Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Flört

USULU'D DİN Çevrimdışı

USULU'D DİN

Üye
İslam-TR Üyesi
konu komikmiş

Siz bana bunun Islam'dan olduguna, tesettur konusunda hanim kardeslerimize en guzel ornegi teskil eden ve tesettur ayetlerini bizzat yasayarak bizlere tefsir eden RasulUllah a.s'in hanimlari olan validelerimizin ( Allah onlardan razi olsun ) tesettur ayetlerinden anladiklariyla bu sizin soylediginiz seylerin sadece biraz olsun benzerlik tasidigina dair sahih delil getirin bakalim.

akhi
kadınların tesettür işlerini kadınlara bırak.Allah ın izniyle onlar bilirler sınırlarını.
giyilenler bir amaca aracıdır
amaç gerçekleştikten sonra geriye bir dava kalmaz
 
Usud-ul Harb Çevrimdışı

Usud-ul Harb

Üye
İslam-TR Üyesi
hiç istemediğim bişey oluyor yine..konu başka yönlere çekiliyor buyrun kardeşim bu konu le ilgili yazacaklarım bu kadar selametle kalın......

https://www.islam-tr.org/konu/islama-gore-tesettur-ve-tesetturun-sartlari-nelerdir.15289/

Verdiginiz linkteki tanim tamamen nikab ve burkaya uyuyor.
Sonradan tureme pardesu ve bosortusu dedikleri bezi ima eden hicbiryer goremedim.( Burada basortusu derken pardesu uzerine takilan bezi kastediyorum )

Evet, bizim de hic istemedigimiz birsey oluyor Umme Seleme, burada hak olan rahatca soylenemiyor nedense.
Tesettur ayetleri inip de sahabeler onlari dinledikten sonra evlerine donup bunlari zevcelerine anlatinca onlar hemen buyuk bir telas icinde mevcut elbise ve kumaslarini keserek ziynetlerini kapatacak elbiseler yapmadilar mi ? Ya da '' Durun ayet daha yeni indi, gidip inceliklerini, nasil anlasilmasi gerektigini peygamber a.s'ye bir soralim.'' ya da '' Durum simdi mes'um, musriskler bize galebe, eger niqab ve burkalarimizi giyersek isler degisir, elimizdekini de kaybederiz, hem davayi onlari giymeden daha iyi yapabiliriz '' mi demisler ?
Buyrun, bu da benim takib ettigim Imam-i Ahmed ve Safii'nin delilleri ;

4- Kadının erkeğe karşı avreti:
Sahih olan görüşe göre, kadının erkeğe karşı avreti bütün vücududur. Şafii ve Hanbelüerin görüşü de budur. Hatta İmam Ahmed bin Hanbel (ra) bu hususta, «Kadının bütün vücudu avret olduğu gibi tırnakları dahi av*rettir.» [111] demiştir.
İmam Malik (ra) ve İmam Ebu Hanife (ra)'ye göre ise kadının elleri ile yüzü hariç bütün vücudu avret mahallidir.

Görüşlerin kendilerine has delilleri vardır. Bunları kısaca açıklayalım:

Maliki ve Hanefilerin delilleri:
Maliki ve Hanefilerin yüz ve ellerin avret olmadığına dair delilleri şun*lardır :
1- «Bunlardan görünen kısım müstesna.» âyeti. Yüz ve ellerin açık olması zaruri olduğundan bu âyet buraların avret sayılmayacağına İşaret eder. Bu görüş bazı sahabi ve tabiinden de rivayet edilmiştir. Nitekim Said bin Cübeyr (ra), «Bunlardan görünen kısım müstesna» âyetinden maksat yüz "ve ellerdir.» demiştir. Ata da âyettekj istisnanın yüz ve eller olduğunu söylemiştir. Dahhak'tan da buna benzer bir rivayet yapılmıştır. [112]
2- Hz. Ayşe'den rivayet edilen, «Ebubekir (ra)'in kızı Esma (ra), cok ince bir elbise ile Resulullah (savj'ın yanına geldi. Onu görünce Resulul*lah (sav) yüzünü çevirerek, «Ey Esma, kadın buluğa erdimi, (yüz ve el*lerini işaret ederek) şu ve şunun haricinde kadının vücudunun görünmesi haramdır.» buyurdu.» [113] hadisi.
3- Namazda ve ihramda el ve yüzün acık bırakılması da bunların avret olmadığına delalet eder. Eğer el ve yüz avret olsaydı namaz ve ih*ramda açık bırakılmaları mubah olmazdı. Çünkü avret mahallinin örtül*mesi farzdır. Bu sebeble avret mahalli açık olarak namaz kılınması na*mazın sıhhatini bozar.

