Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Evlilikte Anne Ve Babaya Itaat Etmek Gerekir Mi?

TUVEYLİB Çevrimdışı

TUVEYLİB

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi

Bu konuda oldukça site de soru görmüştüm. Umarım tercüme etmiş olduğum bu fetva birçok kimseye faydası olur...

ANNE VE BABAYA HER KONUDA İTAAT ETMEK GEREKİR Mİ? DİNİMİZ: EVLENME KONUSUNDA BEKÂR KADININ HER ZAMAN DUL KADINDAN ÖNCE Mİ TUTUYOR?


SORU

Boşanmış bir kadınla evlenmek istiyorum, kadının bir erkek çocuğu var. Ancak Annem buna muvafakat etmiyor. Sebebi ise: kadın boşanmış ve bir çocuğu var. Kadın komşular ve çevre tarafından çok iyi bir kimse, dindar olarak biliniyor, kötü bir şeyi duyulmamış. Ben bu kadınla evlenmekle; bekâr olduğum için zinaya ve harama düşmekten korumuş olacağım. Benim sormak istediğim: böyle bir durumda anneme karşı ne yapmam gerekir? Şeriat her halükarda bekâr ile evlenmeyi dul ile evlenmenin önüne mi alıyor?

Birincisi:

Anne ve Babaya itaat, onları sevindirme en yüce itaatlerden biri olup, alemlerin Rabbi olan Allah tealaya yaklaşmasına en büyük vesilelerindendir…

Anne ve Babaya itaatin hükmü durum ve şartlara göre değişir. Bazı hallerde vacip iken bazı hallerde ise mendup olabilir. Anne ve Babaya itaat dediğimiz gibi durum ve şartla göre farklılık arz eder.

Şeyhul İslam İbni Teymiye şöyle demiştir:

Anne ve Baba fasıkda olsa günah olmayan konularda kişinin itaat etmesi gerekir. Bu görüş İmam Ahmed’in sözlerinin zahirinden anlaşılan görüştür. Bu vacip olan itaat; faydası olan, zararı olmayan durumlar içindir. Bir mesele de itaat zorda olsa, kişiye zararı olmayan bir durumda Anne ve babaya itaat etmesi gerekir. Bunun dışında ki hususlarda itaat etmesine gerek yoktur…

İkincisi:

Bir Kimse; Belli Bir Kadınla Evlenmesine Karşı Çıkan Anne Ve Babasına İtaat Etmelimidir?

Cevap:

Kişinin evlenmek için seçmiş olduğu kadını; Anne ve Babanın evlenmeye muvafakat etmemeleri, şer-i sebeplerden ötürü ise örneğin: kadının dini konularda kötü bir izlenimi varsa, insanlar bu kadının dini konularda eksik, gevşek vs şekilde biliyorsa böyle bir durumda evladın anne ve babaya itaat etmesi gerekir.

Çünkü böyle bir durumda anne ve baba evlatlarının yanlış üzerine gitmelerine, evlatlarının bir kötülüğün gelmesine izin vermeleri düşünülmez. Bu kadının, dinin eksikliği evlatlarına zarar verebilir hatta etrafa zarar verebilir.

Ancak anne ve babanın evlatlarının belli bir kadınla evlenmeye muvafakat etmemeleri; şahsi sebeplerden, dünyevi sebeplerden ise örneğin: kadın güzel değilse yahut aşireti ya da ailesi güzel kimseler değilse-Allah en doğrusunu bilir- böyle bir durumda evladın anne ve babasına itaat etmesi gerekmez. Eş seçimi; evladın kendi hakkıdır, anne ve babanın hakkı değildir.


Suud daimi Fetva Komisyonu şöyle demiştir:

Anne ve babaya itaat: normal işlerde veya mubah olan işlerde itaat etmenin hükmü; maslahat ve mefsedet takdirine göre değişir. Zarar ve fayda oranına göre değişir. Bu tür durumlarda örneğin: Anne ve baba evlatlarına bir şey emretseler, bu işin yapılmamasında maslahat ve fayda varsa evladın anne ve babasının istediklerini yapmamasında bir sakınca yoktur. Elbette bu durumda bile evlat anne ve abasına iyilikle muamele eder, güzel bir yola isteklerini yerine getirmediğini kendilerine izah eder. Bu konuda delil ise: şu hadisin genel ifadeleridir: “Sizler dünya işlerinizi daha iyi bilirsiniz…” dolayısıyla zarar ve mefsedetin olduğu bir durumda evladın anne ve babasına itaat etmemesi Anne ve baba haklarının yerine getirilmemesi anlamına gelmez…

Şayet anne ve babanın evlattan istemiş olduğu, emretmiş olduğu şey; evlat için hayırlı, faydalı ise evladın anne ve babaya itaat etmesi hayr, bereket ve büyük bir ihsandır. (Komisyon fetvaları, 25/133)

İbni Useymin’e şöyle sorulmuştur: ben Müslüman bir gencim, amcamın kızı var. Dedem benim bu kızla evlenmemi istiyor, kız dinine bağlı olduğu için bende evlenmek istiyorum ancak anne ve babam bu kızla evlenmem konusunda biraz çekimserler, evlenmemi istemiyorlar. Ben ahlak ve din bakımından bu kız gibisini bir daha bulamayacağımı biliyorum. Bu kızla evleneyim mi?

Cevap: benim görüşüm bu kızla evlenmendir. Kızın dini ve ahlakı güzel olduğu müddetçe, bu yönlerini beğendiysen evlen. Anne ve babanı da bu konuda ikna edebilirsen güzel olur. Şayet annen ve baban bu kız ile evlenmeni istemeseler dahi sen bu kız ile evlen. Annen ve babanın karşı çıkmalarına aldırış etme! Ancak annen ve baban senin bu kız ile evlenmemen konusunda şer-i bir engel zikrederlerse başka. Zira bu tür durumlar kişilerle alakalı olduğu için, kişilerin durumlarına göre hükümler değişebilir. (Nurun Ala Ed-Derb, S. 3)

Böyle bir durumda âlimlerden bazıları anne ve babaya itaat etmenin gerekliliğinden bahsetmiştir. Ancak evlat, kıza gönlü kalmışsa yahut evladın zinaya düşme yahut kendine zarar vermesi gibi bir durum söz konusu ise durum değişir.

İmam Ahmed şöyle demiştir: Anne ve baba evlatlarının evlenmesini istemiyor, evlatta zinaya düşmekten, kendine zarar vermesinden korkulursa böyle bir durumda anne ve babaya dönülmez.

Adamın birisi imama: benim bir cariyem var. Annem bu cariyemi satmamı istiyor, deyince:

-Sen sattığında zinaya düşmekten mi korkuyorsun?

- Evet…

-O halde satma!

- Annem: bu cariyeyi satmazsan senden razı olmam diyor.

-Sen zinaya düşmekten korkuyorsan cariyeni satma. Bu konuda annene itaat etmene gerek yoktur. (El-Adab, 1/448)

Şeyhul İslam İbni Teymiyye şöyle demiştir:

Bu adam şayet cariyesini satarsa zinaya düşmekten korkuyor, o halde bu kimsenin cariyesini satmaması gerekir. Cariyeyi satması bu kişiye zarar verir…

Şeyhin sözlerinden anlaşılanlar şunlardır: Bu kişi: zinaya düşmekten korkmazsa, böyle bir sorunu olmazsa annesine itaat eder ve cariyeyi satar. Zira böyle bir durumda yapması gereken şey; kendisine zarar vermez. Ne dini ve ne de dünyevi bir zarar gelmiş olur. (El-Adab, 1/448)

Üçüncüsü:

Şüphesiz bir kimse bekâr kızlarla evlenmeyi ister. Bu evlenmeyi isteyenlerin arzusudur. Dul bir kadın yerine bekâr bir kızla evlenmeyi istemeyi ister, bu sebeplerini de evlenmek isteyenler bilir.

Cabir b. Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet ederler: Dedi ki: "Rasulullah (s.a.v.) zamanında bir kadınla evlendim.

Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:"Ya Cabir evlendin mi?" Dedim ki: "Evet." Buyurdu ki: "Bekâr mı, dul mu?" Dedim ki: "Dul."

Buyurdu ki:"Oynaşacağın bekâr olmaz mıydı?" Dedim ki: "Benim kız kardeşlerim var. Onlarla benim arama girmesinden korktum."

Buyurdu ki: "Kadın, ya dini veya güzelliği için nikâhlanır. Sen dindar olanı seç. (Böyle yapmazsan) iki elin fakirleşir." (Buhari, 5247. Müslim, 715)

Bu hadis göstermektedir ki: kişiler bekâr kızlarla evlenmek ister, duldan önce bekârları tercih eder.

Ayrıca hadis bazen bir dul kadının diğer kadınlardan daha efdal olduğunu gösterir. Bazı durumlarda dul kadın, bekâr kadınlardan daha önce tercih edilir.

Bu durumları şöyle zikrediliriz:

-Cabir’in (r.a) zikretmiş olduğu sebep gibi: bir baba vefat etmiş, geride kız çocukları bırakmış, bu kızlara bakılması ve ilgilenilmesi gerekiyor olabilir. Böyle bir durumda elbette dul bir kadının tercih edilmesi peygamber efendimizin (s.a.v) sözlerinde de görüldüğü gibi buna muvafakat etmiştir.

-Dul bir kadının nikâh masrafları ve mehri daha az ise, dul kadın fakir ve geliri az olan erkek ile evlenmeyi ve yaşamayı kabul etmişse, bu kişinin bekârla evlenmeye gücü yetmiyorsa yahut evlenince geçimini sağlayamamaktan çekiniyor ise böyle bir durumda da kişi dul ile evlenmeyi tercih edebilir.

-Bir kimse güzelliğinden yahut dininden dolayı yahut dul kadına gönlü bağlanacağı herhangi bir sebepten dolayı bekâr yerine dul kadınla evlenmeyi tercih edebilir. Bu tür durumlar meşhurdur ve bilinen durumlardır...

Cabir hadisi hakkında İbnü-l Iraki şöyle demiştir: “Onlara bakacak ve saçlarını tarayacak bîr kadın... Resûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in : “isabet etmişsin!” buyurdu. Nitekim bu şeklinde de rivayet edilmiştir;

Hadis, Cabir’in faziletini gösteren bir hadistir. Kendi nefsinin ve isteklerinin yerine kız kardeşlerinin durumunu düşünerek hareket etmiştir. İki maslahattan hangisi daha önemliyse onun öne geçirilmesi gerekir. Bunun için rasulullah (s.a.v), Cabir’e dua etmiştir.

Azim Abadi (r.a) şöyle demiştir: hadis: Cabir hadisinde de görüldüğü gibi şayet bir kimsenin dul kadın ile evlenmesinde maslahat var ise, dul kadın ile evlenmesi müstehaptır…

Soru soran kimsenin durumuna gelince: Sen durumuna bakmalısın, maslahat ve menfaat nerde.

Bu kadına gönlün bağlanmamış, diğer başka kadınlar senin iffetinin koruyacaksa ve annenin razı edecekse bunu öne geçirmelisin. Böylelikle muteber, şer-i şeyleri de göz önünde bulundurmuş olursun.

Şayet gönlün bu kadına kapılmışsa yahut bu kadınla evlenmediğinde fitneye düşmekten korkuyorsa yahut fakir ve bekâr bir kıza bakacak durumun yok ise, bu dul kadınla da evlenmenin maliyeti daha az olacak ise bu kadınla evlen, bu şekilde iffetini muhafaza et. Annenin istediğinin tersine hareket etmende de bir sakınca olmaz. Ancak bununla beraber anneni razı etmek için gücün yetiğince gayret göster, annenin bu kadını ve bu kadınında anneni sevmesi için elinden geldiğince çalış.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt