Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Imam Ali As Ve Adiyat Süresinin Iniş Sebebi

M Çevrimdışı

mişkatin

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ebu Besir diyor ki; İmam Sadık Aleyhisselam’a “Adiyat” suresindeki geçen Yabis (Kumsal Çöl) Vadisinin macerası ve Hicri 8. Yılda (O Mekanda) İslam Ordusunun kahramanlıklarıyla ilgili olay nedir? Dediğimde İmam Sadık Aleyhisselam şöyle buyurdular.

“Yabis Çölünün halkı on iki bin süvari nizam idi, ölüm anına kadar Hz. Muhammed (s.a.a) ve Hz. Ali (a.s)’a karşı savaşacaklarına dair ahdedip el ele verdiler.

Cebrail onların bu antlaşmasını Resulallaha haber verdi. Resulallah (s.a.a) de Ebubekir’i, daha sonra Ömer’i bir orduyla onlara doğru gönderdi.

Bunlar bir netice elde etmeksizin geri dönüyorlar.Peygamber (s.a.a) bu kez Hz. Ali’yi muhacir ve ensardan oluşan dört bin kişiyle Yabis Vadisine doğru gönderiyor. Hz. Ali (a.s) ordusuyla birlikte Yabis Vadisine doğru hareket etti.

İslam ordusunun Hz. Ali’nin komutasında onlara doğru yürüdüğü düşmana bildirildi. Düşman silahçılarından ikiyüz kişi savaş alanına doğru koştular. Hz. Ali (a.s) da bir gurup ashabıyla birlikte onlara doğru gelmişsiniz, ne yapmak istiyorsunuz? Diye sordular. Hz. Ali (a.s) onların cevabında şöyle buyurdu: “Ben Resulallah’ın amcasının oğlu, onun kardeşi ve elçisi Ebu Talip oğlu Ali’yim. Sizi Allahın birliğine ve Hz. Muhammed’in peygamberliğine iman etmenizi davet ediyorum, eğer iman ederseniz yorar ve zararda Müslümanlarla ortak olursunuz”.

Onlar Hz. Ali’nin sözüne karşılık şöyle dediler: “Senin sözünü işittik, savaşa hazır ol ve bil ki, biz seni ve ashabını öldüreceğiz! Bizim vadimiz yarın sabahtır” Hz. Ali (a.s) da onlara cevaben şöyle buyurdu: “Yazıklar olsun size, beni ordunuzun çok olmasıyla mı tehdit ediyorsunuz,?

Bilinki, biz Allah’tan, Meleklerden ve Müslümanlardan sizin aleyhinize yardım alacağız. Yüce Allah’ın gücünden başka bir güç ve kudret yoktur”Düşman kendi yerine dönüp mevzisini pekinleştirdi. Hz. Ali (a.s) da ordusuna dönüp savaşa hazırlanmaya koyuldu. Hz. Ali (a.s) Müslümanlara, gece vakti bineklerinin cihazlarını hazırlamalarını, kuşanmalarını, ve sabah erken düşmana saldırmak için hazır bir vaziyette olmalarını emretti.

Sabah şafağı söktüğünde
Hz. Al,i (a.s) ordusuyla birlikte namaz kılıp düşmana saldırdılar. Düşman öyle gafil avlandı ki, Müslümanların onlara nereden saldırdığını anlayamadı. İslam

Ordusunun geride kalanı henüz yetişmemişken onlardan çoğu öldürülüp neticede bir çokları da esir alındı ve malları ise Müslümanların eline geçti.Cebrail’i Emin, Hz. Ali ve İslam Ordusunun muzaffer olduğunu Hz. Peygambere haber verdi. Resulallah (s.a.a) mimbere çıkıp Allah’a hamt ettikten sonra Müslümanların düşmana galip olduğunu ve İslam Ordusunun sadece iki kişinin şahadete eriştiğini halka duyurdu.

Daha sonra Peygamber (s.a.a) ve ashabı Medine’den çıkıp Hz. Ali’yi istikbal etmeğe koştular.Medine’nin bir fersahlığında Hz. Ali’nin ordusuyla karşılaşıp onlara hoş geldiniz dediler. Hz. Ali (a.s) Peygamber (s.a.a)’i görünce bineğinden aşağı indi,

Peygamber (s.a.a) de bineğinden aşağı inip Hz. Ali’nin alnından öptü. İslam ordusunun istikbaline gelen Müslümanlarda Hz. Peygamber gibi Hz. Ali’yi kutlayıp bu fethi tebrik ettiler, düşmandan elde edilen bolca ganimeti ve esirleri görerek daha çok sevindiler.

“Bu esnada Cebrail’i emin gök yüzüne inerek ve bu zaferden dolayı “Adiyat” suresini Resulallah’a getirdi.: “Soluk soluğa koşan atlara ant olsun, (Tırnaklarıyla) ateş çakıp saçanlara, sabah vakti baskın yapanlara, derken orada tozu dumana katanlara, bununla bir (düşman) topluluğun orta yerine kadar dalanlara”

Peygamber (s.a.a)’in gözlerinden sevinç yaşları boşaldı, işte burada o meşhur sözu Hz. Ali’ye buyurdular. “Eğer Ümmetimden bir gurubun, Hiristiyanların Hz. İsa hakkında dedikleri söz gibi senin hakkında söylemesinden korkmasaydım, senin hakkında öyle bir söz söylerdim ki, her nereden geçseydin ayağının altındaki toprağı götürür teberrük ederlerdi.”

(1)(1) Bihar’ul- Envar, c,21 s,72.
 
Üst Ana Sayfa Alt