İ
Çevrimdışı
Ebu İshak Eş-Şirazî , Şafî Alimidir.Mühezzeb adlı bir eseri vardır.İmam Nevevi -El-Mecmû Şerhul Muhezzeb ismiyle bu eseri şerhetmiştir.Fakat Nevevi eserin Şerhini tamamlayamadan vefat etmiştir.Eserin kalan Şerh kısımlarını Subkî ve Mutiî tamamlamıştır.
İmam Nevevî eserinde , Ebu İshak Eş-Şirazî'den şöyle bahseder :
هُوَ الْإِمَامُ الْمُحَقِّقُ الْمُتْقِنُ الْمُدَقِّقُ ذُو الْفُنُونِ مِنْ الْعُلُومِ الْمُتَكَاثِرَاتِ وَالتَّصَانِيفِ النَّافِعَةِ الْمُسْتَجَادَاتِ
* الزَّاهِدُ الْعَابِدُ الْوَرِعُ الْمُعْرِضُ عَنْ الدُّنْيَا الْمُقْبِلُ بِقَلْبِهِ عَلَى الْآخِرَةِ الْبَاذِلُ نَفْسَهُ فِي نُصْرَةِ دِينِ اللَّهِ تَعَالَى الْمُجَانِبُ لِلْهَوَى أَحَدُ الْعُلَمَاءِ الصَّالِحِينَ وَعِبَادِ اللَّهِ الْعَارِفِينَ الْجَامِعِينَ بَيْنَ الْعِلْمِ وَالْعِبَادَةِ وَالْوَرَعِ وَالزَّهَادَةِ الْمُوَاظِبِينَ عَلَى وَظَائِفِ الدِّينِ وَاتِّبَاعِ هَدْيِ سَيِّدِ الْمُرْسَلِينَ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَرَضِيَ عَنْهُمْ أَجْمَعِينَ
O , Muhakkik(Araştırmacı Alim), Mutkin (dikkatli, titiz, sağlam), Mudakkik (inceden inceye dikkatle araştıran) , Kat ve kat ilim sahibi ve yararlı,mükemmel eserler sahibi Alimdir.
Zahid(Dünyaya rağbet etmeyen) Abid (Çok ibadet eden) , Dünyadan yüz çeviren,Ahirete kalbiyle yönelen,Yüce Allahın dinine yardım etmede nefsini kurban eden,Heva(ve hevesten) sakınan , Salih Alimlerdendir ve İlm ile İbadet ,Vera' ve Zahidliği üzerinde cem eden , Dinin vazifeleri üzere gayret sarfeden ve Peygamberlerin efendisi Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem'e ve Sahabe radiyallahu anhum ecmeîn'e uymak yolunda çaba sarfeden Allahın Arif kullarındandır.
أَبُو إِسْحَاقَ إبْرَاهِيمُ بْنُ عَلِيِّ بن يوسف بن عبد الله الشيرازي الفيروزبادى رحمه الله ورضى الله عنه منسوب إلى فيروزباد بليدة مِنْ بِلَادِ شِيرَازَ وُلِدَ سَنَةَ ثَلَاثٍ وَتِسْعِينَ وثلثمائة وتفقه بفارس على أبى الفرج ابن البيضاوى وبالبصرة على الخرزى: ثم دخل بغداد سنة خمس عشرة وأربع مائة وَتَفَقَّهَ عَلَى شَيْخِهِ الْإِمَامِ الْجَلِيلِ الْفَاضِلِ أَبِي الطَّيِّبِ طَاهِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الطَّبَرِيِّ وَجَمَاعَاتٍ مِنْ مَشَايِخِهِ الْمَعْرُوفِينَ: وَسَمِعَ الْحَدِيثَ عَلَى الْإِمَامِ الْفَقِيهِ الْحَافِظِ أَبِي بَكْرٍ الْبَرْقَانِيِّ وَأَبِي عَلِيِّ بْنِ شَاذَانَ وَغَيْرِهِمَا مِنْ الْأَئِمَّةِ الْمَشْهُورِينَ: وَرَأَى رسول الله صلى الله عليه في المنام فقال له يا شَيْخٌ فَكَانَ يَفْرَحُ وَيَقُولُ سَمَّانِي رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ شَيْخًا
Ebu İshak İbrahim b. Ali . Yusuf b. Abdullah Eş-Şirazi El-Fîrûzâbâdî ,Allah ona rahmet etsin ve ondan razı olsun.
Şirâz beldelerinden Firuzabad kasabasına mensuptur. Hicretin 393.senesinde (Milad 1003 senesinde) doğmuştur.
Fars(İran)'da Ebul Ferec İbnul Beydavî 'den ders okumuştur.Daha sonra Basra da Hurzî'den ders okumuştur.Ardından 415 yılı Şevval ayında (Aralık 1024) Bağdat’a gitti ve El-İmam El-Celil El-Fadıl Ebu Tayyib Tahir b. Abdullah Et-Taberî'den ve onun bilinen bazı hocalarından ders okudu.
Hafız Ebu Bekr El-Berkânî , Ebu Ali b. Şazân ve başka Meşhur İmamlardan hadis dinledi.
Mâverdî onun gibisine rastlamadığını söylemiş ve, “İmam Şâfiî onu görseydi kendisiyle mutlaka iftihar ederdi” demiştir.
Ebu İshak Eş-Şirazî , Resulullah(sav)'i bir gün rüyasında gördü.Rüyada Resulullah(sav) ' (ona bakarak) Ey Şeyh diyordu.Sonraları bu rüyayı (hatırladığında veya anlattığında çokça) sevinirdi.Sonra şöyle derdi : Allahın Resulu (salat ve selam ona olsun) beni Şeyh olarak isimlendirdi.
كَانَ يَوْمًا يَمْشِي وَمَعَهُ بَعْضُ أَصْحَابِهِ فَعَرَضَ فِي الطَّرِيقِ كَلْبٌ فَزَجَرَهُ صَاحِبُهُ فَنَهَاهُ الشَّيْخُ وَقَالَ أَمَا عَلِمْتَ أَنَّ الطَّرِيقَ بَيْنِي وَبَيْنَهُ مُشْتَرَكٌ:
Yine Kendisi bir gün , arkadaşlarıyla beraber yolda yürüyordu. Yolda yürürlerken karşıdan birden bire bir köpek geldi.Arkadaşı o köpeği azarlayarak kovdu.O ise arkadaşını bundan men etti ve '' Bilmiyor musun ? Onunla benim aramdaki yol ortaktır.(Böyle birşey yapma!)''dedi.
حَكَى السَّمْعَانِيُّ أَنَّهُ كَانَ يَشْتَرِي طَعَامًا كَثِيرًا وَيَدْخُلُ بَعْضَ الْمَسَاجِدِ وَيَأْكُلُ مَعَ أَصْحَابِهِ وَمَا فَضَلَ قَالَ لَهُمْ اُتْرُكُوهُ لِمَنْ يَرْغَبُ فِيهِ
Sem'ânî der ki : Kendisi birçok yemek alır.Ve adeti olduğu üzere bazı Mescidlere girip orada arkadaşlarıyla beraber yemek yerdi.Yemekten fazla kaldığında arkadaşlarına ''Bu yemekleri bırakın burda kalsın.(Karnı aç olup veya canı isteyen kimseler gelip) yesinler''derdi.
Ömrünün sonlarına doğru maiyetindeki bir grup âlimle birlikte Nîşâbur’a varan Şîrâzî, Sultan Melikşah ve Nizâmülmülk tarafından çok iyi karşılanıp istekleri yerine getirildi. Nizâmülmülk’ün huzurunda İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî ile de bir münazaraya girişen Şîrâzî ardından Bağdat’a döndü ve çok geçmeden 21 Cemâziyelâhir 476 (5 Kasım 1083) tarihinde vefat etti.
Allah Ona,Anne Babasına,Hocalarına ve Tüm Müslümanlara merhamet etsin.
İmam Nevevî eserinde , Ebu İshak Eş-Şirazî'den şöyle bahseder :
هُوَ الْإِمَامُ الْمُحَقِّقُ الْمُتْقِنُ الْمُدَقِّقُ ذُو الْفُنُونِ مِنْ الْعُلُومِ الْمُتَكَاثِرَاتِ وَالتَّصَانِيفِ النَّافِعَةِ الْمُسْتَجَادَاتِ
* الزَّاهِدُ الْعَابِدُ الْوَرِعُ الْمُعْرِضُ عَنْ الدُّنْيَا الْمُقْبِلُ بِقَلْبِهِ عَلَى الْآخِرَةِ الْبَاذِلُ نَفْسَهُ فِي نُصْرَةِ دِينِ اللَّهِ تَعَالَى الْمُجَانِبُ لِلْهَوَى أَحَدُ الْعُلَمَاءِ الصَّالِحِينَ وَعِبَادِ اللَّهِ الْعَارِفِينَ الْجَامِعِينَ بَيْنَ الْعِلْمِ وَالْعِبَادَةِ وَالْوَرَعِ وَالزَّهَادَةِ الْمُوَاظِبِينَ عَلَى وَظَائِفِ الدِّينِ وَاتِّبَاعِ هَدْيِ سَيِّدِ الْمُرْسَلِينَ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَرَضِيَ عَنْهُمْ أَجْمَعِينَ
O , Muhakkik(Araştırmacı Alim), Mutkin (dikkatli, titiz, sağlam), Mudakkik (inceden inceye dikkatle araştıran) , Kat ve kat ilim sahibi ve yararlı,mükemmel eserler sahibi Alimdir.
Zahid(Dünyaya rağbet etmeyen) Abid (Çok ibadet eden) , Dünyadan yüz çeviren,Ahirete kalbiyle yönelen,Yüce Allahın dinine yardım etmede nefsini kurban eden,Heva(ve hevesten) sakınan , Salih Alimlerdendir ve İlm ile İbadet ,Vera' ve Zahidliği üzerinde cem eden , Dinin vazifeleri üzere gayret sarfeden ve Peygamberlerin efendisi Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem'e ve Sahabe radiyallahu anhum ecmeîn'e uymak yolunda çaba sarfeden Allahın Arif kullarındandır.
أَبُو إِسْحَاقَ إبْرَاهِيمُ بْنُ عَلِيِّ بن يوسف بن عبد الله الشيرازي الفيروزبادى رحمه الله ورضى الله عنه منسوب إلى فيروزباد بليدة مِنْ بِلَادِ شِيرَازَ وُلِدَ سَنَةَ ثَلَاثٍ وَتِسْعِينَ وثلثمائة وتفقه بفارس على أبى الفرج ابن البيضاوى وبالبصرة على الخرزى: ثم دخل بغداد سنة خمس عشرة وأربع مائة وَتَفَقَّهَ عَلَى شَيْخِهِ الْإِمَامِ الْجَلِيلِ الْفَاضِلِ أَبِي الطَّيِّبِ طَاهِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الطَّبَرِيِّ وَجَمَاعَاتٍ مِنْ مَشَايِخِهِ الْمَعْرُوفِينَ: وَسَمِعَ الْحَدِيثَ عَلَى الْإِمَامِ الْفَقِيهِ الْحَافِظِ أَبِي بَكْرٍ الْبَرْقَانِيِّ وَأَبِي عَلِيِّ بْنِ شَاذَانَ وَغَيْرِهِمَا مِنْ الْأَئِمَّةِ الْمَشْهُورِينَ: وَرَأَى رسول الله صلى الله عليه في المنام فقال له يا شَيْخٌ فَكَانَ يَفْرَحُ وَيَقُولُ سَمَّانِي رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ شَيْخًا
Ebu İshak İbrahim b. Ali . Yusuf b. Abdullah Eş-Şirazi El-Fîrûzâbâdî ,Allah ona rahmet etsin ve ondan razı olsun.
Şirâz beldelerinden Firuzabad kasabasına mensuptur. Hicretin 393.senesinde (Milad 1003 senesinde) doğmuştur.
Fars(İran)'da Ebul Ferec İbnul Beydavî 'den ders okumuştur.Daha sonra Basra da Hurzî'den ders okumuştur.Ardından 415 yılı Şevval ayında (Aralık 1024) Bağdat’a gitti ve El-İmam El-Celil El-Fadıl Ebu Tayyib Tahir b. Abdullah Et-Taberî'den ve onun bilinen bazı hocalarından ders okudu.
Hafız Ebu Bekr El-Berkânî , Ebu Ali b. Şazân ve başka Meşhur İmamlardan hadis dinledi.
Mâverdî onun gibisine rastlamadığını söylemiş ve, “İmam Şâfiî onu görseydi kendisiyle mutlaka iftihar ederdi” demiştir.
Ebu İshak Eş-Şirazî , Resulullah(sav)'i bir gün rüyasında gördü.Rüyada Resulullah(sav) ' (ona bakarak) Ey Şeyh diyordu.Sonraları bu rüyayı (hatırladığında veya anlattığında çokça) sevinirdi.Sonra şöyle derdi : Allahın Resulu (salat ve selam ona olsun) beni Şeyh olarak isimlendirdi.
كَانَ يَوْمًا يَمْشِي وَمَعَهُ بَعْضُ أَصْحَابِهِ فَعَرَضَ فِي الطَّرِيقِ كَلْبٌ فَزَجَرَهُ صَاحِبُهُ فَنَهَاهُ الشَّيْخُ وَقَالَ أَمَا عَلِمْتَ أَنَّ الطَّرِيقَ بَيْنِي وَبَيْنَهُ مُشْتَرَكٌ:
Yine Kendisi bir gün , arkadaşlarıyla beraber yolda yürüyordu. Yolda yürürlerken karşıdan birden bire bir köpek geldi.Arkadaşı o köpeği azarlayarak kovdu.O ise arkadaşını bundan men etti ve '' Bilmiyor musun ? Onunla benim aramdaki yol ortaktır.(Böyle birşey yapma!)''dedi.
حَكَى السَّمْعَانِيُّ أَنَّهُ كَانَ يَشْتَرِي طَعَامًا كَثِيرًا وَيَدْخُلُ بَعْضَ الْمَسَاجِدِ وَيَأْكُلُ مَعَ أَصْحَابِهِ وَمَا فَضَلَ قَالَ لَهُمْ اُتْرُكُوهُ لِمَنْ يَرْغَبُ فِيهِ
Sem'ânî der ki : Kendisi birçok yemek alır.Ve adeti olduğu üzere bazı Mescidlere girip orada arkadaşlarıyla beraber yemek yerdi.Yemekten fazla kaldığında arkadaşlarına ''Bu yemekleri bırakın burda kalsın.(Karnı aç olup veya canı isteyen kimseler gelip) yesinler''derdi.
Ömrünün sonlarına doğru maiyetindeki bir grup âlimle birlikte Nîşâbur’a varan Şîrâzî, Sultan Melikşah ve Nizâmülmülk tarafından çok iyi karşılanıp istekleri yerine getirildi. Nizâmülmülk’ün huzurunda İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî ile de bir münazaraya girişen Şîrâzî ardından Bağdat’a döndü ve çok geçmeden 21 Cemâziyelâhir 476 (5 Kasım 1083) tarihinde vefat etti.
Allah Ona,Anne Babasına,Hocalarına ve Tüm Müslümanlara merhamet etsin.
