Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Kadın, Geçinemediği Kocasını Boşayabilir mi?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
SORU :
Kocasıyla anlaşamayan, geçinmekte sorun yaşayan bir kadın, İslama göre kocasını boşayabilir mi?


Kadın, Geçinemediği Kocasını Boşayabilir mi?

Hul (Bedel Karşılığı Kadının Boşamak İstemesi)
Çıkarmak, gidermek, soymak ve soyunmak. Kadının ödemeyi kabul ettiği bedel karşılığında evlilik akdine son vermek, başka bir deyimle; eşlerin karşılıklı anlaşma yoluyla evliliğe son vermesi.

Hul' yerine aynı anlamda muhâlea tabiri de kullanılır. İslâm hukukunda muhâlea, evliliği sona erdiren sebeblerden birisidir. Bazı durumlarda evliliğin bu yolla sona erdirilmesine ihtiyaç duyulabilir.

Meselâ; eşler birbirini sevmez, biri diğerine saygı duymaz, anlaşamaz ve birlikte yaşamak çekilmez hâle gelmiş olursa kocanın elinde boşama imkân ve yetkisi vardır. Fakat koca buna rağmen karısını boşamazsa ne yapılabilir?
Kadın bu şiddetli geçimsizliğe ve çekilmez hayata katlanmaya devam mı edecektir?

İşte bu gibi hallerde kadının bir bedel karşılığında kocasından ayrılması mümkündür. Bu fesih veya talak (boşama)dan ayrı bir boşama şeklidir

(Ebû Bekr Şemsu’l-eimme Muhammed b. Ebî Sehl Ahmed es-Serahsî, el-Mebsût, VI, 171-196; İbnu'l-Humâm Kemâluddîn Muhammed b. Abdilvâhid b. Abdilhamîd es-Sivâsî el-İskenderî, Fethu'l-Kadr, III, 199-224; İbn Âbidin Muhammed Emîn b. Ömer b. Abdilazîz el-Huseynî ed-Dımaşkī, Reddu'l-Muhtar ale'd-Durri'l Muhtar, II, 556-5731)
Umer (r.anh), devlet başkanı ve hâkim huzurunda olmaksızın yapılan hul'u geçerli kılmıştır. Usmân (r.anh) de kadının saç bağından başka mâlik olduğu şeylerle yapmış olduğu hul'u geçerli kılmıştır.
Tâvus da:
Kocanın karısından fidye alması, Allah'ın buyurduğu gibi, ancak Allah'ın karı-kocadan her birine diğerine karşı muaşerette, sohbette farz kıldığı hususlarda "Allah'ın sınırlarını ayakta tutamayacaklarından korktuklarında halâl olur", demiştir.

Tâvus'un oğlu da: Babam Tâvus, beyinsizlerin söylediği "Kadın kocasına karşı: Ben seninle cunublukten dolayı yıkanmam! deyinceye kadar hulu' halâl olmaz" sözlerini söylemedi (Allah'ın buyurduğunu söyledi), demiştir.

Muhalea kitab ve sünnet delillerine dayanır .

Âyetlerde şöyle buyurulur: "Kadınlara vermiş olduğunuz bir şeyi geri almanız helâl değildir. Meğer ki karı ve koca Allah'ın çizdiği sınırlara riâyet edememekten korkmuş olsunlar. Şâyet onların, ilâhi sınırlara riâyet edemeyeceklerinden korkarsanız, karının kurtulmak için bir şey (para) vermesinde ikisi için de bir günah yoktur" (Bakara, 229).

"Nikâhladığınız kadınların mehirlerini gönül rızası ile verin. Şayet mehrin bir bölümünü gönül hoşluğu ile kendileri size bağışlarsa, onu afiyetle yiyin" (Nisâ, 4)

19- Bize Ezher ibni Cemîl tahdîs etti. Bize Abdulvahhâb es-Sakafî tahdîs etti. Bize Hâlid el-Hazzâ, İkrime'den; o da İbn Abbas (r.anhuma)'den rivâyet edildiğine göre;
Sâbit b. Kays'ın karısı, Peygamber (s.a.v)'e gelerek: "Ey Allâh'ın Rasulu, Sâbit b. Kays'ı ahlâk ve din hususunda ayıplamıyorum, fakat müslümanlıkta küfür derecesinde bir hata işlemekten korkuyorum" dedi.
Peygamber, O'na sordu: "Bahçeyi ona geri verecek misin?"
Cevab verdi: Evet.
Bunun üzerine Peygamber, Sâbit'e; "Bahçeyi kabul et ve onu bir defa da boşa" buyurdu.
Ebû Abdillah el-Buhârî: Şeyhim Ezher ibnu Cemîl, bu hadîsi İbn Abbâs'a varan senedle rivayet etmesinde mutâbaa olunmuyor, dedi (Çünkü başkaları bunu İkrime'den mursel olarak rivayet etmiş, İbn Abbâs'ı zikretmemişlerdir)
(Buhârî, Talâk, 11 ; Nesaî, Talâk, 34).

