Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Kadının Kınalı Elini Namahrem Erkeğe Göstermesi Helal mı?

Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Süper Moderatör
Esselamu aleyküm ve rahmetullah ve berakatuhu.

Benim bir arkadaşım " Elimde egzama var ve kına yakmak iyi geliyor elime fakat bir gün bir bayan bana yabancı erkekler Kınalı elini görürse günahtır dedi. "

bana bu konu hakkında bilgim olup olmadığını sordu. Ben kınanın helal olduğunu söyledim ama erkeklerin görmesinde sakınca olup olmadığı hakkında bilgim yoktu.
Sizden ricam bu konu hakkında bizi bilgilendirebilir misiniz inşaallah ?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullahi we berakâtuh;

Elleri ve yüzleri avrat sayan Şafii ve Hanbeli mezhebin hükmünce bunların ziyneti olan çeşitli takı, koku ve kına gibi süsleri de haramdır.

****

وعن عائشة رَضِيَ اللَّهُ عَنْها قالت
أوْ مَأَتِ امْرَأةٌ مِنْ وَرَاءِ سِتْرٍ بِيَدِهَا كِتَابُ إلى رَسُولِ اللَّه
فَقَبَضَ
# يَدَهُ فقَالَ: مَا أدْرِى أيدُ رَجُلٍ أمْ يَدُ امْرَأةٍ؟
فقَالَتْ: بَلْ يَدُ امْرَأةٍ
فقَالَ: لَوْ كُنْتِ امْرَأةً لَغَيَّرْتِ أظْفَارَكِ، يَعْنِى بِالْحِنَّاءِ
إخرجه أبو داود والنسائى
Âişe (r.anha) bir rivâyette; Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in perde gerisinden kendisine uzatılan bir mektubu almak için elini uzattığı sırada, "Bu kadın eli mi erkek eli mi bilemiyorum" diyerek mektubu almaksızın elini geri çektiğini,
uzatan kimsenin: "Kadın eli, yâ RasulAllah" demesi üzerine de:
"Eğer kadın olsa idin tırnaklarını (kına ile) değiştirirdin" cevabında bulunduğunu haber verir. Bununla kına yakmayı kastetmişti.
(Ebu Davud, Tereccül 4, (4166); Nesai, Zinet 18, (8, 142)


Mûmin erkeklere şöyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu kendileri için çok temiz (bir harekettir). Şubhesiz ki Allah, (kullarının ne) yapacaklarından hakkıyla haberdardır.
Mûmin kaduılara da söyle: Gözlerini(harama bakmaktan)sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinetlerini açmasınlar. Bunlardan görünen kısım müstesna Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapayacak surette) koysunlar. Zinet(mahal)lerini kendi kocalarından, yahud kendi babalarından, yahud kocalarının babalarından. yahud kendi oğullarından, yahud kocalarının oğullarından, yahud kendi biraderlerinden, yahud kendi biraderlerinin oğullarından, yahud kardeşlerinin oğullarından, yahud kendi kadınlarından, yahud kendi ellerindeki memluketerden, yahud erkeklerden yana ihtiyacı olmayan hizmetçilerden, yahud henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Hepiniz Allaha tövbe edin ey mûminler. Ta ki korktuğunuzdan emin, umduğunuza nail olasınız. (Nur 30 - 31)



Kadının Nâmahrâm erkeğe karşı avrati:

Sahih olan görüşe göre, kadının erkeğe karşı avrati bütün vücududur. Şafii ve Hanbeli'lerin görüşü de budur. Hatta İmam Ahmed bin Hanbel (r.h.) bu hususta, «Kadının bütün vücudu avrat olduğu gibi tırnakları dâhi avrattır(İbni Cevzi, Tefsir. C. 6., S. 31) demiştir.

İmam Malik (r.h.) ve İmam Ebu Hanife (r.h.)'ye göre ise kadının elleri ile yüzü hariç bütün vücudu avrat mahallidir.

Görüşlerin kendilerine has delilleri vardır. Bunları kısaca açıklayalım:


Yüz ve Ellerin Avrat Olmadığına Dâir Maliki ve Hanefi'lerin delilleri:

1- «Bunlardan görünen kısım mustesna.» âyeti.
Yüz ve ellerin açık olması zaruri olduğundan bu âyet buraların avrat sayılmayacağına işaret eder. Bu görüş bazı sahabi ve tabiinden de rivayet edilmiştir.
Nitekim Said bin Cubeyr (r.anh), «Bunlardan görünen kısım mustesna» âyetinden maksat yüz "ve ellerdir.» demiştir. Ata da âyetteki istisnanın yüz ve eller olduğunu söylemiştir. Dahhak'tan da buna benzer bir rivayet yapılmıştır. (Taberi, Tefsir, C. 18, Sf: 118)

2- Ayşe'den rivayet edilen, «Ebubekir (r.anh)'in kızı Esma (r.anha), cok ince bir elbise ile Rasulullah (s.a.v.)'ın yanına geldi. Onu görünce Rasulullah (s.a.v.) yüzünü çevirerek, «Ey Esma, kadın buluğa erdi mi, (yüz ve ellerini işaret ederek) şu ve şunun haricinde kadının vücudunun görünmesi haramdır.» buyurdu.» (Ebu Davud, "Kurtubî, Tefsir. C. 12. Sf: 229) hadisi.

3- Namazda ve ihramda el ve yüzün acık bırakılması da bunların avrat olmadığına delalet eder. Eğer el ve yüz avrat olsaydı namaz ve ihramda açık bırakılmaları mubah olmazdı. Çünkü avrat mahallinin örtülmesi farzdır. Bu sebeble avrat mahalli açık olarak namaz kılınması namazın sıhhatini bozar.



Yüz ve Ellerin Avrat Olduğuna Dâir Şafii ve Hanbelî'lerin delilleri:

1-
Kitabdan delilleri:
«Ziynetlerini açmasınlar.» âyeti.
Bu âyet-i kerime ziynetlerin açılmasını haram kılmıştır.

Ziynet ise iki kısımdır. Biri yaratılıştan olan ziynet, diğeri ise kazanılan ziynettir. Yüz yaratılıştan olan bir ziynettir. Hatta güzelliğin aslı, fitne ve fesadın kaynağıdır.
Kazanılan ziynet ise giyilen güzel elbise, takılan süs eşyaları, 'göze çekilen sürme ve ele yakılan kına ve benzeridir.
Âyeti kerime kayıtsız şartsız kadınlara erkeklere karşı uzuvlarını ve ziynetlerini açmalarını yasaklayarak haram kılmıştır.

Şafii ve Hanbeli'lere göre âyetin, «Bunlardan görünen kısım mustesna» ifadesinden maksat, kasıtsız olarak kendi kendine acılan kısımdır. Mesela; rüzgarın kadının örtüsünü açması gibi. Buna göre âyetin meali şöyle olmaktadır: «Kadınlar ziynetlerini kesin olarak açmasınlar. Açtıkları takdirde muaheze edilirler. Ancak ziynetlerinin kendiliğinden açılması veya rüzgâr gibi herhangi bir sebeble kasıtsız olarak acıtması halinde onlar muaheze edilmez.» öyleyse yüz ve el de açılması haram olan ziynetlerdendir:

Kitabdan olan bir başka delilleri de «Bir de onun zevcelerinden lüzumlu bir şey istediğiniz vakit perde ardından isteyin.» (Ahzab; 53} âyetidir.
Bu âyet saraheten yüze bakmanın haram olduğuna delalet etmektedir. Gerçi bu âyet Rasulullah (s.a.v.)'ın zevceleri hakkında nazil olmuştur. Fakat, hükmü kıyas yoluyla bütün kadınlara teşmil olunur. Çünkü âyetteki «perde ardından isteyin» ilahi emri, kadın oldukları içindir, öyleyse diğer kadınlardan da lüzumlu ve meşru birşey istenileceği zaman ancak perde arkasından istenebilir.


2- Sünnetten olan delilleri:

Birçok sahih hadis, yüze ve ele bakmanın haram olduğuna delalet eder. Bunlardan bazıları şunlardır:

1- Cerir bin Abdullah'tan şöyle rivayet edilmiştir: «Rasulullah (s.a.v.)'a ani olarak yabancı bir kadını görmek hususunu sordum. Bana, görünce gözlerimi çevirmemi emretti.»

2- Ali'den rivayet edilen, «Ya Ali, yabancı bir kadını gördüğünde ikinci defa bakma. Çünkü ilk bakışın iraden dışındadır ve onda bir vebâl yoktur. İkinci defa bakarsan bu, iradenle olduğu için haramdır.» hadisi.

3- İbni Abbas (r.anhuma)'dan şöyle rivayet edilir: «Bir kurban bayramı günü Rasulullah (s.a.v.) Fazl bin Abbas'ı atının arkasına bindirmişti. Fazl, beyaz tenli, güzel saçlı, yakışıklı bir delikanlı idi. Has'am kabilesinden bir kadın Rasulullah (s.a.v.)'ın yanına gelerek bir şeyler sormak İstedi. FazI kadına, kadın da Fazl'a bakıyordu. Rasulullah (s.a.v.) Fazi'ın yüzünü diğer tarafa çevirdi.»

Nakledilen bu hadisler yabancı bir kadına bakmanın haram olduğunu ifade eder. Şubhe yok ki, yüz de bakılması haram olan uzuvlardandır, öyleyse yüz de avrattir.

3- Aklî delilleri:.

Fitneden kaçınmak için yüze bakmamak icab eder. Çünkü yüze bakmaktaki fitne, dizden aşağıya bakmaktaki fitneden daha büyüktür. Kadının saçına ve ayaklarına bakmak ittifakla haramdır. Yüz güzelliğin aslı, fitnenin kaynağıdır. Bu bakımdan haram olması daha evlâdır.

