Çevrimdışı
Öyle bir zaman da yaşıyoruz ki haramlara-helallere dikkat eden mümin kişilerin dahi günaha bulaşmama ihtimali, çamurlu bir zeminde yürüyen birinin ayakkabısına hiç çamur bulaştırmama ihtimali kadardır.
Bugünün nesilleri olarak bizler, ahlaki bir sorun yaşıyoruz. Televizyonlar, internet siteleri, gazeteler, sokaklar günahı teşvik edici tablolarla dolu.
İmanı kuvvetli, olayın bilincinde olan Müslüman gençler, böyle vahim durumlar karşısında sağlam bir duruş sergileyip nefsi ve şehevi hislerini yenmeliler. İnsanların iyiliğine, hidayetine vesile olmaya çalışan Müslüman bir genç hevesatına yenik düşmemelidir. Aksi takdirde nefs, iyiliği yaymaya çalışan gence engel olacaktır.
Sokaklar, çarşı ve pazarlar günahı teşvik edici tablolarla hızla artmaya devam ediyor. Olayın bilincinde olup nefsiyle uğraşan Müslümanların iyiliği anlatmaya çalışması gerekirken nefsiyle uğraşması günahların daha da artmasına, toplumun huzurunu daha da kaçırmasına neden olacaktır. Nefsi ve şehevi duygularımızla uğraşırken bu olaya birde bu açıdan bakıp düşünmeliyiz.
Tek başıma ne yapabilirim diye düşünerek şeytanın tuzağına gelmemeliyiz. Unutmamalıyız ki bir tek kişi dahi herkesin hidayetine vesile olmaya yeter. Bu noktada Peygamber Efendimizin ilk vahyi aldıktan sonraki İslam’ı anlatma mücadelesine bakılabilir.
Bizler iyiliğe teşvik ediyoruz. Çevremiz içki, zina, kumar çukurunda boğuşurken veya dininden uzak yaşarken inandığımız ve Hak olan doğruları anlatmamak maalesef ki zayıf bir imanın göstergesi olabilir. Zayıf bir iman ise şeytana davetiye çıkarır.
Sonuç olarak günahların daha da fazla yayılmasını istemiyorsak, bir an önce nefsi ve şehevi duygularımızı yenip çevremizin ve tüm insanlığın günah bataklığından çıkması için hakikati güzel bir dille anlatma çabasına girmemiz gerekir. Bu aşamada her türlü baskıya maruz kalmamız kaçınılmazdır. Ancak “Gittiğim yola inandıysam, attığım adımlardan korkmam” prensibiyle hareket edersek Allah’ın izniyle her türlü zorluğa göğüs germemiz daha da kolaylaşacaktır. Haydi! Vakit hakikati anlatma vaktidir.
Hüseyin Yeşilmeşe /Genç Müslümanlar
Bugünün nesilleri olarak bizler, ahlaki bir sorun yaşıyoruz. Televizyonlar, internet siteleri, gazeteler, sokaklar günahı teşvik edici tablolarla dolu.
İmanı kuvvetli, olayın bilincinde olan Müslüman gençler, böyle vahim durumlar karşısında sağlam bir duruş sergileyip nefsi ve şehevi hislerini yenmeliler. İnsanların iyiliğine, hidayetine vesile olmaya çalışan Müslüman bir genç hevesatına yenik düşmemelidir. Aksi takdirde nefs, iyiliği yaymaya çalışan gence engel olacaktır.
Sokaklar, çarşı ve pazarlar günahı teşvik edici tablolarla hızla artmaya devam ediyor. Olayın bilincinde olup nefsiyle uğraşan Müslümanların iyiliği anlatmaya çalışması gerekirken nefsiyle uğraşması günahların daha da artmasına, toplumun huzurunu daha da kaçırmasına neden olacaktır. Nefsi ve şehevi duygularımızla uğraşırken bu olaya birde bu açıdan bakıp düşünmeliyiz.
Tek başıma ne yapabilirim diye düşünerek şeytanın tuzağına gelmemeliyiz. Unutmamalıyız ki bir tek kişi dahi herkesin hidayetine vesile olmaya yeter. Bu noktada Peygamber Efendimizin ilk vahyi aldıktan sonraki İslam’ı anlatma mücadelesine bakılabilir.
Bizler iyiliğe teşvik ediyoruz. Çevremiz içki, zina, kumar çukurunda boğuşurken veya dininden uzak yaşarken inandığımız ve Hak olan doğruları anlatmamak maalesef ki zayıf bir imanın göstergesi olabilir. Zayıf bir iman ise şeytana davetiye çıkarır.
Sonuç olarak günahların daha da fazla yayılmasını istemiyorsak, bir an önce nefsi ve şehevi duygularımızı yenip çevremizin ve tüm insanlığın günah bataklığından çıkması için hakikati güzel bir dille anlatma çabasına girmemiz gerekir. Bu aşamada her türlü baskıya maruz kalmamız kaçınılmazdır. Ancak “Gittiğim yola inandıysam, attığım adımlardan korkmam” prensibiyle hareket edersek Allah’ın izniyle her türlü zorluğa göğüs germemiz daha da kolaylaşacaktır. Haydi! Vakit hakikati anlatma vaktidir.
Hüseyin Yeşilmeşe /Genç Müslümanlar
