A
Çevrimdışı
Misyonerlik faaliyetlerinin arttığı, dinlerarası diyalog söylemlerinin gündemde olduğu son günlerde İslâmı tebliğ etmek için büyük bir gayretle bir çok kuruluş hayırlı çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmaları takdirle karşılar ve tüm kuruluşları tebrik ederiz. Bu çalışmalara bir ivme kazandırmak amacıyla görmüş olduğum bazı yanlış uygulamalara dikkat çekmek istiyorum.
İslâmi tebliğde mutlaka sünnetullaha uygun hareket edilmeli. İslâm dini tedrici olarak uygulanmıştır. Kur’ân-ı Kerim tedrici olarak inzal oldu. İslâm-ı tebliğdede tedrîcilik metodu önemli bir esastır. Şayet bu metod uygulanmadan İslâm tebliğ edilecek olsa, büyük bir yanlışlık yapılmış olur. Bir gayri Müslim islâma gireceği yerde, islâmdan uzaklaşmasına belki de nefret etmesine sebep olabilir. Bu konuyu somut bir delille açıklamak istiyorum.
İslâmı hiç bilmeyen birine Kur’ân-ı Kerim verip, onu okuyarak Müslüman olmasını beklemek yanlış bir uygulamadır. İlk defa Kur’ân-ı inceleyen bir kimseye tedrîci olarak bazı bilgiler verip onu kur’ân-ı anlamaya hazır hale getirmek gerekir. Kur’ân-ı Kerimde ahkam ayetleri müteşâbih ayetler ve mensuh olmuş hükümlerde vardır. Kur’ân-ın sadece meâlini okuyan bir kimse Kur’ân-ı yanlış anlar. Kendi kafasından hükümler vermeye başlar. Kur’ân-ı anlamak için tefsirleri okumak, tefsirleri okumak içinde tefsir usülünü okumak gerekir. Ayetlerin esbâb-ı nuzûlünü nâsih ve mensüh ayetleri, o ayetlerin umumimi, hususimi, mutlak veya mukayyed olup olmadığını bilmeden bir çok ayetler anlaşılamaz.
Âhkâm ayetlerini anlayabilmek için usûlu fıkhıda bilmek gerekir.usûlu fıkıh bilinmeden ahkam ayetlerine mana verilemez. Kur’ân-ı Kerimde hırsızlık yapanın elinin kesilme emri var. Zina edenin bekar ise 100 kırbaç evli ise taşlanarak recm edilmesi hükmü var. Hangi şartlarda ve kimler cezalandırılacak detaylıca anlatılmaz. Bunun uygulanışını ancak sünnetle anlarız. Sünnet bilinmeden bu hükümler nasıl istinbat (hüküm çıkarılmış) edilmiş nasıl uygulanmış bilinemez. O halde sünneti de bilmek gerekir. İçkinin haram kılınışı, tedrici olarak dört devrede olup, tamamen yasaklanması medinede olmuştur. Kur’an-ın tedrici olarak gelmesiyle sahabenin kalplerindeki imanları istikrar buldu. Tedrîcilik bu sebeple çok önemlidir. Bir gayri Müslim zinayı normal karşılar. Zina onun için doğal bir şeydir. Böyle bir kimseye meâlli Kur’ân-ı eline versek oda recm ayetini okusa hiç Müslüman olurmu? Tam tersi islâmdan ürker ve kaçar. O halde ne yapılması gerekir:
1) İslâm’ın tedrîci olarak anlatılması
2) Öncelikle ALLAH’a İman, tevhid inancı ve iman esaslarıyla ilgili kitaplar okutulmalı.
3) İslâm ahlâkı ile ilgili ayetler ve hadisler okutulmalı.
4) İslâmda insan hakları ile ilgili ayet ve hadisler okutulmalı.
5) İslâmın sosyal bir düzen oluşu, sosyal problemlere nasıl çözüm bulduğu ile ilgili ayet ve hadisler okutulmalı.
6) İslâmda aile düzeni ve kadın hakları ile ilgili ayet ve hadisler okutulmalı.
7) İslâmda ibadet hayatı ile ilgili ayet ve hadisler okutulmalı.
8) İslâmda ekonomik düzen ve zekat müessesesi ile ilgili ayet ve hadisler okutulmalı.
9) En son olarak da islâmda ceza hukuku ve haram olan hükümler ile ilgili ayet ve hadisler okutulmalı.
Özellikle 9. madde de zikredilen hususlar en son olarak verilmeli. Bu 9 madde olarak işaret ettiğimiz hususlar, bu sıralamaya dikkat edilerek bir gayrimüslime anlatılırsa, Allahın izniyle hidayete ermesi daha kolay olur. O halde konuyu toparlayacak olursak tebliğ metodunu iyi bilip, doğru olan metodu uygulamak gerekir. Bir gayrimüslime islâmı sevdirilebilmesi için tedrici olarak bilgilendirilmesi daha doğru olur. Bir kimsenin eline bir Kur’ân verip, hadi bununla hidayeti bul demek, yüzme bilmeyen birini yüzmesini öğretmek amacıyla okyanusun ortasına atmaya benzer. Her hususta doğru olan metodu uygulamak en doğrusudur. Doğru olan metodlar ehil olan kimseler tarafından Kur’ân ve sünnetten istinbât (hüküm çıkarılmış) edilerek ortaya konulmuştur. Mevla bizleri doğru olan metodu uygulayıp bir çok kimsenin hidayetine vesile olmamızı nasip eylesin.
