Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Kadının Talak Hakkı Olur mu? 2. Hanım Almamaya Söz Verdim Ne Yapmalıyım?

B Çevrimdışı

BirMusluman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selam aleykum.Kadının islam da boşama hakkı varmıdır?Ayrıca eşim benle evlenirken 2.eş almayacağıma dair zorla söz aldı bende kabul ettim acaba ben 2.eş alamazmıyım.Amellerimizin kötülüğünden Allah azzevecelle sığınırım.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Aleykum selam we rahmetullah ;
Kadının Talak / Boşama Hakkı Var mı?


Karı - Kocanın Anlaşamaması Durumunda Aile Büyüklerinden Hakemlik Yapmalarını İsterler

Kendi aralarında konuşarak, anlaşmaya çalışarak bir sonuca varamama durumunda, evliliğin yıkılmaması için her iki tarafın aile büyüklerinden hakem olarak yardımcı olmalarını istenir.

"Eğer karı-koca arasının açılmasından endişeye düşerseniz bir hakem erkeğin tarafından, bir hakem de kadının ailesinden kendilerine gönderin. Bu arabulucu hakemler gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah karı-koca arasındaki dargınlık yerine geçim verir. Şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, her şeyin aslından haberdardır." (Nisa 35)

Aile büyüklerinden seçilen hakemler, eşlerden her iki tarafı dinleyerek sorunu anlamaya çalışmalı, varsa bir yanlışlık bu tatlıya bağlanılarak veya bir kural konularak uyulmaya riayet etmelidirler. Aksi durum söz konusu ve sorunun çözülememesi durumunda, ister erkek, ister kadın boşanamak için mahkemeye (İslami-kadı) başvurup sorunu anlatabilir, mazeretin geçerli olması durumunda (ki cinsel ihtiyacın karşılanmaması mazerettiri) boşanabilirsiniz.

Kadının, Kocasından Boşanabilme Şartları :

31. Yahya b. Saîd rivayet etti: Bana, Abdurrahman'ın kızı Amra, Ensar'dan Sehl'in kızı Habibe'den nakletti: Habibe, Kays b. Şemmas'ın oğlu Sabit'in nikâhlısı idi. Allah'ın Rasulu (s.a.v.) sabah namazını kılmaya çıkınca, Sehl'in kızı Habibe'yi sabahın alaca karanlığında kapısının önünde beklerken buldu. Rasulullah (s.a.v.) ona:
«—Kimsin?» deyince, o da cevaben:
«— Ben, Sehl'in kızı Habibe'yim Ya Rasulallah!» dedi. Rasulullah (s.a.v.):
«—Neyin var?» dedi. Habibe kocası hakkında:
«— Kocam Sabit b. Kays ile evli kalmamız imkânsız» dedi.
Kocası Sabit b. Kays gelince Rasulullah (s.a.v.) ona;
«—Bak (zevcen) Habibe neler söylüyor» dedi. Habibe:
«— Mehir olarak verdiklerinin hepsi yanımda (dilerse geri veririm)» dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) Sabit'e:
«—Ona verdiklerini al» buyurdu. Sabit onları geri aldı. Habibe kocasından ayrılarak ailesinin yanında kaldı.

(Muvatta, Talaki 11, Ebu Davud, Talak, 13/17; Nesai, Talâk, 27/34; İbn Mace, Talak, 22)

32. Ebu Ubeyde'nîn kızı Safiye'nin azatlı cariyesinin, her şeyini kocasına vererek boşandığı ve bunu Abdullah b. Ömer'in hoş karşıladığı rivayet edilmiştir.(Şeybanî, 562)
Bedel (mal) karşılığı kocasından boşanan kadın hakkında imam Malik der ki: Kocası ona zarar ve sıkıntı verdiği veya haksızlık ettiği bilinirse boşama geçerli olur ve karısından aldığı malları da geri verir. Benim duyduğum budur, fakihlerimizin ittifak ettiği hüküm böyledir.
imam Malik der ki: Bir kadının, kocasından aldığından fazlasını vererek boşanması da caizdir.


