Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Kâbede Kadın Erkek Karışık Tavaf Caiz mi?

W Çevrimdışı

wert

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Omer ra yasakladigina dair rivayetler var boyle tavaf caiz midir
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
74840.jpg
Kadınların erkeklerle, aynı şekilde erkeklerin de kadınların arasına karışarak tavaf etmeleri câiz olmayıp, mekruhtur. Uygun olan namazdaki gibi, kadınların erkeklerin arka tarafında, hatta geceleyin daha tenha zamanları gözeterek tavaf etmeleridir. Buna rağmen izdihamdan dolayı korunamayıp tavaf etmek zorunda kalan kadın ve erkeklerin, hemcinsleriyle birlikte olduğu bölgelerde tavaf etmeye çalışmaları takva açısından önemlidir.

عن ابن جُريج قال: ] أخْبَرَنِى عَطَاءٌ إذْ مَنَعَ ابنُ هِشَامٍ النِّسَاءَ الطَّوَافَ مَعَ الرِّجَالِ، قَالَ : كَيْفَ يَمْنَعُهُنَّ وَقَدْ طَافَ نِسَاءُ النَّبىِّ # مَعَ الرِّجَالِ؟ قَالَ: قُلْتُ: أبَعْدَ الحِجَابِ وَقَبْلَهُ؟ قَالَ: لَقَدْ أدْرَكْتُهُ بَعْدَ الحِجَابِ. قَالَ قُلْتُ: كَيْفَ يُخَالِطْنَ الرِّجَالَ. قَالَ: لَمْ يَكُنْ يُخَالِطْنَ الرِّجَالَ. كَانَتْ عَائِشَةُ رَضِىَ اللّهُ َعَنْها تَطوفُ حَجْرَةً مِن الرِّجَالِ َ تُخَالِطَهُمْ. فقَالَتِ امْرَأةٌ: انْطَلِقِى نَسْتَلِمُ يَا أمُّ المُؤمِنينَ.
: قَالَتْ
انْطَلِقِِى عَنْكِ وَأبَتْ. وَكُنَّ يَخْرُجْنَ مُتَنَكِّرَاتٍ بِاللَّيْلِ
[. أخرجه البخارىحَجْرَةً « بفتح الحاء والراء المهملين وسكون الجيم بينهما: أى ناحية منفردة
İbnu Curayc anlatıyor: "Atâ, bana İbnu Hişâm'ın kadınları erkeklerle karışık olarak tavaftan yasakladığı zaman dedi ki: "O bunu nasıl yasaklar, Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın zevceleri bile erkeklerle birlikte haccettiler!"
Ben Atâ'ya sordum: "Onların beraber haccları örtünme emrinden önce miydi, sonra mıydı?"
"(Evet, kasem olsun) buna, ben örtünme emrinden sonra şâhid oldum!" diye cevab verdi.
Ben tekrar sordum: "Pekâlâ erkeklere nasıl karışırlardı?"
Şu cevabı verdi: "Erkeklere karışmazlardı, Aişe (radıyallahu anhâ) erkeklerden ayrı olarak tavaf ederdi, onlara karışmazdı." Hatta bir kadın kendisine: "Ey mûminlerin annesi, yürü (Haceru'l-Esved'e elimizi değerek) istilâm edelim!" demişti de Aişe O'na: "Sen dilediğin şekilde git" deyip kendisi gitmekten imtina etmişti. Onlar geceleyin kim oldukları bilinmez halde çıkarlar, (erkeklerle beraber tavaf yaparlardı.)
(Beytullah'a girmek istedikleri zaman da, erkeklerin tamamen çıkarılmış olmalarına kadar durup beklerler, sonra girerlerdi.)
(Atâ devamla):
"Ben (Mekke kadısı) Ubeyd İbnu Umeyr'le birlikte, Muzdelife'deki Sebir dağında mucâvir (yani ikamet eder) olan Aişe (radıyallahu anhâ)'nin yanına giderdim" dedi.
Ben hemen sordum: "Pekâlâ Aişe'nin örtüsü ne idi?"
"Keçeden yapılmış küçük bir Türk çadırının içindeydi. Çadırın bir perdesi vardı. Aişe (radıyallahu anhâ) ile bizim aramızda bu perdeden başka bir şey yoktu. Ben Aişe'nin üzerinde gül renginde bir zıbın gördüm." (Kutib-i Sitte, 5/494-495; Buhârî, Hacc, Bab 64, Hadis no: 99)

İzâhat
1- Bu rivayet İbnu Curayc ile Atâ arasında cereyan etmiştir. Anlaşıldığı üzere, Hacc emiri olan Hişâm bir ara kadınlarla erkeklerin karışık olarak Beytullah'ı tavaf etmelerini yasaklayınca, böyle bir yasağın câiz olup olmayacağı üzerine Atâ ile İbnu Curayc, ilmî bir mubahesede bulunmuşlardır.

2- Rivayette adı geçen İbnu Hişam hakkında şârih Askalânî şu bilgiyi dermeyan eder: "Bu zâtın adı İbrahim'dir. Kardeşi de Muhammed İbnu Hişâm İbni İsmâil'dir. Bunlar Emevî Halifesi Hişam İbnu Abdilmelik'in dayıları idiler. Hişâm bunlardan Muhammed'i Mekke emîrliğine, kardeşi İbrahim'i de Medine emîrliğine getirdi. Hişâm, halifeliği sırasında hacc emîrliğini de İbrahim'e havâle etmişti. Binaenaleyh rivayette zikri geçen İbnu Hişam'dan murad "İbrahim" olabilir. Sonra bunları, Yusuf İbnu Ömer es-Sakafî (Haccâc-ı Zâlim) ölmelerine kadar işkenceye tâbi tuttu. Bu hâl, Velîd İbnu Yezid İbni Abdi'l-Melik'in hakimiyetinin ilk senesine, bunun emriyle 125 hicrî yılında öldürülmelerine kadar devam etti."

3- Bu rivayet tavaf sırasında kadın-erkek ayırımını ilk defa ele alanın İbnu Hişâm olduğunu ifade eder ise de, bu işi daha önce Ömer'in ele aldığını ifâde eden rivayetler de var. Hatta, kadınlara karışarak hacceden bir erkeği görünce elindeki değnekle vurmuştur. Atâ, İbnu Hişâm'ın tatbikatını kınamaktadır. Ancak Aişe'den naklettiği muşâhede Ömer'in tatbikatını andırmakta, benzerlik arzetmektedir.
İbnu Uyeyne'nin bir rivayetinde tavafta kadın-erkek ayrımını ilk ele alan Hâlid İbnu Abdillah el Kuşeyrî'dir. Bu zât da Abdulmelik İbnu Mervân zamanında Hacc emîrliği yapmıştır. Bir muddet yasak koyup sonradan kaldırmış olabilir. Bunun emîrliği İbnu Hişâm'dan çok daha evvellere gider.

Günümüzde maddî imkânların ve ulaşım vâsıtalarının artmasıyla milyonu aşan Hacı kâfilesinin, tavaf esnasında nefesleri keser derecede meydana getirdiği izdiham ve sıkışıklık, her hacıya, kadın ve erkeklerin ayrı ayrı tavaf yapmalarını ve hatta şeytan taşlamalarını sağlayacak çalışmaların yapılmasının çoktan yapılması gerektirdiğini akıllara takmaktadır? Daha Ashab devrinde duyulan bu ihtiyaç, gittikçe bir zaruret hâlini almaktadır. Meselenin üzerine ciddiyetle gidildiği takdirde bir çözüm bulunabileceği ümidindeyiz.

4- Sebir dağı, Muzdelife'de büyük bir dağın adıdır. Muzdelife'den Mina'ya giderken sol kol üzerindedir. Mekke civarında yedi ayrı dağın ismi Sebir'dir.

5- Mucâvir, mûkim demektir. Ancak, burada bir nevi îtikaf demektir, iki çeşittir: Gece ve gündüz mucâvereti; sadece gündüz mucavereti. İbnu Battâl hadiste Harem bölgesinin her tarafında mucâveretin câiz olduğu hükmünü çıkarmıştır.

6- Hadis, kadınların tavafta kendilerini belli etmeyecek bir kıyafete bürünmelerinin, geceleyin tavafı tercih etmelerinin, erkeklerden ayrı ve onların arkasından tavaf yapmalarının efdal olacağını göstermektedir.

Buhârî dedi ki: Bana Amr ibn Alî söyledi: Bize Ebû Âsim en-Nebîl tahdîs etti (Bu isnadın lâtîfliklerinden biri şudur: Buhârî, kendi şeyhî Amr ibn Alî'den zikrediyor; o da aynı zamanda Buhârî'nin şeyhi olan Ebû Âsim en-Nebîl'den rivayet ediyor (Aynî):
İbn Curayc şöyle dedi: Bana Atâ ibn Ebî Rebâh haber verdi:
îbnu Hişâm (Hacc emirliği sırasında) kadınların erkeklerin beraberinde tavaf etmelerini men' ettiği zaman bu Atâ, (îbrâhîm , ibn Hişâm'a veya kardeşi Muhammed ibn Hişâm'a): Peygamber'in kadınları erkeklerin beraberinde tavaf etmiş oldukları hâlde, sen bu kadınları nasıl men' edersin? demiştir.
İbn Curayc dedi ki: Ben Atâ'ya: Kadınların, erkeklerin beraberinde yaptıkları o tavafları, hicâb âyetinin (Ahzâb: 35) inişinden sonra mı, yâhud evvel miydi? diye sordum.
Atâ: Evet, ömrüme yeminle söylüyorum, ben hicâb âyetinden sonra o kadınların, erkeklerin beraberinde tavaf ettiklerine eriştim, dedi.
îbn Curayc dedi ki: Ben Atâ'ya: Kadınlar erkeklere nasıl karışırlar? diye sordum.
Atâ: Kadınlar erkeklere karışmazlardı. Âişe (r.anha) erkeklerden ayrı bir yerde tavaf eder ve erkeklere karışmazdı. Âişe ile beraber tavaf eden (Dıkre isminde) bir kadın, Âişe'ye: Ey Mûminlerin Anası! Haydi yürü de Haceri Esved'e el sürüp isti'lâm edelim, dedi.
Âişe ona:
Benden ayrıl, dedi ve (el sürmek suretiyle) isti'lâmdan çekindi.
Âişe ve arkadaşları geceleyin tanınmaz hâlde
(veya örtülü oldukları hâlde) çıkarlar ve erkeklerin beraberinde tavaf ederlerdi. Lâkin bu kadınlar Beyt'in içine girdiklerinde, oradan çıkacakları zamana kadar, erkekler Beyt'ten çıkarılmış olduğu hâlde içeride ibâdetle kâim olurlardı
, dedi.

Yine Atâ: Ben (Peygamber devrinde doğmuş olup Mekke Kaadısı bulunan) Ubeyd ibn Umeyr ile birlikte, Âişe, Muzdelife'deki Sebîr Dağı'nın içinde mucavir, yânı ikâmet edici hâlde iken, Âişe'nin yanına gider idim, dedi. İbn Curayc dedi ki: Ben Atâ'ya: Âişe'nin o günkü hicabı ne idi? diye sordum.
Atâ: Âişe o gün keçeden yapılmış bir küçük Türk çadırı içinde idi. Çadırın bir perdesi vardı. Âişe ile bizim aramızda bundan başka bir şey yoktu. Ben Âişe'nin üzerinde gül rengi ile boyanmış bir gömlek gördüm, dedi.
(Buhari, Hacc, Bab 64, hadis no: 99)
(Atâ ile İbn Curayc arasında cereyan eden bu çok güzel ve ilmî konuşmanın bâb başlığına delâleti açıktır. Bu, Buhârî'nin Muslim'den ayrı olarak rivayet ettiklerindendir. Bu arz ve muzâkere nev'inden güzel bir metindir. Bâzı Buhârî nushalarında düşmüştür. Fakat asıllarda ve Etraf Kitâblarında mevcûddur. Bunu Beyhakî ile Mustahrâc yazan iki arkadaşı zikretmişlerdir. Ebû Nuaym ise: Bu, çıkış yeri dar, çok kıymetli bir hadîstir, demiştir (Aynî).


......Peygamber'in zevcesi olan Ummu Seleme şöyle demiştir: Ben (hacc esnasında) rahatsız olduğumu Rasûlullah'a söyledim.
"Halkın arka tarafından deveye binerek tava et!" buyurdu.
Ben de öylece tavaf ettim. O sırada Rasulullah Beyt'in tâ yanında namaza durmuş, sabah namazı kıldırıyor, namaz içinde de Vet -Tûri ve Kitabin Mestûrin sûresini okuyordu.
(Buhari, Hacc, Bab 64, hadis no: 100)
(Hadîsin başlığa mutâbakaatı "fasonların arka tarafından tavaf et!" kavimdedir. Bu lâfızdan, kadınların erkeklerin beraberinde tavaf edebilecekleri, ancak murakin olduğunca erkeklerin arka taraflarından tavaf etmeleri daha iyi olacağı anlaşılır. Tavaf, namaza benzer bir ibâdettir. Namazda nasıl kadınlar erkeklerin arkasında dururlarsa, tavafta da öyle olmaları gerekir.
Bir de bu hadîsten; mâziretlinin binekli olarak tavaf edebileceği hükmü alınmış ve bunda ittifak edilmiştir. Mâziretsizin binekli tavafında İhtilâf edilmiştir...
Buhârî bu hadîsi, Kitâbu's-Salât'ta 'Mescid'e deve girdirilmesi bâbı'nda da başka bir senedle getirmişti.)


Bana Hakem b. Mûsâ El-Kantarî rivayet etti. (Dedi ki): Bize Şuayb b. İshâk, Hişâm b. Urve'den, o da Urve'den, o da Âişe'den naklen rivayet etti.
Âişe (Radiyallahu anha): «Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), halk kendisinden men edîlmesin diye Kâbe'nin etrafında devesi üzerinde tavaf etti. Ruknu istilâm ediyordu.»
(Muslim, Hac, bab 42, Hadis no: 256 - 1274)

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dedi ki) : Mâlik'e, Muhammed b. Abdirrahmân b. Nevfel'den dinlediğim, onun da Urve'den, onun da Zeyneb binti Ebî Seleme'den, onun da Ummu Seleme'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum.
Ummu Seleme şöyle demiş:
«Rasûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e rahatsızlığımdan şikâyet ettîm de: — Hayvana binerek halkın arkasından tavaf et! buyurdular.
Ben de (o suretle) tavaf ettim. O anda Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Beyt-i şerifin yanı başında namaz kılıyor ve Tur sûresini okuyordu.»
(Muslim, Hac, bab 42, Hadis no: 258 - 1276)

Hadislerden Anlaşılan Hükümler:

1-
Hacer-i Esved'i istilâmda bulunmak mustehabdır.
2- Eti yenen hayvanları hin-i hacette (kamışla) mescide sokmak câizdir. Sâir hayvanlar mescide sokulamazlar. İmam Mâlik'in mezhebi budur.
3- Kadınların, tavaf esnasında erkeklerin arkasında bulunmaları gerekir. Çünkü tavaf namaza benzer. Namazda kadınlar erkek saflarından geride dururlar.
4- Hayvan üzerinde giden bir kimsenin mümkün mertebe yürüyenlere karışmaması îcâb eder.
5- Mâzurun hayvan üzerinde tavafı caizdir. Hanefiîler'e göre özürsüz hayvan üzerinde yapılan tavâfdan muteberdir. İmam Şafiî'ye göre ise özürsüz bu caiz değildir.

Tavaf ve sa'y sırasında kadına dokunmak; şubhesiz ki yabancı (namahram) bir kadına dokunmak, haramdır. Bu sebeble erkeğin tavaf ve sa'y sırasında ihtiyatlı olması ve kadınların bulunduğu yerlerden uzak durması gerekir. Ayrıca bir erkek, yabancı bir kadına kasıtsız olarak dokunursa, bunda bir sakınca yoktur. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ فِيمَا أَخْطَأْتُمْ بِهِ وَلَكِنْ مَا تَعَمَّدَتْ قُلُوبُكُمْ وَكَانَ اللهُ غَفُوراً رحِيماً
سورة الأحزاب من الآية
: 5
"Bununla beraber hata ettiklerinizde üzerinize bir günah yoktur. Fakat kalblerinizin kasdettiğinde vardır. Allah, çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir." (Ahzâb Sûresi: 5)


İlgili Konular :


Kâbe'de Kadın; Erkekten Önde veya Aynı Hizada Namaz Kılınır mı?
Çözüldü - Kâbe'de Kadın; Erkekten Önde veya Aynı Hizada Namaz Kılınır mı?

Kâbe'de Kadınların Yüzü Kapalı - Peçeli Namaz Kılmaları Câiz midir?
Çözüldü - Kâbe'de Kadınların Yüzü Kapalı - Peçeli Namaz Kılmaları Caiz midir?
 
Üst Ana Sayfa Alt