Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kâfirlerle Kiralama ve Alım-Satım ilişkisi

I Çevrimdışı

islami bilgiler

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بســـم الله الرحمن الرحيم


Kâfirlerle Kiralama ve Alım-Satım ilişkisi


Bu arada İbn-i Kasım'a bir hristiyan tarafından ölümünden sonra kilise adına satılsın diye vasiyet edilen malın, bir müslüman tarafından satın alınıp alınamayacağını sordular, İbn-i Kasım bu soruya karşılık şöyle dedi:

“Hayır böyle bir malı almak müslümana helâl değildir. Çünkü bu alış-veriş hristiyan ların şeriatlerine ve dinî gelenekle rine saygı göstermek anlamına gelir. Böyle bir malı alan kimse iyi bir müslüman değildir.”

Yine İbn-i Kasım'a kilise arazileri hakkında, eğer bir papaz bu arsaların bir kısmını kiliseyi tamir edebilmek için satılığa çıkarırsa -ki bu arazi muhtemele n kilisenin ihtiyaçlarını karşılamak üzere vakfedilm iştir- bir müslümanın böyle bir yeri satın alıp alamıyacağını sorunca ondan şu cevabı aldı:

“Bir müslüman iki sebepten dolayı böyle bir yeri alamaz. Birinci sebep, böyle bir yeri almak kiliseye saygı göstermek anlamına gelir.

İkinci sakınca vakıf yerlerin satılması ile ilgilidir . Bilmek gerekir ki, onların kendi vakıfları ile ilgili yapabilec ekleri tasarrufl ar, sadece müslümanlar için caiz olan tasarruf şekilleridir. Fakat görüşüme göre her hangi bir müslüman hakimin böyle bir konuda ne yürütme ve ne de engelleme yetkisi yoktur.”

Yine bu İbn-i Kasım'a hristiyan ların bayram şenliklerine giderken bindikler i gemiye müslümanların binip binemeyec ekleri sorulunca:

Bunun mekruh olduğunu, sebebine gelince bir müşriklik geleneğine uymak için biraraya gelen hristiyan ların üzerine Allah'ın gazabının inme tehlikesi nin varolduğunu söylemiştir.

Yine bu İbn-i Kasım:

Hristiyan bayramları dolayısıyla müslümanların, hristiyan lara daha önce kendileri ne verilmiş olabilece k olan hediyeler e karşılık hediye vermeleri nin mekruh olduğunu, böyle bir hediyeyi hristiyan ların bayramlarını kutlamak ve hristiyan ların küfürlerini desteklem ek saydığını belirtmiştir.

Görüldüğü gibi, İbn-i Kasım;

Bayram törenlerinde kullanaca kları maddeleri n müslümanlar tarafından hristiyan lara satılmasını helâl saymamakt a, bu sıralarda onlara ne et, ne elbise, ne deri satmanın, ne binek hayvanı kiralamanın ve ne de başka her hangi bir destek sağlamanın doğru olmadığını belirtmek tedir.

Bunun tersi olan hareketle r, onların müşrikliklerini desteklem ek ve küfürlerine yardımcı olmaktır.

Buna göre müslüman hükümdarlar, halkı böyle davranışlardan alıkoymalıdırlar. Bu görüş İmam-ı Malik ile birlikte öbür imamların ortak görüşüdür. Hiç bir imamın bu görüşe karşı çıktığını duymadım. Hristiyan ların bayramlarında kestikler i kurbanların etleri de, mekruhluğu hakkında görüş birliği bulunan bu davranışlar bütününe dahildir. Hatta bana göre bu, onlardan da daha ağır bir mekruhtur .”

İbn-i Habib'in bu inceleme yazısı burada sona eriyor.

Görüldüğü gibi, İbn-i Habib, kâfirlerin bayramlarında kullanaca kları maddeleri müslümanların kendileri ne satmalarının mekruh olduğu hakkında mezhep imamları arasında görüş birliği olduğunu ve İmam-ı Malikî'nin bu işin helâl olamayacağını söylediğini açıkça belirtmek tedir.

Bu konuya giren meseleler hakkında İmam-ı Ahmed'in ne söylediğini ortaya koyan belgelere gelince İshak b. ibrahim şöyle diyor:

“Bir defasında Ebu Abdullah'a (Ahmed İbn Hanbelî'ye) hristiyan mabedleri için vakfedile n bir gayri menkulün müslümanlar tarafından kiralanıp kiralanam ayacağını sordular. Ebu Abdullah bu soruya:

“Müslüman asla böyle bir yeri kiralamam alı, böylelikle asla hristiyan ların küfürlerine yardakçı olmamalıdır.” diye cevap verdi.

Başka bir defasında da bir marangoz mecusî (ateşe tapanlar) ölüleri için sanduka yapıp yapamayac ağını sorunca ondan:

“Sakın bunu yapıp onların kâfirlik gelenekle rine destek olma” cevabını aldı.

Buna karşılık Muhammed b. Hakem'in: Müslüman bir mezarcının gayri müslim ölüler için ücret karşılığında mezar kazıp kazamayac ağı şeklindeki sorusuna:

“Bunun hiç bir sakıncası yoktur.” şeklinde cevap verdi.

(Muhammed b. El-Hakem, Ebu Bekir El-Ahvel, Ahmed b. Hanbel'den fıkhî meseleler dinledi. Sağlam güvenilir bilgisi vardı, imamdan önce öldü. (h. 223) Bkz. Tabakat El-Hanabile, c 1, s. 295 - 404)

Gayri müslim ölülere sanduka yapmakla mezar kazmak arasındaki bu hüküm farklılığının sebebi şudur:

“Sanduka, tıpkı kilise gibi, onların batıl dinlerine özgü bir semboldür. Oysa normal bir mezar böyle değildir. O özü bakımından ne günah bir şeydir ve nede kâfirlerin dinî özelliklerindendir.”

Öte yandan Hilâl de İmam-ı Ahmed'in konumuzla ilgili görüşleri hakkında şunları söylüyor:

“Konumuz evini gayri müslimlere kiralayan ve satan kimse hakkındadır. Muruzî'ye dayanılarak bildirild iğine göre bir defasında Ebu Abdullah'a (Hanbelî'ye) bir müslümanın evini, orada dinine göre ibadet yapacak bir gayri müslime satıp satamayac ağını sordular. Ebu Abdullah bu soruya şu karşılığı verdi:

“O evde hristiyan mı oturup tapınma yapacak? Hayır, müslüman, evini içinde çan çalıp duvarlarına haç asacak kimselere satamaz. Müslüman evini kâfirlere satamaz.”

Öte yandan Ebu Haris'e dayanılarak bildirild iğine göre başka bir defasında İbn-i Abdullah'a bu konuda şöyle bir soru soruldu:

“Müslümanın biri evini satılığa çıkardı, bunu duyan bir hristiyan fazla fiyat teklif ederek kendisine cazip bir müşteri niteliği kazandırdı. Hristiyan olabileceği gibi yahudî ve mecusî olması da mümkün olan böyle bir müşteriye müslüman evini satabilir mi?”

(Ebu Haris; Benim kanımca bu şahıs Ahmed b. Muhammed El-Saiğ-Ebu El-Haris'tir. Ahmed b. Hanbel bu zatı bulunduğu meclisler de öne çeker ve ona ikramda bulunurdu, İmam'dan fıkıhla ilgili bir çok meseleler i nakletti. Bkz. a.g.e., c. 1, s. 74-75, Biy. No: 59)

İmamın bu soruya verdiği karşılık şudur:

“Hayır, müslümanın evini herhangi bir kâfire satmasını ve böylece evinde küfür işlenmesine zemin hazırlamasını onaylamıyorum. Böyle bir kimse evini bir müslümana satmalıdır.”

Fakat İbrahim b. Haris'e dayanılarak bildirild iğine göre bir gün Ebu Abdullah'a şöyle bir soru soruldu:

“Müslüman bir kimse evini oturmak üzere bir gayri müslime kiralıyor. Bu ev sahibi kiracısının evinde içki içeceğini ve diğer şirk gelenekle rine uyacağını bile bile evini kiraya veriyor. Bu konuda ne dersiniz? Ebu Abdullah (Hanbelî) bu soruyu şöyle cevaplandırıyor:

“İbn-i Avn, evini sırf gayri müslimlere kiralar ve niçin böyle yaptığını soranlara da böylece onları sıkıntı ve baskı altına aldığını söylerdi. Bu sözleri ile gayri müslimleri horlamak veya aşağılamak istediğini söylemiyordu. Söylemek istediği şey, bir müslümanı kiracı edinerek onu sıkmak, baskı altına almak istemediği idi. Bu düşüncesini açıklarken de:

“Müslüman bir kiracımdan gidip kira isterken onu sıkıntıya sokmuş, baskı altına almış olurum. Fakat eğer kiracım gayri müslim olursa bu iş bana daha kolay geliyor” diyordu.

(İbrahim b. El-Haris b. Mus'ab b. Ubâde b. Samit, İmam Ahmed'in hatın sayılır destanlarından ve on ikinci kuşak alimlerde n sayılır. Bkz. a.g.e., c. 1, s. 94, Biy. 92)

(İbn-i Avn , Abdullah b. Avn b. Ebt Avn b. Yezid El-Hilalî El-Harraz, El-Bağdâdî, güvenilir, ibadete düşkün birisidir . Onuncu kuşak ravilerde ndir. H. 232 yılında öldü. Müslim ve Nesâi ondan hadis naklettil er. Bkz. Takrib El-Tehzib, c. 1, s. 439, biy. No: 527. aynca bu alim İmam Ahmed'in çağdaşıdır. )

Benim anladığıma göre; Ebu Abdullah, İbn-i Avn'ın bu sözlerini beğenmekte, yerine getirmekt edir. Esrem'de onun bu cevabını aşağı yukarı ayni sözlerle nakletmek tedir. Gerek İbn-i Haris'in ve gerekse Esrem'in Ebu Abdullah'a atfettikl eri cevaplar aynı soru ile ilgilidir .

Öte yandan Muhanna bu konuda Ahmed İbn Hanbelî'den şu sözleri nakleder:

“Ahmed'e, müslüman bir kimsenin içinde zina işleneceğini bile bile evini bir mecusî'ye (ateşe tapana) kiralayıp kiralayam ayacağını sordum. Bana İbn-i Avn'ın müslümanlara ev kiralamayı doğru görmediğini, çünkü kira istemekle onları sıkıntıya sokmuş olacağını ve bu yüzden gayri müslimlere ev kiralamayı doğru gördüğünü anlatarak cevap verdi.”

Ebu Bekir Hilâl bu meselede diyor ki:

“Müslüman bir kimsenin gayri müslime ev kiralayıp kiralayam ayacağı hususunda Ahmed İbn Hanbelî'nin ne düşündüğünü nakleden herkes onun bu konuda Ebu Avn'ın ne yaptığını anlatmakl a yetindiğini, kendi görüşünü söylemediğini belirtiyo r. Onun, müslüman bir kimsenin evini bir gayri müslime satmasını şiddetle mekruh saydığını naklettik lerine göre, eğer ev kiralama konusunda kendi görüşünü belirtmiş olsa, şahsî kanaatime göre kiralamayı satış gibi sayardı.

Bu durumda Ahmed'in bazı intikal eden sözlerine göre müslüman bir kimse gayri müslime ev satamaz. Çünkü bu evde kâfirlik işlenecek, duvarlarına haç asılacak veya başka kötülükler yapılacaktır. Oysa bana göre gayri müslimlere ne ev satılabilir ve ne de kiralanab ilir. Çünkü ikisi de aynı kapıya çıkar.”

Bu arada bize anlatıldığına göre İshak b. Mansur'a bir defasında Ahmed İbn Hanbelî'ye, Evzaî'nin bir müslümanın hristiyan lara ait bir üzüm bağına bekçilik edip edemeyeceğini soranlara bunu mekruh saydığını belirtere k cevap verdiğini anlatınca Ahmed İbn Hanbelî, Evzaî'nin bu fetvası hakkında şunları söyledi:

“Ne güzel cevap vermiş. Çünkü bu üzüm bağı alkollü içkinin kaynağıdır. Yalnız eğer bu bağa bekçi olması istenen müslüman bağda yetişecek üzümlerin alkollü içkiden başka bir maksat için kullanılacağını kesinlikl e biliyorsa o zaman bu bağın bekçisi olmasında hiç bir sakınca yoktur.”

Ebu Nadr Acelî'nin bildirdiğine göre de:

“Ahmed İbn Hanbelî müslüman bir hamalın hristiyan lara alkollü içki, domuz ve ölü hayvan eti taşımasını mekruh saydığını, fakat yaptığı iş mekruh olmakla birlikte böyle bir hamalın ücret almasının hakkı olduğunu ve eğer bu maddeler bir müslüman için taşınırsa bunları taşımanın daha ağır bir kerahet olduğunu belirtmiştir.”

(İsmail b. Abdullah b. Meymun b. Abdullah Umeyd Ebun-Nadr El-Acelî (esasta muruzlu) İmam Ahmed'ten fıkıhla ilgili bir çok önemli mesele nakletti. H. 270 yılında 84 yaşında öldü Tabakat El-Hanabile, c. 1, s. 105,115)

Okuduğumuz bu belgeleri özetleyecek olursak:

Ahmed İbn Hanbelî bir müslümanın evini kâfire satmasını yasak sayıyor. Fakat bu yasak, bu işten kaçınmayı teşvik edici mi, yoksa böyle bir işlemi haram sayıcı bir yasaklama mıdır, meselesi imamın arkadaşları arasında tartışma konusudur .

Şerif Ebu Ali b. Ebu Musa'ya göre:

Ahmed İbn Hanbelî, bir müslümanın gayri müslime ev satmasını, satılan bu evde Allah'a küfredileceği ve haramların mubah sayılacağı gerekçesi ile, mekruh kabul ediyor. Fakat eğer böyle bir satış yapılmış ise işlemi geçersiz saymıyor. Ebu Hasan Amidî de İmam'ın sadece satış yapmayı normal anlamda mekruh kabul ettiğini ileri sürüyor.

(El-Şerif Muhammed b. Ahmed b. Ebi Musa El-Haşimî El-Kadî, Ebu Alî 345 yılında doğdu. Çağının ve Hanbelî Ekolünün ünlü alimlerin dendir. Eserleri El-İrşad Filmezheb, Şerh Kitap El-Harkî, Kadirbill ah'ın saltanatı sırasında kadılığa tayin oldu. 428 yılında öldü. Bkz. Tabakat El-Hanabile c. 2, s. 182-186, biy. No: 652)

Oysa Ebu Bekir Hilâl ile Kadı'nın konu ile ilgili sözlerinden Ahmed İbn Hanbelî'nin böyle bir satışı haram saydığı sonucu çıkıyor. Ebu Bekir Hilâl'in mesele ile ilgili sözlerini yukarda okuduk. Kadı'nın söyledikleri de şöyledir:

“Bir müslümanın evini, burayı ateşgede (ateşe tapanların tapınağı) veya kilise olarak kullanmak isteyenle re kiralaması veya orada alkollü içki satacak olan bir müşteriye satması caiz değildir. Mal sahibinin gayri menkulü satarken orada alkollü içki satılmamasını şart koşması veya koşmamış olması önemli değildir, orada içki satılacağını eğer biliyorsa bu hüküm değişmez.

Çünkü Ebu Haris'in bildirdiğine göre Ahmed İbn Hanbelin bir müslümanın içinde küfür işleyecek olan bir kâfire ev satmasını caiz görmediğini, böyle bir kimsenin evini müslümana satmasını tercih ettiğini belirtiyo r.

Ebu Bekir de bu mesele ile ilgili olarak kiraya vermek ile satmak arasında fark olmadığını, buna göre Ahmed İbn Hanbelî'nin satışı caiz saydığı takdirde kiraya vermeyi de caiz sayması gerektiği gibi, eğer satışı yasak görüyorsa kiraya vermeyi de yasak sayması gerektiğini söylüyor.

Yine Ahmed İbn Hanbelî, hristiyan ların kiliseler i için vakfettik leri gayri menkuller i müslümanların kiralayam ayacağını, çünkü böyle bir işlemin hristiyan ların tutum ve inançlarını desteklem ek anlamına geleceğini söylüyor. İmam-ı Şafiî'nin bu meseledek i görüşü de aynıdır.

Görüldüğü gibi Kadı Ebu Bekir, bir müslümanın içinde içki satacağını bildiği bir gayri müslime, evini veya dükkânını satmasını haram sayıyor. Böyle derken İmam-ı Ahmed'den nakledile n kâfire ev satılamayacağı ve kilise vakıflarının kiralanam ayacağı şeklindeki sözleri delil olarak gösteriyor. Bundan da anlaşılıyor ki, bu iki durumdaki yasaklama ona göre haram sayıcı (tahrimî) bir yasaklama dır.

Kadı bu konudaki sözlerinin bir yerinde şöyle diyor:

“Eğer biri ortaya çıkar da -İmam-ı Ahmed, kâfirlerin içinde kötülük işleyeceklerini bile bile müslümanların gayri menkuller ini kiralayab ilecekler ini caiz saymadı mı?- derse kendisine şöyle cevap verilir:

“Ahmed'in bu mesele ile ilgili olarak bize ulaşan sözü, ona İbn-i Avn'ın kiraya verme konusunda ki sözleri anlatılınca bu sözleri beğendiğidir.”

Bu sözlerinden de Kadının gayri müslümlere ev ve dükkân kiralamayı caiz görmediği açıkça anlaşılır. Ayrıca O:

“Eğer Ahmed satışı caiz görüyorsa kiralamayı da caiz görmesi ve eğer satışı yasaklıyorsa kiralamayı da yasaklama sı gerekir.” diyerek bu konudaki görüşünü kesin bir şekilde belirtmiş oluyor.

Ahmed İbn Hanbelî'nin gayri müslimlere ev veya dükkân satma konusunda ki sözleri iki türlü yoruma elverişlidir.

- Eğer İbn-i Haris'e söylediği:

“Eğer müslüman gayri menkulünü başka bir müslümana satarsa daha hoşuma gider” şeklindeki sözlerine bakacak olursak onun bu satışı kaçınılması teşvik edilecek (tenzihi) bir üslûpla yasakladığı sonucunu çıkarırız.

- Buna karşılık Muruzî'nin naklettiği sözlerinde bu işi çok önemli sayarak “kâfirlere gayri menkul satılamaz” şeklinde konuştuğuna ve konu üzerinde ısrarla duruşuna bakacak olursak İmam'ın bu satışı haram saydığı sonucuna varırız.

Kâfirlere gayri menkul kiralama meselesin e gelince:

İmam Ahmed'in bütün arkadaşları kiraya vermekle satışı aynı saymışlardır. İmam'ın kendi görüşüne gelince bu konuda İbn-i Avn'den naklettiği söz kendi sözü değildir. Ayrıca o, İbn-i Avn'ın davranışını adamın iyi niyetinde n dolayı beğenmiş de olabilir.

Denebilir ki, onun bu sözlerinden normal bir yorumla kâfirlere yer kiralamayı caiz gördüğü anlaşılır. Çünkü onun bir davranışı beğenmesi bunu caiz saydığına delil olduğu gibi, kendisine sorulan soruya cevap verirken sadece adamın davranışını anlatmakl a yetinmiş olması, kendi görüşünün bu yolda olduğunu gösterir.

Kiraya vermekle satmak arasında bu bakımdan şöyle bir fark vardır:

Kiraya vermekte, kâfirlere destek sağlama sakıncası yanında bir yararıda var ki, o da kira istemenin doğuracağı sıkıntıyı müslümandan uzak tutarak kâfiri bu yükün altına sokmaktır. “Bu durum cizye almak karşılığında kâfirlere din serbestliği tanımaya benzer.”

Cizye almak, bir dereceye kadar kâfirlerin inançlarını onaylamak anlamına geliyorsa da taşıdığı yararlar yüzünden caiz görülmüştür. Yine aynı yaklaşımla genel olarak kâfirlerle barış antlaşması caiz sayılmıştır.

Gayri menkul satışında ise böyle bir yarar yoktur. Bu yaklaşım tarzı kafirlere gayri menkul satımı mekruh kabul edip haram saymayan ve kiralamad aki mekruhluk sakıncasının bu işlemin taşıdığı bariz yarar karşısında yok olacağını söyleyen İbn-i Ebu Musa ve onun gibi düşünenlerin görüşlerinde gayet açık şekilde görülebilir. Buna göre bu konuda dört farklı görüş ortaya çıkıyor.


 
Üst Ana Sayfa Alt