Omer Hadid, Felluce sehrinin seckin sehidlerinden birisidir. O, sehrin erdemli bir evladi ve Kahraman bir komutaniydi. Omer, Allah’a itaat eden sanli bir adamdi. Onun ruhu gorkemli cennete ulasti ve o cennetten baska bir yere de yerlesmeyecekti -insaallah-. Omer ayni zamanda hos bir insandi. Her ne kadar dusmanlarina karsi bir kilic olarak anilsa da...
Kardesleri onun adini cennetin saf sulariyla es tuttular. Bu Omer Halid veya Omer Huseyin Halid el Muhammedi Felluce kahramani izzet ve itibariyla Omer, Felluce gibi kucuk bir sehri insanlarin takdir ettigi bir izzet ve seref sembolu haline getiren dag gibi bir adamdi. Omer hicbir zaman un istemedi. Onun icin bu dunya ve cennet icin ugrasip didinmek -ki o bunu almistir (Biz oyle umuyoruz)- un pesinde olmak demek degildir. Biz onu imanin erdemli ve yuce bir takipcisi oldugunu bilirken bu nasil olabilir? Aksi takdirde o, Baas Partisi’nin tagut lideri Saddam Huseyin’in karanlik gunlerinde Allah’in birligine sabit kalmis ve dogru kelimeye kendini adamis bir adam iken bu nasil olabilir?
Sevgili Omer daha sonra kardes ve vaiz Muhammed Sishani ile tanisti. Bu iki adam cehaletin besigi olan Felluce sehrindeki el-Fayad mescidinde ilk erdem hareketini baslattilar. Onlarin grubu fisk fucur dolu video dukkanlarini, kadin kuafor salonlarini (buralar baska amaclar icin kullaniliyordu), sarap satis yerlerini yok ettiler. Diger civar koylere de yonelmislerdi ki, Allah onlarin daha ileri gitmelerini takdir etmedi. Grup uyelerinden biri yakalandi ve seyh ile takipcilerinin nerede olduklariyla ilgili bilgi verdi. Evlerinden biri baskina ugradi, ne var ki kahraman sehid ve arkadasi tagutun adamlarindan birini oldurup, digerlerini de yaralayarak kacmayi basardilar. Boylece onun kacarak yolculuk gunleri basladi. Omer Allah’a tevekkul ederek Irak’ta sehirden sehre gezerek siginak aramaya basladi.
Bir gun Omer’in Irak gizli servisinde calisan resmi gorevli bir akrabasi: “Bir saatligine benimle gel, geri geleceginin garanti ediyorum, bir daha aranmayacaksin. Tek yapman gereken uzgun oldugunu soylemen sadece kayitlara gecmesi icin. Eger kabul edersen sana yoneltilen tum bu iddialardan beri olacaksin ve ozgur olacaksin” dedi. Omer bakti ve soyle cevapladi: “Bu taguta yaptigin hizmetlerden ve hainliginden dolayi Allah’in sana verecegi cezadan kendini korumalisin. Kendi adima Allah’a hamdolsun bulundugum durumdan hosnudum ve eminim.”
Baas rejiminin dusmesinden sonra, kumandan dinine hizmet etmek icin arastirmaya koyuldu. Omer, sehid kardesi Ebu Muhammed el-Lubnani ile birlikte, Arap muhacir kardesleriyle beraber mucadele etmek icin askeri kampi kuracagi Rava’ya gitti. Omer daha sonra amerikan zirhli birlikleriyle mucadeleyi yurutecegi Felluce’ye geldi. Muharebe esnasinda uc kardesi sehid dustu, ama Omer ve diger kardesleri mucizevi sekilde hayatta kaldilar.
O, kendisinin neyle karsilasacagini biliyordu, bundan dolayi her cesit silahlari stoklamaya basladi. Omer ayrica ailesinin Allah’a sarilmasini ogutledi. O onlarin kalplerine dokunmayi basardi ve gencinden yaslisina hepsi onu dinlediler…
Omer sehid olmadan once, abisi Abdussatirin seriat ilmi uzerine calisan sadik kuzeni Casim ve digerlerinin cenazelerine katildi. Allah onlari bu dunyada Islam’la sereflendirdigi gibi, onlara yeni bir aile ve cennetle sereflendirsin. Daha sonra Felluce’de ilk olaylar serisi basladi. Bu olaylar bir Mucahid olarak onun hayatinda yeni bir donum noktasi oldu. Zaten onlar Felluce’nin tarihsel anlaminin bilincindeydiler. Bundan dolayi sen Omer olmadan Felluce’den, Felluce olmadan da Omer’den bahsedemezsin. Felluce ve Omer ayni onurun iki yuzuyduler. Biz bu Omer ve Felluce yakinligini Muduriyet el-Emin ve el-Kaymakamiye olaylarinda ve bu kahramanin hayatinin sonlarina kadar goruruz.
Ben Felluce’de vuku bulan ilk olaylar serisinden baslayacagim. Allah’tan onun cennetteki makamini yukseltmesini niyaz ederim. Amerikalilar Felluce’ye ilk saldirilara basladiklari zaman, sehir sakinlerinin cogunlugu evlerinde saklanmayi tercih etmislerdi. Onlari ailelerinin, cocuklarinin ve mulklerinin korkusu kaplamisti. Nasilsa Omer, Allah’tan baska kimseden korkmuyordu. Evine yoneldi kuzenlerini ve beraberindeki herkesi topladi. Daha sonra makineli tufegini aldi. Kardesi Abdussatir ve en cok bilinen akrabasi Casim onu izlediler. Insanlar acelece onun yanina gelerek yalvarmaya basladilar, “Ne yapiyorsun? Deli misin? Yuzunu kapat Amerikalilar ve casuslari buradalar!” Gene de Omer butun gucle bagirdi. “Evlerinizden cikin! Serefiniz icin kalkin! Onlar hicbir zaman ayrilmayacaklar! Bir saat icin bile olsa Allah’a iman edin!” Ona verilen en iyi cevap yuzunu ortmesi icin verilen bir kaskol ve susuzlugunu gidermesi icin uzatilan bir testi suydu.
Allah’a yemin ederim ki gozlerinde Islam icin duydugu derin tutku ve kalbinde Muslumanlarin serefi icin duydugu kaygi acikca goruluyordu. Allah’in emirlerini uygulama hususundaki kahramanligina en buyuk delil onun yuzuydu. Omer Hadid, insanlarini da tutkuyla sevdigi gibi dini kalbinin en derininde sevdi.
Bu sebepledir ki o insanlari icin kendisinden tereddutsuz fedakarlikta bulunuyordu… Felluce’deki bircok ev topa tutuldu ve yikildi. Yore halki evlerinden ayrildi ve kacmak zorunda kaldilar. Buna ragmen Omer’in birden cok topa tutulmasina ragmen hasar gormemis evi sadik Mucahidlerin yiyecek ve tibbi destek aldigi bir siginak vazifesi goruyordu. Ustelik civar evlerin tamami yok olmustu. Allah’a bu lutfu icin hamdolsun.
Daha sonra savas basladi. Omer Hadid, Seyh Ebu Enes es-Sami, Ebu Azzam el-Iraki ve digerleri savasin seyri icin onemli rol oynayan merkezi bir komuta yapisi olusturmuslardi. Omer’in gorevi savasin en zorlu cereyan ettigi el-Golan komsu yerleskesindeki catismalara komuta etmekti. Dusman Felluce’ye defalarca el-Golan bolgesinden dahil olmaya calisti. Bunun bircok sebebi vardi, en onemlileri:
• Dusmanla el-Golan arasindaki mesafe kisaydi.
• El-Golan cephesi uzun bir mesafeye yayiliyordu ve bu durum Mucahidlerin burayi savunmasini guclestiriyordu.
