Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kabir Azabının Var Olduğunu Anlatan Rivayetler

E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kabir Azabının Var Olduğunu Anlatan Rivayetler




حدثنا محمد بن المثنى وابن بشار قالا حدثنا محمد بن جعفر حدثنا شعبة عن قتادة عن

أنس أن النبي صلى الله عليه وسلم قال لولا أن لا تدافنوا لدعوت الله أن يسمعكم من عذاب القبر



Enes b Malik’in (ra) anlattığına göre Hz Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Eğer ölülerinizi defnetmemeniz endişesi olmasaydı, kabir azabından (bir kısmını) sizlere işittirmesi için muhakkak Allah’a dua ederdim. (Müslim, Cennet, 17; Nesâî, Cenâiz, 114; Ahmed b. Hanbel, III/103, 104, 111, 175, 201.)


عن أنس أن النبي صلى الله عليه وسلم : سمع صوتا من قبر فقال متى مات هذا قالوا

مات في الجاهلية فسر بذلك وقال لولا أن لا تدافنوا لدعوت الله أن يسمعكم عذاب القبر

Enes b. Malik’in (ra) anlattığına göre Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) kabrin birinden bir ses işitti ve Bu (kabirde yatan) ne zaman öldü? diye sordu. Oradakiler: Cahiliye döneminde ölmüş dediklerinde Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Eğer ölülerinizi defnetmemeniz endişesi olmasaydı, kabir azabından (bir kısmını) sizlere işittirmesi için muhakkak Allah’a dua ederdim. (Elbânî dedi ki: sahih Nesâî, Cenâiz, 114.)



عن أنس : أن النبي صلى الله عليه وسلم مر بنخل لبني النجار فسمع صوتا فقال ما هذا

قالوا قبر رجل دفن في الجاهلية فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لولا أن لا تدافنوا لدعوت

الله عز وجل أن يسمعكم عذاب القبر

Enes b. Malik’in (ra) anlattığına göre Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), Neccar oğullarına ait bir hurma bahçesinden geçerken bir ses işitti. Bunun üzerine “Bu da nedir? (Bu ses de nereden çıktı?)” dedi. Oradakiler:”Cahiliye döneminde defnedilmiş bir adamın kabri” (Yani ses oradan geliyor.) dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Eğer ölülerinizi defnetmemeniz endişesi olmasaydı, kabir azabından (bir kısmını) sizlere işittirmesi için muhakkak Allah’a dua ederdim. Şuayb Arnavud dedi ki: “Buhari ve Müslimin şartlarına göre Sahihtir. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, III/103, 104, 111, 175, 201.)



حدثنا عبد الله حدثني أبي ثنا عبد الوهاب ثنا سعيد بن أبي عروبة عن قتادة عن أنس

بن مالك : أن النبي صلى الله عليه وسلم دخ ل نخلا لبني النجار فسمع صوتا ففزع فقال م ن

أصحاب هذه القبور قالوا يا نبي الله ناس ماتوا في الجاهلية قال تعوذوا بالله من عذاب القبر

وعذاب النار وفتنة الدجال قالوا وما ذاك يا رسول الله قال إن هذه الأمة تبتلي في قبورها

Enes b. Malik’in (ra) anlattığına göre Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), Neccar oğullarına ait bir hurma bahçesine girdi. Bir ses işitti. Ürpererek (korkarak): “Bu kabirlerin sahipleri kimlerdir?” diye sordu. (Oradakiler): “Ey Allah’ın Rasülü! (Bu kabirlerin sahipleri) Cahiliye döneminde ölmüş insanlardır.” dediklerin de Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem): “Deccalın şerrinden, cehennem azabından ve kabir azabından Allah’a sığınınız.” buyurdu. (Oradakiler): “Bu da nedir? (ne demektir? Ey Allah’ın Rasülü! dediklerinde O: “Muhakkak ki bu ümmet kabirlerinde imtihan edilmektedir…” buyurdu (Müslim, Cennet, 17; Ahmed b. Hanbel, VI/287. Rivayet Müslim’in Sahihi ve Ahmed b. Hanbel’in Müsnedi’nde yer almıştır kaynaktaki metin -bazı lafız farklılıkları olsa da- içerik olarak aynıdır. Yukarıdaki metin Ahmed b. Hanbel’in Müsnedi’nden alınmıştır Şuayb Arnavut bu rivayetin “sahih”; ravilerin ise “sika” olduğunu söylemiştir Ahmed b. Hanbel, III/233.)


حدثنا عبد الله حدثني أبى ثنا أبو معاوية قال ثنا الأعمش عن أبى سفيان عن جابر عن

أم مبشر قالت : دخل على رسول الله صلى الله عليه وسلم وأنا في حائط من حوائط بني النجار

فيه قبور منهم قد ماتوا في الجاهلية فسمعهم وهم يعذبون فخرج وهو يقول استعيذوا بالله من

عذاب القبر قالت قلت يا رسول الله وانهم ليعذبون في قبورهم قال نعم عذابا تسمعه البهائم


Ümmü Mübeşşir (ra) şöyle demiştir: Ben içinde cahiliye döneminde ölmüş olanların mezarlarının bulunduğu Neccar oğullarının bahçelerinden birindeyken (o bahçelerin duvarlarından birindeyken) Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) yanıma teşrif etti. Kabirdekilerin azap edildiğini duydu. (Oradan) kabir azabından Allah’a sığının diyerek çıktı. Dedimki: Ya rasülallah! Onlar kabirlerinde azap mı olunuyorlar ( O da: Evet onlar kabirlerinde öyle bir azapla azap olunuyorlar ki, (onların azap sesini) hayvanlar işitir (bu şekliyle Ahmed b. Hanbel’in (241/855) Müsnedi’nde yer almıştır yine İbn Hıbban’ın (354/965) Sahihi Taberânî’nin (369/971) Mu’cemü’l-Kebîr adlı eserinde yer almıştır Şuayb Arnavut, bu rivayetin “sahih”, ravilerin de “sika” olduğunu bildirmiştir Ahmed b. Hanbel, VI/362; İbn Hıbban, a.g.e., Cenâiz, 2; Taberânî, Ebu’l-Kasım Muhammed b. Ahmed et-Taberânî, Mu’cemü’l-Kebir, 25/103, Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, I-XXV, Beyrut 1986. Ahmed b. Hanbel, VI/362; İbn Hıbban, a.g.e, Cenâiz, 2.)


وحدثني هارون بن سعيد الأيلي أخبرنا ابن وهب أخبرني معاوية بن صالح عن حبيب

بن عبيد عن جبير بن نفير سمعه يقول سمعت عوف بن مالك يقول: صلى رسول الله صلى الله

عليه وسلم على جنازة فحفظت من دعائه وهو يقول اللهم اغفر له وارحمه وعافه واعف عنه

وأآرم نزله ووسع مدخله واغسله بالماء والثلج والبرد ونقه من الخطايا آما نقيت

الثوب الأبيض من الدنس ....وأدخله الجنة وأعذه من عذاب القبر ( أو من عذاب النار

Cübeyr b. Nüfeyr’in anlattığına göre Avf b. Mâlik, Hz. Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem) bir cenazede (yaptığı) duasını ezberlediğini ve O’nun şöyle buyurduğunu söylemiştir: “Allahım! Onu bağışla! Ona merhamet et! Ona afiyet ver! Onu affet! Onun evini (kabrini) güzel yap ve genişlet! Onu yağmur, kar ve dolu ile yıka! Kirlerden beyaz elbiseyi temizlediğin gibi onu da hatalarından temizle! …Onu cennete girdir! Onu kabir azabından (ya da cehennem azabından) koru!” (Müslim, Cenâiz, 26; Nesâî, Cenâiz, 77.

Yukarıdaki metin Müslim’in Sahihi’nden alınmıştır Nesâî’nin Süneni’ndeki metindeونجه من النارilavesi de vardır. Elbânî’ye göre sahih bir rivayettir.Elbânî, Telhîsü Ahkâmü’l-Cenâiz, 1/55, 3.Baskı, Mektebetü’l-Meârif, Riyad 1410/1989.)


حدثني زهير بن حرب حدثنا الوليد بن مسلم حدثني الأوزاعي حدثنا حسان بن عطية

حدثني محمد بن أبي عائشة أنه سمع أبا هريرة يقول قال رسول الله صلى الله عليه وسلم

إذا فرغ أحدآم من التشهد الآخر فليتعوذ بالله من أربع من عذاب جهنم ومن عذاب القبر

ومن فتنة المحيا والممات ومن شر المسيح الدجال


Ebu Hureyre’nin (ra) anlattığına göre Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz namazı bitirdiği zaman şu dört şeyden Allah’a sığınsın: Cehennem azabından, kabir azabından, ölü ve dirilerin şerrinden ve Mesih Deccal’ın şerrinden. (Müslim, Cenâiz, 26; Ebû Dâvud, Salât, 184; Nesâî, Salât, 64; İbn Mâce, İkâme, 26; Ahmed b. Hanbel II/237; Mâlik b. Enes, I/232; Dârimî, Salât, 86.)


حدثنا عبدان أخبرني أبي عن شعبة سمعت الأشعث عن أبيه عن مسروق عن عائشة

رضي الله عنها أن يهودية دخلت عليها فذآرت عذاب القبر فقالت لها أعاذك الله من عذاب القبر

فسألت عائشة رضي الله عنها عن عذاب القبر فقال نعم عذاب القبر حق قالت عائشة رضي الله

عنها فما رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم بعد صلى صلاة إلا تعوذ من عذاب القبر


Hz. Âişe’ye (ra) birgün Yahudi bir kadın gelir ve ona kabir azabını zikrederek: “Allah seni kabir azabından korusun” der. Bunun üzerine Hz. Âişe (ra), kabir azabı hakkında Hz. Peygamber’e (sallallahu aleyhi ve sellem) soru sorar. Hz. Peygamber’de (sallallahu aleyhi ve sellem): “Evet kabir azabı vardır.” buyurur. Hz. Âişe (ra), bundan sonra Rasülüllah’ın (sav) namaz kılıp da sonunda kabir azabından Allah’a sığınmadığını hiç görmedim.” Der (Buhari, Cenâiz, 85; Nesâî, Salât, 64; Ahmed b. Hanbel,, VI/174.)


حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وأبو آريب ( واللفظ لأبي بكر ) قالا حدثنا وآيع عن مسعر

عن علقمة بن مر ثد عن المغيرة بن عبدالله اليشكري عن المعرور بن سويد عن عبدالله قال قالت

أم حبيبة زوج النبي صلى الله عليه وسلم اللهم أمتعني بزوجي رسول الله صلى الله عليه وسلم

وبأبي أبي سفيان وبأخي معاوية قال فقال النبي صلى الله عليه وسلم…

ولو آنت سألت الله أن يعيذك من عذاب في النار أو عذاب في القبر آان خيرا وأفضل


Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem) hanımı Ümmü Habibe (ra) “Allahım, bana de eşim Muhammed, babam Ebu Süfyan ve kardeşim Muaviye ile fayda ver” diye dua ediyor. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor: …“…Eğer Allah’tan seni Cehennem azabından ve kabir azabından korumasını istesen daha efdal ve daha hayırlı olurdu.” (Müslim, Kader, 7.)


حدثنا محمد بن المثنى حدثنا يحيى حدثنا ش عبة قال حدثني عون بن أبي جحيفة عن أبيه

عن البراء بن عازب عن أبي أيوب رضي الله عنهم قال خرج النبي صلى الله عليه وسلم وقد

وجبت الشمس فسمع صوتا فقال ( يهود تعذب في قبورها


Ebu Eyyüb el-Ensârî (ra) şöyle demiştir: Birgün güneş battıktan sonra Rasülullah dışarı çıktı ve bir ses işitti. Bunun üzerine: “Yahudiler kabirlerinde azap olunuyorlar” buyurdu. (Buhari, Cenâiz, 86; Müslim, Kitâbu’l-cennet, 17.

Yukarıdaki metin Buhari’nin Sahihi’nden alınmıştır. Müslim’in Sahihi’ndeki metinخرج رسول الله صلى الله عليه وسلم بعدما غربت الشمسşeklinde başlamıştır. Metnin devamı ise Buhari’nin Sahihi’ndeki metinle aynıdır.)


حدثنا عبد الله حدثني أبي ثنا سريج ثنا فليح عن هلال بن علي عن أنس بن مالك قال :

بينما رسول الله صلى الله عليه وسلم وبلال يمشيان بالبقيع فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم

يا بلال هل تسمع ما أسمع قال لا والله يا رسول الله ما أسمعه قال ألا تسمع أهل هذه القبور

يعذبون يعني قبور الجاهلية


Enes b. Malik (ra)şöyle demiştir: “Birgün Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Bilal’le birlikte Bâki mezarlığında yürürlerken Rasülullah Bilal’e: “Ey Bilal benim duyduğumu duymuyor musun? diye sordu. Bilal: “Hayır duymuyorum Vallahi Ey Allah’ın Rasülü!” deyince Rasülullah: “Duymuyor musun? Şu kabirlerin sahipleri (kabrin içindekiler) - yani Cahiliyyede ölmüş kişiler - azap olunuyorlar Ahmed b. Hanbel, III/259.


حدثنا محمد بن المثنى حدثنا الأنصاري حدثنا هشام بن حسان حدثنا محمد بن سيرين

حدثنا عبيدة ح دثنا علي بن أبي طالب رضي الله عنه قال آنا مع النبي صلى الله عليه وسلم يوم

الخندق فقال ملأ الله قبورهم وبيوتهم نارا آما شغلونا عن الصلاة الوسطى حتى غابت الشمس


Hz. Ali (ra) şöyle demiştir: “Hendek savaşında Allah Rasülü ile birlikteydik. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “ Bizi meşgul edip de ikindi namazını kılmaktan, güneş batıncaya kadar alıkoydukları için Allah (cc) onların (müşriklerin) evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun.” (Buhari, Deavât, 58; Müslim, Mesâcid, 35; İbn Mâce, Salât,6; Nesâî, Salât, 23; Ahmet b. Hanbel, I/126; Mâlik b. Enes, Siyer, 60; Dârimî, Salât, 28.)


حدثنا محمد بن المثنى قال حدثنا محمد بن خازم قال حدثنا الأعمش عن مجاهد عن

طاوس عن ابن عباس قال مر النبي صلى الله ع ليه وسلم بقبرين فقال ( إنهما ليعذبان وما يعذبان

في آبير أما أحدهما فكان لا يستتر من البول وأما الآخر فكان يمشي بالنميمة ثم أخذ جريدة رطبة

فشقها نصفين فغرز في آل قبر واحدة . قالوا يا رسول الله لم فعلت هذا ؟ قال لعله يخفف عنهما

مالم ييبسا


İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) iki tane kabre rasladı ve şöyle buyurdu: “Bunların (bu iki kabrin içinde yatan ölüler) ikisi de azap görüyorlar. Bunlar büyük günahtan dolayı azap görmüyorlar. Şu kabrin sahibi koğuculuk yapıyordu. (İnsanlar arasında söz taşıyordu) Diğeri ise küçük abdestinden korunmuyordu.” İbn Abbas dediki: Sonra Allah Rasülü bir yaş dal alıp ikiye böldü ve bunları kabirlerin üzerine dikti. (Orada bulunanlar) dediler ki: “Ey Allah’ın Rasülü bunu niye yaptın.?” Hz. Peygamber (sav) de: “Ümit edilir ki, bunlar kurumadıkça onların azapları hafifletilir (Buhari, Cenâiz, 87, Vudû, 54, 55,)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst Ana Sayfa Alt