Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Hz. Osman (r.anh)'ın Yüzük Vakıâsı Nasıldı?

Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Aleykum selam we rahmetullah ;

Bana Muhammed ibn Abdullah el-Ensârî tahdîs edip şöyle dedi: Bana babam Abdullah ibnu'l-Musennâ, Sumâme ibn Abdullah'tan; o da Enes ibn Mâlik (r.anh)'den şöyle tahdîs etti: Ebû Bekr (r.anh) halîfe seçildiği zaman Enes ibn Mâlik'e (zekât mikdârlarını bildiren) bir mektûb yazdı. Mühürün nakşı üç satır hâlinde idi:
"Muhammedun" bir satır, "Rasûlu" bir satır, ve: "Allâhi" bir satır. Ebû Abdill
ah el-Buhârî şöyle dedi: İmâm Ahmed ibn Hanbel bana şunu ziyâde etti: Bize Muhammed ibn Abdillah el-Ensârî tahdîs edip şöyle dedi: Bana babam Abdullah ibnu'l-Musennâ, Sumâme'den tahdîs etti ki, Enes ibn Mâlik şöyle demiştir:
Peygamber'in bu mühür yüzüğü hayâtında kendi elinde bulundu. Ondan sonra Ebû Bekr'in elinde, Ebû Bekr'den sonra da Umer'in elinde oldu. Usmân halîfe olduğu zaman (da altı sene onun elinde olduktan sonra) Usmân, Erîs Kuyusu'nun başına oturdu.
Enes dedi ki: Usmân orada mühür yüzüğü parmağından çıkardı da (parmağına sokup çıkarmak suretiyle) onunla oynamağa başladı. İşte bu sırada mühür yüzük elinden kuyunun içine düştü.
Enes dedi ki: Biz Usmân'ın beraberinde üç gün gidip geldik, kuyuya inip çıktık, kuyunun suyunu çıkararak aradık, fakat bir türlü onu bulamadık.

(Buhari, Libas, Bab 55, Hadis no : 95 ; Muslim, Libas, bab 12, Hadis no : 54 - 55)

İzâhat :

Muslim'de, (Buhârî'de de bir rivayeti geçmiş olan) şu hadîs de vardır:
İbn Umer (r.anh) şöyle dedi: Peygamber (s.a.v.) altından bir mühür yüzük edindi. Sonra bu altın yüzüğü attı. Sonra da gümüşten, nakşı "Muhammedun Rasûlullah" olan bir mühür yüzük edindi ve: "Hiç kimse benim şu yüzüğümün nakşım yüzüğüne nakş ve taklîd etmesin" buyurdu.
Rasûlullah bu mühür yüzüğünü takındığında nakşını avucunun iç tarafına getirirdi, işte Saîd ibn Ebi'l-Âs'ın himâyesinde bulunan Muaykıb'dan Erîs Kuyusu'na düşen yüzük, bu mühür yüzüktü.

Bu iki rivayeti cem' etmek mümkündür: Halîfeler, Peygamber'in bu mühür yüzüğünü bazen teberruken takınmışlardır. Ekser vakitlerde de mühür yüzük bu adı geçen Muaykib'in yanında kalıyordu. Usmân birşey mühürlemek istediği zaman mührü ondan istiyordu, işte böyle bir alıp verme sırasında mühür yüzük kuyuya düşmüş, bundan dolayı da mühür yüzüğün düşmesi, Usmân ile Muaykıb'a nisbet edilmiştir. (Muslim Ter. VI, 341-342) Muaykib (Radiyallahu anh) Saîd b. Ebi'l-Âs'ın azadlısıdır.
Buhârî'nin diğer bir rivayet tarîkinde Halîfe Usmân tarafından aynı yazı yazılı gümüş bir mühür daha yaptırıldığı haber veriliyor.


Vehb b. Bakiyye, Halid'den; o, Said'den; Said, Katade'den; Katade'de Enes'ten, İsa b. Yunus hadisini rivayet etmiştir. (Halid rivayetinde) şunları da ilâve etmiştir:
O yüzük, Rasulullah (s.a.v.) vefat edinceye kadar elinde idi. (Daha sonra) vefat edinceye kadar Ebubekir'in elinde, Ondan sonra vefat edinceye kadar Ömer'in elinde idi. Sonra Osman'ın elinde idi, fakat Osman bir kuyunun yanında iken kuyuya düşüverdi. Kuyunun suyunun boşaltılmasını emretti ve boşaltıldı, fakat onu bulamadı.
(Ebu Davud, Yüzük, Bab 1, Hadis no: 4215)

İzâhat


Haberin Buharideki rivayetinde, Rasûlullah'ın yüzüğünün kendisinden sonra sırayla Ebu Bekir'e, Hz. Ömer'e ve Hz. Osman'a (r.anhum) intikal ettiğine temas edilmekte fakat "Vefat edinceye kadar" ifadesi yer almamaktadır. Yine Buharî'deki rivayette Hz. Osman'ın yüzüğü düşürdüğü kuyunun Eriş kuyusu olduğu belirtilmektedir.
Bezlu'l Mechûd'da Eriş kuyusunun, Kûba kuyusu diye bilindiğine işaret edilmiştir.
Osman (r.anh)'ın yüzüğü kuyuya düşürüşü şöyle olmuştur:
Osman, Eriş kuyunun başında dalgın bir vaziyette yüzüğü bir parmağından çıkarıp öbürüne takıyordu. Bu esnada yüzük kuyuya düşüverdi. Bulmak için kuyunun suyunu çekerek üç gün aradılar fakat bulamadılar. Bunun üzerine Osman (r.anh) yine üzerinde "Muhammedun Rasulullah" yazısı bulunan başka bir gümüş yüzük yaptırmıştır.

İbn Hacer, bazı ulemâya nisbet ederek Peygamber (s.a.v.)'in yüzüğünün, Suleyman (a.s.)'ın yüzüğüne benzediğini bu yüzüklerde bir sırrın bulunduğunu, Suleyman (a.s.)'ın yüzüğünü kaybetmesini saltanatının sonu olduğunu, Osman'ın kaybetmesi ile de Haricîlerin isyan edip fitnenin başladığını söyler.
Hatırlatmaya bile gerek yok ama Askalanî'nin naklettiği bu görüş ne âyete ne de hâdise dayanmamaktadır. İslâm'ın görüşü değildir.
 
K Çevrimdışı

Konul

Üye
İslam-TR Üyesi
Hatirlamadigim bi kaynakda okumushdum ki,o yuzuyu Hz. Mehdi kullanacak.
Aleykum selam we rahmetullah ;

Bana Muhammed ibn Abdullah el-Ensârî tahdîs edip şöyle dedi: Bana babam Abdullah ibnu'l-Musennâ, Sumâme ibn Abdullah'tan; o da Enes ibn Mâlik (r.anh)'den şöyle tahdîs etti: Ebû Bekr (r.anh) halîfe seçildiği zaman Enes ibn Mâlik'e (zekât mikdârlarını bildiren) bir mektûb yazdı. Mühürün nakşı üç satır hâlinde idi:
"Muhammedun" bir satır, "Rasûlu" bir satır, ve: "Allâhi" bir satır. Ebû Abdill
ah el-Buhârî şöyle dedi: İmâm Ahmed ibn Hanbel bana şunu ziyâde etti: Bize Muhammed ibn Abdillah el-Ensârî tahdîs edip şöyle dedi: Bana babam Abdullah ibnu'l-Musennâ, Sumâme'den tahdîs etti ki, Enes ibn Mâlik şöyle demiştir:
Peygamber'in bu mühür yüzüğü hayâtında kendi elinde bulundu. Ondan sonra Ebû Bekr'in elinde, Ebû Bekr'den sonra da Umer'in elinde oldu. Usmân halîfe olduğu zaman (da altı sene onun elinde olduktan sonra) Usmân, Erîs Kuyusu'nun başına oturdu.
Enes dedi ki: Usmân orada mühür yüzüğü parmağından çıkardı da (parmağına sokup çıkarmak suretiyle) onunla oynamağa başladı. İşte bu sırada mühür yüzük elinden kuyunun içine düştü.
Enes dedi ki: Biz Usmân'ın beraberinde üç gün gidip geldik, kuyuya inip çıktık, kuyunun suyunu çıkararak aradık, fakat bir türlü onu bulamadık.
(Buhari, Libas, Bab 55, Hadis no : 95 ; Muslim, Libas, bab 12, Hadis no : 54 - 55)

İzâhat :

Muslim'de, (Buhârî'de de bir rivayeti geçmiş olan) şu hadîs de vardır:
İbn Umer (r.anh) şöyle dedi: Peygamber (s.a.v.) altından bir mühür yüzük edindi. Sonra bu altın yüzüğü attı. Sonra da gümüşten, nakşı "Muhammedun Rasûlullah" olan bir mühür yüzük edindi ve: "Hiç kimse benim şu yüzüğümün nakşım yüzüğüne nakş ve taklîd etmesin" buyurdu.
Rasûlullah bu mühür yüzüğünü takındığında nakşını avucunun iç tarafına getirirdi, işte Saîd ibn Ebi'l-Âs'ın himâyesinde bulunan Muaykıb'dan Erîs Kuyusu'na düşen yüzük, bu mühür yüzüktü.
Bu iki rivayeti cem' etmek mümkündür: Halîfeler, Peygamber'in bu mühür yüzüğünü bazen teberruken takınmışlardır. Ekser vakitlerde de mühür yüzük bu adı geçen Muaykib'in yanında kalıyordu. Usmân birşey mühürlemek istediği zaman mührü ondan istiyordu, işte böyle bir alıp verme sırasında mühür yüzük kuyuya düşmüş, bundan dolayı da mühür yüzüğün düşmesi, Usmân ile Muaykıb'a nisbet edilmiştir. (Muslim Ter. VI, 341-342) Muaykib (Radiyallahu anh) Saîd b. Ebi'l-Âs'ın azadlısıdır.
Buhârî'nin diğer bir rivayet tarîkinde Halîfe Usmân tarafından aynı yazı yazılı gümüş bir mühür daha yaptırıldığı haber veriliyor.




Vehb b. Bakiyye, Halid'den; o, Said'den; Said, Katade'den; Katade'de Enes'ten, İsa b. Yunus hadisini rivayet etmiştir. (Halid rivayetinde) şunları da ilâve etmiştir:
O yüzük, Rasulullah (s.a.v.) vefat edinceye kadar elinde idi. (Daha sonra) vefat edinceye kadar Ebubekir'in elinde, Ondan sonra vefat edinceye kadar Ömer'in elinde idi. Sonra Osman'ın elinde idi, fakat Osman bir kuyunun yanında iken kuyuya düşüverdi. Kuyunun suyunun boşaltılmasını emretti ve boşaltıldı, fakat onu bulamadı.
(Ebu Davud, Yüzük, Bab 1, Hadis no: 4215)

İzâhat


Haberin Buharideki rivayetinde, Rasûlullah'ın yüzüğünün kendisinden sonra sırayla Ebu Bekir'e, Hz. Ömer'e ve Hz. Osman'a (r.anhum) intikal ettiğine temas edilmekte fakat "Vefat edinceye kadar" ifadesi yer almamaktadır. Yine Buharî'deki rivayette Hz. Osman'ın yüzüğü düşürdüğü kuyunun Eriş kuyusu olduğu belirtilmektedir.
Bezlu'l Mechûd'da Eriş kuyusunun, Kûba kuyusu diye bilindiğine işaret edilmiştir.
Osman (r.anh)'ın yüzüğü kuyuya düşürüşü şöyle olmuştur:
Osman, Eriş kuyunun başında dalgın bir vaziyette yüzüğü bir parmağından çıkarıp öbürüne takıyordu. Bu esnada yüzük kuyuya düşüverdi. Bulmak için kuyunun suyunu çekerek üç gün aradılar fakat bulamadılar. Bunun üzerine Osman (r.anh) yine üzerinde "Muhammedun Rasulullah" yazısı bulunan başka bir gümüş yüzük yaptırmıştır.

İbn Hacer, bazı ulemâya nisbet ederek Peygamber (s.a.v.)'in yüzüğünün, Suleyman (a.s.)'ın yüzüğüne benzediğini bu yüzüklerde bir sırrın bulunduğunu, Suleyman (a.s.)'ın yüzüğünü kaybetmesini saltanatının sonu olduğunu, Osman'ın kaybetmesi ile de Haricîlerin isyan edip fitnenin başladığını söyler.
Hatırlatmaya bile gerek yok ama Askalanî'nin naklettiği bu görüş ne âyete ne de hâdise dayanmamaktadır. İslâm'ın görüşü değildir.
 
Üst Ana Sayfa Alt