Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Ihyayı Ulumiddin

xena Çevrimdışı

xena

God bless Me...
İslam-TR Üyesi
"Adiy b. Hatem kıssası peygamberin şari olup olmamasına delil olmaz ki. "

Peygamber asm helal ve haram belirlemez, yasak koyar. Üzgünüm ama İslamoğlu'nun bu konuda doğru söylediğini düşünüyorum.

Şari olduğunu savunanlar bile kaynaklarda böyle yazılmasının sebebini mecaza isnad olarak açıklar. Derler ki, Peygamber asm Kuran dışı hüküm vaaz ettiği için mecazen şaridir, gayri metluv vahye dayalıdır, hakikatte şari Cenabı Hakk'tır. Kaynağı vahiyse nasıl şari olabilir ? Dinin sahibi Allah'tır.

Ancak bir takım şüphelerden dolayı araştırma yapmaya başladım. Beni oldukça şaşırtan bir şey var sizin bilginiz varsa beni aydınlatın.

Talak-4
İbni Kesir: Kadınlarınızdan adetten kesilmiş olanların iddeti eğer şüphe ederseniz üç aydır. Henüz adet görmemiş olanlar da böyle. Gebe kadınların süresi ise; yüklerini vaz'etmeleridir. Kim, Allah'tan korkarsa; O, işinde bir kolaylık halkeder.

Ayette "lem yahıdne" adet görmeyen demek olmasına rağmen "henüz adet görmeyen" olarak yanlış çeviri yapmışlar. Lem yerine Lemma edatı ile başlaysadı henüz anlamını verirdi.
Çoğu tefsirde henüz adet görmeyen denilerek kız çocukları ile evlenilebileceğine delil alınmış bu ayet. Adet görmeyen kız çocuklarının iddeti 3 aymış, gülsem mi ağlasam mı bilemedim.
Aslında ayette kast edilen hayz gördüğü halde bir sebepten ötürü kesilmiş kadınlardır.

Ahzab-49 ayete göre zifaf olmadan boşanan kadının iddeti yoktur. Çocukla ilişkiye mi giriliyormuş ki 3 ay beklesin ? Tefsir ekte okuyabilirsiniz.

"Ey iman edenler; mü'min kadınları nikahlayıp sonra onlarla temasta bulunmadan önce boşadığınızda, artık onlar için iddet saymanıza lüzum yoktur. Kendilerini geçindirin ve güzellikle serbest bırakın." Ahzab-49

Bir süredir İslamoğlu hakkında söylenenlerin bir kısmının iftira olduğunu biliyordum zaten. İncelerseniz siz de fark edersiniz. Yanlışları olabilir her görüşünü savunmasam da doğru konuştuğu yerler var. İslamoğlu diyor ki; "Vahiy sadece Kuran'ın iki kapağı arasında olandır.
Eğer biz Kuran dışı vahiy olduğu iddiasını kabul edersek bir sözün Allah'ın sözü olup olmadığını belirleme hakkını cerh ve tadil ulemasının içtihadına bırakmış oluruz." Bir hadisin ravisine sika deyip sahih gören bir hadis alimi olduğu gibi bunu zayıf veya uydurma diyen alimler de var. Ayrıca birbirine zıt hadisler de var. İlk sünnetin vahy olduğunu öğrendiğimde zıtlıkları fark edince aklıma yatmamıştı. Hadiste otorite kabul edilen Mehmet Said Hatiboğlu'nun Kuran Dışı Vahiy İddiası isimli kitabı varmış, henüz inceleme fırsatım olmadı inşaAllah okuyacağım.

Peygamber Helal ve Haram koyamaz ama yasaklar getirebilir, ikisi aynı şey değil mi???:))
 
E Çevrimdışı

ebu-ahmed

Üye
İslam-TR Üyesi
Peygamber Helal ve Haram koyamaz ama yasaklar getirebilir, ikisi aynı şey değil mi???:))

Araf 157 yi okumamış o arkadaş:

Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar.
 
xena Çevrimdışı

xena

God bless Me...
İslam-TR Üyesi
ebu-ahmed , Kendisin den cevap bekliyorum, fakat bu konu hakkında ki görüş ve bilgilerimi asla burada konuşmak istemiyorum..
 
Münzevi_01 Çevrimdışı

Münzevi_01

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
y0lcu34 - Rivayetler toptan inkar edilemez ben sadece sünnetin kaynağının vahiy olmadığını düşünüyorum. Peygamber asm din bilgisi Kuran olduğu ve Kuran'da zemini olmayan bir şeyi söylemesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Madem ahlakı Kuran, yaşayan Kuran o zaman recm neden açıkça Kuran'da yok. Kuran'da recm ayeti vardı, Allah sonra çıkarttı ayet nesh oldu keçi yedi ama hükmü baki kaldı gibi rivayetler bana normal gelmiyor o yüzden araştırmaya çalışıyorum. Tavsiyen için teşekkür ederim.

Hicret - "Araf 157 yi okumamış o arkadaş:

Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar."

Yok aslında okudum. Resul Allah'ın elçisidir. Allah'ın elçisi olmadan Allah'ın sözünü bilemeyeceğimize göre elçiye itaat edince Allah'a itaat etmiş oluruz. Dinin helal ve haramlarını elçi belirleyebilir mi? Resule itaat farzdır, O'na karşı çıkmak demek O'nu gönderene yani Allah'a karşı çıkmak demektir. "Hüküm ise başka değil, ancak Allah'a mahsustur." Yusuf-40

İslamoğlu Nebi asm yasaklar derken yanlış hatırlamıyorsam şöyle bir örnek verdiğini hatırlıyorum konuşmasını bulamadım. Peygamber asm erkeklere altın yüzük kullanmayı yasaklamıştı ancak altın yüzük takan sahabelerin olduğu da rivayet ediliyor. Allah'ın içki veya domuz etini haram kılması gibi olsaydı bu takdirde o sahabelerin bunu yapması hoş karşılanmayıp karşı çıkılırdı. İslamoğlu şöyle diyor sözünü alıntılıyorum "Peygamberimizin getirdiği yasaklar haramların altına bir şerh olur. Mutlak olarak Allah'tan bağımsız Kuran'da zemini olmaksızın bir haramdan söz edilemez."

Adiy b. Hatem kıssası ile ilgili;
Helal-Haram koyma yetkisini Allah'tan başkasına verirsek O'nu kişiyi de dinine ortak etmiş, rab edinmiş oluruz. Allah şeriklerden münezzehtir.

 
xena Çevrimdışı

xena

God bless Me...
İslam-TR Üyesi
Peygamber Helal ve Haram koyamaz ama yasaklar getirebilir, ikisi aynı şey değil mi???:)) Ben bu soruyu sordum Münzevi_01


Tamam , sonlara doğru cevabı gördüm...

Ben de o konuyu şöyle hatırlıyorum, ipek gömlek giyilmesini yasaklamıştı, fakat sahabelerden bazılarının haşerelere karşı alerjisi olduğundan ,( ipek gömlekte haşereleri uzaklaştırdığından) bazı kimselerden yasağı kaldırmıştı..
 
Muhammed087 Çevrimdışı

Muhammed087

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İslamoğlu Nebi asm yasaklar derken yanlış hatırlamıyorsam şöyle bir örnek verdiğini hatırlıyorum konuşmasını bulamadım. Peygamber asm erkeklere altın yüzük kullanmayı yasaklamıştı ancak altın yüzük takan sahabelerin olduğu da rivayet ediliyor. Allah'ın içki veya domuz etini haram kılması gibi olsaydı bu takdirde o sahabelerin bunu yapması hoş karşılanmayıp karşı çıkılırdı. İslamoğlu şöyle diyor sözünü alıntılıyorum "Peygamberimizin getirdiği yasaklar haramların altına bir şerh olur. Mutlak olarak Allah'tan bağımsız Kuran'da zemini olmaksızın bir haramdan söz edilemez."

m.islamoğlu hz.isa'nın beşikte konuşması,hz.musanın kızıldenizi yarması gibi mucizeleri inkar eden birisi, onun için söyledikleri dinde delil olamaz
 
y0lcu34 HARİCİSİ Çevrimdışı

y0lcu34 HARİCİSİ

Üyeliği İptal Edildi
Banned
"Ve o, hevasından (kendiliğinden) konuşmaz." (Necm 3)

Peygamberi vahiyden yoksun mustakil bir insan olarak düşünerek hüküm koyucudur demiyoruz elbette. Şöyle örnek vereyim;

"Kisra'nın elçileri, Peygamber'i(sav) Yemen'e götürmek için ve kisranın tehditlerini içeren bir mesajla huzura çıktıklarında. Peygamberimiz (sav) bu iki kişinin bıyıklarını uzatıp ,sakallarını kısalttıklarını gördü ve onlara bakmak istemedi ve buyurdu: "Yazıklar olsun size! Bunu size kim emretti?" Onlar "Rabbimiz (kisra) emretti" deyince, Peygamberimiz(sav) :"Lakin benim Rabbim bana sakalımı uzatıp bıyığımı kısaltmamı emretti." buyurdular. (İbni Kesir, Ebu Nuaym, İbnül Cevzi)

Sakal hakkında bir ayet olmamasına rağmen sakal bırakmanın Allah tarafından bir emir olduğunu bildiriyor Peygamber. Evet, peygamber Kuran zemininden yoksun yada zıt bir beyanda bulunmaz. Ancak şurada bir yanılgıya düşmeyelim; biz rivayetlerin Kuran zemininden yoksun yada zıt olduğunu şerh ve tahlil edecek ilme vakıf mıyız? Tevafuk oldu geçen mesaj yazmamdan sonra Nureddin Yıldız'ın bir sözünü gördüm, şöyle diyordu;

"Muhammed bin Abdillah'ın kanun koyuculuğu yoktur lakin Allah'ın son peygamberi Muhammed'in(sav) vardır."

Uzayıp giden paragrafların özetini bir cümle ile yapmış.
 
Münzevi_01 Çevrimdışı

Münzevi_01

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Muhammed087- Kuran'ı farklı anlayan hiçkimsenin yorumunu okuduğumuzda demekki Allah'ın sözü buymuş bunu demek istemiş diyemeyiz, yanlış yorum bile yapmış olsalar o bir tevildir, mucize diyen de tevil etmiştir, hayır değildir diyen de. İslamoğlu neden İsa as beşikte konuşmadı anlıyor ordan çünkü ayetin devamında gelenler ona bunu düşündürmüş.

29- Bunun üzerine (Meryem) çocuğa işaret etti. Onlar; "Biz, daha dünkü bir beşik bebesiyle nasıl muhatap oluruz!?" dediler.
30- (İsa) dedi ki: "Ben Allah'ın kuluyum: O bana ilahi vahyi ulaştırdı ve beni peygamber tayin etti;
31- nerede bulunursam bulunayım beni kutlu kıldı; ve bana hayatta olduğum sürece ibadeti diriltmeyi ve arınmak için verilmesi gerekeni vermeyi emretti;
32- bir de anama iyi davranmayı... Fakat beni azgın bir zorba kılmadı.
33- Nitekim doğduğum gün tam bir ilahi güvence kapsamındaydım, öleceğim ve yeniden hayata döndüreleceğim gün de (öyle olacaktır).

Ayetlerin devamına bakarsanız Hz İsa as peygamberliğini ilan ediyor, İslamoğlu diyorki kundakta bebek değil belli bir olgunluğa erişmiş olmalı, o zaman buradaki kasıt onların HZ. Meryem as'a kinayeli olarak bu daha dünkü çocuk ne konuşacakmışız onunla demek istemiş olabilir diyor. Bu bir yorumdur, Geçmiş alimler masum muydu? Tüm çeviriler düzgün yapılmış mıdır ki, hataları olamazmıydı. İslamoğlu da hata edebilir, şahıs düşmanlığına ben karşıyım, her söylediği yanlıştır diye ben düşünmem.
 
Son düzenleme:
Münzevi_01 Çevrimdışı

Münzevi_01

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Vahiyle hüküm koyduğunu düşünüyorsunuz biliyorum, benim de kafama yatmayan şuydu, madem bütüm hükümleri Allah'tan vahiyle alıyor o zaman neden şari oluyor? Şari hüküm koyan demektir. Resul de elçidir, bir mesajı iletir. Peygamberimiz asm resul olarak değil aslında nebi olarak geçer, nebi de haber getiren demektir. Kendisine kitap verilen nebi olur. Bu da ayrı bir konu tabi.

"De ki: “Size, “Allah'ın hazineleri yanımdadır” demiyorum ve gaybı da bilmiyorum. Size, “Ben meleğim” de demiyorum. Ben ancak bana vahyolunana uyuyorum.” De ki: “Görenle görmeyen bir midir? Düşünmüyor musunuz?”" Enam-50

De ki: Ben ancak Rabbim bana neyi vahy ederse ona uyarım. Araf-203

De ki... Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da yoktur onlara ve hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez. Kehf-26


Sizin delil aldığınız ayetin devamı da var.
"Ve o, hevasından (kendiliğinden) konuşmaz." (Necm 3)
(O’nun söyledikleri), sadece O’na vahyolunan vahiydir. (Necm 4)
Ona üstün bir güç sahibi olan (Cebrail) öğretti. (Necm-5)

İbn Abbas’ın nakline göre Peygamberimizin ilk defa müşriklere açıktan ilan ettiği suredir. Kuran'ın Allah'ın kelamı olduğu anlatılıyor.

Hadisin sıhhat ve yapılan tenkitleri nelerdir bilmediğim için bir şey diyemiyorum.
 
y0lcu34 HARİCİSİ Çevrimdışı

y0lcu34 HARİCİSİ

Üyeliği İptal Edildi
Banned
"Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar." (Nisa 65)

"Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o,
Allah’ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir." (Ahzab 40) (مَّا كَانَ مُحَمَّدٌ أَبَا أَحَدٍ مِّن رِّجَالِكُمْ وَلَكِن رَّسُولَ اللَّهِ وَخَاتَمَ النَّبِيِّينَ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا)

Kardeş yanlış anlama ama bilmediğin şeyler hakkında sanki biliyormuş gibi çok emin konuşuyorsun. Araştırmak, tefekkür etmek çok güzel bir şey ama bu seni cüretkarlığa sürüklemesin, nacizane tavsiyemdir. Bayramın mübarek olsun.
 
mefhum Çevrimdışı

mefhum

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Aranızda kitabı okuyan varsa şu hikayenin anlatıldığı bölümü hatırlayan varmı.. kaynak gösterilmiş.
ŞEYTAN’IN ŞERRİNDEN KİM KURTULUR?

İsrâiloğullarından âbid bir zât yetmiş yıllık ömrünü haftada bir defa iftâr ederek oruçla geçirmişti. Bu âbid, Allâhü Teâlâ'dan şeytânların insanları nasıl dalâlete düşürdüğünü göstermesini niyaz etmişti.

Aradan uzun zaman geçtiği hâlde dileği yerine gelmeyince, kendi kendine: “Her hâlde Allâh'a karşı işlediğim kusurlarımı öğrenmem, hakkımda daha hayırlı olur.” deyince, Allâhü Teâlâ'nın gönderdiği melek kendisine:

“Allâhü Teâlâ sana: ‘Şu sözün, geçmişteki ibâdetlerinden benim için daha sevimlidir.' buyuruyor” dedi. Allâhü Teâlâ onun gözünden perdeyi kaldırıp “Şeytanların insanları nasıl dalâlete düşürdüğünü gör.” dedi. Adam, şeytanların yeryüzünü istilâ ettiklerini, insanları sineklerin hücûmuna uğramış gibi sardıklarını görünce:

“Yâ Rabbi! Bunların şerrinden kim kurtulabilir?” dedi. Allâhü Teâlâ: “Şeytanların şerrinden, şüpheli şeylerden kaçınan, (insanlara) yumuşak davranan ve alçak gönüllü olan kimseler kurtulur.” buyurdu. (İhyâu Ulûmiddîn)
 
Üst Ana Sayfa Alt