Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale KAMİL İMAN SAHİBİ OLMAK MÜMKÜN!!!

F Çevrimdışı

foton12

Üye
İslam-TR Üyesi
Allah, Kuran'ı insanlara yol gösterici olarak indirmiştir. Kuran ahlakının tam anlamıyla yaşanması ancak ayetlerin hepsinin birden uygulanması ile mümkündür.


Bu önemli gerçeğin farkına varamayan kimi insanlar, Kuran'ın bazı hükümlerini yerine getirmeye özen gösterirken, bazı hükümlerine gereken önemi vermezler. Söz gelimi bazı ibadetleri titizlikle yerine getirirken, Allah'ın Kuran'da tüm detaylarını verdiği güzel ahlakı yaşamaya aynı derecede özen göstermezler.


"Ben zaten Allah'a inanıyorum" demenin yeterli olacağını zannederler. Oysa Allah Kuran'da, "İnsanlar, 'iman ettik' diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?" (Ankebut Suresi, 2) ayetiyle insanları bu konuda uyarmıştır. Bu ayetten anlaşılmaktadır ki, bir insan, "ben iman ettim" dedikten sonraki hayatında, gerçekten Allah'ı razı etmek için yaşadığını, O'nun hoşgördüğü ahlakı uyguladığını fiili olarak da göstermelidir. Karşısına çıkan her türlü durumda Allah'ın hoşnut olacağı güzel ahlakı yaşamalı, aksi bir tavır sergilemekten de şiddetle kaçınmalıdır. İşte gerçek dindar olmanın yolu budur. Kişinin samimiyeti, Allah'ın güzel gördüğü ahlakı yaşama konusundaki çabasıyla ölçülür.


Bu konuda, halk arasında oldukça yaygın olan bir yanlış anlayış vardır. Pek çok insan, güzel ahlak ve takvanın ancak peygamberler, sahabeler gibi Kuran'da örnek gösterilen üstün kişiler tarafından yaşanabileceğine inanır. Oysa Allah bu insanların örneklerini, diğer insanların da aynı tavır ve davranışları göstermeleri, aynı ahlakı sergilemeleri için vermiş ve tüm insanları Kuran'da bildirilen hükümlere uymaya, İslam ahlakını eksiksiz olarak yaşamaya davet etmiştir.


İnsan, vicdanının sesini dinleyip, samimiyetten taviz vermediğinde, Kuran ahlakını aynen Kuran'da örnek gösterilen salih müminler gibi en güzel şekliyle yaşayabilir.


Allah bir ayette şöyle bildirir:


Sonra Kitab'ı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi orta bir yoldadır, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda yarışır öne geçer. İşte bu, büyük fazlın kendisidir. (Fatır Suresi, 32)


Ayette açıklandığı gibi, kimi insanlar Allah'ın çağırdığı doğru yola uymayıp zarara uğrarlar ancak kimileri de yarışıp öne geçer ve kurtuluşa erenlerden olmayı umabilir. Kuvvetli imana sahip her mümin gücünün yettiği en üstün ahlak seviyesine ulaşmaya çalışır. Çünkü Allah'ın sevgisini ve hoşnutluğunu ancak bu şekilde kazanabileceğini bilir ki onun asıl varoluş amacı da budur. Rabbimizi hakkıyla takdir edip, O'nun sevgisini, rızasını ve cennetini kazanabilmek...


Her insan üstün bir ahlakı hedeflemekle ve buna gayret etmekle sorumludur. Bu konuda insanların önüne herhangi bir sınır konmamıştır. Allah'a gönülden iman eden, O'na samimiyetle yakınlaşmaya çalışan her mümin bu ahlakı kazanabilir ve "imani olgunluğa" erişebilir.


Allah'a yönelip dönmenin, daima Allah'ın rızasını ve dostluğunu kazanmaya çalışmanın ve kayıtsız şartsız güzel bir ahlak sergilemenin sonucunda oluşan "imani olgunluğu", diğer bir deyişle "kamil iman"ı tanımlamak, dine samimiyetle sarılan her insanın bu üstün ahlakı yaşamasına vesile olmaktır.


Yine derin bir Allah korkusuna sahip olunduğunda ve samimiyetle yaklaşıldıktan sonra, "peygamber ahlakı"na ulaşabilmenin önünde hiçbir engel olmadığını bildirmektir. Daha da önemlisi Allah katında kabul gören davranış biçiminin ahiret için "ciddi" bir çaba harcamak olduğunu vurgulamaktır. Allah bu konuyla ilgili olarak bir ayette şöyle buyurmaktadır:


Kim de ahireti ister ve bir mümin olarak ciddi bir çaba göstererek ona çalışırsa, işte böylelerinin çabası şükre şayandır. (İsra Suresi, 19)

 
B Çevrimdışı

bilinmez

Üye
İslam-TR Üyesi
kamil iman tavandan ,tabana kadar herkesimin yapabileceği ve yapmakla mükellef olduğu bir rabbani eylemdir.buda Rabbim Rahnanın biz hiç kimseden veremiyeceğini istememişiz hitabında açık tır.yalnız peygamber ve insanlığa örnek bir şahsiyet olmak için ise takva yani istemenin en mükemmelliğini (azimet) le yaşamakla mümkün olacağını cihad ayetlerindede bahsedilen oturanla ,savaşanın bir olmadığı vurgularında görülür ama hiç kimsenin kaldıramıyacağı yükü yüklememişiz ayetindede insanlar arasında herkesin kaldıracağı yükün farklı olabileceği anlaşılıyor.ve örneğin kimi müslüman cihada katıla bilme gücü varken ve sorumluluk olarak cihadla(katıl) mükellefken kiminin ise o ara geride kalanlarla ilgilenmek gibi mükellefliği olur sonuçta islam sadece bir kısım farzlardan oluşan nazariyeler topluluğu değil ayrıca yerinde ,zamanında ve zemininde yapılması gerekeni gücü nisbetince Rabbani eylemleri yapmakla mümkün olunabilecek bir yakinen iman mükellefiyetidir
 
Üst Ana Sayfa Alt