31. Yahya b. Saîd rivayet etti: Bana, Abdurrahman'ın kızı Amra, Ensar'dan Sehl'in kızı Habibe'den nakletti: Habibe, Kays b. Şemmas'ın oğlu Sabit'in nikâhlısı idi. Allah'ın Rasulu (s.a.v.) sabah namazını kılmaya çıkınca, Sehl'in kızı Habibe'yi sabahın alaca karanlığında kapısının önünde beklerken buldu. Rasulullah (s.a.v.) ona: «—Kimsin?» deyince,
o da cevaben: «— Ben, Sehl'in kızı Habibe'yim Ya Rasulallah!» dedi. Rasulullah (s.a.v.): «—Neyin var?» dedi.
Habibe kocası hakkında: «— Kocam Sabit b. Kays ile evli kalmamız imkânsız» dedi.
Kocası Sabit b. Kays gelince Rasulullah (s.a.v.) ona; «—Bak
(zevcen) Habibe neler söylüyor» dedi.
Habibe: «— Mehir olarak verdiklerinin hepsi yanımda
(dilerse geri veririm)» dedi.
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) Sabit'e: «—Ona verdiklerini al» buyurdu. Sabit onları geri aldı. Habibe kocasından ayrılarak ailesinin yanında kaldı.

(Muvatta, Talaki 11, Ebu Davud, Talak, 13/17; Nesai, Talâk, 27/34; İbn Mace, Talak, 22)

32. Ebu Ubeyde'nîn kızı Safiye'nin azatlı cariyesinin, her şeyini kocasına vererek boşandığı ve bunu Abdullah b. Ömer'in hoş karşıladığı rivayet edilmiştir.(Şeybanî, 562)
Bedel (mal) karşılığı kocasından boşanan kadın hakkında imam Malik der ki: Kocası ona zarar ve sıkıntı verdiği veya haksızlık ettiği bilinirse boşama geçerli olur ve karısından aldığı malları da geri verir. Benim duyduğum budur, fakihlerimizin ittifak ettiği hüküm böyledir.
imam Malik der ki: Bir kadının, kocasından aldığından fazlasını vererek boşanması da caizdir.

33. Nafî'den: Muavvez b. Afrâ'nın kızı Rubeyyi' amcası ile birlikte Abdullah b. Ömer'e geldiler. Ona, Rubeyyi'in Osman b. Affan zamanında kocasına mal vererek boşandığını bildirdiler. O zaman Osman b. Affan, kendisine ulaşan bu haberi hoş karşılamıştı.
Abdullah b. Ömer, «Bu kadının iddeti de, normal şekilde boşanan kadınınki gibidir,» dedi. Saîd b. Museyyeb, Suleyman b. Yesâr ve İbn Şihab da bedel (para) karşılığı boşanan bir kadının iddeti de boşanan diğer kadınlar gibi üç hayız süresidir, diyorlardı.
İmam Malik der ki: Mal vererek boşanan kadın ancak yeni bir nikâhla kocasına dönebilir. Tekrar evlenir, kocası ile birleşmeden ayrılırlarsa, iddeti ikinci talaktan itibaren başlamaz, birinci boşanmasından itibaren iddetine devam eder.
İmam Malik der ki: Bu konuda duyduğumun en uygunu budur.
İmam Malik der ki: Bir kadın, kendisini boşamasına karşılık bir şeyler vermesi üzerine kocası peş peşe üç talak ile karısını boşarsa hepsi de geçerli olur. Şayet sukûtlerle sözüne ara verirse sükût en sonra verdiği talaklar vaki olmaz, (zira bain talak vaki olduktan sonra verilen talakların anlamı nikâhsız kadını boşamak olacağından bir değeri yoktur.)

Muhalea kendine hâs özellikleri olan bir boşama çeşididir. Bu boşama koca bakımından bir yemindir. Çünkü koca muhâlea anlaşmasıyla karısını boşamayı bir bedele bağlamış olur. Bedeli alınca boşama gerçekleşmiş sayılır.
Muhâlea, kadın bakımından ivazlı (bedelli) bir akittir. Çünkü kadın bununla bir bedel ödemeyi kabul etmiş olur.
Kadın, kocasının bir bedel karşılığında boşama teklifine "kabul ettim" der veya "beni şu kadar para karşılığında boşa" diyerek kendisi icabda bulunur. Aslında bununla, "Şu kadar para karşılığında evlilik bağını senden satın almaya radı oldum" demek istemiştir.
Muhâlea teklifi kocadan gelmişse, artık ne kadının kabulunden önce ve ne de sonra bu icabından (teklifinden) rucû edemez. Karısını kabulden men edemez. Kendisi için muhayyerlik şartı koyması muteber değildir.
Karısının hemen o meclise kabul iradesini açıklaması gerekir. Koca muhâlea akdini feshedemez. Kocanın mucerred muhâlea isteğinde bulunmasıyla bu beş hüküm kendiliğinden doğar.
Koca muhâleayı bir şarta veya gelecek zamana bağlayabilir. "Eğer baban gelirse, şu kadar para karşılığında seninle muhâleayı kabul ettim" veya "Ramadan ayı başında, şu kadar para karşılığında seninle muhâleayı kabul ettim" denilse, şart gerçekleştikten veya belirtilen tarih girdikten sonra kadın kabul etse boşama meydana gelir. Kadının belirlenen parayı kocasına vermesi gerekir.

Muhâlea yoluyla boşanma teklifi kadından gelir de kocasına; "Sana vereceğim şu kadar para karşılığında beni boşa" derse, koca kabul iradesini açıklayıncaya kadar, kadın bu icabından rucû edebilir.
Karı-kocadan birinin meclisi terk etmesiyle bu icab bâtıl olur. Kadının muhâleada muhayyerlik şartı geçerlidir.

(İbn Âbidin Muhammed Emîn b. Ömer b. Abdilazîz el-Huseynî ed-Dımaşkī, Reddu'l-Muhtar ale'd-Durri'l Muhtar, II, 557; M. Zihni Efendi, Munâkehat Mufârekât, 117, vd.).
Geçimsizlik yalnız kocadan kaynaklanıyorsa muhâlea bedeli istemesi helâl değildir. Verilen mehrin boşarken geri alınmasını yasaklayan Nisa Suresi 20 nci âyeti bunun delilidir. Çünkü erkeğin hanımına zulûm yaparak muhâlea bedelini yüksek tutması ve boşamayı bir para karşılığı yapması, hakkı kötüye kullanma sayılır. (el-Cassâs Ebû Bekr Ahmed b. Alî er-Râzî, Ahkâmu'l Kur'ân, 2. baskı, Kahire, (t.y), II, 92, 93; eş-Şeyh Nizam ve Cemeat-u min Ulema-i Hindi’l-Â’lem, el-Fetâvâ'l-Hindiyye, C I, Sf: 488; Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslâm Hukuku, 2. Baskı, İstanbul 1983, sf: 406, 407)
Geçimsizlik yalnız kadından veya her iki şeyden geliyorsa, kocanın boşama karşılığında bir bedel (para) alması helâldir. Fakat bu durumda kadına mehir olarak verdiğinden daha fazlasını alması mekruh sayılmıştır. (el-Cassâs Ebû Bekr Ahmed b. Alî er-Râzî, Ahkâmu'l Kur'ân, II, 93; el-Fetâvâ'l-Hindiyye, I, 488)

Hanefi'lerin de dahil bulunduğu çoğunluğa göre muhâlea yoluyla boşama, bir bâin (kesin) talâk sayılır.

İmam Şâfiî ise muhâleayı boşama değil, fesih sayar. Bu konuda şu delillere dayanır:
Âyetlerde şöyle buyurulur: "Talak iki defadır" (Bakara, 229).

Âyetin devamında; "Kadının kurtulmak için bir bedel vermesinde, ikisine de bir günah yoktur" buyurulur.
Aynı Surenin 229. âyetinde ise; "Eğer koca karısını ikinci talaktan sonra bir defa daha boşarsa, bundan sonra kadın başka bir erkeğe nikâhlanmadıkça (ve ondan da ayrılmadıkça) ilk kocasına helâl olmaz" ifadeleri yer alır.

Muhâlea da boşama sayılırsa, birbirine bağlantılı olarak gelen bu âyetlere göre talak (boşama) sayısı dört olur. Halbuki boşama üçten fazla olamaz.

Hanefiler ise bu âyetlerdeki boşama çeşitlerini ivazlı (bedelli) ve ivazsız (bedelsiz) olmak üzere üç tane olarak kabul ederler. Çünkü muhâlea yeni bir boşama çeşidi değil, kinâyeli sözlerle yapılan bir boşama şeklinden ibarettir. Bu yüzden muhâlea sonunda fesih değil, bâin talak meydana gelir.
Ömer, Ali ve İbn Mes'ud'dan muhâleanın bâin talak olduğu rivâyet edilmiştir (Ebû Bekr Şemsu’l-eimme Muhammed b. Ebî Sehl Ahmed es-Serahsî, el-Mebsût, VI, 171 vd.)


İlgili Konular:

Kadının Talak Hakkı Olur mu? 2. Hanım Almamaya Söz Verdim Ne Yapmalıyım?
Çözüldü - Kadının Talak Hakkı Olur mu? 2. Hanım Almamaya Söz Verdim Ne Yapmalıyım?

Kadın , Evlenirken Eşinden Tek Eş ve Talak Şartı İsteyebilir mi?
Çözüldü - Kadın , Evlenirken Eşinden Tek Eş ve Talak Şartı İsteyebilir mi?
 
Üst Ana Sayfa Alt