Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Er-reddu Ale'l Muhalıf

E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
E r-reddu ale-l muhalif

Bu mesele önemli? Fakat pek çok kimsenin gafil bulunmasından dolayı üzerinde durmayı gerekli gördüğüm bir konudur.Sıhhati sabit olan hadislere sonradan yalan ve uydurulmuş hadisler karışmıştır.Bu hadisleri zayıf olanlardan ayırt etmek insan gücünün fevkindedir.Nebi (s.a.v) in vefatından sonra hadisler birbirine karışmıştır. Ve zayi olmuştur.Dolayısıyla insanlar sahih hadislere dönme ve onlardan yararlanma imkanını bulamamışlardır.Çünkü onlara güvenme imkanı kalmamıştır diyen batıl fırkalar Kadiyanilerin ve Kur,aniyyün Fırkası mensuplarının iddialarına rağmen Sünnet zikirdendir. Ve kıyamet gününe kadar kaybolmaktan ve başka sözlerden ayırt edilmesini imkansız kılacak şekilde içerisine yalan karıştırılmaktan korunmuştur.(Hadisin İtikatta delil oluşu el-Elbani .s.26 giriş)

Hadis rivayetinde titizlik :

Muhammed İbn Sirin (rh.a) şunları söylüyor:

Ancak insanlara ilim san,atını çok iyi bilen Rasülullah (s.a.v) in hadislerini hıfzedip bunun sahih ve sekimini (sahih olmayanını) müsned,ini maktu ve mu,dal,ini marifetini sahip tarihleri ve selefin siyretini bilen zahidlerin haberlerini hıfzında bulunduran,Allah,ın Dininde fakih,Arapça ve lüğat ilmine vakıf bunun hepsinin de aslı Allah,a ittika üzere olmaktır-olan ve kalbinden insanların mallarına göz dikme hırsını çıkaran….(es-Suyuti,Tahziru,l-Havas.s.272)…rivayette bulunabilir demek istiyor.

SELEF-İ SALİHİN,İN HADİS RİVAYET ETMEDE VE İLİM ALMADAKİ TİTİZLİĞİ

Hadisin korunacağı ve bunda Rabbani ve Sünnet ehli alimlerin çok önemli bir vazife üstleneceğini bize haber vermiştir.

İbrahim İbn Abdurrahman El-Uzri (r.a)

Bu ilmi gelecek olanların en adilleri üstlenirler; aşırı gidenlerin tahriflerini cahillerin te,villerini,iptal edicilerin kendilerini haksız yere ilme nispet etmelerini reddederler (İbn Adiy el-Kamil fi Duafai,r-Rical: c.1.s.249,el-Acurri,eş-Şeria: .s.6 (1,2)

El-Bera İbn Azib (r.a)

Size her söylediğimiz Rasülullah (s.a.v) den doğrudan işittiklerimiz değildir.Bu sözlediğimiz hadislerin kimisini kendisinden duyduk kimisini de bize arkadaşlarımız söylerdi.Fakat biz o gün asla birbirimize yalan söylemezdik.( İbn Adiy el-Kamil fi Duafai,r-Rical: c.1.s.262,de ise; Her rivayet ettiğimiz hadis Rasülullah (s.a.v) in söylemiş olduğu hadistir.Fakat kimisini O,dan (s.a.v) den kimisini de ashabımızdan işittik Biz-asla-yalan söylemezdik,lafzıyla.

Ömer İbnu'l-Hattab (r.a)

Öyle insanlar gelecek ki Kur,an,ın müteşabihi ile size karşı cidal edecekler.Siz de onları Sünnetlerle yakalayınız.Zira Sünen sahipleri Allah azze ve celle,nin kitabını daha iyi bilirler.(el-Acurri eş-Şeria:s.57 (101)

Hadiste –tedlis- yalan söylemektir.Hammad İbn Zeyd –Tedlis- yalandır derdi.eş-Şafi ise Tedlis yalanın kardeşidir derdi.Şu,be Vallahi tedlis yapmam bana zina etmemden daha sevimli gelmez derdi.( İbn Adiy el-Kamil fi Duafai,r-Rical: c.1.s.107)

Bu sözler Rasülullah,tan (s.a.v) den gelen hadislerde tedlis yapmanın ne kadar büyük bir günah olduğunu vurgulamak için söylemiştir.

Yine Şu,be (rh.a) şöyle derdi : Rivayet edilirken içinde haddesena ve ehberena olmayan her hadis sirke ve bakladır.(İbn Adiy c.1.s.107)

Said İbn Zeyd İbn Amr İbn Nufeyl (r.a) diyor ki;Allah,ın Rasülü,nün (s.a.v) şöyle derken işittim : Benim adıma yalan söylemek herhangi biri adına yalan söylemek gibi değildir.Her Kim bilerek benim adıma yalan (isnada bulunarak) söylerse cehennemdeki yerini almaya hazırlansın.(el-Bezzar,Keşfu,l-Estar,c.1.s.114 (208) Ebu Yala Müsned,s.2.s.257 (966) Sadaka İbnu,l-Musenna yoluyla el-Heysemi Mecmauz-Zevaid,c,1.s.146,İbn Hacer el-Metalibul-Aliye,3087)

Seleme İbnu,l-Ekva Nebi,nin (s.a.v) şöyle dediğini rivayet ediyor;Kim benim söylemediğim bir sözü benim adıma söylerse cehennemdeki yerini almaya hazırlansın (Buhari Sahih,c.1/243 (Kitabul-İlm;109)

Abdullah İbnu,l-Mubarek de (rh.a) şöyle demiştir; Hadis ancak şu dört kimseden alınıp yazılmaz;hatasından dönmeyenden yalancıdan bid,atine davet eden heva sahbinden hadisini ezberlemediği halde ezberinden konuşan kimseden (İbn Adiy.c.1.s.257)

Kadı Iyad hadisleri kabul edilmeyenler hakkında şunları söyler;Ma,rifet ehli üç tabakanın hadislerini almayıp iskat etmişlerdir.İlk tabaka adları yalan söylemek ve hadis uydurmakla bilinmiş olanlar.İkinci tabaka vehmlerinin çokluğu ve yanlışlarının tüm rivayetlerini içine aldığı kimseler Üçüncü tabaka bid,atte aşırı gidenler ve bu bid,ate davet edenler rivayetleri tahrif edenler ve rivayetlerde ziyadede bulunanlar.(Kadı Iyad Mukaddemetu İkmalu,l-Mu,lim Bi Fevaidi Müslim.s.148)

Ne yazık ki birçok Müslüman Allah,ın Rasülü,nün (s.a.v) özellikle Türkiye,de seksenli yıllardan bu yana Rasulullah,ın (s.a.v) hadislerini nakleden muteber kaynaklarımıza ve bu kaynaklardaki ravilere yönelik iftira yıpratma ve hiçe sayma propagandasının da etkisi altında kalarak hadislerin geneline karşı bir kuşkuya kapılmış ve daha sonra birçok sahih hadisi böylece inkar etmişlerdir.

Muhakkik Alim Muhammed es-Semmahi diyor ki : Burada çok ciddi bir mesele var;o da bugün Buhari ve Müslim,de sahih olan hadislere araştırmacıların önemli bir kesimi kimi zaman akılla ve kimi zaman da menkulla muhalefette bulunup bunda da(hadis ilminin ve aklın ilkelerine ve kaidelerine) başvurdukları bahanesiyle bu iki sahih kitaptaki hadislerin bazısı hakkında uydurma hükmü verebiliyorlar.Bunda izlenmesi gereken yol i,tidalli olmaktır.Hadise bakarız işkal mahalli olan hadis kaidelerle ittifak edecek ve buna aykırı olmayacak bir durumda ise alimleri cerhetmeye mahal kalmaz (Menhecu,n-Nakd fi,l-Hadis : s.316)

İbn Batta rahımullah diyor ki : Akıl sahibi ve ilim ehli olan müminler bilsinler ki öyle bir topluluk olacak ki onlar şeriatın iptalini ilmin ve Sünnet,in eserinin yok olmasını isteyecekler.Bunun için ilmi az ve kalbi zayıf olanlar,Allah,ın kitabına ve –insanları-onunla amel etmeye çağırıyorlarmış görüntüsü verecekler.Halbuki onlar Allah,ın kitabından kaçıyorlar ona arkalarını dönüyorlar ve ona muhalif davranıyorlar.Zira onlar Rasulullah,tan (s.a.v) alimlerin alimlerden rivayet ettikleri adalet ve emanet ehlinin naklettiklerini duyunca onların da-Müslümanlarca-emanet ve önderlik makamına konuduklarını ve onların imamları ve fakihleri tarafından bunun sıhhati hakkında icma edilince (Müslümanların üzerinde icma ettikleri) bu Sünnet,e muhalefetle karşı çıkacaklar onu reddedecekler ve bunu (Sünnet,i) kendilerine rivayet edenlere;Allah,ın kitabında bunu buluyor musun,bu, Kur,an,da inmiş mi,Allah,ın kitabında bana bir ayet getir ki dediklerinizi tasdik edeyim? Diyecekler.

Bilinki ey Müslümanlar? Allah sizlere merhamet eylesin.Bu sözün sahibi ancak incelik göstermeye çalışıp sabah çorbasını ve kuru hurmayı yemekten imtina edip içinde bulunduğu fesada ve Müslümanların libasına bürünerek mülhidlerin gizli niyetini taşımasına rağmen,iddiasında İslam,ı izhar edip içinde gizlediği şey hevasıyla İslam,ı inkar etmektedir.Akıl sahibi olan insanın bu sözün sahibini duyunca izleyeceği yol;ona şöyle demektir:

Ey Hakk,ı tanımayan cahil? Gizli niyeti olan ey reşaddan ayrılan ve adalet ehlinin yolundan çıkan Eğer sen gerçekten Allah,ın kitabına ve onun Allah,tan indirilmiş olduğuna iman ediyorsan Allah,ın sana emrettiğine uymanın ve seni işlemekten alıkoyduğunu kabul etmenin sana farz olduğunu bilirsin Zira Allah Rasülü,ne (s.a.v) e itaatı ve O,nun Sünneti,ni kabul etmeni sana amretti.Çünkü Allah azze ve celle farzlarını ve emirlerini ancak mücmel bir hitap ve özlü bir söz halinde kitabında zikretti.Bununla kullarını farzlarına davet etti ve bunların adlarını zikredip Nebisi,ne de (s.a.v) bu isimlerin manalarını teybin etmeyi emrederek insanlara açıklamasını ve onların Allah,ın Şeriatının hududuna ve mertebelerine uymalarını söylemesini emretti.(İbn Batta el-İbanetu an Şeraiti,l-Fırkati,n-Naciye; c.1.s.223-224)

Allah kendisine İtaatle birlikte Peygambere itaati farz kılmıştır : Rabbımız şöyle buyuruyor : Allah ve Rasülü bir işte hüküm verdiği zaman,artık mümin erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur.Kim Allah,a ve Rasülüne karşı gelirse apaçık bir sapıklığa düşmüş olur. (Ahzab,33/36)

Yüce Allah şöyle buyurmuştur : Ey iman edenler,Allah,ın ve Elçisi,nin önüne geçmeyin (onlardan önce bir şey hakkında hüküm beyan etmeye kalkmayın) Allah,tan korkun.Şüphesiz Allah işitendir bilendir. (Hucurat,49/1)

Yüce Allah şöyle buyurmuştur : De ki : Allah,a ve Rasülü,ne itaat edin.Eğer dönerlerse muhakkak ki Allah kafirleri sevmez. (Ali İmran,3/32) Peygambere itaatle ilgili diğer ayetler ise şunlardır,Nisa 4/79/80 Nisa,4/59 Enfal,8/46 Maide,5/92 Nur,24/63 Enfal,8/24 Nisa,4/13-14 Nisa,60-61 Nur,24/51-52 Haşr,59/7 bu konuda daha bir çok ayeti kerime bulunmaktadır.

Sana da zikri indirdik ki insanlara kendileri için indirileni açıklayasın taki düşünüp öğüt alsınlar (Nahl,16/44)

Allah şöyle buyuruyor : Allah size verdiği nimeti Kitap ve Hikmet,ten indirdiği şeyleri anın Allah onunla size öğüt verir.(Bakara,231)

Allah şöyle buyuruyor : Allah sana Kitab,ı ve Hikmet,i indirdi.Bilmediğini öğretti.Allah,ın sana olan lutfu büyüktür(Nisa,113)

Allah kitabında şöyle buyuruyor : Rabbımız içlerinden onlara senin ayetlerini okuyan Kitap ve Hikmeti öğreten onları temizleyen bir Peygamber gönder.Gerçekten sen aziz ve hakimsin.(Bakara,129)

Nitekim biz içinizden size ayetlerimizi okuyan sizi temizleyen size Kitap ve Hikmet öğreten bilmediklerinizi bildiren bir Peygamber gönderdik.(Bakara,151)

And olsun ki Allah içlerinden inananlara ayetlerini okuyan onları temizleyen onlara Kitab ve Hikmeti öğreten bir Peygamber göndermek suretiyle lütufda bulunmuştur.Oysa onlar bundan önce açık bir sapıklık içerisinde idiler.(Ali İmran,164)

Ümmiler arasından kendilerine ayetlerini okuyan onları temizleyen onlara Kitap ve Hikmet,i öğreten bir Peygamber göndermiştir.Oysa onlar bundan önce açık bir sapıklık içerisinde idiler.(Cumu,a,2)

(Ey Peygamber,in hanımları) Allah,ın evlerinizde okunan ayetlerini ve Hikmet,i anın.Şüphesiz Allah latiftir,her şeyden haberdardır.(Ahzab,34)

Mikdad bin Madikerib,ten Hz Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur :

Biliniz ki bana Kur,an ve beraberinde bir misli verilmiştir.Haberiniz olsun ki;yakın bir gelecekte bir takım karnı tok kimseler çıkıp koltuklarına yaslanarak şöyle diyeceklerdir.Size düşen Kur,ana sarılmaktır.Onun helal dediğini helal haram dediğini de haram sayınız.Bilin ki; ehli merkeblerin etleri azı dişli vahşi hayvanların etleri kendi rızasıyla bıraktığı dışında zımminin kaybettiği malı da helal değildir.Her kime bir misafir gelirse ona düşen onu ağırlamaktır.Şayet ağırlamazlarsa bunun bedelini ondan alabilir.(Azimabadi Avnu,l-Ma,bud Şerhu Sünen-i Ebi Davud.c.12.s.356 Mektebetu,s-selefiyye,Medine 1969)

İmam el-Hatibi şöyle der : Bana kitab ve beraberinde bir misli verildi ifadesinin iki manaya geldiğini söyler.

Birincisi yani zahir metluv vahy ile birlikte kendisine gayr metluv olan batını bir vahy verilmiştir.

İkincisi; Kur,an kendisine okunan bir vahy olarak verilmiş.onun açıklaması olarak da bir misli daha verilmiştir.Yani Hz Peygamber (s.a.v) e kitabı açıklama yetkisi verilmiştir.(Bu yetkiye dayanarak) has ifadeleri ta,mim am olanları da tahsis ediyor.Kitaptaki kapalı ifadeleri açıklayarak zaid hükümler getirebiliyor.Böylece sünnetin kabulü ve kendisiyle amel etmenin mecburiyeti aynen tilavet olunan Kur,an gibi olur.(Kurtubi,Tefsiru,l-Kurtubi,c.1.s.38)

Hakim,in el-Müstedrek,te İbn-i Abbas (r.a) dan şöyle rivayet edilmiştir :

Aranızda öyle şeyler bırakıyorum ki onlara sarıldığınız sürece ebediyen sapmayacaksınız Allah,ın Kitabı ve Peygamberinin Sünneti..(el-Hakim el-Müstedrek I.93,Şeyh el-Elbani Sahıhu,l-Camii,s-Sağır,III,39,da sahih olduğunu belirtmiştir)

Bunu Hakim,de yakın bir rivayetle Ebu Hureyre.den kaydetmiş ve şunu eklemiştir.Her ikisi de Havzda benimle buluşacakları vakte kadar asla ayrılmayacaklardır.(el-Hakim el-Mustedrek.I.93.Şeyh el-Elbani Sahıhu,l-Camii,s-Sağır.III.39.da sahih olduğunu belirtmiştir)

Malik in belirttiğine göre kendisine Rasulullah (s .a.v) ın şöyle buyurduğu ulaşmıştır.Ben aranızda iki şey bırakıyorum.O ikisine sımsıkı sarıldığınız sürece asla sapmayacaksınız.Allah.ın Kitabı ve Rasülünün Sünneti….(Muvatta.899.Kader.Şeyh-el-Elbani Sahıhu,l-Camii,s-Sağır.III.39.da sahih olduğunu belirtmiştir)

Huzeyfe (r.a) ın zikrettiği hadis de bunun gibidir.Bize Rasülullah (s.a.v) iki hadis aktardı.Bunlardan birisini gördüm diğerini de bekliyorum.O bize dedi ki.Şüphesiz emanet yiğit adamların kalplerinin köküne inmiştir.Sonra onlar Kur,an-ı Kerim,den öğrendiler sonra da sünnetten öğrendiler.Buhari Fiten.13.Fethu-l-Bari.XIII.38.İ,tisam.2

Burada sünnet Rasülullah (s.a.v) ın Kur,an-ı Kerim,in dışında getirdikleridir.

İbni Kayyım da şunları söyler; “Cenabı Hak size gücünüzün yetmediği bir şey yüklemez” ayetine binaen Allah’ın kullara bilmedikleri mechul bir şey veya imkansız bir şeyi farz kılması mümkün değildir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ittiba ve itaatin mükemmel manasının gerçekleşmesi için sünneti seniyye kıyamete kadar mahfuz, korunmuş olarak kalacak ve kıyamete kadar devam edecek demektir bunun manası. Allah Azze ve Celle, kevni emriyle Kur’an-ı Kerim’i koruma noktasını garantisi altına, aldığı gibi insanlardan hiç kimse bunu korumasa bile Allah’ın Kur’an’ı koruduğu gibi, aynı şekilde Kur’an’ın şerhi hüviyetindeki sünneti seniyyeyi de, Kur’an’ı, Sünneti himaye eden sünneti seniyye için gayret sarfeden alimleri vasıtasıyla koruma altına almıştır.

İbnu Kuteybe de, sünneti muhafaza yolundaki gayretlerden şöyle bahseder; “Ehl-i hadis hakikati bulabilecekleri yerlerde araştırdılar. Şarkta ve garbda, karada ve denizde Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hadislerini, eserlerini aramaları ve Onun sünnetine uymaları sebebiyle Allah’a yakınlık sağladılar. Onlardan biri bir tek hadis için yaya yola çıkar, ıssız çöllerde konaklar ve bunu sadece o hadisi nakledenin ağzından işitebilmek için yaparlardı. Sonra hadis alimleri, sahihini ve sakimini, nasihini ve mensuhunu, fakihlerden kimlerin hadislere muhalif görüş ileri sürdüğünü anlayasıya kadar hadisleri araştırmaya ve incelemeye devam ettiler…” İbni Kuteybe Te’vilu Muhtelefil Hadis(s.155)






Sünnete ittiba konusunda Selef,ten Gelenler :

Aişe (r.a) Ebu Bekir,in (r.a) şöyle dediğini rivayet der..Allah Rasülü,nün yaptıklarından birini dahi bırakacak değilim.O,nun yaptıklarını bende yaparım.O,nun emirlerini terk ettiğim takdirde sapıtmaktan doğru yoldan ayrılmaktan korkarım.(el-İbane (1/246)

İbn Mesud (r.a) şöyle dedi : Rasulullah,ın (s.a.v) ın sünnetini terk edecek olursanız dalalete düşersiniz.(Zemmu,l-Kelam (2/308)

Ali b.ebi Talib (r.a) den rivayete göre şöyle demiştir.Ben size Rasülullah (s.a.v) dan bir şeyler anlattığımda Onun o sözünün hakka hidayete ve takvaya en uygun söz olduğunu iyi biliniz ve inanınız (İbn Mace .s.7.No . 20)

Süfyan şöyle demiştir.Din sünnetlerden ibarettir.(Cami,u-Beyani,l-ilim (1458)

Malik b.Enes dedi ki : Hadis,in azaldığı bir toplulukta hevalar/arzular meydana gelir.(Zemmu,l-kelam (882)

Ebu Cafer (r.a) den rivayete göre şöyle demiştir.Abdullah b.Ömer.Rasülullah (s.a.v) dan hadis işittiği zaman o hadise bir ekleme yada o hadisten bir eksiltme yapmaz ve hadisi hemen uygulardı.(İbn Mace .s.2.No : 4)

Hassan b.Atıyye-Allah,ın rahmeti üzerine olsun (vefat.120.h) dedi ki : Cebrail Rasülullah (s.a.v) e Kur,an-ı indirdiği gibi sünneti de indirdi.(eş-Şerhu ve-l-İbane.s.128.Şeyhül İslam İbn-Teymiyye,Mecmuu,l-Fetava.III.366)

Yahya b.Ebi Kesir rahımullah (vefat.129) şöyle demiştir.Sünnet Allah,ın kitabına dair hüküm verici konumdadır.(İbn Batta eş-Şerhu ve-l-İbane.s.128)

Bize Ebu,l-Muğire haber verip (dedi ki) bize el-Evza,i Yahya b.Ebi Amr eş-Şeybani,den (o da) Abdullah İbnu,d Deylemi,den (naklen) rivayet etti (ki Abdullah) şöyle dedi.Bana ulaştı ki dinin (yok olup) gitmesinin başlangıcı sünnetin terk edilmesi (ile olacakdır.)İpin bir büküm bir büküm (daha çözülerek yok olup) gitmesi gibi din de bir sünnet bir sünnet (derken yok olup ) gider.(Darimi.s.203.No:98)

İmam Ahmed Rahımullah şöyle der.İndimizde sünnetin esasları şunlardır.Rasülullah (s.a.v) ve ashabının üzerinde bulundukları şeye sıkı sarılmak onlara uymak.Bize göre sünnet Rasülullah (s.a.v) den rivayet edilenlerdir.Sünnet Kur,an-ı tefsir eder ve Kur,an,ın delilidir.Sünnette kıyas olmaz ona darbı mesel yapılmaz heva ve akıllar onu tam olarak kavrayamaz.Şüphesiz bu ancak tabi olmayı ve hevayı terk etmeyi gerektirir.Sünnetin gereklerinden bir hasleti terk eden ona iman edip kabul etmeyen onun ehlinden olamaz.(Usulüs sunne.no : 1-2-7-8-9-11)

İbn Manzur da “Lisanu’l-Arab”da şöyle demektedir: “Hadiste sünnet lafzı ve bu kökten türeyen lafızlar çokça tekrar edilmiştir. Bunun asıl anlamı: Yol ve siret (yaşayış)dır. Şeriatte sünnet kullanılacak olursa, onunla Peygamber -Sallallahü aleyhi vesellem-’ın emrettiği, yasakladığı ve teşvik ettiği Kitab-ı Aziz’in ifade etmediği hususlar -söz ya da fiil olsun- kastedilir. Bundan dolayı şeriatın delilleri: Kitab ve Sünnettir yani Kur’ân ve hadistir denilir.(Lisanu-l-Arab XIII,225)

İbn Receb -Allah’ın rahmeti üzerine olsun- “Camiu’l-Ulumi ve’l-Hikem” adlı eserinde şunları söylemektedir: “Sünnet yol ve yaşayış demektir. Bu Peygamber -Sallallahü aleyhi vesellem-’ın ve raşid halifelerinin üzerinde bulundukları itikad, amel ve sözlere sımsıkı yapışmayı kapsar. İşte kâmil sünnet bu demektir. Bundan dolayı selef eskiden sünnet adını ancak bütün bunları kapsayan şeyler hakkında kullanırlardı. Bu anlamdaki sözler el-Hasen, el-Evzaî ve el-Fudayl b. İyad’dan rivayet edilmiştir(Camiu-l-Ulumi ve-l-Hikem.230)

Şeyhu’l-İslâm İbn Teymiyye -Allah’ın rahmeti üzerine olsun- şöyle demektedir: “Sünnet şeriatın kendisidir. Sünnet Allah ve Rasûlünün din olmak üzere teşrî ettikleridir.(Mecmuu-l-Fetava.IV.436)

Adî b. Müsafir -Allah’ın rahmeti üzerine olsun- izinden gidenlere yazmış olduğu “el-Vasiyetu’l-Kübrâ” adlı risalesinde de şunları söylemektedir: “Siz -Allah sizi ıslah etsin- biliyorsunuz ki kendisine uyulması gereken, sahibleri övülen ve onlara muhalefet edenlerin yerildiği sünnet, Rasûlullah -Sallallahü aleyhi vesellem-’ın itikadi hususlarda, ibadete dair hususlarda ve din ile ilgili diğer hususlardaki sünnetidir. Bu ise ancak Peygamber -Sallallahü aleyhi vesellem-’dan sabit olan söz ve fiillerini; terkettiği söz ve amellerini belirten hadisleri, diğer taraftan önden gidenlerin (es- sâbikûnun) ve onlara güzelce uyanların izledikleri yolları bilmekle mümkündür.(Mecmuu-l-Fetava.378)

Son olarak; yüce Allah’tan kendim için ve bütün müslümanlar için tevfikini, İslâma zafer nasib etmesini, sapmış olan müslümanları hakka ve dosdoğru yola iletmesini niyaz ederim. Allah’ın salât ve selamı, bereketleri Rasûlümüz, o güvenilir, yüce Peygamber Muhammed’e, bütün aile halkına ve ashabına olsun...
 
Benzer konular Forum Tarih
E İslami Kavramlar 2 2K

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt