Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Kalbe Gelen Vesveseler İmanın Zayıflığından mıdır?

A Çevrimdışı

AbuAliturki

Üye
İslam-TR Üyesi
Esselamualeykum, günah işleme konusunda demiyorumda imani meseleler hakkında gelen vesveseler hakkında bir sorum olcaktı inş. duyduğum bir kıssada. imani konuda(Ahiretin varlığı, Kıyamet, Cennet Cehennem) hakkında bazı sahabe efendilerimize şeytan vesvese veriyor. Ve o sahabeler Hz.peygambere anlatıyolar oda vesvese halis imandır buyuruyor(Allahu Alem). bu hadis sahihmidir?

Yani imani konuda gelen vesveseler, akla gelen düşünceler imana zarar verirmi? İmanın halisliğinden dolayımı yoksa zayıflığından dolayımı bu tarz vesveseler olur?
Cevaplarınız için Allah razı olsun...

 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Aleykum selam we rahmetullah;
30168
Kişinin kalbine / aklına gelen kötü düşünceler /vesveseler şeytandan olup; kişi bu tür duygu ve düşünceleri fark ettiği zaman hemen bundan (şeytandan) Allaha sığınarak düşünceyi terk etmelidir.

(...) Bana Zuheyr b. Harb ile Abd b. Humeyd toptan Ya'kub'dan rivayet ettiler. Zuheyr dedi ki: Bize Ya'kub b. İbrahim rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbni Şihab'ın kardeşi oğlu (Ebû Abdillâh Muhammed b. Abdillâh b. Muslim b. Ubeydillâh ez-Zuhrî-el-Kuraşi), amcasından rivayet etti. Dedi ki: Bana Urvetu'bnu'z-Zubeyr haber verdi ki, Ebu Hurayra şunları söylemiş:
Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şeytan sizden birinize gelerek: 'filân ve filân şeyi kim yarattı?' der. En sonunda ona: Rabb'ini kim yarattı? der. İş bu dereceye varınca o kimse hemen Allah'a sığınsın ve (düşünceden) vazgeçsin» buyurdular.
(Muslim, İman, Bab 60, Hadis no : 214)

Bu durumda bu tür vesveselerin imana bir zararı olmaz.

Bize Zubeyr b. Harb rivayet etti. (Dedi ki): Bize Cerir (Cerir b. Abdillâh b. Cerir), Suheyl' (Suheyl b. Ebû Salih)'den, o da Babasından, o da Ebu Hurayra'dan naklen rivayet etti. Ebu Hurayra şöyle demiş: Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabından bazı kimseler gelerek ona şunu sordular:
Gönüllerimizden öyle şeyler geçiyor ki, her hangi birimiz onları söylemeyi bile büyük (bir suç) sayıyoruz.
Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Hakikaten böyle bir şey hissettiniz mi?» diye sordu.
Ashab: Evet, dediler.
Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «İşte açık açık imân budur.» buyurdular.
(Muslim, İman, Bab 60, Hadis no : 209 - (132)

Bize Yusuf b. Yakub es-Saffâr rivayet etti. (Dedi ki): Bana Aliyy'u'bnu Assam (Ebu'l-Hasen Aliyyu'bnu Assam b. AIiyyul-Âmirî), Suayr b. Hıms'dan (Ebû Mâlik Suayr b. Hıms et-Temimî) , o da Mugire'den (Muğire'tutmu Miksem), o da İbrahim'den (İbrâhim Nahaî), o da Alkame'den (Alkamet'ulmu Kays b. Ahdillâh) , o da Abdullah'dan (Abdullah b. Mes'ud) naklen rivayet etti.
Abdullah şöyle demiş: Peygamber (Sallallahu Aleyhi, ve Sellem)'e vesvese soruldu.
«O mahz-ı imândır.» buyurdular.
(Muslim, İman, Bab 60, Hadis no : 211 - (133)

Bize Harun b. Ma'ruf (Ebû Alî Hânın b. Ma'ruf) ile Muhammed b. Abbâd rivayet ettiler. Lâfız Harun'undur. Dediler ki: Bize Sufyân, Hişâm'dan (Hişam bin Urve) o da Babasından, o da Ebu Hurayra'den naklen rivayet eti.
Ebu Hurayra şöyle demiş:
Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «İnsanlar bir birlerine suâl sormakta devam edecekler. Hattâ şu da söylenecek: Mahlûkaatı Allah yarattı, Ya Allah'ı kîm yarattı? İşte kim bu nevi'den bir şeye rastlarsa hemen: "Ben Allah'a imân ettim", desin!»
(Muslim, İman, Bab 60, Hadis no : 214)

Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «İşte açık açık imân budur.» İkincide: «O, mahz-ı imândır.» buyurmuştur.
Bunun manası: Gönlünüzden geçen vesveseleri, hatta onları anmayı büyük bir curm saymanız imanın ta kendisidir. Çünkü bunlara inanmak şöyle dursun, ondan büyük suç sayarak korkmak ve söylemekten bile çekinmek, iman-ı kâmilden ileri gelir. Böyle bir imân asla şek şubhe götürmez demektir.
Vesvese sorulduğu vakit, Rasulu Ekram (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in : «O, mahz-ı imândır.» buyurmuş olması: «Vesvese mahz-ı imândır.» manasına alınmamalıdır. Zira vesvese şeytandan ve onun mekrindendir. Binaenaleyh o asla imân olamaz. İmân, onun çirkin bir şey olduğunu anlayarak ondan nefret etmektir. Zâten Nevevî'nin beyanına göre bu ikinci rivayet birincinin kısaltılmışıdır. Bu sebeble İmam Muslim, evvelâ ashabın vesveseyi ağıza alınması bile büyük kabahat saydıklarını sarahaten gösteren rivayeti zikretmiş; arkasından bunu getirmiştir.

Ulemâ-i kiram bu babda şunları söylemişlerdir:
«Şeytan ancak aldatamadığı kimselere vesvese verir; ve bu yoldan onların temiz imânlarını kederlemeye çalışır; kâfire ise; istediği gibi gelir; dilediğini yaptırır. Onun hakkında yalnız vesvese yolu ile harekete lüzum yoktur.»
Aliyyu'l Kaarî: "Boş eve hırsız giremez." demiştir.

Şu halde vesvesenin sebebi mahz-ı imândır. Yahud vesvese, imânın alâmeti olmuş olur. Kaadi Iyaz bu kavli ihtiyar etmiştir.

Hadisin üçüncü rivayetinde: İnsanların bir birlerine suâl sormakta devam edecekleri, ve bu suâlleri tâ, Allah'ı kim yarattı? diyecek kadar ileri götürecekleri; böyle bir vaziyet karşısında: «Allah'a imân ettim» demek lâzım geleceği bildiriliyor. Ondan sonraki rivayetlerde ise haddi zâtında bu suâlleri sorduranın şeytan olduğu tasrih buyurulduktan sonra iş: «Allah'ı kim yarattı?» suâline geldi mi artık ondan Allah'a sığınmak ve o vesveseyi derhal terk etmek emrolunuyor.
İstiazeden murad: «eûzu» çekmektir.

Hadisi şerif:
«Eğer şeytan tarafından sana bir dürtme (ifsâd) vakî olursa hemen Allah'a sığın!...» (Â'raf 200) âyeti kerimesinden mulhemdir.
Şeytanın vesvesesine râm olarak o vadide düşünmeye devam etmek vesvesenin daha da artmasına sebeb olur. Binaenaleyh onu hemen terk ederek, şerrinden Allah'a sığınmak gerekir. Çünkü aslı astarı olmayan arızî bir şeyi defetmek için delile hacet yoktur. Allah Zulcelâl hakkında vesvese illetine mubtelâ olanlara Fahr-ı kâinat (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) efendimiz ne güzel deva tavsiye buyurmuşlardır: «Allah'a imân ettim deyiversin!...»

Buhâri şerhlerinden «Fethu'l-Bârî» de Hattâbi'den naklen şöyle denilmektedir: «Bu hadisin vechi şudur ki: Şeytan bu vesveseyi verir de o kimse de ondan Allah'a sığınır ve vesvesesinde devamdan vaz geçerse vesvese mundefi olur. Ama vesveseyi veren insan olursa onu susturmak hüccet ve delille mümkün olur. Bunların farkı şudur:
İnsanla konuşmak suâl cevab tarzında olur. Onun hali mahsurdur. Usulune riâyet ederek konuşur; ve delil bulursa muhatabı susar. Fakat şeytanın vesvesesinin bir sonu yoktur. O bir huccetle ilzam olundu mu. başkasına kayar. Nihayet-neûzu billâh- insanı şaşkına çevirir. Bununla beraber şeytanın: «Rabbini kim yarattı?» sözü de saçmadır. Bu sözün sonu evvelini nakzetmektedir. Zira yaratanın yaratılmış olması muhaldir. Bu suâl yerinde bile olmuş olsa teselsulu icâbedeceği için yine muhaldir. Akıl, hadis olan şeylerin bir muhdise muhtaç olduğunu isbat etmiştir. Allah muhdise muhtaç olsa o da hadis yani sonradan vücuda gelen şeylerden olurdu.»
Lâkin İmam Nevevî hadisin üçüncü rivayetinde : «İnsanlar bir birlerine sormakta devam edecekler » buyurulduğunu ileri sürerek şeytanın vesvesesiye insanın verdiği vesvese arasında hiç fark olmadığım söylemiştir.

Ebu Hurayra 'nın kendisine suâl soran kimselere cevab vermemesi ya cevaba değmediği için yahud bu babta söz söylemek Allah'ın zatı ve sıfatları hakkında söz etmek gibi olduğundandır.

Mazîri diyor ki: «Hatıra gelen şeyler iki kısımdır. Bunların kalbe yerleşmeyenleri hemen terketmekle mûndel'i olur. Bu hadis te bu manayadır. Bunlara vesvese denir. Şubheden doğan ve kalbe yerleşen düşüncelere gelince bunlar ancak nazar ve istidlal yoluyla defedilir.

Tîybî de şunları söylemiştir. Vesveseden Allah'a sığınarak başka şeyle meşgul olmanın emir buyrulması ve o vesveseyi gidermek için düşünmek, huccet bulmak emrolunmaması Allah Teâlâ'nm yaradana ihtiyacı olmadığı bir zarure malum olduğundandır. Bu mesele munazara ve munakaşa kabul etmez. Çünkü bu babta düşünceye dalmak insanın ancak şaşkınlığını arttırır. Bu halde bulunan bir kimsenin Allah'a sığınmaktan başka ilâcı yoktur.

Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in «Düşünceden vaz geçsin» emri üzerine Kaadi Iyaz şunları söylemiştir :
«Düşünmekten vazgeçsin de başına gelen vesveseyi defetmek için Allah Zulcelâl'e iltica eylesin. Allah-u Teâlâ'dan önce kimin bulunduğuna, A11ah'a vacib ve mustahil olan şeylere burnunu sokmasın. Çünkü bunlar aklın eremiyeceği şeylerdir.

Hasılı insan şeytanın vesvesesini ancak ona kulak asmamak ve ondan yüz çevirmekle defedebilir. Çünkü bu babta munakaşa ve muhakeme vesvesenin yerleşmesine sebeb olur. Hadis-i şerif:

1 - İşine girmeyen luzumsuz şeyleri sormanın mezmum olduğuna işarettir.
2 - Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ileride olacak şeyleri haber vermiş ve söyledikleri aynen vaki olmuştur. Binaenaleyh bu hadis onun hak peygamber olduğuna delâlet eden mucizelerinden biridir.
3 - Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu hadisde işaret buyurduğu istidlal yolu evveli bulunmayan şeyler hakkında mulhidlerin tecviz ettiği munakaşayı red hususunda kelâm ulemasının büyük bir kaidesidir. Çünkü bir şey mutlaka başka bir şeyden meydana gelir iddiası ile girişilen bir munakaşa nihayetsiz olarak teselsul eder gider. Bu ise batıldır.

Vesveseden Nasıl Kurtulunur?
Prof. Dr. Şeyh Suleymân er-Ruhaylî

İlgili Konular :

Vesvese ve Çaresi


Akıldan (Kalbinden - İçinden) Geçirildiği Halde Yapılmayan Kötü İşlerden Dolayı Sorumluluk Var mıdır?

Aşırı Şubhecilik Vesveselerinden Nasıl Kurtulabilirim?
 
Üst Ana Sayfa Alt