H
Çevrimdışı
Eskiden bu site çok canlı idi ama şimdi hiç kimseler yok...yoksa ben mi yanlış biliyorum...Ama yinede canlandırmak için farklı ve faydalı bir şeyler paylaşalım....
KÂFİR OLAN AKRABA İÇİN TAZİYEYE GİDİLEBİLİR Mİ?
Âlimler; Müslümanlarla savaşan harbi bir kâfir olmaması şartı ile bir kâfir vefat ettiği zaman, taziye etmenin caiz olduğunu söylemişlerdir. Vefat etmiş bir kâfirin arkasından akrabalarına: “أخلف الله عليك” (Allah onun yerini doldursun) anlamın da sözler söylenebilir.
Ancak kâfirlerle birlikte; cenazeye katılmak, bağışlanmasını dilemek, rahmet dilemek caiz değildir. İmam Malik (r.a) şöyle demiştir: Bir Müslüman, kâfir olan babasının cenazesini yıkamaz, kabre indirmez, cenazesinin arkasından gitmez. Ancak cenazeyi defnedecek hiç kimse olmaz ise, cenazenin telef olacağından korkulursa, Müslüman kişi bunu defneder.
Hanbelî imamlarından biri olan “İkna” kitabının sahibi de şöyle demiştir: Müslüman kimse, kâfirin cenazesinin arkasından gitmez, kabre indirmez çünkü bu ameller onu tazim etmek, onu tezkiye etme anlamları taşır ki, bu da caiz değildir. Böyle bir amel aynı cenaze namazını kılmak gibidir. Bu ise kuranın nassı ile haram kılınmıştır. Ancak cenazeyi defnedecek hiç kimse yok ise ve cenazenin telef olacağından korkulursa, Müslüman kişi onu defnedebilir. Çünkü Peygamber efendimiz (s.a.v), babası Ebi Talibi defnetmesi için Ali (r.a)’a emretmiştir. (Ebu Davut, Nesai, Ahmed)
Bundan dolayı soru sonra kimseye: Eşinin, ailesini ziyaret etmesinde ve babasına taziye dilemesinde bir sakınca yoktur. Aynı şekilde sen ve diğer Müslümanların da gidip taziye dilemesinde bir sakınca yoktur. Ancak cenaze töreni için kiliseye girmek aynı bizdeki cenaze namazı gibidir bundan dolayı bu caiz değildir. Aynı şekilde kâfirin defni, cenazesini takip etmede bu babdandır.
Âlimler bu hususta şu hadisi delil getirirler. Enes (r.a) şöyle anlatır: Muhammed’in (s.a.v) hizmetinde bulunan yahudi bir çocuk vardı. Bir gün hastalandı. Peygamberimiz, onu ziyarete gitti, başucuna oturdu ve ona, “Müslüman olmasını” teklif etti. Çocuk, düşüncesini öğrenmek için, yanında bulunan babasının yüzüne baktı. Babası: Ebu'l-Kâsım'ın çağrısına uy, deyince, çocuk da Müslüman oldu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v) "Şu yavrucağı cehennemden kurtaran Allah'a hamdolsun." diyerek oradan ayrıldı. (Buhârî, Cenâiz 80) (El Muğni İbni Kudame, 3/486)
Elbette bu hususta dikkat edilmesi gereken meselelerden biride: Müslüman kimsenin, kâfir bir kimsenin taziyesine gittiği zaman, fırsat bulduğu mekân ve zaman da, münasip yollarla islam’a davet etme niyeti taşımalıdır.
Bazı âlimlerde bu konuda şöyle demiştir: Şayet kâfirin taziyesinde, onu tazim etme, değer verme gibi şeyler söz konusu ise taziye gidilmez. Şayet islam’a ısındırma, yaklaştırma, davet etme yahut şerlerini Müslümanlardan def etme vb maslahatlar varsa bu caizdir.(Suudi Arabistan Daimi Fetva Komisyonu, 9/132)
Kâfirin taziye edilmesinin caiz olduğunu söyleyenler için bkz: Haşiyet İbni Abidin, 3/140). El Mecmu’, 5/275. Ravdat Et-talibin, 2/145. Edebü-l Müfred, Albani tahkiki, rakam, 1112)
