Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kadere İmanın Müslümanın Akidesine Olan Etkisi

E Çevrimdışı

ebuhasanelmakdisi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu din Allah'in hukmune teslim olma temeli uzerine bina edilmistir. Emir ve nehiydeki hikmet hususunda fazla soru sorulmamalidir. Nebiler ve onlara bagli olanlar boyleydiler. Cunku insanin Islam'i ancak bu temel uzerinde olur. Teslimiyetin ilk mertebesi Allah'tan gelen emre inanmak, sonra buna uygun olarak hareket etmek icin kollari sivamaktir. Sahabeler (r.a) boyleydiler. Onlar Allah'a ve Rasulu ne karsi cok edepliydiler.

Ibn Abbas (r.a) soyle dedi:

"Rasulullah'in sahabelerinden daha hayirli kimse gormedim. Olunceye kadar ancak onuc mesele hakkinda soru sordular."[1]

Kader konusunda kiyamete kadar olacak herseyin Levhi Mahfuz'da yazildigina dair sahabeler ve onlara bagli olan ehli sunnet ve hadis alimleri icma etmislerdir.

Ebu Deylemi dedi ki:

Ubeyy Ibnu Ka'b'a geldim ve dedim ki: "kader konusunda nefsime bir suphe (tereddut) dustu. Bu konuda bana bir sey anlat ki, Allah kalbimden bunu gidersin."

Ubey Ibnu Ka'b dedi ki:

" Allah butun goklerde ve yerde olanlara azab ederse onlara zulmetmeden azab etmis olur. Onlara rahmet ederse onun rahmeti yaptiklari amellerden daha hayirlidir. Uhud bagi kadar altinin olsa da Allah yolunda harcasan kadere iman etmeden ve sana isabet eden seyin muhakkak sana isabet edecegine iman etmeden Allah harcadigin seyleri kabul etmez ve bu hal uzere olursen cehenneme girersin." Sonra Ibn Mesud'a ayni sorulari sordum, ayni cevabi verdi. Huzeyfe de ayni cevabi verdi. Zeyd b. Sabit de ayni seyleri soyledi ve bunun Rasulullah'tan oldugunu soylediler.[2]

Ubade b. Samid olmeden once cocuguna soyle dedi:

"Sana isabet eden hayrin tesaduf olduguna inanma. Serrin de baskasina gelecegi halde sana geldigini zannetme. Boyle yapmazsan imanin tatliligini tadamazsin. Rasululluh'in soyle dedigini duydum:

"Allah ilk olarak kalemi yaratti ve soyle dedi: "Yaz!" Kalem: "Ne yazayim" dedi. Allah: "Kiyamete kadar olacak herseyi yaz" dedi. "Ey oglum! Ben Rasulullah'i: "Buna iman etmeden olen bizden degildir" derken duydum."[3]

Iste kadere iman sahabelerin hayatini derinden etkiledi. Bu inancla ve Rasulullah'in ogrettiklerine inanarak yeryuzunun fethine ciktilar.

Rasulullah (s.as) Ibn Abbas (r.a)'a soyle dedi:

"Ey delikanli! Allah'i gozet ki Allah da seni sevsin. Allah'in emirlerini gozet ki Allah da san yardimci olsun. Soracagin zaman Allah'a sor. Yardim isteyecegin zaman Allah'tan iste. Bil ki butun insanlar sana bir fayda vermek icin toplansalar eger Allah sana fayda vermeyi murad etmediyse fayda veremezler. Ayni sekilde zarar vermek isteseler Allah sana zarar vermeyi murad etmedikce zarar vermezler. Kalemler kaldirildi. Sahifeler kapandi."[4]

Iste bu akide sahabelerin kalbine sukunet indirdi, sinirleri rahatlatti. Islam teblig etmek icin ciktiklarinda karsilastiklari esn buyuk kuvvet bile gozlerine az gorundu ve gordukleri eziyetleri hice saydilar.

