H
Çevrimdışı
Elazığ Cezaevinde mahkum yakınlarına keyfi uygulama
İslami Davadan dolayı Elazığ E Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan mahkûm ailelerine gardiyanlar tarafından yapılan keyfi muamele mahkûm yakınlarını adeta isyan ettirdi.
DOĞRUHABER - İslami hassasiyet ve çalışmalarından dolayı yıllarca hapse mahkûm edilerek cezalarını Elazığ E Tipi Kapalı Cezaevinde yatmak zorunda kalan İslami Dava mahkûmlarına gardiyan ve cezaevi idaresinin usulsüz davrandığı, görüşe giden yakınlarına olmadık sıkıntılar çıkararak keyfi muamelede bulunduğu iddia edildi.
Konu ile ilgili olarak İlke Haber Ajansına açıklamada bulunan Hizbullah Davası tutuklularından İhsan Baran’ın kardeşi Mehmet Baran, abisinin İslami çalışmalarından dolayı 30 yıla mahkûm edildiğini ve kendilerine karşı işlenen bu zulmün acısının üzerine bir de gardiyan ve cezaevi idarelerinin zulmünün eklenmesinin kendileri için çekilmez bir hal aldığını söyleyerek yaşadıkları sıkıntıların giderilmesi için adım atılmasını istedi.
“Üstümü başımı birkaç sefer didik didik aradı”
Abisi İhsan Baran’ın 21 yıldır cezaevinde olduğunu ve bu güne kadar sayılamayacak kadar onu ziyarete gittiklerin belirten Baran, böylesi bir dayatma ve keyfi uygulamanın iyi niyetle yapılmadığını söyledi.
Baran, “1 Aralıkta Elazığ E tipi Kapalı cezaevine, abim İhsan Baran’ın ziyaretine gittim. Ceza evine girmeden önce üst araması yapıldı, ama üst araması yapılırken gardiyanın biri pervasızca ve bizleri de aşağılayarak aramaya başladı. Üstümü başımı birkaç sefer didik didik aradı. Bende ona bu tavrıyla ne yapmaya çalıştığını, bizimle bir sıkıntısının olup olmadığını sorduğumda, verdiği cevapta da yine alayvari bir tarzla hareket etti. Sorun çıkarmaya niyetli olduğu her halinden belli idi. Sözleri ve yaptıkları ile sürekli olarak bizleri tahrik ediyor ve bir sorun olması için adeta çaba sarf ediyordu.” Diyerek gardiyanların yaptıkları hareketlerin art niyetli ve kasıtlı olduğunun altını çizdi.
“Açıkça bir provokasyon çıkarmaya çalışıyorlardı”
Bu engellemelerin sadece erkeklere karşı değil, bayanlarında aynı uygulamalara maruz kaldığını belirten Baran, yıllardır hiçbir şekilde sorun olmamış, hatta gündeme dahi getirilmemiş olan bayanların çarşaf ve feracelerinin bir anda sorun edilmeye başlandığını söyledi.
Baran, “Biz içeri girerken pardösülü ve feraceli olan mahkûm yakınlarına, pardösülü ve tesettürlü olarak görüş yapamayacaklarını söylediler. İçeriye girmeleri için pardösü ve feracelerini çıkartmaları gerektiğini söylediler. Aksi durumda görüş yaptırmayacaklarını söyleyerek açıkça görüş yaptırmamakla tehdit ettiler. Açık olan bir durum vardı. Açıkça bir provokasyon çıkarmaya çalışıyorlardı. Kendilerine, defalarca bu yaptıklarının doğru olmadığını söylediğimiz halde bildiklerini okumaya devam ettiler. Hatta bayan görüşçülerin, bayan gardiyanlar tarafından gerekirse aranma imkânının olmasına rağmen böyle bir uygulamaya başvurmalarını da doğrusu anlamak mümkün değil.” diyerek yaşadıklarına tepki gösterdi.
“Sanki bir yerlerden emir alarak hareket ediyorlardı”
Kendilerinin ve ailelilerinin aşağılanarak defalarca X-Ray cihazından geçirildiğinin altını çizen Baran, gardiyanların kendilerinin sabrına karşın giderek hırçınlaştıklarını belirten Baran, gardiyanların hiçbir sebep yokken sanki bir yerlerden emir alarak hareket ettiklerini ve bir anda tavırlarını daha da sertleştirdiklerini söyledi.
Baran, “Ben onlara; ‘Sizin ferace ve pardösü ile ne alıp veremediğiniz vardır?’ deyince, onlarda; cezaevi görüşüne örtülü bir şekilde girmenin yasak olduğunu ve bu durumun Türkiye Cumhuriyeti yasası olduğunu söyledi. Oysa ben 21 yıldır cezaevi görüşüne gidip gelen biriyim. En kötü dönemlerde bile böyle bir yasak uygulanmadı. Yaptıkları uygulama tamamen keyfi bir uygulamadan ibarettir ve yeni gelen idarenin işgüzarlığıdır.” dedi.
“Kraldan fazla kralcılar çıkıp kendi kafalarından devlet adına yeni kurallar ortaya çıkarıyor”
Daha öncede yaşadıkları böyle bir sıkıntı sonrası örtüsüyle cezaevine girmesi engellenen yeğeninin Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe vererek şikâyette bulunduğunu belirten Baran, cezaevi görüşenlerinde mahkûm yakınlarına bu sıkıntıları çıkaranları astsubay, asker, gardiyan ve cezaevi idaresinin sistemli bir baskı ve psikolojik bir baskı unsuru oluşturduğunu belirterek, artık görüşler de her gittiklerinde yaşayacaklarını tahmin ettikleri sıkıntının huzursuzluğunu yaşadıklarını söyledi.
Baran, “Burada Kraldan fazla kralcılar çıkıp kendi kafalarından devlet adına yeni kurallar ortaya çıkarıyor. Bunlar devletin mahkûmlara ve mahkûm ailelerine verdikleri hakları kendileri gasp ediyor. Cezaevi idaresinin ve askerlerin yüzünden hak etmediğimiz sıkıntıları yaşamak istemiyoruz.” dedi.
Kendilerine yaşatılan bu sıkıntının tek sebebinin İslami hassasiyetleri olduğunu ve bu uygulamalarla kendi şahıslarında inançlarının hedef alındığını ifade eden Baran, bu zulmün her gün daha da katmerlenerek arttığını, çifte standartlara maruz kaldıklarını ve hiçbir şekilde bu acılarını kimseye duyuramadıklarını dile getirdi.
“Abim annemin taziyesine bile gönderilmedi”
Annesi Rana Baran’ın evladına 21 yıldır duyduğu hasret ile can verdiğini, öldükten sonra abisi İhsan Baran’ın kendi annesinin taziyesine gelme talebinin dahi uygun görülmediği ve kendisine müsaade edilmediğini hatırlatan Kardeş Mehmet Baran, annesi ile aynı dönemde hayatını kaybeden CHP milletvekili Ergenekon tutuklusu Mehmet Haberal’ın annesinin cenazesine getirildiği olaya değinerek yaşadıkları çifte standarda dikkat çekti.
Baran, “Bu tavrın gerekçesini sorduk. Bize güvenlik açısından dolayı izin veremeyeceklerini söylediler. Çok merak ediyorum; Tehlikeli olan, Camide İslami dersler vererek oraya gelen insanların ihya olması için çalışan ve bu faaliyetinden dolayı ömür boyu cezaya mahkûm edilmiş olan İhsan Baran’mı? Yoksa camilere doldurduğu insanları orada diri diri yakma planları yapan Ergenekoncu Mehmet Haberal mı? Hangisi daha tehlikeli. Bunu vicdan sahibi insanların vicdanına havale ediyorum.” İfadelerini kullandı.
“Yetkililer bu sıkıntıyı bir an önce gidermeli”
Yaşadıkları bu sıkıntıların giderilmesi için yetkililere çağrı yaptıklarını ancak karşılık bulamadıklarını ifade eden Baran, yaşanan bu sıkıntılarının temel nedeninin İslami hassasiyetleri olduğunu ve bunun dışında başkada bir sebebin olmadığını belirterek yetkililerden bu sıkıntının bir an önce giderilmesini talep etti. (Fikret Özkan / Ali Adiyaman)
İslami Davadan dolayı Elazığ E Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan mahkûm ailelerine gardiyanlar tarafından yapılan keyfi muamele mahkûm yakınlarını adeta isyan ettirdi.
DOĞRUHABER - İslami hassasiyet ve çalışmalarından dolayı yıllarca hapse mahkûm edilerek cezalarını Elazığ E Tipi Kapalı Cezaevinde yatmak zorunda kalan İslami Dava mahkûmlarına gardiyan ve cezaevi idaresinin usulsüz davrandığı, görüşe giden yakınlarına olmadık sıkıntılar çıkararak keyfi muamelede bulunduğu iddia edildi.
Konu ile ilgili olarak İlke Haber Ajansına açıklamada bulunan Hizbullah Davası tutuklularından İhsan Baran’ın kardeşi Mehmet Baran, abisinin İslami çalışmalarından dolayı 30 yıla mahkûm edildiğini ve kendilerine karşı işlenen bu zulmün acısının üzerine bir de gardiyan ve cezaevi idarelerinin zulmünün eklenmesinin kendileri için çekilmez bir hal aldığını söyleyerek yaşadıkları sıkıntıların giderilmesi için adım atılmasını istedi.
Abisi İhsan Baran’ın 21 yıldır cezaevinde olduğunu ve bu güne kadar sayılamayacak kadar onu ziyarete gittiklerin belirten Baran, böylesi bir dayatma ve keyfi uygulamanın iyi niyetle yapılmadığını söyledi.
Baran, “1 Aralıkta Elazığ E tipi Kapalı cezaevine, abim İhsan Baran’ın ziyaretine gittim. Ceza evine girmeden önce üst araması yapıldı, ama üst araması yapılırken gardiyanın biri pervasızca ve bizleri de aşağılayarak aramaya başladı. Üstümü başımı birkaç sefer didik didik aradı. Bende ona bu tavrıyla ne yapmaya çalıştığını, bizimle bir sıkıntısının olup olmadığını sorduğumda, verdiği cevapta da yine alayvari bir tarzla hareket etti. Sorun çıkarmaya niyetli olduğu her halinden belli idi. Sözleri ve yaptıkları ile sürekli olarak bizleri tahrik ediyor ve bir sorun olması için adeta çaba sarf ediyordu.” Diyerek gardiyanların yaptıkları hareketlerin art niyetli ve kasıtlı olduğunun altını çizdi.
“Açıkça bir provokasyon çıkarmaya çalışıyorlardı”
Bu engellemelerin sadece erkeklere karşı değil, bayanlarında aynı uygulamalara maruz kaldığını belirten Baran, yıllardır hiçbir şekilde sorun olmamış, hatta gündeme dahi getirilmemiş olan bayanların çarşaf ve feracelerinin bir anda sorun edilmeye başlandığını söyledi.
Baran, “Biz içeri girerken pardösülü ve feraceli olan mahkûm yakınlarına, pardösülü ve tesettürlü olarak görüş yapamayacaklarını söylediler. İçeriye girmeleri için pardösü ve feracelerini çıkartmaları gerektiğini söylediler. Aksi durumda görüş yaptırmayacaklarını söyleyerek açıkça görüş yaptırmamakla tehdit ettiler. Açık olan bir durum vardı. Açıkça bir provokasyon çıkarmaya çalışıyorlardı. Kendilerine, defalarca bu yaptıklarının doğru olmadığını söylediğimiz halde bildiklerini okumaya devam ettiler. Hatta bayan görüşçülerin, bayan gardiyanlar tarafından gerekirse aranma imkânının olmasına rağmen böyle bir uygulamaya başvurmalarını da doğrusu anlamak mümkün değil.” diyerek yaşadıklarına tepki gösterdi.
“Sanki bir yerlerden emir alarak hareket ediyorlardı”
Kendilerinin ve ailelilerinin aşağılanarak defalarca X-Ray cihazından geçirildiğinin altını çizen Baran, gardiyanların kendilerinin sabrına karşın giderek hırçınlaştıklarını belirten Baran, gardiyanların hiçbir sebep yokken sanki bir yerlerden emir alarak hareket ettiklerini ve bir anda tavırlarını daha da sertleştirdiklerini söyledi.
Baran, “Ben onlara; ‘Sizin ferace ve pardösü ile ne alıp veremediğiniz vardır?’ deyince, onlarda; cezaevi görüşüne örtülü bir şekilde girmenin yasak olduğunu ve bu durumun Türkiye Cumhuriyeti yasası olduğunu söyledi. Oysa ben 21 yıldır cezaevi görüşüne gidip gelen biriyim. En kötü dönemlerde bile böyle bir yasak uygulanmadı. Yaptıkları uygulama tamamen keyfi bir uygulamadan ibarettir ve yeni gelen idarenin işgüzarlığıdır.” dedi.
“Kraldan fazla kralcılar çıkıp kendi kafalarından devlet adına yeni kurallar ortaya çıkarıyor”
Daha öncede yaşadıkları böyle bir sıkıntı sonrası örtüsüyle cezaevine girmesi engellenen yeğeninin Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe vererek şikâyette bulunduğunu belirten Baran, cezaevi görüşenlerinde mahkûm yakınlarına bu sıkıntıları çıkaranları astsubay, asker, gardiyan ve cezaevi idaresinin sistemli bir baskı ve psikolojik bir baskı unsuru oluşturduğunu belirterek, artık görüşler de her gittiklerinde yaşayacaklarını tahmin ettikleri sıkıntının huzursuzluğunu yaşadıklarını söyledi.
Baran, “Burada Kraldan fazla kralcılar çıkıp kendi kafalarından devlet adına yeni kurallar ortaya çıkarıyor. Bunlar devletin mahkûmlara ve mahkûm ailelerine verdikleri hakları kendileri gasp ediyor. Cezaevi idaresinin ve askerlerin yüzünden hak etmediğimiz sıkıntıları yaşamak istemiyoruz.” dedi.
Kendilerine yaşatılan bu sıkıntının tek sebebinin İslami hassasiyetleri olduğunu ve bu uygulamalarla kendi şahıslarında inançlarının hedef alındığını ifade eden Baran, bu zulmün her gün daha da katmerlenerek arttığını, çifte standartlara maruz kaldıklarını ve hiçbir şekilde bu acılarını kimseye duyuramadıklarını dile getirdi.
“Abim annemin taziyesine bile gönderilmedi”
Annesi Rana Baran’ın evladına 21 yıldır duyduğu hasret ile can verdiğini, öldükten sonra abisi İhsan Baran’ın kendi annesinin taziyesine gelme talebinin dahi uygun görülmediği ve kendisine müsaade edilmediğini hatırlatan Kardeş Mehmet Baran, annesi ile aynı dönemde hayatını kaybeden CHP milletvekili Ergenekon tutuklusu Mehmet Haberal’ın annesinin cenazesine getirildiği olaya değinerek yaşadıkları çifte standarda dikkat çekti.
Baran, “Bu tavrın gerekçesini sorduk. Bize güvenlik açısından dolayı izin veremeyeceklerini söylediler. Çok merak ediyorum; Tehlikeli olan, Camide İslami dersler vererek oraya gelen insanların ihya olması için çalışan ve bu faaliyetinden dolayı ömür boyu cezaya mahkûm edilmiş olan İhsan Baran’mı? Yoksa camilere doldurduğu insanları orada diri diri yakma planları yapan Ergenekoncu Mehmet Haberal mı? Hangisi daha tehlikeli. Bunu vicdan sahibi insanların vicdanına havale ediyorum.” İfadelerini kullandı.
“Yetkililer bu sıkıntıyı bir an önce gidermeli”
Yaşadıkları bu sıkıntıların giderilmesi için yetkililere çağrı yaptıklarını ancak karşılık bulamadıklarını ifade eden Baran, yaşanan bu sıkıntılarının temel nedeninin İslami hassasiyetleri olduğunu ve bunun dışında başkada bir sebebin olmadığını belirterek yetkililerden bu sıkıntının bir an önce giderilmesini talep etti. (Fikret Özkan / Ali Adiyaman)
Moderatör tarafında düzenlendi:
