Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Hastalık da, Şifa da Allah'tandır!

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Hastalık da, Şifa da Allah'tandır!

covid 19.jpg

"(O Rabb), beni yaratan ve bana hidâyet edendir. Bana yediren ve bana içiren O'dur. Hastalandığımda bana şifa veren de O'dur. Beni öldürecek, sonra beni diriltecek olan da O'dur. Din gününde hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur" (Şuara. 78 - 82)

Eğer: "Neden hasta olduğum zaman" dedi de, "beni hasta ettiği zaman" demedi?" denilirse?

Cevab şöyledir: O, Rabbini övmek istedi, o nedenle mahz-i hayrı (katıksız hayrı) O’na isnad etti. Çünkü eğer: “Beni hasta eden" dese idi, kavmi bunu onun için ayıp sayarlardı; o da edebce güzel olanı kullandı. Şifâ (sıhhat) arzu edilen, istenen bir şey olup, asıl nimetlerdendir. Hastalık ise arzu edilmeyen bir şey olup, nimet değildir. İbrahim (a.s)'in maksadı ise, Allah'ın nimetlerini saymaktır. Hastalık nimetlerden olmadığı için İbrahim (a.s) burada bunu Cenâb-ı Hakk'a nisbet etmemiştir.

Bunun benzeri Hıdır kıssasında geçmiştir, O, gemiyi arızalandırma hususunda: "Ben istedim” (Kehf: 79) dedi. Mahz-i hayr hususunda da: "Rabbin istedi” (Kehf: 82) dedi.

"Beni öldürecek, sonra beni diriltecek olan da O'dur" ifadesiyle "öldürme" ile, Cenâb-ı Hakk'ın insanı dünyada öldürmesi ve onu dünyevî âfet ve cezalardan kurtarması, "diriltme" ile de ona ahiratte mukâfaat vermesi kastedilmiştir.

Eğer 'Cenâb-ı Hakk'ın canlıları öldürdüğü'nü söyleyerek bu izahı çürütmeye kalkarsan, buna da şöyle cevab veririz:
Ölüm aslında zarar değildir. Çünkü ölümün zarar olması, onu hissetme şartına bağlıdır. Halbuki ölüm hadisesi meydana geldiğinde, artık ölen bunu hissetmez. Zarar ise, Ölümün öncülerindendir ki, bu da zaten hastalığın kendisidir. Hem sonra sen insanın ruhu ilim ve güzel ahlak sayesinde kemale erdiğinde, bu bedenlerde kalmasının zararın Kendisi olduğunu, bu bedenlerden ayrılıp, gitmesinin (kurtulmasının) ise hastalık değil, saadetin kendisi olduğunu bilirsin.

Hastalık (ister doğal virüs, ister biyolojik virüs) sebebiyle de olsa ecel değişmez, sağlık, şifa sebebiyle de ecel uzamaz.


"Eğer Allah, insanları, yaptıkları her haksızlıkta cezalandırsaydı, yeryüzünde tek canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir süreye kadar erteler. Ecelleri (süreleri) geldiği zaman da bir an dahi ne geri kalırlar, ne de ileri geçerler" (Nahl, 61)

"Eceli geldiği zaman bir kimsenin ölümünü Allah geciktirmez" (Munâfıkun, 11)


Tedbir kuldan , Takdir Allah (c.c.)'tan!
 
Son düzenleme:
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hastalık da, Şifa da Allah'tandır!

Ekli dosyayı görüntüle 25116
"(O Rabb), beni yaratan ve bana hidâyet edendir. Bana yediren ve bana içiren O'dur. Hastalandığımda bana şifa veren de O'dur. Beni öldürecek, sonra beni diriltecek olan da O'dur. Din gününde hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur" (Şuara. 78 - 82)

Eğer: "Neden hasta olduğum zaman" dedi de, "beni hasta ettiği zaman" demedi?" denilirse?

Cevab şöyledir: O, Rabbini övmek istedi, o nedenle mahz-i hayrı (katıksız hayrı) O’na isnad etti. Çünkü eğer: “Beni hasta eden" dese idi, kavmi bunu onun için ayıp sayarlardı; o da edebce güzel olanı kullandı. Şifâ (sıhhat) arzu edilen, istenen bir şey olup, asıl nimetlerdendir. Hastalık ise arzu edilmeyen bir şey olup, nimet değildir. İbrahim (a.s)'in maksadı ise, Allah'ın nimetlerini saymaktır. Hastalık nimetlerden olmadığı için İbrahim (a.s) burada bunu Cenâb-ı Hakk'a nisbet etmemiştir.

Bunun benzeri Hıdır kıssasında geçmiştir, O, gemiyi arızalandırma hususunda: "Ben istedim” (Kehf: 79) dedi. Mahz-i hayr hususunda da: "Rabbin istedi” (Kehf: 82) dedi.

"Beni öldürecek, sonra beni diriltecek olan da O'dur" ifadesiyle "öldürme" ile, Cenâb-ı Hakk'ın insanı dünyada öldürmesi ve onu dünyevî âfet ve cezalardan kurtarması, "diriltme" ile de ona ahiratte mukâfaat vermesi kastedilmiştir.

Eğer 'Cenâb-ı Hakk'ın canlıları öldürdüğü'nü söyleyerek bu izahı çürütmeye kalkarsan, buna da şöyle cevab veririz:
Ölüm aslında zarar değildir. Çünkü ölümün zarar olması, onu hissetme şartına bağlıdır. Halbuki ölüm hadisesi meydana geldiğinde, artık ölen bunu hissetmez. Zarar ise, Ölümün öncülerindendir ki, bu da zaten hastalığın kendisidir. Hem sonra sen insanın ruhu ilim ve güzel ahlak sayesinde kemale erdiğinde, bu bedenlerde kalmasının zararın Kendisi olduğunu, bu bedenlerden ayrılıp, gitmesinin (kurtulmasının) ise hastalık değil, saadetin kendisi olduğunu bilirsin.


Hastalık sebebiyle de olsa ecel değişmez, sağlık, şifa sebebiyle de ecel uzamaz.

"Eğer Allah, insanları, yaptıkları her haksızlıkta cezalandırsaydı, yeryüzünde tek canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir süreye kadar erteler. Ecelleri (süreleri) geldiği zaman da bir an dahi ne geri kalırlar, ne de ileri geçerler" (Nahl, 61)

"Eceli geldiği zaman bir kimsenin ölümünü Allah geciktirmez" (Munâfıkun, 11)


Tedbir kuldan , Takdir Allah (c.c.)'tan!
Müslüman bir kimsenin ihtiyacı olan reçete budur.
Jazakallahu hayr
 
Üst Ana Sayfa Alt