Kaldı ki, Şafii ve Hanbelilerin âyeti tevil şekilleri ortaya çıkarıyor ki yüz avrattir. Yüzün avrat olmayacağına dair de hiçbir delil yoktur.

Maliki ve Hanefi'lerin delil aldıkları Esma ile ilgili hadise gelince, bu hadisin senetleri kopuktur. Birçok râvisinde de zayıflık vardır. Bu hadis konusunda muhaddisler değişik görüşler ileri sürmüşlerdir.
Hadis yalnız Ebu Davud'un süneninde olduğu halde Ebu Davud, «Bu hadis murseldir. Zira bu hadisi Ayşe'den rivayet eden Halid bin Durayk, Ayşe'ye ulaşmamıştır. Hadisin senetlerinden olan Said bin Beşir Ebu Abdurrahman el-Basrî, Şama yerleşen İbni Nesr'in azadlısıdır. Ki onun hakkında birçok muhaddisin itirazı vardır (Ebu Davud, Sunen, C., S. 58) demektedir.

Bu hadis hakkında tek râvisi olan Ebu Davud'un görüş ve düşünceleri böyle olunca, yüz ve ellerin avrat olmadığına dair delil olması ne derece uygun olur? Bir an için hadisin sahih olduğunu farz etsek bile yine de delil olma durumu şubhelidir. Çünkü hadisin hicab âyetlerinden önce varid olması kuvvetle muhtemeldir. Eğer hicab âyetlerinden önce varid olmuşsa, âyetlerle neshedilmiş demektir. Veya hadis ancak zaruret hallerinde el ve yüze bakmanın caiz olduğunu ifade etmektedir. Mesela; bir dünür, bir şâhid veya bir kâdı yüze bakabilir.

İbni Cevzi bu hususta şöyle demektedir:
«Bu âyet yabancı kadınlara özürsüz olarak bakmanın haram olduğunu ifade eder. Fakat eğer zaruret varsa, mesela bir erkek kadınla evlenmek istiyorsa veya onun aleyhinde şehadette bulunacaksa yalnız yüzüne bakabilir. Zaruret hallerinin dışında her ne suretle olursa olsun yabancı kadına bakmak haramdır. Mademki yüz ve eller avrattır, namazın şartlarından biri de setr-i avrat olduğuna göre, bunların açılması ile neden namaz bozulmuyor diye sorulabilir. Bunun cevabı şudur: Namazda yüz ve ellerin örtülmesinde meşakkat vardır.

Bu yüzden yalnız namaza mahsus olarak yüz ve ellerin açılmasına musade edilmiştir.»

El ve yüzün avrat olmadığını iddia eden alimler, yüz ve ellerde hiçbir ziynet eşyasının olmamasını ve bunların açılmasının fitneye sebeb olmamasını şart koşmaktadırlar. Bu sebeble zamanımızdaki kadınların yüz ve ellerinde kullandıkları süs eşyaları ile erkekler arasında gezmelerinin haram olduğunda hiçbir alimin şubhesi yoktur.

Yüz ve ellerin avrat olmadığını iddia eden alimlerin sözleri, yüz ve ellerin açık olmasının farz olduğu, sünnet olduğu veya bunların örtülmesinin bid'ad olduğu manasına gelmez. Çünkü böyle bir iddiayı müslüman bir alim değil, sade bir müslüman bile öne süremez. Bunların sözlerinin manası, zaruret hallerinde ve fitneye sebeb olmadığı takdirde açılmalarında bir vebal olmadığıdır.

İçinde yaşadığımız çağda şeytanın yardımcıları alabildiğine çok, fuhuş ve ahlaksızlık alabildiğine yaygındır. Bu yüzden bugün hiçbir alim, hatta akıllı bir insan yüzün açılmasının caiz olduğunu söyleyemez. Çünkü bu veba hastalığına benzeyen ahlaksızlığın ümmet İçinde ve bilhassa yabancı kadınları taklid eden kadınlar arasında hızla yayıldığını gören her alim yüzün açılmasının haram olduğuna hükmeder. Çünkü bu devirde fitne ve fesad muhakkaktır. Kötülüğe davet eden vasıtalar son derece yaygındır. Ben bugünkü manada ilericilik taslayan hiçbir toplum görmedim ki, Allahu taalanın. «Mûmin erkeklere söyle: Gözlerini sakınsınlar.» âyeti ile Rasulullah (s.a.v.)'ın, «Gözünü çevir.» buyruğunu duyan, dinleyen bulunsun. Hulasa böylesine bozuk bir zamanda korunmak farzdır.


İlgili Konu:

İSLAMA GÖRE TESETTUR
İlmi Konu - İslam'a Göre Tesettur

NİKAH DÜŞEN KADIN ERKEK (NAMAHRAMLERİN) AYRI OTURMASI
HARAMLIK SELAMLIK

İlmi Konu - Haremlik Selamlık
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Süper Moderatör
Anladım inşaallah. Allah razı olsun. Cezakallahu hayr.
 
Üst Ana Sayfa Alt