Oradaydim. Cephede Allah adi icin yemin ederim ki Omer’in sesi binlerce suvarinin sesi gibiydi ve sadece onun goruntusu moralleri yukseltiyor ve insanlara umut veriyordu. Hatirladigim kadariyla bir seferinde kardeslerden bir grup, Amerikalinin noktalarindan birine saldirdilar. Omer sonradan onlarin sarildiklarini duydugunda hizlica makineli silahini aldi ve kardeslerini harekete gecmeye tesvik etti. O onlara “Kardeslerimizi korumaliyiz. Haydi simdi!” dedi. O saldiriyi bir cephe yonunden komuta ederken diger yonden saldirilari koordine ediyordu. Allah’a hamdolsun etraflarinin sarilmasina ragmen kardesler meydandan zaferle ayrilmislardi. Omer’in kaldigi her yer otomatik olarak amansizca bombalaniyordu. Bombardimanlar geride hicbir sey birakmadilar. Vurulan son yer cephane deposu gorevi goren bir evdi. Bu muharebenin bitmesinden sadece birkac gun onceydi. Evin icindeki cephaneler bizim son stokumuzdu. Omer cok uzuldu ve ‘Allah yardim edecektir, Omer’ diyen Seyh Ebu Enes es-Sami’ye yakindi. Kardeslerin ustlerine duseni yapip Allah’a hamd etmeleri pesi sira zaferler ust uste geldi.
Felluce’deki ilk olaylar durulduktan sonra Omer hayatinin en onemli sayfasina acarak iyilik ve hamd donemini baslatan bir olusuma vesile oldu. Bir grup kardesiyle beraber Felluce sehrinde Islami hukukun (Seriatin) Hukum surmesine vesile olmasini umarak Mucahid Sura Meclisi’ni kurdu. (Bu Sura Meclisi, sehid Zerkavi’nin de icerisinde oldugu Mucahidlerin Sura Meclisi degildir.) Omer Amerikan saldirisi basladiginda sehirden kacan Lanetli Tasavvuf dergahinin seyhlerini kovdu. Bunun yerine Tevhide inanan bir grup kardesini yanina aldi. Bu Omer’i korkaklarin hedefi haline getirdi. Onu her seyle sucladilar ve geri cevirdiler. Ne var ki onurlu Felluceliler Omer’i buyuk bir danisman ve adil bir hakem olarak biliyordu. Her ne zaman bir durumla ilgili karar vermek durumunda kalsa sartlar hangi zorlukla olursa olsun sadece adaleti talep ederdi.
Omer’le ozdeslesen eylemlerinden biri de hainlik kokusu aldigi musrik (Irak ulusal) muhafizlarin Felluce tugay merkezine saldirarak onlarin liderlerini ele gecirmesidir. O daha sonra buradan esir aldigi tutsaklari infaz ederek oradaki silahlara, erzaklara el koydu ve sehri kufurden temizledi. Amerikali isgalciler musrik muhafiz tugayinin komutaninin oldurulmesinden cok muteessir oldular ve onun dev bir boy fotografini uslerine astilar. Omer bulundugu konum geregi olasi Amerikan saldirisi icin silahlar tedarik ederek eksiklikleri tamamladi. Birkac kez daha el-Golan cephesini yonetti. Felluce’deki ikinci olaylar serisi baslamisti. Omer, el-Golan’da mevzilendi. Ben, Nazal yerleskesinde Seyh Ebu Azzam (El Iraki), Abdulhadi, Ebu Rebi ve diger sadik kardeslerleydim. Daha sonra el-Golan’dan gelen korkunc haberleri aldik. Omer Hadid’in oldugu rapor ediliyordu, bizi derin bir uzuntu ve keder kapladi. Gunesli bir gunde Omer aniden gorundu. Sirtindan ve sag omzundan yaralanmisti ve otomatik bir silah tasiyordu. Bu sefer Amerikan m16’siydi ve biz hep bir agizdan ‘Allah En Buyuktur! (Allahu Ekber)’ diyorduk ve rabbimize hamd ediyorduk. Omer, daha sonra bize sirtindan nasil yaralandigini ve ablukayi nasil kirip kacabildiklerini anlatti. Omer Nazzal yerleskesine geldi, yaralarina ve hareket etmekte zorlanmasina ragmen liderlik rolunu yerine getiriyordu. Bir bolgedeki direnis zorlu bir sekil almisti. Biz onu oraya onemli bir sebeple gonderdik. Kardesler onu gorur gormez heyecanlandilar ve cesaretlendiler, sessiz cesaret onlarin parolasi oldu…
Amerikalilar Nazzal bolgesine saldiriya gectiler ve kardeslerimiz bu saldiriyi kahramanca mukabele ettiler. Kardesler bircok gruba ayrildilar. Ben bir gruptaydim, Omer’de diger gruptaydi. Ona, Muhammed Casim el Isavi ( Ebu Haris) ve digerleri eslik ettiler. Yuzunde buyuk bir gulumseme vardi, dedi ki “Allah’in izniyle zafer bizim olacak. Allah’in yardimiyla kazanacagiz, Allah bize ne takdir ederse onun icin cabalayacagiz” biliyorum ki cenneti kastediyordu. Nazzal bolgesi boyunca catisma basladi ve biz bir evden digerine hareket ediyorduk. O gunler esnasinda kardes bir yerden digerine hareket ediyordu. Ne var ki ben ve uc kardes bircok sebepten dolayi hareket edemedik. Omer evden disari baktiginda catida keskin nisancilar oldugunu gorerek sinirden deliye dondu. Bizim icin kaygilaniyordu m16’sini aldi ve nisancilara dogru ates acti. Omer keskin nisancilarin ikisini de vurmayi basarmisti, bunun sonucunda catidaki korkaklarin kacmasiyla Allah’in bunu bize kolaylastirmasiyla hamdolsun evden kacmamiz kolaylasmisti. Daha sonra “kadin iniltisi gelmisti.” Nazzal yerleskesi sakinleri adlandirdigi gibi tum Felluce sakinlerine sehirden ayrilmalari emredildi. Herkes olumun kacinilmaz sekilde yaklastigini biliyordu, cunku korkaklar kirli metot kullanmaya baslamislardi. Zehirli gazlar, yakici metaller bunlarin arasindaydi. Daha sonra ortaya cikti ki beyaz fosfor dahi kullanmislardi ve suphesiz bu buzdaginin sadece gorunen yuzuydu. Omer bir yerden digerine hareket ediyordu. Sonunda ondan fazla kardesiyle beraber bir eve mevzilenmislerdi. Bir gun o, aniden Amerikalilarin eve operasyon duzenlemekte olduklarini fark etti. Catiya cikti ve catismaya dahil oldu. Yakinlardaki evlerden birine mevzilenen keskin nisancilardan birinin atesledigi kursun onu basindan vurdu. Suvari kisragindan inmisti…
Biz Omer’in bu dunyadan hak etmek icin calistigi seyi aldigina ve Allah ile beraber olduguna inaniyoruz.
En sasirtici seylerden biri de bu olaylarda her zaman yaptiklari gibi Amerikalilarin her turlu metodu kullandigidir. Kullandiklari metotlardan birine de psikolojik harp teknikleriydi. Hikayenin komik kismi Amerikalilarin hoparlorleriyle “Cikin ve teslim olun. Etrafiniz sarildi. Sizi yok edecegiz. Komutaniniz kacti. Sizi terk etti. Korkakca Omer Hadid sizi terk etti! O yasamayi secti ve sizi olume terk etti” demeleriydi. Omer belki de cilgina donerdi kardesleri bunlara gulerken. Bu durum sadece onlari inanclarindan daha kavi (dayanikli) kiliyor ve onlari Allah’in takdirinin gerceklesmesi daha emin kilmaktan baska bir seye yaramiyor…
Amerikalilarin bir zamanlar soylediklerini yineliyorum. Soyle demislerdi: “Biz buraya yok edici silahlarla geldik. Yer yanacak, gokyuzunden ates yagacak. Biz karsi konulmaz korkunc bir gucuz” Allah icin bunu duydugumda tum kalbimle guldum.
Kardeslerime “Sevinin, cunku Allah’a yemin ederim ki bu kiliclarin uyanmasiyla, kurtulus yakindir, Allah’a hamdolsun zaferin gelmesi yakindir. Sonunda Allah’tan bizi cennete Omer’e ve kardeslerinin yanina katmasini diliyorum ve beni Omer’in ve onun benzeri sehidlerin sevgisiyle odullendirmesini diliyorum. Allah tek dayanagimizdir.”
Irak’taki Mucahid Kardeslerinizden Birisi…
Kardesleri onun adini cennetin saf sulariyla es tuttular. Bu Omer Halid veya Omer Huseyin Halid el Muhammedi Felluce kahramani izzet ve itibariyla Omer, Felluce gibi kucuk bir sehri insanlarin takdir ettigi bir izzet ve seref sembolu haline getiren dag gibi bir adamdi. Omer hicbir zaman un istemedi. Onun icin bu dunya ve cennet icin ugrasip didinmek -ki o bunu almistir (Biz oyle umuyoruz)- un pesinde olmak demek degildir. Biz onu imanin erdemli ve yuce bir takipcisi oldugunu bilirken bu nasil olabilir? Aksi takdirde o, Baas Partisi’nin tagut lideri Saddam Huseyin’in karanlik gunlerinde Allah’in birligine sabit kalmis ve dogru kelimeye kendini adamis bir adam iken bu nasil olabilir?
Sevgili Omer daha sonra kardes ve vaiz Muhammed Sishani ile tanisti. Bu iki adam cehaletin besigi olan Felluce sehrindeki el-Fayad mescidinde ilk erdem hareketini baslattilar. Onlarin grubu fisk fucur dolu video dukkanlarini, kadin kuafor salonlarini (buralar baska amaclar icin kullaniliyordu), sarap satis yerlerini yok ettiler. Diger civar koylere de yonelmislerdi ki, Allah onlarin daha ileri gitmelerini takdir etmedi. Grup uyelerinden biri yakalandi ve seyh ile takipcilerinin nerede olduklariyla ilgili bilgi verdi. Evlerinden biri baskina ugradi, ne var ki kahraman sehid ve arkadasi tagutun adamlarindan birini oldurup, digerlerini de yaralayarak kacmayi basardilar. Boylece onun kacarak yolculuk gunleri basladi. Omer Allah’a tevekkul ederek Irak’ta sehirden sehre gezerek siginak aramaya basladi.
Bir gun Omer’in Irak gizli servisinde calisan resmi gorevli bir akrabasi: “Bir saatligine benimle gel, geri geleceginin garanti ediyorum, bir daha aranmayacaksin. Tek yapman gereken uzgun oldugunu soylemen sadece kayitlara gecmesi icin. Eger kabul edersen sana yoneltilen tum bu iddialardan beri olacaksin ve ozgur olacaksin” dedi. Omer bakti ve soyle cevapladi: “Bu taguta yaptigin hizmetlerden ve hainliginden dolayi Allah’in sana verecegi cezadan kendini korumalisin. Kendi adima Allah’a hamdolsun bulundugum durumdan hosnudum ve eminim.”
Baas rejiminin dusmesinden sonra, kumandan dinine hizmet etmek icin arastirmaya koyuldu. Omer, sehid kardesi Ebu Muhammed el-Lubnani ile birlikte, Arap muhacir kardesleriyle beraber mucadele etmek icin askeri kampi kuracagi Rava’ya gitti. Omer daha sonra amerikan zirhli birlikleriyle mucadeleyi yurutecegi Felluce’ye geldi. Muharebe esnasinda uc kardesi sehid dustu, ama Omer ve diger kardesleri mucizevi sekilde hayatta kaldilar.
O, kendisinin neyle karsilasacagini biliyordu, bundan dolayi her cesit silahlari stoklamaya basladi. Omer ayrica ailesinin Allah’a sarilmasini ogutledi. O onlarin kalplerine dokunmayi basardi ve gencinden yaslisina hepsi onu dinlediler…
Omer sehid olmadan once, abisi Abdussatirin seriat ilmi uzerine calisan sadik kuzeni Casim ve digerlerinin cenazelerine katildi. Allah onlari bu dunyada Islam’la sereflendirdigi gibi, onlara yeni bir aile ve cennetle sereflendirsin. Daha sonra Felluce’de ilk olaylar serisi basladi. Bu olaylar bir Mucahid olarak onun hayatinda yeni bir donum noktasi oldu. Zaten onlar Felluce’nin tarihsel anlaminin bilincindeydiler. Bundan dolayi sen Omer olmadan Felluce’den, Felluce olmadan da Omer’den bahsedemezsin. Felluce ve Omer ayni onurun iki yuzuyduler. Biz bu Omer ve Felluce yakinligini Muduriyet el-Emin ve el-Kaymakamiye olaylarinda ve bu kahramanin hayatinin sonlarina kadar goruruz.
Ben Felluce’de vuku bulan ilk olaylar serisinden baslayacagim. Allah’tan onun cennetteki makamini yukseltmesini niyaz ederim. Amerikalilar Felluce’ye ilk saldirilara basladiklari zaman, sehir sakinlerinin cogunlugu evlerinde saklanmayi tercih etmislerdi. Onlari ailelerinin, cocuklarinin ve mulklerinin korkusu kaplamisti. Nasilsa Omer, Allah’tan baska kimseden korkmuyordu. Evine yoneldi kuzenlerini ve beraberindeki herkesi topladi. Daha sonra makineli tufegini aldi. Kardesi Abdussatir ve en cok bilinen akrabasi Casim onu izlediler. Insanlar acelece onun yanina gelerek yalvarmaya basladilar, “Ne yapiyorsun? Deli misin? Yuzunu kapat Amerikalilar ve casuslari buradalar!” Gene de Omer butun gucle bagirdi. “Evlerinizden cikin! Serefiniz icin kalkin! Onlar hicbir zaman ayrilmayacaklar! Bir saat icin bile olsa Allah’a iman edin!” Ona verilen en iyi cevap yuzunu ortmesi icin verilen bir kaskol ve susuzlugunu gidermesi icin uzatilan bir testi suydu.
Allah’a yemin ederim ki gozlerinde Islam icin duydugu derin tutku ve kalbinde Muslumanlarin serefi icin duydugu kaygi acikca goruluyordu. Allah’in emirlerini uygulama hususundaki kahramanligina en buyuk delil onun yuzuydu. Omer Hadid, insanlarini da tutkuyla sevdigi gibi dini kalbinin en derininde sevdi.
Bu sebepledir ki o insanlari icin kendisinden tereddutsuz fedakarlikta bulunuyordu… Felluce’deki bircok ev topa tutuldu ve yikildi. Yore halki evlerinden ayrildi ve kacmak zorunda kaldilar. Buna ragmen Omer’in birden cok topa tutulmasina ragmen hasar gormemis evi sadik Mucahidlerin yiyecek ve tibbi destek aldigi bir siginak vazifesi goruyordu. Ustelik civar evlerin tamami yok olmustu. Allah’a bu lutfu icin hamdolsun.
Daha sonra savas basladi. Omer Hadid, Seyh Ebu Enes es-Sami, Ebu Azzam el-Iraki ve digerleri savasin seyri icin onemli rol oynayan merkezi bir komuta yapisi olusturmuslardi. Omer’in gorevi savasin en zorlu cereyan ettigi el-Golan komsu yerleskesindeki catismalara komuta etmekti. Dusman Felluce’ye defalarca el-Golan bolgesinden dahil olmaya calisti. Bunun bircok sebebi vardi, en onemlileri:
• Dusmanla el-Golan arasindaki mesafe kisaydi.
• El-Golan cephesi uzun bir mesafeye yayiliyordu ve bu durum Mucahidlerin burayi savunmasini guclestiriyordu.
Oradaydim. Cephede Allah adi icin yemin ederim ki Omer’in sesi binlerce suvarinin sesi gibiydi ve sadece onun goruntusu moralleri yukseltiyor ve insanlara umut veriyordu. Hatirladigim kadariyla bir seferinde kardeslerden bir grup, Amerikalinin noktalarindan birine saldirdilar. Omer sonradan onlarin sarildiklarini duydugunda hizlica makineli silahini aldi ve kardeslerini harekete gecmeye tesvik etti. O onlara “Kardeslerimizi korumaliyiz. Haydi simdi!” dedi. O saldiriyi bir cephe yonunden komuta ederken diger yonden saldirilari koordine ediyordu. Allah’a hamdolsun etraflarinin sarilmasina ragmen kardesler meydandan zaferle ayrilmislardi. Omer’in kaldigi her yer otomatik olarak amansizca bombalaniyordu. Bombardimanlar geride hicbir sey birakmadilar. Vurulan son yer cephane deposu gorevi goren bir evdi. Bu muharebenin bitmesinden sadece birkac gun onceydi. Evin icindeki cephaneler bizim son stokumuzdu. Omer cok uzuldu ve ‘Allah yardim edecektir, Omer’ diyen Seyh Ebu Enes es-Sami’ye yakindi. Kardeslerin ustlerine duseni yapip Allah’a hamd etmeleri pesi sira zaferler ust uste geldi.
Felluce’deki ilk olaylar durulduktan sonra Omer hayatinin en onemli sayfasina acarak iyilik ve hamd donemini baslatan bir olusuma vesile oldu. Bir grup kardesiyle beraber Felluce sehrinde Islami hukukun (Seriatin) Hukum surmesine vesile olmasini umarak Mucahid Sura Meclisi’ni kurdu. (Bu Sura Meclisi, sehid Zerkavi’nin de icerisinde oldugu Mucahidlerin Sura Meclisi degildir.) Omer Amerikan saldirisi basladiginda sehirden kacan Lanetli Tasavvuf dergahinin seyhlerini kovdu. Bunun yerine Tevhide inanan bir grup kardesini yanina aldi. Bu Omer’i korkaklarin hedefi haline getirdi. Onu her seyle sucladilar ve geri cevirdiler. Ne var ki onurlu Felluceliler Omer’i buyuk bir danisman ve adil bir hakem olarak biliyordu. Her ne zaman bir durumla ilgili karar vermek durumunda kalsa sartlar hangi zorlukla olursa olsun sadece adaleti talep ederdi.
Omer’le ozdeslesen eylemlerinden biri de hainlik kokusu aldigi musrik (Irak ulusal) muhafizlarin Felluce tugay merkezine saldirarak onlarin liderlerini ele gecirmesidir. O daha sonra buradan esir aldigi tutsaklari infaz ederek oradaki silahlara, erzaklara el koydu ve sehri kufurden temizledi. Amerikali isgalciler musrik muhafiz tugayinin komutaninin oldurulmesinden cok muteessir oldular ve onun dev bir boy fotografini uslerine astilar. Omer bulundugu konum geregi olasi Amerikan saldirisi icin silahlar tedarik ederek eksiklikleri tamamladi. Birkac kez daha el-Golan cephesini yonetti. Felluce’deki ikinci olaylar serisi baslamisti. Omer, el-Golan’da mevzilendi. Ben, Nazal yerleskesinde Seyh Ebu Azzam (El Iraki), Abdulhadi, Ebu Rebi ve diger sadik kardeslerleydim. Daha sonra el-Golan’dan gelen korkunc haberleri aldik. Omer Hadid’in oldugu rapor ediliyordu, bizi derin bir uzuntu ve keder kapladi. Gunesli bir gunde Omer aniden gorundu. Sirtindan ve sag omzundan yaralanmisti ve otomatik bir silah tasiyordu. Bu sefer Amerikan m16’siydi ve biz hep bir agizdan ‘Allah En Buyuktur! (Allahu Ekber)’ diyorduk ve rabbimize hamd ediyorduk. Omer, daha sonra bize sirtindan nasil yaralandigini ve ablukayi nasil kirip kacabildiklerini anlatti. Omer Nazzal yerleskesine geldi, yaralarina ve hareket etmekte zorlanmasina ragmen liderlik rolunu yerine getiriyordu. Bir bolgedeki direnis zorlu bir sekil almisti. Biz onu oraya onemli bir sebeple gonderdik. Kardesler onu gorur gormez heyecanlandilar ve cesaretlendiler, sessiz cesaret onlarin parolasi oldu…
Amerikalilar Nazzal bolgesine saldiriya gectiler ve kardeslerimiz bu saldiriyi kahramanca mukabele ettiler. Kardesler bircok gruba ayrildilar. Ben bir gruptaydim, Omer’de diger gruptaydi. Ona, Muhammed Casim el Isavi ( Ebu Haris) ve digerleri eslik ettiler. Yuzunde buyuk bir gulumseme vardi, dedi ki “Allah’in izniyle zafer bizim olacak. Allah’in yardimiyla kazanacagiz, Allah bize ne takdir ederse onun icin cabalayacagiz” biliyorum ki cenneti kastediyordu. Nazzal bolgesi boyunca catisma basladi ve biz bir evden digerine hareket ediyorduk. O gunler esnasinda kardes bir yerden digerine hareket ediyordu. Ne var ki ben ve uc kardes bircok sebepten dolayi hareket edemedik. Omer evden disari baktiginda catida keskin nisancilar oldugunu gorerek sinirden deliye dondu. Bizim icin kaygilaniyordu m16’sini aldi ve nisancilara dogru ates acti. Omer keskin nisancilarin ikisini de vurmayi basarmisti, bunun sonucunda catidaki korkaklarin kacmasiyla Allah’in bunu bize kolaylastirmasiyla hamdolsun evden kacmamiz kolaylasmisti. Daha sonra “kadin iniltisi gelmisti.” Nazzal yerleskesi sakinleri adlandirdigi gibi tum Felluce sakinlerine sehirden ayrilmalari emredildi. Herkes olumun kacinilmaz sekilde yaklastigini biliyordu, cunku korkaklar kirli metot kullanmaya baslamislardi. Zehirli gazlar, yakici metaller bunlarin arasindaydi. Daha sonra ortaya cikti ki beyaz fosfor dahi kullanmislardi ve suphesiz bu buzdaginin sadece gorunen yuzuydu. Omer bir yerden digerine hareket ediyordu. Sonunda ondan fazla kardesiyle beraber bir eve mevzilenmislerdi. Bir gun o, aniden Amerikalilarin eve operasyon duzenlemekte olduklarini fark etti. Catiya cikti ve catismaya dahil oldu. Yakinlardaki evlerden birine mevzilenen keskin nisancilardan birinin atesledigi kursun onu basindan vurdu. Suvari kisragindan inmisti…
Biz Omer’in bu dunyadan hak etmek icin calistigi seyi aldigina ve Allah ile beraber olduguna inaniyoruz.
En sasirtici seylerden biri de bu olaylarda her zaman yaptiklari gibi Amerikalilarin her turlu metodu kullandigidir. Kullandiklari metotlardan birine de psikolojik harp teknikleriydi. Hikayenin komik kismi Amerikalilarin hoparlorleriyle “Cikin ve teslim olun. Etrafiniz sarildi. Sizi yok edecegiz. Komutaniniz kacti. Sizi terk etti. Korkakca Omer Hadid sizi terk etti! O yasamayi secti ve sizi olume terk etti” demeleriydi. Omer belki de cilgina donerdi kardesleri bunlara gulerken. Bu durum sadece onlari inanclarindan daha kavi (dayanikli) kiliyor ve onlari Allah’in takdirinin gerceklesmesi daha emin kilmaktan baska bir seye yaramiyor…
Amerikalilarin bir zamanlar soylediklerini yineliyorum. Soyle demislerdi: “Biz buraya yok edici silahlarla geldik. Yer yanacak, gokyuzunden ates yagacak. Biz karsi konulmaz korkunc bir gucuz” Allah icin bunu duydugumda tum kalbimle guldum.
Kardeslerime “Sevinin, cunku Allah’a yemin ederim ki bu kiliclarin uyanmasiyla, kurtulus yakindir, Allah’a hamdolsun zaferin gelmesi yakindir. Sonunda Allah’tan bizi cennete Omer’e ve kardeslerinin yanina katmasini diliyorum ve beni Omer’in ve onun benzeri sehidlerin sevgisiyle odullendirmesini diliyorum. Allah tek dayanagimizdir.”
Irak’taki Mucahid Kardeslerinizden Birisi…
