Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İbadetin Manası

C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Allah’a iman eden bir mü’min, emanetin gereğini yapabilmek için, bunu yerine getirebilmenin yolunu ve kurallarını bildiren İslam’a itaat eder. İşte bu itaate ibadet denir. Bütün peygamberler insanları Allah’a ibadet etmeye, dolayısıyla müslüman olmaya davet etmişlerdir. İbadet; imanın yaşanmış, pratize edilmiş halidir.


İbadet kavramının içerisine giren ibadet türleri yalnız Allah’a yapılır. Ne Allah’a yakın bir melek, ne bir peygamber, nede bunlardan başka herhangi bir şeye ibadet yapılır. İbadet türlerinden birini mahluk için yapan bir kimseden daha sapık, daha zalim kim olabilir.

İbadet çeşitlerinden herhangi birisini Allah’tan başkasına yapmak örneğin; ölülerden veya Salih kimselerden yardım istemek, onlardan korkmak, onların kendisine herhangi bir zarar veya fayda sağlayabileceğine inanmak veya bir felaket anında ölü bir kimseyi yardımına çağırmak büyük şirklerdendir. İnsanı İslam dininden çıkaran büyük küfürdür.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Allah’la beraber delili olmadığı halde Allah’a eş koşanların hesabını Rabbin görecektir. Allah Kafirleri kurtuluşa erdirmez.” (Mü’minun: 117)

Bu ayeti okuduktan sonra, ibadet türlerinden birini mahluk için yapan bir kimseden daha sapık, daha zalim kim olabilir?

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Allah’a ibadet edin. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın.” (Nisa: 36)

Allah (c.c) kendisine ibadet edilmesini emrettikten sonra bu ayette kendisine ibadette ortak koşulmasını yasaklıyor. Çünkü Allah’a ortak koşulduğunda Allah’a ibadet edilse bile bu ibadet geçersiz olur.

Allah’u Teala şöyle buyuruyor:

“Eğer Allah’a şirk (ortak) koşsalardı yaptıkları boşa giderdi.” (En’am: 88)

“De ki: Allah’tan başkasına ibadet etmemi mi bana emrediyorsunuz ey cahiller?” “Sana ve senden öncekilere şöyle vahyedildi: “Andolsun ki eğer (Allah’a) ortak koşarsan amelin boşa çıkar ve ziyana uğrayanlardan olursun.” (Zümer: 64-65)

“Allah, kendisine ortak (şirk) koşulmasını asla bağışlamaz. Ondan başka günahları dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah’a şirk koşarsa derin bir sapıklığa sapmıştır.” (Nisa: 116)

“...Kim Allah’a ortak koşarsa, muhakkak ki Allah ona cenneti haram eder, varacağı yer ateştir. Zulmedenlerin yardımcıları yoktur.” (Maide: 72)


Her kim Allah (c.c)’ın emirlerine itaat eder, boyun eğer fakat O’nun bu emirlerini sevmezse işte bu kimse Allah (c.c)’ın hükümlerini sevmeyen bir münafıktır. Her kim de Allah (c.c)’ın emirlerine itaat etmediği, O’nun şeriatine ve hükümlerine zahiren boyun eğmediği halde Allah (c.c)’ı sevdiğini iddia ederse, o ancak yalancı bir zındıktır.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“(Ey Muhammed!) De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.” (Ali İmran: 31)

İbni Kesir bu ayet hakkında şöyle dedi:

“Bu ayet, Allah (c.c)’ı sevdiğini iddia etmesine rağmen Muhammed (a.s)’in gösterdiği yola tabi olmayan kimsenin yalancı olduğunu göstermektedir. Bu kimse, Allah (c.c)’ı sevdiğini iddia etmekle birlikte, Muhammed (a.s)’in şeriatine, nebinin dinine bütün söz ve hareketleriyle uymadıkça iddiasında yalancıdır.” (İbni Kesir Tefsiri c: 1 s: 366)

Bu açıklamalardan, hayatı bütünüyle kapsayan her şeyin ibadet olduğu anlaşılmaktadır. Allah (c.c)’ı razı eden, kendisiyle Allah (c.c)’a yaklaşılan her söz, her amel veya inanç ibadet hükmünü alır.


Muhakkakki, bir kuldan sadece Allah (c.c)’a ibadet etmesi istenildiğinde, öncelikle ondan, ibadetin kapsamlı ve genel manası istenir. Bu; kulun, rükuda, secdede, boyun eğmekte, oruçta, hacda, adakta, sevgide, buğuzda, cihadda, fedakarlıkta, korkuda, tevekkülde, duada, ümitte, hüküm ve muhakemede ve bunlar gibi farz ve müstehap olan diğer bütün amellerde sadece Allah (c.c)’a ibadet etmesi demektir. Allah (c.c)’ın şu sözü bu meseleyi en güzel şekilde ifade etmektedir:

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Andolsun ki her topluluğa rasul gönderdik. Allah’a ibadet etmelerini ve tağuttan sakınmalarını emrettik. Allah, onlardan kimine hidayet etti ve onlardan kiminin üzerine de sapıklık hak oldu. Yeryüzünde gezin de yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bir bakın!” (Nahl: 36)

İbni Kayyım bu ayet hakkında şöyle dedi:

“Allah (c.c), bu ayette cinleri ve insanları sadece kendisine ibadet etsinler diye yarattığını haber veriyor. İşte bu sebeble onlara rasuller göndermiş ve kitaplar indirmiştir. Zira onlar, bu gayeyle yaratılmıştır.” (Bedaiu’t Tefsir c: 4 s: 248)

Aynı şekilde Allah (c.c)’ın şu sözü de bu manayı ifade etmektedir:

“De ki: Namazım, kestiğim kurban, hayatım ve ölümüm Alemlerin Rabbi olan Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Müslümanların ilki olarak bununla emrolundum.” (En’am: 162-163)

İbni Cevzi bu ayetin tefsirinde şöyle dedi:

“Ayetin manası şöyledir: İbrahim (a.s) müşriklere şunu haber verdi: “Yaptığım işlerin hepsi, hayatımla ilgili herşey sadece Allah (c.c) içindir, O’ndan başkası için değil... Siz ise bu konularda O’na şirk koşuyor ve amellerinizi Allah’tan başkası için yapıyorsunuz.” (Zad’ul Mesir c: 3 s: 161)


Namaz, zekat, oruç, hac gibi ameller nasıl sadece Allah (c.c)’a yapılıyorsa, hayatın değişik meseleleriyle ilgili diğer ameller de sadece Allah (c.c)’a yapılmalıdır. Hatta ölüm bile... Kulun ölümü, zamanımızda adeta putlaştırılmış olan vatan, bayrak veya kafir bir lider için değil, yalnızca Allah (c.c) için olmalıdır.


İslam dininde ibadet; insanların anladığı gibi sadece namaz kılmak, oruç tutmak, haccetmek değildir. Daha geniş bir mana ihtiva eder. Allah (c.c)’ın şu sözü, bu meseleyi net bir şekilde ifade etmektedir:

“Oysa onlar doğruya yönelip her türlü şirkten temizlenmiş olarak yalnız Allah’a ibadet etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. İşte bu, dosdoğru dindir!” (Beyyine: 5)

Bu ayetteki Allah (c.c)’a ibadet emri, bütün ibadetleri içine almaktadır. Allah (c.c)’ın, ayette namaz ve zekatı ayrıca bildirmesinin sebebi, bu ibadetlerin öneminden dolayıdır.

Rasulullah (s.a.v)’in şu sözü bu ayetin ifade ettiği manayı desteklemektedir:

“İslam beş şey üzerine bina edildi: Sadece Allah (c.c)’a ibadet etmek ve O’ndan başkasını reddetmek, namaz kılmak, zekat vermek, beyti haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Müslim)

Ayet ve hadiste namaz, oruç, zekat ve hac emirlerinin ayrıca zikredilmesi, bunlardan önce zikredilen ibadet emrinin tekrarı değil, bu ibadetlerin önemini bildirmek içindir.


İbadetin sadece namaz, zekat, hac ve oruçtan ibaret olmadığını, daha geniş manayı ihtiva ettiğini gösteren bir çok delil vardır. Zaman geçtikçe kafir laik sistemler ve tağutların yardımcısı menfaat perest hocalar, sürekli ve yoğun bir şekilde insanları bu dinden saptırma ve cahilleştirme planları, faaliyetleri yaptılar. İnsanları saptırmak ve onlara tağuti sistemlerin meşruluğunu kabul ettirmek için, bu sahte hocalara; profesör, doktor, alim, allame gibi sıfatlar verilerek dindeki mevkilerinin çok üstün olduğu imajı verildi. İşte bu hocalar (belamlar), bir çok şer’i terimin manasını daraltarak şeriattaki gerçek manalarını anlaşılmaz hale getirdiler. Saptırdıkları şer’i terimlerden bir tanesi de ibadet kelimesidir. İbadet kelimesi daha geniş manayı ihtiva etmesine rağmen, sadece mescidlerde yapılan bir takım amellerle sınırlandırdılar.


İbadet, günümüz insanlarının çoğunun anladığı gibi sadece Allah’a namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, haccetmekten ibaret değildir, ibadet, sadece Allah ile kul arasında olan, hayatın diğer sosyal, siyasal, ekonomik yönlerine karışmayan birşey de değildir. Zamanımızda öyle insanlar türemiştir ki namaz, zekat, oruç, hac gibi ibadetleri Allah’ın hükmüne göre yaparlar. Fakat siyasi, sosyal, iktisadi konulardaki bütün muamelelerini Kur’an ve sünnetin hükmüne göre değil, insanlann koydukları hükümlere göre düzenlerler. Hiç çekinmeden Allah’ın hükmüyle hükmetmeyen tağutların mahkemesine başvururlar. Allah’a rağmen kanun koyan teşri meclisleri kurarlar.

Böyle kimselerden birisine:

“Niçin bu konularda Allah (c.c)’tan başkasına ibadet ediyorsun?” diye bir soru yöneltilse, bu soruya karşılık size şaşkın bir vaziyette cahilce; dini siyasete karıştırma, dinle alakası olmayan şeyleri dine sokma ithamı yaparak cevab verir. Görülüyor ki, insanların ibadet konusunda cehaletleri çok büyüktür. Bu sebeple ibadetin ne demek olduğunu, hangi konularda Allah (c.c)’tan başkalarına ibadet ettiklerini, Allah (c.c)’la beraber ibadet ettikleri mahlukun kim ve neler olduğunu, ibadeti yalnızca Allah (c.c)’a yapmaları ve şirk koşmamaları gerektiğini, Allah’a nasıl ibadet edeceklerini onlara anlatalım ki, bu konuda cehaletlerini gidermiş ve hakkı ortaya koymuş olalım. Unutmayalım ki Allah kendisine şirk koşanı asla affetmeyecektir. Onun için ölmeden önce bu fırsatı iyi değerlendirip yalnızca Allah’a ibadet edelim ve O’na hiçbir şeyi şirk (ortak) koşmayalım. O’na nasıl kulluk yapacağımızı yine O’ndan öğrenelim.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet (itaat-kulluk) etsinler diye yarattım.” (Zariyat: 56)

Bu ayetten anlaşılıyor ki, insanların ve cinlerin yaratılış gayesi;

Yalnızca Allah’a ibadet etmek ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamak.

O halde, varlık sebebimiz olan ibadet nedir, kapsadığı manalar nelerdir? Şimdi bunun üzerinde durmalıyız.


İbadet lügatte; itaat etmek, boyun eğmek ve küçüklüğünü kabul etmek demektir.

İbâdet kelimesi, “abede” fiilinin masdarı olup “itaat etmek, boyun eğmek, tevâzu göstermek, bağlanmak ve hizmet etmek” anlamlarına gelir.

İbâdet kelimesinin türediği “abd” kökü, şu anlamlara gelir:

a- Hürün karşıtı olan köle,

b- Boyun eğmek ve itaat etmek,

c- Kulluk etmek, ilâh tanımak,

d- Bir şeye bağlanıp, ondan ayrılmamak.

Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere ibadet kelimesinin ifade ettiği esas manalar;

“Kişinin yüksek ve üstün birine karşı baş eğmesi, itaat etmesi, kendi hürriyetinden ferâgat ederek onun karşısında her türlü isyanı terk etmesi, tam bir bağlılıkla ona boyun eğmesidir.” İşte bu durum, kulluk ve itaattir. İbâdet, itaat etmenin bir çeşididir. Bu itaata müstahak olan da, hiç şüphesiz gerçek ma’bud olan Allah’tır. Çok ibâdet edene âbid; kendisine ibâdet edilene de ma’bûd denir.


İbadetin Şer’i manası ise; Allah’ın sevdiği, emrettiği, kabul ettiği ve razı olduğu bütün gizli, açık amel ve sözlerdir. Bunlardan bazıları;

Ummak,

Umut etmek(rağbet etmek),

Gönülden saygı göstermek,

Sığınmak,

Yönelmek,

İtaat etmek,

Muhakeme olmak,

Dua etmek,

yardım İstemek (istiane, istigase),

Kurban kesmek,

Adak adamak,

Korkmak,

Sevmek ve Buğzetmek (dostluk ve düşmanlık),

Tevekkül etmek.
 
Üst Ana Sayfa Alt