33. Nafî'den: Muavvez b. Afrâ'nın kızı Rubeyyi' amcası ile birlikte Abdullah b. Ömer'e geldiler. Ona, Rubeyyi'in Osman b. Affan zamanında kocasına mal vererek boşandığını bildirdiler. O za*man Osman b. Affan, kendisine ulaşan bu haberi hoş karşılamıştı.
Abdullah b. Ömer, «Bu kadının iddeti de, normal şekilde boşanan kadınınki gibidir,» dedi. Saîd b. Museyyeb, Suleyman b. Yesâr ve İbn Şihab da bedel (para) karşılığı boşanan bir kadının iddeti de boşanan diğer kadınlar gibi üç hayız süresidir, diyorlardı.
İmam Malik der ki: Mal vererek boşanan kadın ancak yeni bir nikâhla kocasına dönebilir. Tekrar evlenir, kocası ile birleşmeden ayrılırlarsa, iddeti ikinci talaktan itibaren başlamaz, birinci boşanmasından itibaren iddetine devam eder.
İmam Malik der ki: Bu konuda duyduğumun en uygunu budur.
İmam Malik der ki: Bir kadın, kendisini boşamasına karşılık bir şeyler vermesi üzerine kocası peşpeşe üç talak ile karısını boşarsa hepsi de geçerli olur. Şayet sukûtlerle sözüne ara verirse sükûtten sonra verdiği talaklar vaki olmaz, (zira bain talak vaki olduktan sonra verilen talakların anlamı nikâhsız kadını boşamak olacağından bir değeri yoktur.)


Kadın, Geçinemediği Kocasını Boşayabilir mi?

https://www.islam-tr.org/konu/kadin-gecinemedigi-kocasini-bosayabilir-mi.22935/

Kadın , Evlenirken Eşinden Tek Eş ve Talak Şartı İsteyebilir mi?

https://www.islam-tr.org/konu/kadin-evlenirken-esinden-tek-es-ve-talak-sarti-isteyebilir-mi.22558/

2. eşi (kadını) nikahlamayacağınıza dair en baştan eşinize söz vermişseniz, üstteki linkte bahsi geçtiği üzere, Hz. Ali (r.anh)ın , Rasulullah(s.a.v.)'e verdiği söz üzere, Rasulullah'ın vefatına kadar ikinci eşi nikahlamamıştır. Bu durumda (farz olmadığı için) ya sözünüzü tutacak, nikahlamayacaksınız ; ya da sözünüzden dönüp kefaretini vereceksiniz.
Sözde Durma :

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَوْفُواْ بِالْعُقُودِ أُحِلَّتْ لَكُم بَهِيمَةُ الأَنْعَامِ إِلاَّ مَا يُتْلَى عَلَيْكُمْ غَيْرَ مُحِلِّي الصَّيْدِ وَأَنتُمْ حُرُمٌ إِنَّ اللّهَ يَحْكُمُ مَا يُرِيدُ
"Ey iman edenler! Akitlerin gereğini yerine getirin!" (Maide 1)

وَلاَ تَقْرَبُواْ مَالَ الْيَتِيمِ إِلاَّ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ حَتَّى يَبْلُغَ أَشُدَّهُ وَأَوْفُواْ بِالْعَهْدِ إِنَّ الْعَهْدَ كَانَ مَسْؤُولاً
"... Ahdi de yerine getirin. Çünkü verilen sözde elbette sorumluluk bulunuyor." (İsra 34)


"Bir de anlaşma yaptığınızda Allah'ın ahdini yerine getirin ve pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın. Allah'ı üzerinize şahid tuttuğunuz halde, nasıl olur da bozarsınız! Şubhesiz ki Allah yaptıklarınızı bilir.
Bir ummet, diğer bir ummetten (sayıca ve malca) daha çok olduğu için, yeminlerinizi aranızda aldatma vasıtası yaparak, ipliğini sağlamca eğirdikten sonra onu söküp bozmaya çalışan kadın gibi olmayın. Allah sizi bununla imtihan eder ve şüphesiz hakkında ihtilaf ettiğiniz şeyleri kıyamet günü size mutlaka açıklayacaktır." (Nahl 91 - 92)

Ebu Hurayra (r.anh), Rasulullah (s.a.v.)’ın şöyle buyurduğunu aktarmıştır:
Munafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, emin görüldüğü zaman/kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder, söz verdiğinde ise sözünden cayar.”
(Buharî, İman, 24)

- وعَنْ عبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرو بْنِ العاص رضي اللَّه عَنْهُمَا أنَّ رسُولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ : « أرْبعٌ مَنْ كُنَّ فيهِ ، كانَ مُنَافِقاً خالصاً ، وَمَنْ كانتْ فيه خَصْلَةٌ مِنْهُنَّ ، كانَ فِيهِ خَصْلَةٌ مِنَ النِّفاقِ حتَّى يدعها : إذا أؤتمِنَ خانَ ، وإذا حدَّثَ كَذَب ، وإذا عاهَدَ غَدَر ، وإذا خَاصَم فَجر » . متفقٌ عليه
Abdullah İbni Amr İbni'l-Âs (radıyallahu anhumâ)'dan rivayet edildiğine göre, Nebî (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
"Dört huy vardır ki bunlar kimde bulunursa o kişi tam munâfık olur. Kimde de bu huylardan biri bulunursa, onu terkedinceye kadar o kişide munâfıklıktan bir sıfat bulunmuş olur:
Kendisine bir şey emânet edildiği zaman ona ihânet eder. Konuştuğunda yalan söyler.
Söz verince sözünden döner. Düşmanlıkta haddi aşar, haksızlık yapar."
(Buhârî, Îmân 24, Mezâlim 17, Cizye 17; Muslim, îmân 106; Ebû Dâvûd, Sunnet 15; Tirmizî, Îmân 14; Nesâî, Îmân 20)

وعن ابن مسْعُودٍ ، وابنِ عُمرَ ، وأنسٍ رضي اللَّه عنهُمْ قَالُوا : قَالَ النبيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم: « لِكُلِّ غَادِرٍ لِوَاءٌ يوْمَ القِيامةِ ، يُقَالُ : هذِهِ غَدْرَةُ فُلانٍ » متفقٌ عليه
İbni Mes'ûd, İbni Ömer ve Enes (radıyallahu anhum)'den rivayet olunduğuna göre, Nebî (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

"Ahdini bozan herkes için kıyamet günü bir bayrak dikilib, bu falanın vefâsızlık alâmetidir diye ilân olunacaktır."
(Buhârî, Cizye 22, Edeb 99, Hiyel 99; Muslim, Cihâd 11-17; Ebû Dâvûd, Cihâd 150; Tirmizî, Siyer 28; İbni Mâce, Cihâd 42)


Sözden Dönmenin Kefâreti :

Abdurrahman İbni Semura (radıyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona şöyle buyurdu:
"Herhangi bir konuda yemin ettiğinde ondan başkasını daha hayırlı görürsen, hayırlı olanı işle ve yeminine kefâret öde."
(Buhârî, Ahkâm 5, 6, Eymân 1, Keffârât 10; Muslim, Eymân 19, İmâre 13; Ebû Dâvûd, İmâre 2; Tirmizî, Nuzûr 5; Nesâî, Âdâbu'l-kudât 15, 16)Ebû Mûsa (radıyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
"Ben, Allah diler de, vallahi diye bir hususta yemin ederim, sonra ondan daha hayırlısını görür, yeminimin kefâretini verip daha hayırlı olanı yaparım."
(Buhârî, Eymân 1, Keffârât 10; Muslim, Eymân 7; Ebû Dâvûd, Eymân 12, 14; Nesâî, Eymân 15)

"Allah sizi, kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerinizden sorumlu tutmaz. Fakat kasıtlı yaptığınız yeminlerinizden sizi sorumlu tutar. Bozulan yeminin keffareti (cezası), ailenize yedirdiğinizin ortalamasından 10 yoksulu yedirmek veya giydirmek yahut da 1 köle azad etmektir. Verecek bir şey bulamayan kimse için de 3 gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz zaman yeminlerinizi bozmanın cezası budur. Yeminlerinizi koruyun. İşte Allah âyetlerini size böyle açıklar ki, şükredesiniz." (Maide 89)
 
B Çevrimdışı

BirMusluman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
akhi Allah azzevecell razı olsun inşallah yalnız ilk sorumun cevabını almakla beraber 2. soruma cevap bulamadım belkide okurken atladım ama inşallah kısaca o konu hakkındada birşeyler yazarsanız Rabbim sizlere firdevste bir köşk nasip etsin inşallah.
 
Üst Ana Sayfa Alt