Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Fıtır Sadakasını Para mı, Yiyecek mi Vermek Gerekir?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Aleykum selam we rahmetullah;


Fitreyi Para Olarak Ödemek
2021_fitre_ne_kadar_fitre_fitir_sadakasi_kimlere_verilmez_fitre_ne_zaman_verilir_1619182632_0593.jpg



Fitreler aynen hurma, arpa, buğday, üzüm bir sâ’ (yaklaşık 2.917 gram) olarak verilebileceği gibi, kıymetleri para olarak da verilebilir.

Hanefî'lere göre :
Fitrede bütün sayılan yiyecek madeleri için dirhem, dinar veya fulûs cinsinden yahut ticari eşyadan yahut istenilen maddelerden kıymet ödemek câizdir. Çünkü gerçekten vâcib olan fakirin ihtiyacını gidermektir.
Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur:
"
Böyle bir günde fakirlerin ihtiyaçlarını giderin"
(Dârakutni, Kitabu zekati’l-Fıtr, 3/89)
Bu hadis rivayeti zayıf kabul edilmiştir. (Zeylai, Nasbu’r-raye, 2/432; İbn Hacer, Fethu’l-Bâri, 3/375; Avnu’l-Mabud, 5/4)

Fitre için belirlenen yiyecek madeleri yerine kıymetlerini ödemekle de ihtiyaçlarını gidermek mümkündür. Belki bunu yapmak daha iyi ve daha kolay olur. Çünkü bu ihtiyacı gidermeğe daha yakındır. Dolayısıyla fitre ile ilgili nassın ihtiyacı gidermek şartıyla kayıtlanmış olduğu ortaya çıkmaktadır.


Cumhura göre : (eş-Şerhu's-Sağîr, I, 675 vd.; Bidayetu'l-Muctehid, I, 272; el-Kavâninu'l-Fıkhıyye, 112; Muğni'l Muhtaç, 1, 405-407; el-Muhezzeb, 1, 165; el-Muğnî, III, 60-65; Keşşafu'l Kınâ, II, 295-297)
Fitre hububat maddelerinden ve yiyecek olarak kullanılan hurma gibi meyvelerden ödenir. Bunun ölçüsü de bir sa'dır.

Cumhurun dayandığı delil hadislerden biri, Ebu Said el-Hudrî hadisidir: Ebu Said şöyle demiştir: "Peygamber (a.s.) aramızda iken fitreyi buğdaydan kuru üzümden, keşten, yani bunların birinden bir sa' olarak ödüyorduk." Dârakutni'nin Malik b. Enes (r.anh)'dan rivayet ettiğine göre, Peygamber (a.s.)'ın sa' Irak ölçüleri ile beş rıtıl ve bir rıtılın üçte biri kadardı.

Cumhura göre fitre ödenecek yiyecek maddelerinin kıymetini ödemek yeterli değildir. Bunlann kıymetini kim öderse ödesin fitre için kâfi değildir. Çünkü îbni Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: "Rasulullah (a.s.) fitreyi kuru hurmadan bir sa' arpadan bir sa' olarak farz kıldı," (Bu hadisi cemaat rivayet etmiştir. Neylu'l-Evtâr, IV, 179) Buna uyulmadığı zaman farz kılınan şey terk edilmiş olur.


Hadislerde sadaka-i fıtrın miktarı, buğday, arpa, hurma veya üzümden bir sâ’ (yaklaşık 2.917 gram) olarak belirlenmiştir. Sadaka-i fıtrın bu sayılan maddelerden belirlenmesi, o günkü toplumun ekonomik şartları ve beslenme alışkanlıklarından kaynaklanmaktadır. Peygamber ve sahabe dönemindeki uygulamalar dikkate alındığında, sadaka-i fıtır miktarı ile, bir fakirin, içinde yaşadığı toplumdaki orta halli bir ailenin hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır.
Hattâ kıymetlerinin para olarak ödenmesi, daha da efdaldir.
Kişinin fitresini verirken kendi malî imkânını ve zenginliğini göz önünde bulundurarak, fitresini bu 4 gıda maddesinden birinin kıymeti üzerinden ödemesi gerekir.
Meselâ çok zengin olanlar fitrelerini hurmanın değeri üzerinden ödemelidirler. Çünkü en yüksek fitre miktarı hurmadır. Onun o zenginliğine munâsib olan, fitresini hurma üzerinden ödemektir. Artık zenginlik derecesine göre, kuru üzüm, arpa ve buğday olmak üzere fitre ödenecek gıda maddesi değişir.


(', fıtır sadakası ve tarım ürünlerinin zekatını hesaplamada bir ölçek olarak kullanılır.

Çünkü fıtır sadakası buğdaydan ve aynı hükümde olan buğday unundan yarım sâ', yani 520 dirhem; arpa, kuru üzüm veya kuru hurmadan ise tam 1 sâ' yani 1040 dirhem olarak verilir. Yarım sâ' şer'î dirheme göre 1,458 kg; örfi dirheme göre ise, 1,667 kg'a denk bulunur. Fitre'de şer'î dirhem esas alınır. Ancak örfi dirhem daha ağır olduğu için, fitreyi ona göre hesaplayıp vermek, yoksulların lehine olduğu için daha faziletli ve ihtiyata daha uygundur.)

Ebu Abdurrahmân Neseî diyor ki: Bize Muhammed İbn Abdusselâm, İbn Abdurrahîm'in... ibn Abbâs'tan rivayetine göre o şöyle demistir :
Ashâb, muşrik olan akrabalarına az da olsa sadaka vermekten hoşlanmıyorlardı. Bu konuyu sorduklarında kendilerine musâade edildi ve : «Onları hidâyete erdirmek sana düşmez. Allah dilediğini hidâyete erdirir. Hayır namına ne infâk ederseniz kendinizedir. Zaten yalnız Allah rızâsını kazanmak için infâk edersiniz. Verdiğiniz her hayır tâm olarak size ödenir ve siz, haksızlığa uğratılmazsınız» âyeti kerîme'si nazil oldu.
Bu hadîsi Ebu Huzeyfe, İbn Mubârak, Ebu Ahmed ez'Zubeyrî ve Ebu Dâvûd el-Hadremî, Sufyân es Sevrî'den rivayet etmişlerdir.

İbn Ebu Hatim diyor ki: Bize Ahmed İbn Kasım İbn Atiyye'nin... İbn Abbâs'tan, onun da Rasûlullah (s.a.v.) dan rivayetine göre, Rasûlullah (s.a.v.) «Onları hidâyete erdirmek sana düşmez...» âyeti kerîme'si nazil oluncaya kadar ancak müslüman olanlara sadaka verilmesini emrederdi. Bu âyeti kerîme'nin nuzulunden sonra hangi dinden olursa olsun, isteyene sadaka verilmesini emrettiler.
 
Üst Ana Sayfa Alt