cihad gibi, gazilik ve şehitlik gibi, yiğitlik ve kahramanlık gibi faziletler, düşman sayesinde elde edilir.

-Bazı yetenekleri kazanma olasılığı sağlar…

Galapagos adalarında yaşayan karabatak kuşlarının hiç düşmanı olmadığından, uçma yeteneklerini kaybetmişlerdir.

Bazı düşünürler derler ki: “Düşmanlarımıza şükran borçluyuz. Çünkü onları yenme gayreti olmasaydı, bulunduğumuz yolun yarısını bile kat edemezdik.”

“Dostu severim ama, düşmanda işe yarar. Dost gücümü gösterir, düşmanda ödevimi.”

“Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin. Oysa onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişlerdir…” (Mumtehine/1)
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
‘İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine dem işlerdi ki:

"Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir…’ (Mümtehine/4)

Şeyh Hamd bin Atik r.h bu ayet hakkında şöyle der: ‘Ayette geçen ‘ve bede’a’ sözcüğü ‘ortaya çıktı’ ve ‘belirdi’ anlamındadır. Düşmanlık ve nefretin aşikar, açık ve net olması gerekir…’ (Sebilu’n-Necat)

Şirk mikroplarının tanınması ve konum tespiti için düşmanlığın aşikar olması gerekir. Ayrılık ve safları belirleme olmasa, kâfirlere karşı nasıl cihad edilecektir?

Tevhidin ilk rüknü olan ‘La İlahe’ kelimesini gönülden benimseyip diliyle ikrar eden her Müslüman, cahiliyye ve şirk inançlarının tümünü reddettiğini, onları düşman bellediğini şuurlu bir şekilde onlardan uzaklaştığını ilan etmiştir.

Tevhidin ikinci rüknü olan ‘İllallah’ kelimesini benimseyenler için artık cahiliyye insanından, her çeşit müşrikten itaat ilişkilerini koparması ve onlara dostluk alameti sayılabilecek her türlü davranıştan kaçınma sözü vermiştir…

La İlahe İllallah diyen her Müslümanın bu sözü samimiyetle söylediği ilk andan itibaren düşmanları var demektir. Çünkü Müslümanca yaşamak, düşman kazanmak için yeterlidir. Mesele, ‘bütün insanları razı etme adına düşmanlık kavramını kendi sözlüklerinden silen’ kişiler gibi değildir! Bunlar gerçek olmayan hayallerle kendi ütopya dünyalarını oluşturmuş ve düşmanlarına karşı kişiliklerini yitirmişlerdir.
Kişiliği olan ve izzet sahibi kişilerin mutlaka düşmanları da vardır. Düşmanı bulunmayan kimse, ot gibi yaşayan kimsedir. Düşmanı olmamak fazilet olsaydı, peygamberlerin düşmanı olmazdı.


‘Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık.’ (Enam/112)


‘(Resulüm!) İşte Biz böylece her peygamber için günahkârlardan düşman(lar) kılarız.’ (Furkan/31)
Bazı düşünürler derler ki: “İyi olanın düşmanı vardır.”

İnsan, dostunu ve düşmanını tanımak zorundadır. Hz. Âdem ve Havvâ’ya, yaratıldıkları ilk zamanlarda Allah düşmanlarını tanıttı, onları uyardı.


“Muhakkak bu (İblis) sana ve zevcene düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra zahmet çekersin.” (Taha/117)


“Derken şeytan ona vesvese vererek (aklını karıştırıp) "Ey Adem! dedi, sana ebedîlik ağacını ve sonu gelmez bir saltanatı göstereyim mi?” (Taha/119)

“Ve onlara: Gerçekten ben sizin için bir nasihatçiyim, diye yemin etti.” (Araf/21)

İnsanın ilk yanlışı, düşmanını dost zannetmesiyle oldu; İnsanın cenneti kaybetmesinin sebebi, düşmanına karşı tedbir almayışı, onun hile ve tuzaklarına kanmasıdır. Üstatları iblis olan İslam düşmanları da ‘Nasihat’ gibi masum ve fıtratın kabul ettiği kavramlarla ne yazık ki Müslümanları kandırıp avlıyorlar. Bu yüzden düşmana karşı her daim teyakkuz halinde olmamız elzemdir.

Düşmanların bazı faydaları vardır… Bunlardan birkaçını şöyle sıralayabiliriz:

-Düşmanlar, kişilere görevlerini hatırlatır, hızlarını ve derecelerini arttırır.

-Düşman, kişiye boyunun ölçüsünün ne kadar olduğunu gösteren iyi bir ölçüttür.

-Düşmanı, insanın kendi hatalarını görmesini sağlar.

-Cihad gibi, gazilik ve şehitlik gibi, yiğitlik ve kahramanlık gibi faziletler, düşman sayesinde elde edilir.

-Bazı yetenekleri kazanma olasılığı sağlar…

Galapagos adalarında yaşayan karabatak kuşlarının hiç düşmanı olmadığından, uçma yeteneklerini kaybetmişlerdir.

Bazı düşünürler derler ki: “Düşmanlarımıza şükran borçluyuz. Çünkü onları yenme gayreti olmasaydı, bulunduğumuz yolun yarısını bile kat edemezdik.”

“Dostu severim ama, düşmanda işe yarar. Dost gücümü gösterir, düşmanda ödevimi.”

“Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin. Oysa onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişlerdir…” (Mumtehine/1)
MaşeAllah çok güzel konu. İzninle paylaşıyorum kardeşim :)
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
CazakAllahul hayr uhti
 
A Çevrimdışı

Ademoqlu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Müslümanlar düşmanlarıyla uğraşmayı bıraktıkları zamandan beri birbiriyle uğraşıyorlar. Güzel bir konu açmışsınız yine Allah razı olsun.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt