İNFAK MÜTTAKİLERİN ÖZELLİĞİDİR
İnfak bir müminin hassasiyetinin ve olması gereken üstün ahlakının bir özelliğidir.
Allah (c.c.), müttakilerin vasıflarını sayarken Allahın verdiklerinden , onun yolunda infak edenlerden de özellikle bahsetmektedir.
الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ الصَّلاةَوَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ
“Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan (Allah yolunda) infak ederler.” (Bakara 3)
Müslüman şahsın tıpkı namaz gibi, oruç gibi “olmazsa olmaz değerlerinden” birisi de infak etme, verme hassasiyetine sahip olmasıdır. Bakara suresinin ilk ayetleri içerisinde görüldüğü gibi, iyi Müslüman diye nitelendirilen müttakilerin temel özellikleri arasında gabya iman etmek ve namaz kılmaktan sonra “kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak ederler” ifadesiyle infak zikredilir.
İnfağın yapılma şekline gleince;
İnfak karşısındakini aşağılama veya cömertlik gösterisi altında riyakarlık aracı yapılmamalıdır. Çünkü Kuranı Kerim insanlar arasındaki ilişkilerde güzel muameleyi ve İslami terbiyeyi esas almıştır. İslam’ın ruhuna ve insanın onuruna ters düşen davranışların sahibine hiçbir fayda sağlamayacağını bildirmiştir. Özellikle riyakarlığın, insanın bütün hayırlı faaliyetlerini boşa çıkaran bir illet olduğuna dikkat çekmiştir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تُبْطِلُواْصَدَقَاتِكُم بِالْمَنِّ وَالأذَى كَالَّذِي يُنفِقُ مَالَهُ
رِئَاء النَّاسِوَلاَ يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ صَفْوَانٍ عَلَيْهِ
تُرَابٌ فَأَصَابَهُ وَابِلٌ فَتَرَكَهُ صَلْداً لاَّ يَقْدِرُونَ عَلَىشَيْءٍ مِّمَّا كَسَبُواْ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ
“Ey iman edenler! Allaha ve ahret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirmiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olmazlar. Allah, kafirleri doğru yola iletmez.” (Bakara 264)
Bu ayette zekat vermek ve infakta bulunmak teşvik edilmekle birlikte, bunu yaparken usulüne riayet edilmeksizin eziyet ederek ve başa kakarak yapılan bir hayrın Allah indinde hiçbir değerinin olmadığı bildirilmektedir.
Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Üç kişi vardır, Kıyamet gününde Allah onlarla ne konuşur, ne nazar eder ne de onları günahlardan arındırır, onlar için elim bir azab vardır!" buyurdu ve bunu üç kere de tekrar etti Ben: "Ey Allah'ın Resûlü! Öyleyse onlar büyük zarara ve hüsrana uğramışlardır Kimdir bunlar?" dedim Şöyle saydılar:
"Elbisesini (kibirle, yerlere kadar salıp) süründüren, yaptığı iyiliği başa kakan, malını yalan yeminlerle pazarlayan kimseler!"
Müslim, İman 171, (106); Ebu Dâvud, Libas 28, (4087, 4088); Tirmizî, Büyû' 5, (1211); Nesâî, Büyû' 5, (7, 245)
Müslüman her ibadetinde olduğu gibi infak ederken de kulluk çerçevesi dışında hareket etmemelidir.
İnfak bir müminin hassasiyetinin ve olması gereken üstün ahlakının bir özelliğidir.
Allah (c.c.), müttakilerin vasıflarını sayarken Allahın verdiklerinden , onun yolunda infak edenlerden de özellikle bahsetmektedir.
الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ الصَّلاةَوَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ
“Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan (Allah yolunda) infak ederler.” (Bakara 3)
Müslüman şahsın tıpkı namaz gibi, oruç gibi “olmazsa olmaz değerlerinden” birisi de infak etme, verme hassasiyetine sahip olmasıdır. Bakara suresinin ilk ayetleri içerisinde görüldüğü gibi, iyi Müslüman diye nitelendirilen müttakilerin temel özellikleri arasında gabya iman etmek ve namaz kılmaktan sonra “kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak ederler” ifadesiyle infak zikredilir.
İnfağın yapılma şekline gleince;
İnfak karşısındakini aşağılama veya cömertlik gösterisi altında riyakarlık aracı yapılmamalıdır. Çünkü Kuranı Kerim insanlar arasındaki ilişkilerde güzel muameleyi ve İslami terbiyeyi esas almıştır. İslam’ın ruhuna ve insanın onuruna ters düşen davranışların sahibine hiçbir fayda sağlamayacağını bildirmiştir. Özellikle riyakarlığın, insanın bütün hayırlı faaliyetlerini boşa çıkaran bir illet olduğuna dikkat çekmiştir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تُبْطِلُواْصَدَقَاتِكُم بِالْمَنِّ وَالأذَى كَالَّذِي يُنفِقُ مَالَهُ
رِئَاء النَّاسِوَلاَ يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ صَفْوَانٍ عَلَيْهِ
تُرَابٌ فَأَصَابَهُ وَابِلٌ فَتَرَكَهُ صَلْداً لاَّ يَقْدِرُونَ عَلَىشَيْءٍ مِّمَّا كَسَبُواْ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ
“Ey iman edenler! Allaha ve ahret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirmiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olmazlar. Allah, kafirleri doğru yola iletmez.” (Bakara 264)
Bu ayette zekat vermek ve infakta bulunmak teşvik edilmekle birlikte, bunu yaparken usulüne riayet edilmeksizin eziyet ederek ve başa kakarak yapılan bir hayrın Allah indinde hiçbir değerinin olmadığı bildirilmektedir.
Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Üç kişi vardır, Kıyamet gününde Allah onlarla ne konuşur, ne nazar eder ne de onları günahlardan arındırır, onlar için elim bir azab vardır!" buyurdu ve bunu üç kere de tekrar etti Ben: "Ey Allah'ın Resûlü! Öyleyse onlar büyük zarara ve hüsrana uğramışlardır Kimdir bunlar?" dedim Şöyle saydılar:
"Elbisesini (kibirle, yerlere kadar salıp) süründüren, yaptığı iyiliği başa kakan, malını yalan yeminlerle pazarlayan kimseler!"
Müslim, İman 171, (106); Ebu Dâvud, Libas 28, (4087, 4088); Tirmizî, Büyû' 5, (1211); Nesâî, Büyû' 5, (7, 245)
Müslüman her ibadetinde olduğu gibi infak ederken de kulluk çerçevesi dışında hareket etmemelidir.