İslâmi tebliğde mutlaka sünnetullaha uygun hareket edilmeli. İslâm dini tedrici olarak uygulanmıştır. Kur’ân-ı Kerim tedrici olarak inzal oldu. İslâm-ı tebliğdede tedrîcilik metodu önemli bir esastır. Şayet bu metod uygulanmadan İslâm tebliğ edilecek olsa, büyük bir yanlışlık yapılmış olur. Bir gayri Müslim islâma gireceği yerde, islâmdan uzaklaşmasına belki de nefret etmesine sebep olabilir. Bu konuyu somut bir delille açıklamak istiyorum.
İslâmı hiç bilmeyen birine Kur’ân-ı Kerim verip, onu okuyarak Müslüman olmasını beklemek yanlış bir uygulamadır. İlk defa Kur’ân-ı inceleyen bir kimseye tedrîci olarak bazı bilgiler verip onu kur’ân-ı anlamaya hazır hale getirmek gerekir. Kur’ân-ı Kerimde ahkam ayetleri müteşâbih ayetler ve mensuh olmuş hükümlerde vardır. Kur’ân-ın sadece meâlini okuyan bir kimse Kur’ân-ı yanlış anlar. Kendi kafasından hükümler vermeye başlar. Kur’ân-ı anlamak için tefsirleri okumak, tefsirleri okumak içinde tefsir usülünü okumak gerekir. Ayetlerin esbâb-ı nuzûlünü nâsih ve mensüh ayetleri, o ayetlerin umumimi, hususimi, mutlak veya mukayyed olup olmadığını bilmeden bir çok ayetler anlaşılamaz.
Âhkâm ayetlerini anlayabilmek için usûlu fıkhıda bilmek gerekir.usûlu fıkıh bilinmeden ahkam ayetlerine mana verilemez. Kur’ân-ı Kerimde hırsızlık yapanın elinin kesilme emri var. Zina edenin bekar ise 100 kırbaç evli ise taşlanarak recm edilmesi hükmü var. Hangi şartlarda ve kimler cezalandırılacak detaylıca anlatılmaz. Bunun uygulanışını ancak sünnetle anlarız. Sünnet bilinmeden bu hükümler nasıl istinbat (hüküm çıkarılmış) edilmiş nasıl uygulanmış bilinemez. O halde sünneti de bilmek gerekir. İçkinin haram kılınışı, tedrici olarak dört devrede olup, tamamen yasaklanması medinede olmuştur. Kur’an-ın tedrici olarak gelmesiyle sahabenin kalplerindeki imanları istikrar buldu. Tedrîcilik bu sebeple çok önemlidir. Bir gayri Müslim zinayı normal karşılar. Zina onun için doğal bir şeydir. Böyle bir kimseye meâlli Kur’ân-ı eline versek oda recm ayetini okusa hiç Müslüman olurmu? Tam tersi islâmdan ürker ve kaçar. O halde ne yapılması gerekir:
1) İslâm’ın tedrîci olarak anlatılması
2) Öncelikle ALLAH’a İman, tevhid inancı ve iman esaslarıyla ilgili kitaplar okutulmalı.
3) İslâm ahlâkı ile ilgili ayetler ve hadisler okutulmalı.
4) İslâmda insan hakları ile ilgili ayet ve hadisler okutulmalı.
5) İslâmın sosyal bir düzen oluşu, sosyal problemlere nasıl çözüm bulduğu ile ilgili ayet ve hadisler okutulmalı.
6) İslâmda aile düzeni ve kadın hakları ile ilgili ayet ve hadisler okutulmalı.
7) İslâmda ibadet hayatı ile ilgili ayet ve hadisler okutulmalı.
8) İslâmda ekonomik düzen ve zekat müessesesi ile ilgili ayet ve hadisler okutulmalı.
9) En son olarak da islâmda ceza hukuku ve haram olan hükümler ile ilgili ayet ve hadisler okutulmalı.
Özellikle 9. madde de zikredilen hususlar en son olarak verilmeli. Bu 9 madde olarak işaret ettiğimiz hususlar, bu sıralamaya dikkat edilerek bir gayrimüslime anlatılırsa, Allahın izniyle hidayete ermesi daha kolay olur. O halde konuyu toparlayacak olursak tebliğ metodunu iyi bilip, doğru olan metodu uygulamak gerekir. Bir gayrimüslime islâmı sevdirilebilmesi için tedrici olarak bilgilendirilmesi daha doğru olur. Bir kimsenin eline bir Kur’ân verip, hadi bununla hidayeti bul demek, yüzme bilmeyen birini yüzmesini öğretmek amacıyla okyanusun ortasına atmaya benzer. Her hususta doğru olan metodu uygulamak en doğrusudur. Doğru olan metodlar ehil olan kimseler tarafından Kur’ân ve sünnetten istinbât (hüküm çıkarılmış) edilerek ortaya konulmuştur. Mevla bizleri doğru olan metodu uygulayıp bir çok kimsenin hidayetine vesile olmamızı nasip eylesin.