Rasulullah (s.a.s) soyle buyurdu:

"Mu'minin her isi hayirdir. Basina bir sikinti gelir, sabreder, onun icin hayirli olur. Sevincli bir sey isabet eder, sukreder, onun icin hayirli olur."[5]

Musibet veya ezalarin kendisine rast gele isabet etmedigine inanan, butun insanlarin kendisine zarar vermek icin toplansalar bile Allah istemedikce zarar veremeyeceklerine, rizik ve ecelini tamamlamadan olmeyecegine inanan kisiye yeryuzunde hangi kuvvet karsi koyabilir?

Iste bu sekilde inanan kullara kul olmaktan kurtulur. Yalniz Allah'a kul olur. Cunku her seyin Allah'in elinde olduguna inanan kisi hicbir kuvvete boyun egmez, topraktan yaratilmis olan mahluk icin zelil olmaz.

Ibn Recep soyle dedi: "Toprak uzerindeki her yarattigin topraktan geldigine inanan bir kisi kullara itaati nasil Allah'tan usttun tutar. Topraktan yaratilan bir kisi nasil olurda melik olan Allah'a karsi gelmeye razi olur. Bu tuhaf bir seydir.[6]

Kader inanci mu'minin kalbinden korkakligi sokup atar. Ve kafirlerin hazirladiklari engellere korkmadan karsi cikmasini saglar. Cunku o bilir ki rizik Allah'tandir ve eceli gelmeden de olmeyecektir. Basina gelmesi yazilmis olan mutlaka meydana gelecektir. Kadere inanan bir kalp hic kimsenin elde edemeyecegi razi olma nimetini elde etmis olur. Cunku bu sahis, her seyin Allah'in dilemesi ve hikmetiyle oldugunu bilir. Allah'in her seyi bildigini, insanin ise bilmedigini kabul eder.

Allah (c.c) soyle buyuruyor:

"Savas hosunuza gitmedigi halde size farz kilindi ve ihtimal ki sevdiginiz bir sey sizin kotulugunuzedir. Siz bilmezsiniz. Allah bilir."[7]

Musluman basina bir sikinti geldiginde bunun Allah'in kaderinden oldugunu bilir ve ona karsi cikmaz. Allah, ona bu sabir ve teslimiyetine karsilik mukafat verir.

Rasulullah (s.a.s) soyle buyurdu:

"En siddetli musibetlerle nebiler karsilasir. Sonra onlara en yakin olanlara dininin kuvveti nisbetinde eziyet edilir. Dini kuvvetli olan kisiler dininin kuvvetine gore imtihan ve musibetlerle karsilasir. Dini zayif olanlar ise gucu nisbetinde imtihan ve musibetlerle karsilasir. Bu imtihan ve musibetler kul gunahindan temizleninceye kadar devam eder."[8]

Ibni Kayyim: "Eger sana bir musibet gelirse kerim olan kisinin sabrettigi gibi sabret. Cunku Allah sana karsi daha Kerim"dir. Eger bu musibeti ademogluna sikayet edersen, bil ki rahmet etmeyene Rahimi sikayet etmis olursun." [9]

Allah (c.c) soyle buyuruyor:

"Basa gelen hic bir musibet Allah'in izni olmaksizin meydana gelmez. Kim Allah'a inanirsa onun gonlunu dogruya yoneltir. Allah herseyi bilendir."[10]

Alkame (r.a) bu ayeti soyle tefsir ediyor:

"Bir adama musibet isabet eder. Bunun Allah'tan oldugunu bilir, razi olur ve ona teslim olur."

Ibni Abbas (r.a)"Bir adama musibet isabet ederse kadere inandigindan dolayi kalbinde hidayet olur ve bunun Allah'in takdiriyle olduguna, bir tesaduf sonucu olmadigina inanir." [11]

Sahabeler bu inanclarindan dolayi nefislerini o kadar yukselttiler ki hata onlarin gozunde eziyet ve ferahlik esit oldu. Ve sabretmekle sukretmek de ayni seviyeye de olmus oldu.

Omer b. El-Hattab soyle diyor:

"Sabir ve sukur iki deve olsaydi, hangisine binecegimi dusunmezdim."

Ebu Muhammed el Hasiri dedi ki:

"Sabir, nimet ile imtihan arasinda fark gozetmeden nefsin razi olmasidir."

Imam Ahmed'e soyle dediler:

"Yaninda yuz bin dinar altini ola zahid olabilir mi?"

Imam Ahmed: "Evet, su sekilde olabilir: Bu suretle arttigi zaman sevinmeyecek, eksildigi zaman uzulmeyecek." [12]

Omer b. el-Hattab, Ebu Musa el-Esari'ye soyle yazdi:"Butun hayir razi olmakla olur. Her zaman razi olmazsan bile sabret."[13]

Kadere imanin urunu olan riza ve sabir demek; basa gelen her turlu musibet ve imtihanlara razi olup sabretmek, Allah'in emrine itaat ve yasaklarindan kacinmak icin sabretmek demektir. Yoksa kufre ve haram olan seylere riza gostermek, zillete sabretmek demek degildir. Allah kullarinin kufur ve haram islemesinden zillete dusmesinden asla razi olmaz.

Kader inanci insanlarin beseri enerjilerini yapici yone itmelerinde cok onemli rol oynar. Uzulmek icin, pismanlik icin neden yok. "Oyle yapmasaydi, boyle olmazdi" demek yok. Fakat "Allah'in istedigi olmustur ve Allah diledigini yapar" demek var. Iste bu inancta kalbin mutlulugu , vucut ve kafanin rahatliligi var. Bu inancla uzuntuden dolayi nefis parcalanmaz. Nefsi hastaliklar, sapikliklar, sahsiyet meydana gelen bozukluklar yoktur. Allah'in adaletini karsi riza ve sabretmek vardir.

Kader inanci Allah'a tevekkulun yaninda sebeplere sarilmayi da hicbir zaman engellemez. Fakat bu sebeplerin ancak Allah'in izniyle sonuc verebilecegine iman etme sarttir. Cunku sebepleri yaratan ve bu sebepleri sonuclar icin vesile kilan sadece Allahu Teala dir. Kim salih bir nesil istiyorsa bunun sebebi olan mesru bir evlilik yapmasi gerekir. Fakat salih neslin sebebi olan bu mesru evlilikten salih bir nesil meydana gelebilir veya gelmeyebilir. Bu Allah salih nesil vermeyebilir diye hic evlenmemek dogru degildir.

Allah (c.c) soyle buyuruyor:

"Goklerin ve yeri hukumranligi Allah'indir. Diledigini yaratir, diledigine kiz cocuk , diledigini de erke cocuk verir. Yahut hem kiz ve hem erkek cocuk verir. Diledigini de kisir kilar. O, bilendir, herseye kadirdir."[14]

Onun icin Allah sebeplere sarilmayi terk etmeyi haram kilmistir. Rizik elde etmek icin calismayi terk eden bir kisi haram islemis olur. Allah onun rizkini onun yasamini surdurmesine yetecek kadariyla verir.

Rasulullah (s.a.s) mesru olan sebeplere sarilmanin kaderden oldugunu belirtti. Ona soyle soruldu:

"Biz hastaliktan korunmak icin rukye yapiyoruz ve ilac aliyoruz. Bu kaderden bir seyi kaldirabilir mi?" Rasulullah(s.a.s):

"Bunlar Allah'in kaderindedir" dedi.[15]

Sebeplerin Allah'in dilemesi disinda etkili olduguna inanmak sirktir.Sebeplerin etkili olmadigina inanip da sebeplere sarilmayi terk eden kisi hem Islam seriatina hem de selim akla karsi gelmis olur. Bundan dolayi Rasulullah (s.a.s) insanlara tedavi olmalarini ve ilac almalarini emretmistir.

Usame b. Serik (r.a) soyle dedi:

"Rasulullah (s.a.s) ve ashabinin yanina vardim. Baslarina kus konmus gibi hareketsiz oturuyorlardi. Selam verip ben de yanlarina oturdum. Az sonra Rasulullah'a soru sormak icin degisik yerlerden bedeviler geldi ve soyle dediler:

"Ya Rasulullah! Hastalandigimizda ilac kullanalim mi?" Rasulullah (s.a.s) soyle buyurdu:

"Evet kullanin. Cunku Allahu Teala yaslilik haric butun hastaliklarin ilacini vermistir." [16]

Rasulullah (s.a.s) soyle buyurdu:

"Allahu Teala'nin verdigi hic bir hastalik yoktur ki ilacini vermis olmasin."[17]

Sahabeler sebeplere sarilmanin kaderden olduguna inaniyorlardi. Bu onlara tezat gelmiyordu. Bilakis tevekkul ile beraber sebeplere sarilmak da kader inancinin gerektirdigi bir seydir.

Omer (r.a) Sam'a gitmek icin yola ciktigi zaman sehirlerin valileri ona gelip Sam'a veba salgini oldugunu haber verdiler. Hz. Omer muhacir ve ensarin ileri gelenleriyle Sam'a gidilip gidilmemesi hakkinda istisare etti. Onlar Sam'a gidilmeyip geri donmeyi uygun gorduler. Hz. Omer geri donmek icin emredince Ebu Ubeyde ona: "Allah'in kaderinden mi kaciyorsunuz?" dedi. Hz. Omer (r.a) ona: "Ey Eba Ubeyde! Bunu sen mi soyluyorsun. Evet biz Allah'in kaderinden yine Allah'in kaderine kaciyoruz. Ey Eba Ubeyde! Bir tarafi yesillik bir tarafi kurak olan bir vadide bulundugunda hayvanini yesillik tarafta otlattiginda da Allah'in kaderiyle yapmis olursun, hayvanini kurak tarafta otlattiginda da Allah'in kaderiyle yapmis olursun. Sen hangisini seciyorsun?" [18]

Muaviye Ibn Kurre dedi ki:

Hac icin, aziksiz olarak yola cikan Yemenli bir grup hz. Omer onlara:

"Siz kimsiniz?" Onlar: "Biz Allah'a tevekkul eden kimseleriz." Omer: "Hayir. Allah'a tevekkul eden kimeler degilsiniz. Siz yiyicilersiniz. Allah'a tevekkul eden kisi taneleri yere (topragin icerisine) atip sonra Allah'a tevekkul eden kimsedir."[19]

Sehl b. Abdullah: "Rizik icin hareke yapmayi kotu goren imani kotulemis olur. Allah'a tevekkul Rasulullah'in halidir. Rizik icin calismak Rasulullah'in hali gibi yapmak isterse sunneti terk etmesin." [20]

--------------------------------------------------------------------------------

[1] (A'lem'ul Muvakkiin c:1 s:71)
[2] (Ebu DavudIn Mace Ahmet Taberani Ini Hibban)
[3] (Ebu Davud)
[4] (Tirmizi rivayet etti ve sahih hasen dedi.)
[5] (Muslim-Ahmed)
[6] (Cami'ul Ulum ve'l Hikem) s: 385)
[7] (Bakara:216)
[8] (Buhari Muslim)
[9] (Medaric'us Salikin)
[10] (Tegabun:11)
[11] (Ibn Kesir Tefsiri)
[12] (Iddetus Sabirin s: 90)
[13] (Medaric'us Salikin c:2 s:177)
[14] (Suara:49-50)
[15] (Zad'ul Mead:c :3 s:66)
[16] (Ebu Davud Tirmizi NeseiIbn Mace) (Tirmizi bu hadis icin "hasenSahih dedi.)
[17] (Buhari Muslim)
[18] (Buhari-Muvatta)
[19] (Cami'ul Ulum ve'l Hikem s:384)
[20] (Medaric'us Salikin c: 2 s: 116)
 
A Çevrimdışı

Abdulhakim35

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Deylemi dedi ki:

Ubeyy Ibnu Ka'b'a geldim ve dedim ki: "kader konusunda nefsime bir suphe (tereddut) dustu. Bu konuda bana bir sey anlat ki, Allah kalbimden bunu gidersin."

Ubey Ibnu Ka'b dedi ki:

" Allah butun goklerde ve yerde olanlara azab ederse onlara zulmetmeden azab etmis olur. Onlara rahmet ederse onun rahmeti yaptiklari amellerden daha hayirlidir. Uhud bagi kadar altinin olsa da Allah yolunda harcasan kadere iman etmeden ve sana isabet eden seyin muhakkak sana isabet edecegine iman etmeden Allah harcadigin seyleri kabul etmez ve bu hal uzere olursen cehenneme girersin." Sonra Ibn Mesud'a ayni sorulari sordum, ayni cevabi verdi. Huzeyfe de ayni cevabi verdi. Zeyd b. Sabit de ayni seyleri soyledi ve bunun Rasulullah'tan oldugunu soylediler.[2]

kırmızılı cümle ile ilgili beni aydınlatabilecek bir kardeş var mı? Zulmün tarifi, şer-i ve lügat manası vs.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Allah CC. Haqq ismi gereğince Haqq'ıyla hükmeder; zâlim değildir ki zulûm etsin. Yâni kişiye âzab iniyorsa, zulmen değil aksine o âzabı hak ettiği için, indirir.
 
A Çevrimdışı

Abdulhakim35

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ali (ra)dan rivayet edildiğine göre bir adam ona: Ey mü'minlerin emiri demiş. Rabbimiz kendisine isyan edilmesini sever mi? diye sormuş. O da şu cevabı vermiş: Peki Rabbimize rağmen O'na isyan edilebilir mi?

Adam sormuş: Beni hidayet bulmaktan alıkoysa ve beni helak etse, bana iyilik mi etmiş olur, kötülük mü? Ona şu cevabı vermiş: Eğer hakkın olan bir şeyi senden alıkoyarsa, sana kötülük etmiş olur. Şayet lütfunu sana vermemiş ise, bu O'na ait bir şeydir. Onu dilediğine verir. Daha sonra şu: "O işlediklerinden sorumlu tutulmaz, halbuki onlara sorulur" âyetini okumuş.


Şahsi anlayışım: Yukardaki olayda Hz. Ali'nin verdiği cevap: " Eğer hakkın olan bir şeyi senden alıkoyarsa, sana kötülük etmiş olur." işte bu söz benim bu meseleyi net bir şekilde anlamama vesile oldu. Şöyle ki bütün mahluklar Allah'ın yaratmasıyla vardır. Bütün mahluklar Allah'ın mülküdür. Enbiya 19. "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur."

Biz yaratılmayı hak ettik mi?
Biz insan- kul olmayı hak ettik mi? Ağaç, balık, böcek, eşya olabilirdik.
Kimimiz erkek, kimimiz dişi doğduk bunu hak ettik mi?

Bizim Allah'a karşı ileri sürebileceğimiz yaratılmayla elde ettiğimiz bir tane mantıklı bir hakkımız var mı?

YOK.

Allah'ın kullarına hidayet etmesi kulların hakkı mı yoksa Allah'ın lütfu mu?

İşte bu soru karşısında benim verebileceğim cevap şöyle:

Cebriye mezhebine düşmemek için şunu derim:

Hidayet edilen ve mümin olarak imtihanını bitirmiş kullar hardal tanesi ağırlığınca bir çaba göstermiş ve Rabbimiz bu hardal tanesini lütfuyla kabul edip bu kullara hidayet vermiştir. ( Ya Rabbi bizi de o kullarından eyle. Amin)

Değerli kardeşlerim yanlışım varsa Allah rızası için beni düzeltin.
 
Üst Ana Sayfa Alt