Şafii ve Hanbelîlerin delilleri:
Şafii ve Hanbelilerin el ve yüzün avret olduğuna dair delilleri de şun*lardır :
1- Kitaptan delilleri: «Ziynetlerini açmasınlar.» âyeti. Bu âyet-i kerime ziynetlerin açılmasını haram kılmıştır. Ziynet ise iki kısımdır. Biri yaratılıştan olan ziynet, diğeri ise kazanılan ziynettir. Yüz yaratılıştan olan bir ziynettir. Hatta güzelliğin aslı, fitne ve fesadın kaynağıdır. Kazanılan ziynet ise giyilen güzet elbise, takılan süs eşyaları, 'göze çekilen sürme ve ele yakılan kına ve benzeridir. Âyeti kerime kayıtsız şartsız kadınlara erkeklere karşı uzuvlarını ve ziynetlerini açmalarını yasaklayarak haram kılmıştır.
Şafii ve Hanbelilere göre âyetin, «Bunlardan görünen kısım müstesna» ifadesinden maksat, kasıtsız olarak kendi kendine acılan kısımdır. Mese*la; rüzgarın kadının örtüsünü açması gibi. Buna göre âyetin meali şöyle olmaktadır: «Kadınlar ziynetlerini kesin olarak açmasınlar. Açtıkları takdir*de muaheze edilirler. Ancak ziynetlerinin kendiliğinden açılması veya rüz*gâr gibi herhangi bir sebeble kasıtsız olarak acıtması halinde onlar mua*heze edilmez.» öyleyse yüz ve el de açılması haram olcn ziynetlerdendir:
Kitaptan olan bir başka delilleri de «Bir de onun zevcelerinden lü*zumlu birşey istediğiniz vakit perde ardından isteyin.» (Ahzab; 53} âyeti*dir. Bu âyet saraheten yüze bakmanın haram olduğuna delalet etmekte*dir. Gerçi bu âyet Resulullah (sav)'ın zevceleri hakkında nazil olmuştur. Fakat, hükmü kıyas yoluyla bütün kadınlara teşmil olunur. Çünkü âyetteki «perde ardından İsteyin» ilahi emri, kadın oldukları İçindir, öyleyse diğer kadınlardan da lüzumlu ve meşru birşey istenileceği zaman ancak perde arkasından istenebilir.
Sünnetten olan delilleri:
Birçok sahih hadis, yüze ve ele bakmanın haram olduğuna delalet eder. Bunlardan bazıları şunlardır:
1- Cerir bin Abdullah'tan şöyle rivayet edilmiştir: «Resulullah (sav)'a ani olarak yabancı bir kadını görmek hususunu sordum. Bana, görünce gözlerimi çevirmemi emretti.»
2- Hz. Ali'den rivayet edilen, «Ya Ali, yabancı bir kadını gördüğün*de İkinci defa bakma. Çünkü tik bakışın iraden dışındadır ve onda bir ve*bal yoktur. İkinci defa bakarsan bu, iradenle olduğu için haramdır.» ha*disi.
3- İbni Abbas (ra)'tan şöyle rivayet edilir: «Bir kurban bayramı gü*nü Resulullah (sav) FazI bin Abbas'ı atının arkasına bindirmlştl. FazI, be*yaz tenli, güzel saçlı, yakışıklı bir delikanlı idi. Has'om kabilesinden bir kadın Resulullah (sav)'ın yanına gelerek birşeyler sormak İstedi. FazI ka*dına, kadın da Fazl'a bakıyordu. Resulullah (sav) Fazi'm yüzünü diğer tarafa çevirdi.»
Nakledilen bu hadisler yabancı bir kadına bakmanın horam olduğunu İfade eder. Şüphe yok ki, yüz de bakılması haram olan uzuvlardandır, öy*leyse yüz de avrettir.
Aklî delilleri: .
Fitneden kaçınmak için yüze bakmamak icabeder. Çünkü yüze bak*maktaki fitne, dizden aşağıya bakmaktaki fitneden daha büyüktür. Kadının saçma ve ayaklarına bakmak ittifakla haramdır. Yüz güzelliğin aslı, fitne*nin kaynağıdır. Bu bakımdan haram olması daha evladır.
Kaldı ki, Şafii ve Hanbelilerin âyetj tevil şekilleri ortaya çıkarıyor ki yüz avrettir. Yüzün avret olmayacağına dair de hiçbir delil yoktur.
Maliki ve Hanefiterin delil aldıkları Esma ile ilgili hadise gelince, bu hadisin senetleri kopuktur. Birçok ravisinde de zayıflık vardır. Bu hadis konusunda muhaddisler değişik görüşler ileri sürmüşlerdir. Hadis yalnız Ebu Davud'un süneninde olduğu halde Ebu Davud, «Bu hadis mürseldir. Zira bu hadisi Hz. Ayşe'den rivayet eden Halid bin Düreyk Hz. Ayşe'ye ulaşmamıştır. Hadisin senetlerinden olan Said bin Beşir Ebu Abdurrah-man el-Basrî, Şama yerleşen İbni Nesr'in azadlısıdır. Ki onun hakkında birçok muhaddisin itirazı vardır.» [114] demektedir.
Bu hadis hakkında tek ravisi olan Ebu Davud'un görüş ve düşünce*leri böyle olunca, yüz ve ellerin avret olmadığına dair delil olması ne de*rece uygun olur? Bir an için hadisin sahih olduğunu farzetsek bile yine de delil olma durumu şüphelidir. Çünkü hadisin hicap âyetlerinden önce varid olması kuvvetle muhtemeldir. Eğer hicap âyetlerinden önce varid olmuşsa, âyetlerle neshedilmiş demektir. Veya hadis ancak zaruret halle*rinde el ve yüze bakmanın caiz olduğunu ifade etmektedir. Mesela; bir dünür, bir şahit veya bir kadı yüze bakabilir.
İbni Cevzi bu hususta şöyle demektedir: «Bu âyet yabancı kadınlara özürsüz olarak bakmanın haram olduğunu ifade eder. Fakat eğer zaruret varsa, mesela bir erkek kadınla evlenmek İstiyorsa veya onun aleyhinde şehadette bulunacaksa yalnız yüzüne bakabilir. Zaruret hallerinin dışında her ne suretle olursa olsun yabancı kadına bakmak haramdır. Mademki yüz ve eller avrettir, namazın şartlarından biri de setr-i avret olduğuna göre, bunların açılması ile neden namaz bozulmuyor diye sorulabilir. Bu*nun cevabı şudur: Namazda yüz ve ellerin örtülmesinde meşakkat vardır.
Bu yüzden yalnız namaza mahsus olarak yüz ve ellerin açılmasına müsade edilmiştir.»
El ve yüzün avret olmadığını iddia eden alimler, yüz ve ellerde hiçbir ziynet eşyasının olmamasını ve bunların açılmasının fitneye sebeb olma*masını şart koşmaktadırlar. Bu sebeble zamanımızdaki kadınların yüz ve ellerinde kullandıkları süs eşyaları ile erkekler arasında gezmelerinin ha*ram olduğunda hiçbir alimin şüphesi yoktur.
Yüz ve ellerin avret olmadığını iddia eden alimlerin sözleri, yüz ve ellerin açık olmasının farz olduğu, sünnet olduğu veya bunların örtülme*sinin bid'ad olduğu manasına gelmez. Çünkü böyle bir İddiayı müslüman bir alim değil, sade bir müslüman bile öne süremez. Bunların sözlerinin manası, zaruret halterinde ve fitneye sebeb olmadığı takdirde açılmala*rında bir vebal olmadığıdır.
İçinde yaşadığımız çağda şeytanın yardımcıları alabildiğine çok, fu*huş ve ahlaksızlık alabildiğine yaygındır. Bu yüzden bugün hiçbir alim, hatta akıllı bir insan yüzün açılmasının caiz olduğunu söyleyemez. Çün*kü bu veba hastalığına benzeyen ahlaksızlığın ümmet İçinde ve bilhassa yabancı kadınları taklid eden kadınlar arasında hızla yayıldığını gören her alim yüzün açılmasının haram olduğuna hükmeder. Çünkü bu devirde fit*ne ve fesad muhakkaktır. Kötülüğe davet eden vasıtalar son derece yaygındır. Ben bugünkü manada ilericilik taslayan hiçbir toplum görme*dim ki, Aliahu taalanın. «Mümin erkeklere söyle: Gözlerini sakınsınlar.» âyeti ile Resulullah (sav)'ın, «Gözünü çevir.» buyruğunu duyan, dinleyen bulunsun. Hülasa böylesine bozuk bir zamanda korunmak farzdır.
Aliahu taala isteyeni doğru yola iletsin.
 
Usud-ul Harb Çevrimdışı

Usud-ul Harb

Üye
İslam-TR Üyesi
konu komikmiş

Siz bana bunun Islam'dan olduguna, tesettur konusunda hanim kardeslerimize en guzel ornegi teskil eden ve tesettur ayetlerini bizzat yasayarak bizlere tefsir eden RasulUllah a.s'in hanimlari olan validelerimizin ( Allah onlardan razi olsun ) tesettur ayetlerinden anladiklariyla bu sizin soylediginiz seylerin sadece biraz olsun benzerlik tasidigina dair sahih delil getirin bakalim.

akhi
kadınların tesettür işlerini kadınlara bırak.Allah ın izniyle onlar bilirler sınırlarını.
giyilenler bir amaca aracıdır
amaç gerçekleştikten sonra geriye bir dava kalmaz

Konunun komik oldugu konusunda hem fikiriz ahi.
Lakin konusu acan da bir erkek oldugu ve soz yine bu sonradan cikma pardesu dedikleri seye gelince yazayim dedim.
Mesajlara bak, bazi kardesler hala anlamamis ama tesetturu :)
Ki o pardesu dedikleri sey omuzlardan siskindir, yani omuzlari belli eder, kesinlikle bir Mu'minenin tesetturu olamaz ! Basortusu bezi ile omuzlari mi kapatacaklarmis ? Kilif ustune kilif yani..Hem bu tur giyinmeyi Islami gorenlerin giyimlerine de bakmak lazim, benim gorduklerimin %99'u renkli giyiniyordu, tek siyah olanlarda dar idi.Helal olabiliyorsa getirin delilleri, oyle hayrettin karaman, fetullah gulenyan'dan degil ama, cunku onlar helal goruyorlar bunlari.

Evet ahi, araclar amaca aracidir.
Ama dogru hedefe de ancak dogru arac ile varilir.

Salam alaikum wa rahmatUllah.
 
U Çevrimdışı

Ummu Ubeida

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Assalamu Alaikum wa rahmatullah..


' Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle. Dış örtülerinden üzerlerine alıp örtsünler. Bu, onların başkaları tarafından tanınıp rahatsız edilmemeleri için daha uygundur. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.'

Kelime ve İbareler:

Dış örtüleri diye çevirdiğimiz "celâbîb" kelimesi kadının normal elbiselerinin tamamını kaplayan ya da bütün bedeni örten dış elbise (yani çarşaf, abaye, geniş manto veya bol pardesü) anlamındaki "cilbab" kelimesinin çoğuludur.
"Bu" yani örtülerin örtülmesi "onların ... tanınıp" hür kadın olup ayırdedilmeleri ve kötülüğe düşmekten uzaklaşmaları, kalplerinde kuşku olanların kendilerine sarkıntılık yapıp "rahatsız edilmemeleri için daha uygundur. Allah" örtünmeyi terketmek sebebiyle daha önce işledikleri günahları "çok bağışlayan", örtünmeyi ve diğer farzları emretmek suretiyle kullarının maslahatlarını gözeterek kullarına "çok merhamet edendir."

Nüzul Sebebi

Buhari, Hz. Âişe'den naklediyor: Hz. Şevde örtüsüne büründükten sonra ihtiyacı için dışarı çıktı. Hz. Şevde iri yapılı bir kadın olup kendisini tanıyan kimseler için gizlenemeyecek durumda idi. Hz. Ömer (r.a.) kendisini görmüş ve ona:
- Ya Sevde! Vallahi bize karşı kendini gizleyemiyorsun. Nasıl dışarı çıkacağına dikkat et, dedi.
Hz. Sevde diyor ki: Eve döndüm. O sırada Rasulullah (s.a.) evde idi, akşam yemeği yiyordu. Elinde bir et parçası vardı. İçeri girdim. Peygamberimiz (s.a.)'e:
- Ya Rasulallah! Ben ihtiyacım için dışarı çıktım. Bana Ömer şöyle şöyle dedi, dedim.
Hz. Sevde devam ediyor: Bunun üzerine Allah ona vahiy indirdi. Az sonra vahiy hali kalktı. Et parçası hâlâ elinde idi. Onu yere koymamıştı. Peygamberimiz (s.a.) buyurdu ki:
- Size izin verildi. Ancak ihtiyacınız için dışarı çıkabilirsiniz.
İbni Sa'd Tabakat'ta Ebû Malik'ten naklediyor: Peygamberimiz (s.a.)'in hanımları geceleri ihtiyaç için dışarı çıkıyorlardı. Münafıklardan bazı kimseler onların peşinden yürüyor, onlar da bundan rahatsız oluyorlardı. Bunu Peygamberimiz'e şikâyet ettiler. Münafıklara bu durum iletildi. Münafıklar: Biz sadece cariyelerin peşinden gidiyoruz, dediler. Bunun üzerine bu ayet nazil oldu.

Ayetler Arası İlişki

Mümini inciten kimsenin apaçık bir günah ve iftira yüklendiğini beyan ettikten sonra Allah Tealâ kadınların dışarıya açık-saçık çıkıp zinakârların kendilerinin peşinden dolaşmaları şeklindeki cahiliye durumundan farklı olarak tesettür ve cilbaba bürünmelerini, mümin hanımlara eziyette bulunmaya ve sarkıntılığa sebep olacak töhmetli yerlerden sakınmalarım emretti.

Açıklaması

"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle. Dış örtülerini üzerlerine alıp örtsünler."
Allah, Rasulünden mümin hanımlara ve özellikle hanımlarına ve kızlarına evlerinden çıkarken cariyelerden farklı olarak dış elbiselerini üzerlerine örtmelerini istedi.
Cilbab, başörtüsünün üzerindeki ridadır. Bu konuda bu tesettürün keyfiyeti hakkında çeşitli rivayetler vardır.
İbni Abbas diyor ki: Allah müminlerin hanımlarına ihtiyaç için evlerinden dışarı çıktıklarında yüzlerini başlarından itibaren "cilbab" ile kapatmalarını ve sadece bir gözlerini göstermelerini emretti.
İbni Cerir'in rivayetine göre Muhammed b. Şirin diyor ki: Abîde es-Selmanî'ye "Dış örtülerini üzerlerine alıp örtsünler." ayetini sordum. Yüzünü ve başını örttü, sadece sol gözünü açıkta bıraktı.
Abdürrezzak ve İbni Ebî Hatim, Ümmü Seleme'den rivayet ediyorlar: Bu ayet, "Dış örtülerini üzerlerine alıp örtsünler." ayeti nazil olunca ensarın hanımları sükûnet içerisinde, sanki başlarının üzerinde kargalar varmış gibi, üzerlerinde giydikleri siyah elbiseler olduğu halde dışarı çıktılar.
Şer'î hükümlerin iyice yerleşmesinden sonra inen bu ayetin gayesi emredilen tesettürün mutlaka kapanması gerekli yerlere ilâve olarak emredilen dış örtülerdir. Bu emir kadını töhmet ve kuşkudan uzaklaştıran, fasık erkeklerin sarkıntılıklarından koruyan güzel bir edeptir.
Şer'î tesettür, altındakini göstermeyecek şekilde bir elbise ile vücudun tamamını örten dış elbisedir. Kadın evinde kocasının yanında dilediği şekilde giyinebilir.
"Bu, onların başkaları tarafından tanınıp rahatsız edilmemeleri için daha uygundur." Yani dış elbiseleri giymek ya da tesettür kadınların hür olduklarının, cariye veya zaniye olmadıklarının bilinip de fısk ve fücur ehlinin sarkıntılıklarına uğramamaları için daha uygundur. Allah, o kadınların geçmişte yaptıkları tesettürü ihmal etme günahlarını, ayrıca hata ile kasıt olmaksızın tesettürü ihlâl ettiklerinde Allah'ın emrine yönelenleri çok bağışlayandır. Kullarının yararını gözetmek ve onlara bu güzel edebi irşat etmek suretiyle kullarına rahmeti çok geniş olandır.
Cariyelere gelince; şeriat, sıkıntıya girmelerini ve örtüye bürünüp meşakkate uğramalarını ortadan kaldırmak ve efendilerine hizmet etmelerini kolaylaştırmak için cariyelere tam anlamıyla, bütünüyle tesettürü emretmemiştir. Cumhurun görüşü budur.
Ebu Hayyan diyor ki: "Müminlerin hanımları" ifadesinden ilk anlaşılan hür ve cariye kadınların tamamını içine almaktadır. Cariyelerin fitneye sebep olmaları, tasarruflarının çokluğu sebebiyle hür kadınlardan daha çoktur. Dolayısıyla cariyelerin kadınlar ifadesinin genel kavramından çıkarılması için açık bir delile ihtiyaç duyulmaktadır.

Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler

Bu ayet aşağıdaki hususlara delâlet etmektedir:
1- Örtüye bürünme ve tesettür emri genel bir emir olup bütün kadınları içine almaktadır. Tesettür, kadının vücut hatlarını belirtmeyecek şekilde olmalıdır. Ancak kadının kocasıyla beraber olduğu durum bundan müstesnadır. Bu durumda kadının dilediği şeyi giyme hakkı vardır.
Örtünme ile emrolunan kadınlar arasında Rasulullah (s.a.)'in hanımları ve kızları da yer almaktadır. Rasulullah (s.a.)'in hanımlarına gelince; Katade diyor ki: Rasulullah (s.a.) vefat ettiğinde dokuz hanımı vardı. Beşi Kureyşlidir: Aişe, Hafsa, Ümmü Habibe, Şevde ve Ümmü Seleme. Üçü ise diğer Arap kabilelerindendir: Meymûne, Zeyneb bt. Cahş ve Cüveyriye. Geri kalan bir hanım, Harunoğulları neslinden olup bu hanım Safiyye'dir. Peygamberimiz (s.a.)'in çocukları ise hem erkek, hem de kızdır. Erkek çocukları Kasım, Tahir, Abdullah ve Tayyib, Hz. Hadice'nin çocuklarıdır. Kızları ise:
1- Hz. Hadice'nin kızı ve Hz. Ali'nin hanımı Fatımatu z-Zehrâ,
2- Hz. Hadice'nin kızı ve teyzesinin oğlu Ebu'l-Âs'ın hanımı Zeyneb
3-4- Hz. Hadice'nin kızları ve Hz. Osman'ın hanımları Rukayye ve Ümmü Gülsüm.
Dikkat edilirse, davetçi davetine kendi nefsinden ve ailesinden başlarsa ancak bu durumda davet netice verebilir. Bu sebeple Peygamberimiz (s.a.)'in hanımları ve kızlarına hicabın emredilmesi ile başlanılmıştır.

[[ 2- Cilbabın (dış örtünün) örtülme şekli: İbni Abbas'ın ve Abîde es-Sel-manî'ye göre kadının görmek için ayırdığı bir gözü müstesna bütün bedenini tamamen örtmesidir.
Katade ve İbni Abbas ikinci bir rivayette şöyle diyor: Bu şekil, kadının iki gözü görünse de örtüyü alnının üzerinden geçirip bağlaması, sonra da burnunun üzerinden geçirmesidir. Fakat yüzün büyük bir kısmı ve göğüs örtülecektir. Hasan-ı Basrî diyor ki: Kadın yüzünün yarısını örtecektir. ]]

3- Hür kadınlara tesettürün emredilmesinin hikmeti, bunların cariyelerle karışmamaları içindir. Hür oldukları bilindikleri zaman hürriyet rütbesine riayet etmek üzere en küçük bir sarkıntılıkla karşılaşmayacaklardır. Böylece hür kadınlara karşı haram arzu duyulması ortadan kalkacaktır.

4- Cenab-ı Hakk'ın "Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir." ayeti bu meşru emirden önceki tesettürde bulunmamalar konusunda kadınları teselli etme, anlamındadır.

5- İbni Sa'd'ın et-Tabakatü'l-Kübrâ'da belirttiğine göre: Şafiî fakîhlerinden Ahmed b. İsa bu ayetten âlimlerin ve bazı şahsiyetlerin değişik elbise ve sarık kullanmaları -selef âlimleri böyle bir şey yapmasalar da- güzel bir tavır olup bu usûl onların tanınıp ayırdedilmelerine ve dolayısıyla sözleriyle amel edilmelerine sebep olacaktır, neticesini çıkarmıştır.


Ayrıca bu ayet kadının yüzünün örtülmesinin gerekli olduğuna delil olarak kabul edilmiştir. Zira İbnü'l-Cevzî, Taberî, İbni Kesîr, Ebu Hayyan, Ebu's-Suud ve Cessas, Razî gibi âlim ve müfessirler "cilbabın örtülmesi" ifadesini, yabancı erkeklere karşı, ya da kadınların ihtiyaç için evden çıkmaları anında yüzlerini, saçlarını ve bütün bedenlerini örtmeleri şeklinde tefsir etmişlerdir. [( daha önce başka bir konuda paylaşmıştım bu alıntı yazıyı.. Şimdide yeri oldugu icin gündeme gelsin istedim hakkınızı helal edin..)]

'Keşke bilselerdi hanımlarımızın hepsi, tesettürün gerçek anlamını.. hemde dar'ul küfür-de.. o güzel yüzlerinin ne denli fitneye sebep oldugunu.. Peceyi kendilerine bir sıkıntı olarak degilde.. bir şeref, bir onur olarak görselerdi 'bütün Mu'mıne hanımlar' Allah azze ve celle, dünyalık rahatlardan vazgecip, tesettürü tam manasıyla yaşayan Mu'mın Muwahhıdelerin yardımcısı olsun İnshaAllah..

Vesselaam.. Veddua..
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt